Ana içeriğe atla

KÜRT ULUSAL HAREKETIN DÖRDÜNCÜ EVRESI VE ULUSALARARASI GELISMELER

    Kürt ulusal hereketi tarihinde ilk defa uluslararası gündemi yakaladı. Kürt hareketi tarihinde ilk defa dünyadaki hakim egilimi ve gelişmeleri doğru tespit ederek politika belirledi ve dünyanın gündemine girdi ve uluslarıarası gelişmelerin bir parçası olmayı başardı.KÜRT ULUSAL HAREKETİNİN DÖRDÜNCÜ EVRESİ VE ULUSLARARASI GELİŞMELER. ŞEREF LAŞER Kürt ulusal hereketi tarihinde ilk defa uluslararası gündemi yakaladı. Kürt hareketi tarihinde ilk defa dünyadaki hakim egilimi ve gelişmeleri doğru tespit ederek politika belirledi ve dünyanın gündemine girdi ve uluslarıarası gelişmelerin bir parçası olmayı başardı.Ulusal hareketin tarihine baktığımız zaman, Kürt ulusal hareketi dünyadaki gelişmeleri hep 40 -50 yıl geride izlediğini ve bir türlü dünyadaki gelişmeleleri yakalayamadığını hep geride takip ettiğini görürüz.Ulusal hareketin başlangıcı 1789 Fransız devrimi ile başlar.Bu dönemdeki ulusal hareketlerin temel özellikleri Feodal hakimiyete karşı burjuvazinin mücadelesidir ve özgürlük eşitlik ve kardeşlik şiarı ile ortaya çıkmıştır. Ulusal hareketlerin ikinci dönemi, 19. yy ortalarında başlar ve ulusal hareketlerin artık Batı Avrupayı aştığı, doğu Avrupada çok uluslu devletlerin ortaya çıktığı, ve batı Avrupa uluslarının dünyayı sömürgeleştirmeye başladığı dönemdir. Kürt toplumu bu dönemde burjuva fikirler ve ulusal duygularla tanışmıştır. Fransız ordusunun Napolyon komutasında Mısırı işgal etmesi, Yunanlıların Ulusal devletini kurması, Batı Avrupa burjuvazisinin Avusturya-Macaristan , rus ve osmanlı mutlakiyetçiliğine karşı savaş açmasının etkileri çok kısa bir süre içinde Kürt toplumu içinde yankısını bulur ve ulusal duygu ve düşüncesi gelişmeye başlar. Bedirxan hareketi, uluslararası bu gelişmelerin bir sonucudur ve zayıfda olsa , Avrupa daki modern ulus kavramına denk düşmesede de ulusal yönü olan bir harekettir. Ancak Kürt toplumunda esas ve hakim egilim eski egilimdir ve yeni olan burjuva ve uluslaşmaya karşı duruştur. Nitekim Osmanlı şehhüslamın yayınladığı bir fetva Kürtleri Mısır valisi M.Ali Paşa ya karşı seferber etmiştir. Burjuvazinin pozetif bilimciliğine karşı dinsel ögeleri öne çıkaran Fetva, “ bunlar herkesin eşit olduğunu ve eşit doğduğunu, özgür olduğunu ve kardeş olduğunu iddia eden, şeytanının atına binmiş fitne denizine dalmış münafıklardır” diyerek müslümanları savaşa çağırmıştır. Kürtler bu çağrıya büyük destek vermiştir. Ulusal hareket bu dönemde kürdistan da bir kaç aydının çabası ili sınırlı kalmıştır. Oysa bu dönemde gerek Araplarda gerek Ermenilerde ulusal duygular hızla gelişiyor ve ulusal örgütler etrafında örgütleniyorlar. Türklerde yeni osmanlılar ve daha sonra genç türkler şeklinde ulusal hareketlerini geliştiriyorlar.Ulusal hareketlerin üçünca dönem SSCB nin ortaya çıkışıyla başlar ve bu dönemin temel özellikleri, sümürgeliştirilmiş dünyanın yeni uyanışları ve sömürge ulusların kurtuluş hareketlerini SSCB nin destegile gelişmeleridir. 1916 da dünyada 16 devlet vardı, dünyanın geri kalan ulusları ve halkları sömürgeleştirilmişti. 1920 den sonra SSCB kuruluşu emperyalist sisteme büyük bir darbe vurdu ve sömügeleştirilen uluslara büyük bir destek sagladı ve dünyanın her yerinde ulusal hareketler hızla gelişmeye başladır.Bugün dünyada 306 devlet vardır bu devletler ulusal hareketin üçüncü döneminde ,yani 1917-1990 yılları arasında kurulmuşlardır. Bu dönemin temel özelliği, ulusal hareketlerin ya sosyalist kimlikle yada sosyalizmin mütekfiki olarak sömürgecilere karşı savaşmalarıdır ve temel özellik anti emperyalist nitelik taşımasıdır. Lenin ve Stalinin tezlerinin aksine bu ulusal hareketler demokratik değillerdi ve bugün de bu ulusal hareketlerin kurdukları devletlerin demokratik olmadıkları çok rahatlıkla görülmektedir. Anti emperyalist olmak iddia edildiği gibi otomatikman demokratik olmayı gerektirmiyor. Ücüncü dönemde kürt ulusal hareketeki büyük zikzaklar çizdi ve hızla gelişmesine rağmen sonuç alamadı.Bundan kürt ulusal hareketlerinin zaafları da vardı ve dünyanın gelişen güçlenen değerlerini ve gündemini yine yakalamama sözkonusudur. Dünyada hemen hemen bütün ulusal hareketler sosyalist kimlikle ve SSCB mütefiki olarak ortaya çıkarken kürt hareketi ikinci dönemin özellerini hala taşıyor ve klasik burjuva düşüncelerle türk arap ve fars sömürgecilerine karşı konumlamaya çalışıyordu. Araplar, Türkler, ve Farslar daha modern bir ulusal kimlikle ortaya çıkmış ve SSCB desteğini almışlardı. Kemalist hareket SSCB mütefiki idi ve kürtlerin önünü tıkamıştı. Bu konuda SSCB hatalarında da bahsedilebilir, ama sonuç olarak kürtlerin Ermeni ulusal hareketine karşı tavrı ve ulusal hareketi kürt toplumunun eğemen kesiminin tekeline bırakması, tarihsel ivmeyi yakalama sanslarını yok ediyordu. Kuzey Kürdsitandaki ayaklanmalar, Güney Kürdistanda ingiliz işgalciliğine daha sonra Arap sömürgecilerine karşı savaşlar, Doğu Kürdistanda KDP önderlikli ayaklanmalar, haklı ve desteklenmesi gereken ulusal hareketler olmasına rağmen, dünyadaki gelişmelerin dışına düşdükleri için layık olduğu uluslararası desteği alamadılar ve yenilgi ile sonuçlandılar. Kürt hareketinin sosyalist kimlikle ortaya çıktığı zamanda artık uluslararası sosyalist sistemin çöktügü dönemdi. Üçüncü dönemdeki ulusal kurtuluş savaşlarından, Viyetnam savaşasını sonuncusu olarak kabul edersek, denilebilir ki, Sosyalist içerikli ulusal hareketlerin bittiği dönemde Kürt ulusal hareketi sosyalist temelde yükselmeye başladı, ama artık çok geç. Sosyalist sistem çökmeye başlamıştı. Ve ulusal hareketin dördüncü evresi başlamıştı ama Kürtler hala ücüncü döneme uygun bir perspektiv geliştiriyorlardı. 1920 de yapmaları gereken şeyi 1975 ten sonra yapmaya çalıştılar. Bunun sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal nedenleri üzerinde durulmaya değer.Ulusal hareketin dördüncü evresi sosyalist sistemin çökmesi, iki kutuplu dünyanın yerini tek kutuplu dünyaya bırakması ve dünyanın kapitalist çıkarlar doğrultusunda yeniden örgütlendirilmesi dönemidir ve ulusal hareketlerin bu dönemde ki temel özellikleri, globalleşen ekonominin, kültürün, siyasetin içinde yerelliğini yitirmeden evrensel değerler üzerinde yapılanmasıdır. Bu dönemin hakim değerleri, ve özellikleri, toplumsal çıkarlar yerine kişinin hak ve özgürlüklerini korumak, kapitalist sınırlar içinde demokratik değerleri korumak, ücüncü dünya ülkeleri olarak adlandırılan ülkeleri dünya kapitalist sistemine entegre etmek ve pazarlarını açmak. Bu dönemin hakim güçleri, dünya kapitalist sistemin başında olan, AB, ABD, G8 olarak adlandırılan devletlerdir ve bunlar kendi değerlerini, eski somürgeleri olan bugünün bağımsız devletleri kendi pazarlarını,siyasi eğemenliklerini korumak için diktatörlükler kurmuş olan yönetimlere dayatmaktadırlar. . dünyanın eski ikili yapısını tekleştirme de diyebiliriz buna.Kürt ulusal hareketi işte bu dönemde uluslararası gelişmeleri yakalayabildi ve gündemin dışına düşmedi. Eskiden beri Sosyalist sistemin bir parçası olmıyan veya olamıyan Kürt hareketleri bu yeni gelişmelere daha rahat ayak uydurabildiler. Bu tespit özellikle Güney ve doğu kürdistan için söylenebilinir. Güney Kürdistanda ulusal hareket dünya kapitalist sistemi içinde ulusal sorunu çözümünü ele aldı ve ulusal kurumları günümüzün geçerli değerleri üzerine inşa etmeye başladı. Tarihin bu kesitinde geçerli ve hakim değerler, kuru milliyetçilik değildir, aksine ulusal, yerel değerlerle uluslararası degerlerin, çıkarların bir sentezini oluşturmak, yakalamaktır. Güneyliler bunu başardı. Kuru milliyetçilik, globalleşen dünyadaki gelişmelerin dışına düşmek anlamına gelir. Milliyetçilik, ulusal hareketin birinci ve ikinci döneminin temel sloganıydı, ulusal hareketin ikinci döneminin sloganı sosyalizm, dördüncü dönemin sloganı ise demokrasi ve insan haklarıdır.Güney Kürdistanda ulusal hareketin başardığı dönüşümü Kuzey kürdistan hareketleri başaramadı. Kuzey Kürdistanda bugün var olan siyasal partiler, sosyalist ulusal hareketlerin bittigi ve sosyalist sistemin çökmeye başladığı bir dönemde ortaya çıktılar ve kendilerini günümüzün koşullarına uyarlıyamadılar.Halla eski dönemin, yani ücüncü dönemin özelliklerini taşıyorlar ve o kimliklerini değiştirmeleri de oldukça zordur. Hepsi değişimden ve yeni politikalardan bahsediyorlar ama hiçbiri de köklü bir dönüşümü ve günümüzün koşullarına uygun , evrensel değerler üzerine yeniden yapılanmayı başaramadı. Bırakalım dönüşümü, günümüzü doğru dürüst tahlil edemediler ve anlıyamadılar. Her zaman olduğu gibi yine tarihsel gelişimin dışında seyrediyorlar. 1920 yapılması gerekeni biz 1975 lerde 90 larda 2000 yıllarında yapmaya kalkarsak tarihsel gelişimin dışına düşeriz.Kuzey Kürdistanlı siyasi kadroların düşünce ve davranışlarını politikalarını belirliyen eski dünyaları sosyalist sistem çöktü, yerine yeni dünya kurmaları yeni politikaları geliştirmeleri zordur, anlıyoruz ama bu zoru başarmaları gerekiryor, herzaman 40 -50 yıl geride takip ettikleri tarihsel gelişmeleri yakalamaları gerekiyor. Başarmalıyız.Bu dönemin özellikleri nelerdir ve eski alışkanlıklar ve değerler bizde yeni dönemde nasıl yansıyor. Bir sonraki yazımızda ele almak üzere.22.01.06

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.