Mam Celal ve Kek Mesud’un Diplomatik Çalışmaları üzerine notlar...
Aylardan beri, Kürd liderlerinin ulusal ve uluslararası arenada giriştikleri diplomatik çabalar, geniş bir şekilde dünya basınında yer almaktadır.Ama ne yazık ki biz Kürdler, gerektiği gibi bu diplomatik ve siyasal görüşmeleri okuyamiyor ve kamuoyuna aktaramiyoruz..Mam Celal’ın Irak Cumhurbaşkanı olarak, Beyaz Saray’da Kürdçe konuşması ve Birleşmiş Milletlerin Newyork Toplantısnda bulunan Devletlerin Başbakan ve Cumhurbaşkanlarına “Kürdistan halkının selamlarını” götürmesi tarihsel bir kopuşuda beraberinde getiriyordu..Daha sonra Kürdistan Başkanı, Kek Mesud’un Amerikan Hükümetince resmi bir şekilde davet edilmesi, Beyaz Saray’da Devlet Başkanlarına uygulanan tören çerçevesinde George Bush’ca ağırlanması ve bir dizi hakedilen övgüden sonra, “sayın Başkan” olarak muhatab alınması meselesi Mam Celal’ında vurguladığı gibi “Kürd tarihinde bir ilk” ti..Kürdistan Başkanı, Kürdistan halkı adına, Amerika, Britanya, Vatikan ve Almanya devletlerinin en üst kademelerinde törenlerle karşılanıp ağırlanırken, Mam Celal ise Irak Devleti adına yine bir çok devlet yetkilisiyle ve hırıstıyan aleminin ruhani liderleriyle görüşmeler yapıyor. Ama Mam Celal Irak adına görüşmeler yaparken, basına açıklama yaparken “Irak”, “Cumhurbaşkanı” ve “Kürd” kelimeleri bir bütünsellik içinde tüm basına yansıyor..“Kürd Celal Talabani” denilmeden hiç bir haber verilmiyor ve yazılmıyor..Kısacası Kek Mesud Kürdistan için, Mam Celal Irak için diplomasi yaparken hep Kürd ve Kürdistan gündeme geliyor.Güney Kürdlerin bu noktaya gelmelerinün esas nedeni, motoru Kürdlerin kendi aralarındaki birliğidir..Kürd halkını ve Kürd dostlarını sevindiren de budur..Güneylilerin dışarıda tek ses olarak dost ve düşmanların önüne çıkması, kendi haklarını talep etmeleri ve görev bölümü neticesinde halkına ve davasına hizmet etmeleri tüm Kürd ve Kürd dostlarını sevindirirken, Kürd düşmanlarını çılgına çeviriyor.İki Kürd lider tüm bu diplomatik faaliyetlerinden sonra, Kürd dostu Avusturya Cumhurbaşkanı sayın Heinz Fischer’nın memleketinde buluşup, yürütükleri diplomatik faaliyetleri ve Kürdistan’ın durumunu değerlendirmeleri tarihsel bir momen olarak değerlendirmek gerekir..Bugün Viyana’da toplantının yapılacağı alan tümdem kapatılmış ve havadan ve karadan korkunç güvenlik tedbirleri alınmıştır.. Ama yine aynı Viyana’da İran Devlet’i ve bugün Iran’a Cumhurbaşkanı olan Mahmud Ahmedinijadi’nin içinde bulunduğu teröristler bir Kürd lideri olan Dr. Qasimlo’yu öldürebiliyorlardı..İnsanın içinden nereden nereye geldik demek geliyor..Dün, insan hakları dernekleri temsilcilerinin dışında görüşebilecek kimse bulamazlarken, sıradan bir yetkili ile görüşmeler dahi gizli tutulurken, bugün dünyanın en büyük güçlerinin en üst birimleriyle Kürdler görüşe biliyor ve dikkate alınıyor..Keşke Mam Celal ve Kek Mesud, Viyana, Berlin, Vatikan, Roma, Washington ve Londra’ya yaptıkları tüm ziyaretlerin bir bilançosunu çıkarıp ve bugünle kıyaslamış olsaydılar, durum daha da beraklaşır ev değerlendirme netleşirdi..Kürdler, artık uluslararası ve değer verilen bir aktör... Kürdler ruyalarına ulaşmak için gerekli olan merdivenin tüm basamaklarına birer birer tırmanıyorlar.Hemde Ortadoğunun tüm labirentlerini aşarak, komplo ve engellemelerini boşa çıkararak Kürdleri dünyada resmi bir şekilde temsil etmeye başladılar..İnsan bu gelişmeleri görürken ve yaşarken yarınlara daha umutla bakmaya başlıyor..[email protected]