“Zo'ları hallettik, sıra Lo'larda“
Evet, doğrudur. Bu söz Roma Reş'in söylemiydi. Talan ve işgalin de anlatımıydı. Rum Pontus, şu veya bu şekliyle ortadan kaldırıldı. Asuri- KeldanÃler de kalmadı.
Çok renklilk tek renge indirgenmeye çalışıldı.
Direnen Kürdler ise, bu afatın altından hep kalkmaya çabaladı durdu. Direngen yapısıyla ayakta kalmayı beceren bir millet olarak tarih sahnesindeki yerini korumasını bildi. Bedeller ödeyerek.
Gözler ABDye çevrilmiş. Acaba Obama, soykırım sözcüğünü kullanacak mı kullanmayacak mı?
TCnin korkusu büyüdükçe büyüyor. Ama Roma Reş'te oyun çoktur. Bakalım!
Dünya soykırımı kabullendikçe, onlar sıkıntılarını dışarıya yöneltmekten ziyade içte Kürdlere yönelerek bertaraf etmeye çelışır durur.
Güneş çarığı sıkarsa çarık ta ayağı.
Köşeye sıkıştırılması gerekenleri rahatlatan siyasi söylemleriyle, Kemalizmi aklamaya çalışanlarlar utansın.
Gelelim Kürdlerin Ermeni soykırımındaki tutumlarına.
Cangir Axa, Abdulmecit'e Sipki'nin rolünü, mücadelesini en iyi anlatan Heciye Cindi'nin HAWAR romanıdır.
Okuyan dostlar orada direnişin hikayesini, Atranik Paşa ile ilişkilerini bulur. Aso, eğer benimle ilişkiye geçerse, o muhteşem romanı Newroza kaydetmesi için gönderbilirim.
Bu işin bir yanı.
Hamidiye Alayları, Ermenilere, olası Kürd direnişleri ve Çarlığa karşı oluşturulmuş bir yapının adıydı. Bir Osmanlı oluşumu ve siyasetiydi. Bunu Kürdlere maletmek ve onların siyaseti olarak sunmak belki de en yalnış tanımlamadır. Bu gün memolar TC ordusunda görevlidir, kimse buna Kürd ordusudur diyemediği gibi.
Öyleyse Kürdlere;'çapulcu', ’talancı' vs söylemlerini layık gören anlayışları nasıl algılamak lazım. Esef vericidir.
M. Barzani'nin kitabını okuyanlar, orada Nemir Barzani'nin tutumunu okuyabilir. Ermenà soykırımında Dersim Kürdlerinin sahiplenme duygusunu, Suriye'ye geçişte Mırdes Aşireti önderleri M.Nuri, Şükri Axa ve Sebri Axa (Osman Sebri'nin babası) Ermeni soykırımındaki vefalı duruşları...Binxetê'de Şahin Beg'in koruma çabası, keza bizlere bir şeyler anımsatır diye düşünüyorum. Anlayana...
Münferit olaylar değil aktardıklarım.
Ama münfertit olanlar ise o hengamede Kürdlere yönelik Taşnak saldırılarında Kürdlerin savunma refleksleridir.
Bunu da M. Paloyi yazsın.Arı kovanlarına saldırtılan öküzlerin boynuzladığı kovanların yarattığı dehşette çoluk çocuklarıyla yaşlıların nasıl vahşice öldürüldükleri.
Uzadı mı?
Dil mi Türkçe?
Aha, rast e. Min biryara xwe ji bîra kir.
Ma ez çî bikim.
De ji were çirokek Kurdî.
Salên 75-76 bû.
Dem dem şoreşgerîyê, yê ku diaxfin zimbêlê xwe badidin û dirêj bi dirêj diaxfin û
qotan diqelişînin.
Gozê qîzek delal e, li gund xwe li ba dike bervê kanîyê tê û diç e.
Ehmo'yê reben, dema kû cavê wî li Gozê dikeve dihele tê xwarê.
De ez dirêj nekim, Ehmo tere Gozê ji bavê wê dixwaze. Mixabin bavê Gozê keça xwe nade.
Roja dine xortên bi zimbêl û tenik, pê dihesin û berî didin Ehmo'yê me û bi tirkîyek zelal;
“Ehmed qardeş, Gozê'nin meslesini hallettin mi, ne oldu?“
Tirkîya Ehmo ne ewqas he ye. Vedigere dibeje;
“men Gozê'ye xirabe demenem lê Goze'nin babasi xirabedir ax ax.“
Ev çirok buye beniştê deve min dema ku ez bi Tirkî dinivîsînim. Lê îjar ez çi bikim...!
Dema we xweş, jî min ewqas.
Re: “Zo'ları hallettik, sıra Lo'larda“