EDEP VE EDEPSİZLİK?
Kalender ŞAHİN
Her insanın anlında,yüzünden edep namus denen insanın olmazsa olmazlarında olan çizgiler vardır ve var olmalıdır, eğer bir insan bu çizgileri yetirmeye başlamışsa o insanın insanlığıda bitmiştir anlamına gelir, bu insanıda aşan kurum, devlet yada toplumsal bir hal almışsa o devletin o toplumun ve o kurumunda geleceği karanlıkları ve tükenişi beraberinde getirir?
Feodal geri ülkelerde edep namus sadece kadının yada erkeğin başka birisiyle girdiği yasak ilişkiyle ilintilendirilir elbettede buradanda bir edepsizlik vardır, elbettede bundan bir namusuzluktan söz edilebilinir lakin sadece bu çerçevede değerlendirmek hem yanlış hemde yetersizlik olur çünkü namus ve edep sadece bacak arasından değildir? çünkü edep ve namus insanın vicdanındadır vicdanında olmalıdır?
Bir devletin edep ve namusu o ülkenin adalet ve hukuk sisteminde olmalıdır, bir toplumda edep ve namus o toplumun insanına verdiği hak ve kişisel özgürlüklerinde olmalıdır?
Bir ailede edep ve namus aile içi eşitlikçi ve bir biri haklarına saygıyla olmalıdır?
Bir bireyde namus ve edep o bireyin çevresine, toplumuna verdiği değerden ve saygıdan olmalıdır eğer bir bireyde bu eksikse ve birey yaptığı haksızlıklar karşısında rahatsız olmuyorsa o bireyden namus ve edepten eser kalmamıştır?
Kendisine ne isim yada ne sıfatlar takarsa taksın, hangi din, inanç yada ideoloji adına hareket ederse etsin o kişinin o topluma katabileceği hiç bir değer yargısı olmaz ve olamazda?
Eğer birey nokta kadar menfaate virgül gibi eğiliyorsa o bireyin edep damarlarından söz etmenin bir anlamı olmaz?
Eğer bir ülke kendi insanına en başta yaşam hakkı yada bireysel özgürlükleri tanımayorsa onun haklarını gasp ediyorsa o bireyin yaşam hakkını gasp ediyorsa o devletten namus ve edepten söz edilemez?
Eğer bir kurum kuruluş yaptığı işten ilkeli ve kararlı davranmıyorsa yaptığı işi adam kayırmacılık anlayışıyla yapıyorsa o kurumdan, kuruluştan edepten namustan söz etmek anlamsızlaşır?
Bu gün dünyamızın başına bela olan emperyalist haydut devletler her yaptığı cinayeti, katliamı sözüm ona demokrasi adına, insan hakları adına yaptıklarını idia etmekteler? işin aslı insan hakları ve demokrasimi yoksa kendi emperyal çıkarlarını dünyaya hakim kılmalarımıdır? insan hakları adına insanlar katledilirmi? demokrasi adına ülkeler işgal edilirmi, eğer edilirse buna demokrasi denilmez bunu söyleyenlerin edeplerinde kuşku duyulmalı?
40 milyonluk nufusuyla Kürdistanı işgal eden sömürgeci devletler halen bu işgallerini sürdürürken bölgenin güvenliği ülkelerinin geleceği hata onunda ötesinde bunu kardeşlik adına yaptıklarını idia etmekteler bunun neresinde bölgenin istikrarı var bunun neresinde ülkenin geleceği var ve bunun neresinde kardeşlik var? eğer bu bölge halklarının kardeşliği içinse yıllardır bunca zülüm bunca işkence, inkar ve imha niye? yaşanan kirli savaş niye? yakılan yıkılan kentler, köyler niye ve neden? on binlerce toprağa düşen canlar niye? milyonlarca yerinden yurdundan sürgün edilenler neden ve niçin?
Burada edepten onurdan namustan bir eser varmı? bunca zülüm ve işkence ortasında onurdan söz edebilirmi bu devlet?
Yıllardır sürdürülen kirli savaştan sonra biz kardeşiz, etlen tırnak gibiyiz söylemlerinin bir kıymeti varmıdır acaba?
Eğer onurlu bir barış ve kardeşlikten söz edilecekse bunca yapılanın hesabının sorulması, verilmesi gerekmiyormu?
Taş altı edilen kayıpların hesabının sorulması gerekmiyormu? savaştan beslenen rantçı devletçi çetelerin açığa çıkartılıp hesap sorulması gerekmiyormu?
Aynı keza yaşanan kirli savaşta benzer yol ve yöntemlerlen kürtler içerisinde katledileni kayıp edilenlerin hesabının sorulması hesabının verilmesi gerekmiyormu?
Bu gün Abdullah Öcalan,ın koşulları iyi değil ’ki öyledir tek kişinin uzun süreli yanlız başına hapisten yada hücreden tutulması insan haklarına aykırı bir durumdur' diyerek yeri göğü inletenlerin kendi içerilerinden kayıp edilenlerin insani hakları için bu duyarlılığı göstermeleri gerekmiyormu?
Devletin ölüm kuyuları açığa çıkartılsın isteminde bulunulurken ’ki sonuna kadar destekliyorum birey olarak' bu taraftaki ölüm kuyularının üstünü örtmeye çalışmak, üstünü örtmek hangi edeplen hangi ahlaklan izah edilebilinir?
Katledilen kayıp edilenlerin yakınlarının akibetleri açığa çıkartılsın sorumlulardan hesap sorulsun istemleri ve talepleri neden baskı şidet ve tehditlerlen bastırlımak istenmektedir? böyle iki yüzlü davranıldığında buna ne denir? bunun adı nedir?
Hele hele burada bir savaş yürütüldü bu kadar insan haklarını bizde ihlal etmişiz gibi bir yaklaşım göstermek, böyle basit bir mantıkla yaklaşmak hangi edeplen izah edilebilinir?
Size soruyorum ey insanlar kendinize reva görmediğiniz bir adaletsizliği başkasına reva görmek hangi insani duruşlan, edeplen, namuslan ifade edilebilinir?
İnsan hakları adına, demokrasi adına, ulusal kurtuluş adına, devrim ve sosyalizm adına iki yüzlü davranmak, iki yüzlü yaklaşmak edepsizlik değilse ya nedir?
Adaletsiliği yapanlardan hesap sorulmadıkça, hukuksuzluğu yapanlardan hesap sorulmadıkça, insanlıktan bahs edilebilinir mi?
insan haklarını ihlal edenlerde hesap sorulmadıkça edepten namustan söz edilebilinirmi?
Bütün bunlar karşısında susanların, seyirci kalanların edep anlayışlarını sorgulamak gerekmezmi?
Bütün bunlar karşısında sessiz kalmak edepsizlik değilmidir?
Edebiyle yaşamakta direnenlerin çoğalması dileklerimle.
Kalender Şahin