Mistefa Kemal, ilk kez 1916 da Silwan da kürdlerle karşılaşır.
Orada zengin ağalarla irtibat kurar ve ihanet bağlamında bu ilşki sürer.

Sonrasında da, 1919 da Samsuna çıkarak yönünü Kürdistana çevirir.
Halen Osmanlı memurudur.
Hilafetin bekaası, Ermeni tehlikesini göstererek Kürd işbirlikçileriyle peyderpey ilişki kurarar.
Sonrasında Erzuruma uğrar ve sözüm ona kongre toplar.

Orada, alınan karar gereği ve inkici madesinde vatanın bütünlüğü fikrini kabul ettirir.
Kongreyi iki milletin kongresi olarak lanse eder.

Nakşi şeyhi, Erzingan delegesi olarak Fevzi listeye koyar
ve Xoytu Aşiret reisi Hacı Musayı da listeye dahil ederek ki bu iki zat ta
fiziken orada değildir.

Cemile Çeto jı kere keto..O da ilk başlarda İttihat ve Terakiye karşıdır,
sonrasında Kemal Kervanına katılır ve akibeti asılmakta bulur.
Hasan hayri de aynı akibetten kurtulmaz.

Erzurum kongresinde adı geçenler için Mıstefa Kemal:
'Zavallılara kurulacak ıdare de yer mı verecektık', diyerek aşağlar ve bu zabıtlara geçer.

Sovyetçi çevre ki tarhçi Kemal Mazhar Amed, Tarık Ziya Ekinci;
gibi yazar çizerler 'milli mücadele yılları' iki halkin ulusal kurtuluşu' yıllardır
ortak mücadelesidir belirlemeleri doğru değildir.
Evdıllahın Cumhuriyet yıllarına yaklaşımını da zaten biliyorsunuz.
Anlatmama gerek yok.

Cumhuriyetin sömürgeci karekteri ve ona medhiyeler dizenler...
Hacı Musa ve Şeyx Fevzi nin bu günkü uzantılarıdır.
Pratik ifadesini, M.Karayılanın Cumhuriyete sahiplenen söyleminde ifadesini bulur.
Bahti kara Kürdün KÜRDKIRANLARI halen de görevleri başındadır.
Cumhuriyete sahiplenenler ömrümüzün lanetli kırlangıçlarıdır.

Umdu karartmaya devam ediyorlar.