Saat sabah 5 sularindaydi,
Ayak ve Anahtar sesleri ile uyandirdilar,
Oysa ne güzel dalmistim rüyalara,
Sevgilimle sahildeydik,
O yüzümü hafifce oksuyor,
bende dalgalarin üstünden,
ucsuz bucaksiz okyanusun,
derinliklerindeydim ...
Bir kova su, iki kova su
ve kovalarca su akittilar hücreme.
Soguk su, tuzlu suydu.
Ufacik camlar mikrob gibi icime giriyorlardi.
Dislerim dislerimi sikiyor, son nefesle bagirmak istiyordum.
Agzim acilmiyordu.
Dayan! Dayan! Dayan!
Söyle! diyorlardi. Kim bu? Görevi ne?
Ismi ne? Hangi bölgede?
Bilmiyordum.
Dayan! Dayan! Dayan!
Ufacik camlar mikrob gibi icime giriyorlardi.
Dislerim dislerimi sikiyor, son nefesle bagirmak istiyordum.
Agzim acilmiyordu.
Ve birden!
Son sesimle: Dayan! Dayan! Dayan!
Diyordum.
Diger hücredekiler hep bir agizdan: Dayan! Dayan! Dayan!
Diyorlardi.
Zulme dayanmak,
Zalimlere dayanmak,
Kahpelige dayanmak olmaz mi?
Saat sabah 6 sularindaydi,
Ayak ve Anahtar sesleri ile uyandirdilar,
yikilmistim yerlere, büyük cigliklar icinde.
Dayan! Dayan! Dayan!
Kahrolsun ihanetler!
Kahrolsun kahpelikler!
Kahrolsun sömürgeciler!
[b]Yasasin özgürlük ve bagimsizlik![/b]
Re: Dayan! Dayan! Dayan!