Kürdistan´da Êzîdîlik Yada Êzîdî Olmak!
Diyar AYDIN
Êzîdîlik, uygarlığın beşiği Mezopotamya'da kurulmuş, dünyada ilk olarak tek tanrı varlığını kabul eden ilk dindir.
Êzîdîlik, dünyanın en eski en köklü dinidir.
Êzîdîlik dininin kökeni Mani, yada Zerdüşt dininın çok öncesine dayanır.
Êzîdîlik, tek tanrı varlığını kabul ederken, Zerdeşt dini, iki tanrı varlığına inanır.
Dolayısıyla Êzîdîlik ve Zerdüştlük aynı katogoride değerlendirmek, dahası Êzîdîliği Zerdüşt dinine bağlamak Êzîdî inancına haksızlık olur.
Bu nedenle Êzdîliği, diğer dinlerden ayrı değerlendirmek, ayrı görmek gerekir.
Bazı çevreler, Êzîdîliği Zerdüşt dinine bağlamak, yada Zerdüşt dininin davamı olarak görmek gayreti içerisindedirler. Bu da Êzîdî dinini saptırmak demektir. Oysa Êzîdîlik, Zerdüştlüğün çok önceli olan bir dindir.
Bu çevreler, Êzîdî dini üzerinde büyük oyunlar oynamaktadırlar.
Kürdlerin bu en eski dinini kendi ve başkalarının emelleri için kullanmak istemektedirler.
Êzîdîlik dini, çok eski ve köklü bir din olduğu bir gerçek. Zaten bu konuda bir çok yazar ve araştırmacı hem fikirdir.
Fakat Êzîdîlik tarihi ilgili bilgiler çok azdır.
Êzîdîlik ile ilgili bilgi ve kaynaklar zamanla kaybulmuş yada kayıp ettirilmıştır.
Bu nedenle Êzîdîlik dininin tarihi gerçek anlamda yazılmamıştır.
Êzîdîlik ile ilgili belgeler Kürdistan'ı işgal edenler tarafından tahrip ve yok edilmiştir.
Kürd orjinli Êzîdîleri kılıçtan geçirip soykırımdan geçirilmesi en çok islamın Kürdistan'a yayılması dönemine rastlanmıştır. Ogünden bu yana islam dünyası Êzîdîleri kırımlardan geçirmişlerdir. Yerlerinden,yurdundan sürmüşlerdir.
Katliamlar peş peşe geldi. Tarihe geçen katliam sayısı 72'dır. Bunlar yazılanlardır. Yazılmayanlar ne kadardır bilinmiyor.
İslamın Kürd milletinin çoğunluğuna kabuluyla beraber Êzîdîler üzrindeki uygulamalar giderek daha yoğunlaştırıldı. Katliam, soykırım dahil her türlü uygulamalara tabi kılındı.
Kütüphaneleri, yazılı tarihi belgeleri yakıldı, yok edildi ve yasaklandı.
Bu nedenle Êzîdîlik, tarihin karanlıklarına gümülmek istendi.
Kürd tarihi gibi Êzîdîlik tarihide Kürd düşmanları tarafından yazıldı ve bilinçli olarak çarptırıldı.
Sömürgeci yazar ve tarihçiler, Kürdlüğün mayası olan Êzîdîlik dinini bilinçli olarak ya yok saydılar, yada çarptırarak sundular.
Avrupalı yazarlarda Kürd ve dolayısıyla Êzîdîlik düşmanı yazar ve tarihçilerin çalışmalarını kaynak alarak ele alıp bu köklü dini yanlış göstermek durumuna düştüler.
Eğer sözünü ettiğimiz sömürgeci yazarlar ve tarihçiler Êzîdîlik konusuna doğru değinmiş olsalardı, islam dininin “Enfal“ karekterini ve Arap barbarlğını yazmak zorunda kalacaklardı.
Tabii ki, buda onların işine gelmezdi. Bugünde işlerine gelmemektedir.
Êzîdîler, dün olduğu gibi bugünde Arap, Türk ve Fars sömürgecilerinnin katliam, soykırım ve her türlü insanlık dışı baskılarına maruz kaldı/kalmaktadır.
Êzîdîlere reva görülen bunca katliamlar, soykırımlar, yağmalama ve talan etmeler reva mı?
Dahası Êzîdîlerin kaderi mi?
Ben kadere inanmam!
Eğer bir halk, her türlü insanlık dışı uygulamaya uğruyorsa bunun kaderle alakası yoktur.
Bu, ancak bu insanlık dışı uygulamayı yapan güçlerin insanlıktan nasibini almayışlarıyla izah edilebilir.
Bir sonraki yazımda Êzîdîlerin katliama uğrdıkları tarihleri dataylı bir şekilde vermeye çalışacağım.
Saygılarımla...
Ezidilik benim yasam tarzimdir