Ana içeriğe atla

SILAHSIZ “APOCU HAREKET” SILAHLISI KADAR TEHLIKELIDIR!

SILAHSIZ “APOCU HAREKET” SILAHLISI KADAR TEHLIKELIDIR!

Hasan H. YILDIRIM

Mesut Barzani´nin Kürdistan Parlementosu tarafindan Kürdistan Federe Devlet Baskani secildikten sonra 14 Haziran 2005 tarihinde yapilan yemin töreninin ardinda yaptigi tesekür konusmasinda cok önemli mesajlar verdi. Ben sadece bir mesajina dikkat cekmek istiyorum. Permerge Mesut Barzani, yaptigi tarihi konusmasinda söyle diyordu.

„Pêshmergeyên Kurdistanê, ez jî wek we pêshmergeyek im. We mêjûyê Kurdistanê bi xwîna xwe nivîsandiye. Ta Kurdistan hebe, mafê we jî heye.“

„Roja ku ez bûm pêshmerge, ez bûm xwediyê hesta gewretirîn shanaziyê û her wisan jî îro ez xwediyê wê hestê me.“

Permergeligiyle her zaman övünen, bu güne pesmergenin kaniyla gelindigini her zaman seslendiren Mesut Barzani´nin söyledikleri cok sey ifade eder. Bu mesaji cok iyi okumak gerekir. Hele de biz Kuzey Kürdistanlilar.

Bu söylenenlerin ne anlama geldigini birilerine bir seyler hatirlatiyor olmasi gerekir. Eger anlamiyorlarsa kimsenin yapabilecegi bir sey yok. Cünkü onlar, kendilerini sömürgecinin kapisina baglamayi and icmislerdir. Kimdir bunlar, diye soran olabilir. Onlar kendilerini bilir.

Rüyalarinda bile silahli mücadeleye olmadik bedualar ederler. Ama her ne hikmetse pesmerge edebiyatindan da vazgecmezler. Bu ne ne perhiz, bu ne lahana tursusu, tamda bunlara uygun. Baskalarinin kani üzerine emegi olmayan bir iste kendilerine pay cikarmaya calismak ayip olmanin ötesinde etik´te degildir. Bu, hic düsünüldü mü?

Kürdistan´in genelinde tarih boyunca zaman zaman kesintiye ugrasada silahli mücadale daima bas vurulan esas mücadele bicimi oldu. Silahli mücadele bedeli agir bir mücadele olsada Kürd milletinin önünde hic bir zaman baska secenekler birakilmamis. Ayrica Kürd milleti bugün kendisini yasatiyorsa bu silahli mücadele sayesindedir. Güney Kürdistan´daki Federe Devlet, silahli mücadelenin ürünüdür. Hangi akli evel bu gercegi yok sayabilir.

Dogrudur! Kürd milleti, her savasa bas vurdugunda uluslararasi kosullar sömürgeci devletlerin lehinde olma sebebiyle sonucta kaybeden taraf oldular. Cünkü esit olmayan kosullarda silahli mücadele sürdürüyordu. Her yenilgi beraberinde yeniden bir silahli direnisi besledi ve ortaya cikardi. Kürd milletini bugüne tasidi.

Silahli mücadalenin “Kürdistan kosullarin´da cözüm olmadigi, bunun yarardan cok zarar verdigi, karsi tarafa yaradigi” ve “stratejimizi sinavdan gecirdi” diyenler, Kürd milletini sömürgecinin kapisina baglama stratejisinin sahipleridir.

Fakat her ne hikmetse ayni cevreler, pesmerge edabiyati yapmaktanda vazgecmezler. Yasami boyunca elinde silah daglari mekan tutan ölümsüz Barzani´nin mezarini ziyaret ederler, ama “Ölüm var, fakat teslim olmak yok! Ölüm var, fakat hapishaneye girmek yok! Bunun da artik bir tek caresi vardi, daglarda kalmak.” demek olan silahli mücadeleye saldirmayida her zaman politika edinirler.

Demezler mi niye pesmerge edebiyati yaparsin. Seni buna zorlayan ne? Pesmerge savasmadi mi? Büyük bir bedel ödemedi mi? Verilen bu agir bedelin karsiligi bugün kü, alinan mevzi degil midir? Eger öyleyse silahli mücadeleye siyasal mücadele tarihiniz boyunca yaptiginiz bunca beduanin Kürd milletinin bagimsizligi ve özgürlügüne edilmis olmuyor mu?
.
Pesmerge ve silahli mücadele Kürd milletinin güvencesidir, gelecegidir. Güney Kürdistan´in bagimsizligi ve özgürlügü onun fedakar savasimiyla kazanildi ve korunucak.. Kuzey´de de öyle olacak. Yoksa sizlanarak, yalvar yakar kendini sömürgecinin kapisina baglamayi siyaset edinmekle bagimsizlik ve özgürlügün kazanildigi nerde görülmüs?

Dünya tarihinin bize sundugu sayisiz ders var. Bunlardan biri, hic süphesiz silahi olmayanlarin iktidar olamayacagidir. Savasmayanlarin bagimsizlik ve özgürlüge kavusamayacagidir. Hakkin varsa ancak alindigi, ama verilmedigidir. Bunun da kan dökmekle saglandigidir.

Buna biat etmeyenler, bu ugurda sehit olan milyonlarca yurtsever Kürdün anisina ihanet etmis oluyorlar. Kürdistan sehitlerine ihanet edenlerin Kürd millet kaygisi olamaz. Onlarin varsa bir dertleri, o da kendilerini sömürgecinin kapisina baglamaktir.
“Kardeslik ve dostluk” edebiyati altinda Kürd millet katillerini Kürd milletine sevdirmenin cabasini vermektir.

Pesmerge, Kürd milletinin simgesidir. Gelecegin güvencesidir. Kendine güvenme kaynagidir. Sömürge kosullarinda bile olmayan, kendisine inkar ve imha dayatilan Kürd milletinin kurtulusunu silahli mücadelesini “halki terörize ediyor” olarak yaklasan bir mantik sömürgeci yaklasimin iz düsümüdür.

Bizim gibi ülkelerde silahli mücadele verelim mi, vermeyelim mi tartismasi bile sömürgeci sistemin zemininde cikip cikmamada karar verememenin maktiki sonucudur. Veleyki daha önceki Kürd isyan ve ayaklanmalari korkunc bir sekilde bastirilmis olsa bile.

Velevki PKK gibi kontra bir örgütün “Kürtlük” kisvesi altinda TC devleti adina silaha bas vurarak Kürd millet dinamiklerini önemli bir derecede tasviye etse bile.

Kürd milleti bagimsizliga ve özgürlüge kavusmak istiyorsa önünde savasalim mi, savasmiyalim mi tercihleri yoktur. Önlerinde tek bir tercih vardir. O da savasmanin kacinilmazligidir.

Haydi bakalim. Dillerinde pelezenk yapilan su “30 yillik mücadelemiz bizi hakli cikardi” teranesini birde yasamin gercek aynasina bakilarak irdelesinler. Inaniyorum ki, yasamin gercek aynasina bakabilme cesaretini gösterirlerse birilerinin dudaklari ucuklayacak, birilerininde uykulari kacacak. Inaniyorum ki, artik o günden sonra her hangi bir mesele ele alindiginda “zaman bizi hakli cikardi” ezberleri bozulacak.

Mesut Barzani´nin Kürdistan Federe Devlet Baskani secilmesi, kendi degisiyle pesmergenin kani pahasina gerceklesmistir. Mesut Barzani´nin Kürdistan Federe Devlet Baskani secilmesi Kürt millet iradesinin dünyaya kabulüdür. Bu da pesmergenin kani pahasina gerceklesmistir. Bu iradeye saygi göstermek demek pesmerge´nin, dahasi silahli mücadele önünde diz cökmek demektir. Kuzey´in silahsiz “Apocular”i pesmergenin silahli mücadelenin zaferi karsisinda diz cökmüstür. Bunu böyle okumak gerekir.

Burda bir seye dikkat cekmek istiyorum. Kimse kendi yanlislarini dogru göstermek icin PKK´nin Kürd kiran kirli savasini baz alarak tartismasin. Bu zayifligin isareti olur.

PKK, Kürdistan´i bir örgüt müdür? Hayir diyorsunuz. PKK, basindan beri TC Devleti güdümlü bir Kürd kiran hareket midir? Evet diyorsunuz. O halde kendi tezlerininiz yanlis veya dogruluygunu PKK´nin teori ve pratigine bakarak nicin tartisiyorsunuz? Anlasilan bu kolay bir yol olsa gerek.

Peki kendi tezlerinizi yasamin kendi gercekligiyle niye karsilastirmaktan korkuyorsunuz? Yasamin gercekligi, yani Kürd milletinin silahli kurtulus savasi Güney Kürdistan´daki zaferinin kendisidir. Haydi bir kez daha bagirin “Aradan gecen yillar stratejimizi sinavdan gecirdi. Kürdistan kosullarinda, özelikle kuzey Kürdistan kosullarinda silahli eylemin cözüm olmadigi, bunun yarardan cok zarar verdigi, karsi tarafa yaradigi görüldü.” (K.Burkay)

Eger bu yol ve yöntemi izlerseniz hicte „zaman bizi hakl? ç?kard?“ diyemesiniz. Cünkü siz Türkiye bozkirinda „enternasyonalizm ve kardesligi“ bestelerken, Kürt milleti kendine ait olmayan bir savasa sürükleniyordu. Ve siz seyirciydiniz. Kürd milleti bu savasta ender görülen bir kirima ugrarken, peki insana sormazlar mi bu nasil oluyorda zaman sizi hakli cikardi?

Bunu nedeni “Baslica sloganimiz Türkiye´ye demokrasi Kürdistan´a Özgürlük” dediginiz mantik degilmiydi? Ve bu mantik szie “Demokratik Cumhurriyet”cilerin son geldikleri duragi “bizim görüslerimize geldiler” dedirtmedi mi? Bu, tencere yuvarlandi kapagini buldu anlamina gelmiyor mu? Bu, PKK´nin PSK´lilestigi demek degil midir? Bunu tersinde de okuyabilirsiniz. Bunun anlami PSK´lilik silahsiz “Apoculuk” olmuyor mu? Dahasi PSK-PWD balayi bunun sonucu degil midir?

Silahsiz “Apocu hareket”, kendi basarisizligini silahli mücadeleye baglamaktadir. Silaha bas vurulmadan sorunu cözücegi inancindadir. Bunu niye basarmadigini söylemeyecegiz. Cünkü torbalarinda her zaman gerekceleri olur.

Dünü bir tarafa birakalim, eger TC devlet sinirlari icinde Kürd millet siyaseti yapmak bugün mümkünse sürgünleri daha hala niye yasiyorlar? Yillardeir ülkeden kopuk olmalarinin nedeni nedir?

Dünyanin neresinde görülmüs, ulusal kurtulus hareketin silaha bas vurulmadan verildigini. Bunun tek bir örnegini verebilirler mi? PKK´nin kitlelesmesinin nedeni neydi? Kitlelerin silaha karsi olan sempati ve güveni degilmiydi. Silahsiz “Apocu hareket” cokca kitlelerden bahseder. Peki kitleler, bir kac dergi, bildiri, yayinlamakla, dostlar pazarda görsünler misali senede bir kac gece –o da yurt disinda- yapmakla, halay cekmekle vs. ile örgütlenebilinir mi? Örgütlenebilinirse niye kitleleri PKK´ye kaptirdilar? Dahasi PKK´nin geldigi yer olarak buna silahli mücadele neden gösterebilinir mi?

Kürt reformist hareketin Kürdistan halkina güvenleri yoktur. Kendi gücüne dayanarak kurtulusunu gerceklestirebilirligine inanclari yoktur. Kürdistan halkinin kurtulusunu TC devletinin ciplak askeri olmusTürk halkinin devrim yapmasina endekslemistir. Dünde böyle düsünüyordu, bugünde böyle düsünmektedir.

Kürd milletinin bagimsizliga kavusmasi savasla olur. Bunun disinda Kürd milletinin önüne konulan seceneklerin öngördügü Kürd milletini sömürgecinin kapisina baglamtan baska bir ise yaramaz. Kurtulus savastadir. Ama ne yazik ki, her seyde oldugu gibi savasida TC devleti PKK eliyle kirletmistir. PKK eliyle su an sürdürülen danisikli-dögüslü savasa bakarak Kürd milletinin ulusal kurtulus savasi bosa cikarilmaya calisilmaktadir. Kürd milletinin militer gücünün ortaya cikmasinin önü kesilmeye calisilmaktadir. Militer gücünü ortaya cikarmayan milletlerin esaretten kurtulmadigi ve bazi mevziler alinsa bile korunamayacagi bilinmektedir.

Bunlar bilinmeyenler degildir. O halde mesele nedir? Kuzey Kürdistan´da sömürgecilere karsi savasmasi niye yanlis olsun? Kürd milleti inkar ve imhanin esiginde mi? Evet! Kürd milleti icin TC devlet sinirlari icinde siyasal mücadele kosullari var midir? Hayir! Paki bu kosullarda Kürd milletinin önünde savasmaktan baska care var mi? Hayir! Var diyenler her agzini actiklarinda „TC devlet sinirlarina saygiliyiz“ deyip sömürgeci karsisinda secde edenlerdir. Kürd milletinin bagimsizligi karsisinda olanlardir. Kürd milletine saygisizlik edenlerdir.

Bir baskalari kalkiyor, diyorlar ki, „gerilla rolünü oynadi ve savas dönemini kapatti.“ Kapattida ya sonuc? Sonuc topyekün teslimiyet. Insanlara sormazlar mi bunda gerillanin ne sucu var? Gerilla savas meydaninda TC´ye kök söktürdü. Öldü öldürdü. Destanlar yazdirdi. Bu konuda hic kimsenin gerillayi elestirme hakki yoktur. Fakat Kürd milliyeti gibi gerillada „Apocu hareket“in ihanetine ugradi.

„Apocu hareket“in Kürd milletinin köküne incir agaci diktigini su an bir kenara birakiyorum. Dahasi bu cok yazildi cizildi. Asil soruna geliyorum. Kürd milleti hangi haklarini kazandida „savas dönemi kapandi.“ Bunu diyenler Kürd milletine köleligi öngörenlerdir. Dün silahli, bugün silahsiz „Apocular“dir. TC devletini Kürd milletine sevdirmeye calisanlardir.

Türk´ün sözde aydini yayinladiklari bir bildiri ile her zaman ki oyunlarini bir kez daha tekrarladilar. Kürd yurtsever hareketi, Türk´ün sözde aydininin istem ve amacini birbirinden ayirmali ve bu vesileyle Kürd millet haklarini, Kürd militer gücü ve silahli savasimin mesrulugu ve kacinilmazligini, aydin olma sorumlulugunu, TC-PKK karsilikli-danisikli savas-barisini vs. konulari bir bütünselik icinde ele alip irdelemelidir.

Türk´ün sözde aydini yayinladiklari bildirilerinde PKK´den „silahli eylemlere derhal ve önkosulsuz son vermesi“ni istedi. Onlar ister. Vatan millet sakarya kaygisi. Karsimizda Türk´ün sözde aydini olunca bunlar anlasilir seyler.

Buraya kadar her sey normal. Ama anormalik bundan sonra basliyor. Yüzlerine taktiklari yurtseverlik ve demokratlik kisvesi altinda silahsiz „Apocu“ cenahta yasananlardir. Türk´ün sözde aydininin bu cagrisini mal görmüs magrip misali üstüne anlayip TC devletinin isitmek istediklerini arka arkaya dizdiler.

“De?i?en dünya ve bölge ko?ullar?nda ?iddeti t?rmand?rarak çözümü ?iddette aramak Kürt halk?n?n taleplerini terörize ederek bölgede ki anti-demokratik statükocu güçlere hizmet etmenin ötesinde bir sonuç ortaya ç?karmayacakt?r. PKK’n?n son 30 y?ll?k silahl? deneyimi bunu çok aç?k göstermi?tir. Maddi ve manevi aç?dan yol açaca?? zararlar?n?n çok aç?k olaca?? böylesi bir yöntemde ?srar etmek çözümsüzlükte ?srar eden güçlerin yede?ine dü?me d???nda bir anlam ta??mayacakt?r.“ (PWD Koordinasyon Kurulu)

Söylenenler yeni degil. A.Öcalan´in Imrali tiyatrosunda dile getirdikleri seyler. Ifade edilenler Kürd yurtsever hareketi tarafindan dogru okunmak zorundadir. Kimse PKK-PWD ayrismasin da yanilmasin. Ayni karargah tarafindan idare edilen silahli ve silahsiz “Apoculuk” oldugu konusunda yanilgiya düsmesin. Her iki cenahta da yurtsever kesimlerin oldugu bu öngörümüzü ortadan kaldirmiyor. En ufak bir yanilgi Kürd milletine cok pahaliya mal olur. Plan acik ve nettir. Ister silahli, ister silahsiz “Apoculuk” cenahina yaptirilan ve yaptirilmak istenilen Kürd milletini TC devlet kapisina baglatma cabasinin her yol ve yöntemle sürdürülmesidir. Silahli “Apocu” cehahi simdilik bir yana birakiyorum. Silahsiz olanin oynadigi ugursuz rolü hangi kilif altinda oynadigina geliyorum.

Arkasina sigindiklari siper „Avrupa Birligi´nin temsil ettigi degerler birikimi“dir. Neymis bu birikimler? Cevaplari hazir. Derler ki, „Avrupa Birligi´nin en önemli kriteri siddeti kesin olarak reddetmesidir.“ Peki ondan sonrasi? „Kürt olusumunun demokratik degerleri icsellestirmesi icin her seyden önce kimden gelirse gelsin siddetin her bicimine ve terörizme karsi kesin tavir almasi gerekir.“

Elvah! Sömürgeciye teslimiyetin ifadesi. Peki sormazlar mi Kürd-Kürdistan´i niye yangin yerine cevirdiniz. Bu ülkeye, bu mazlum millete bir gareziniz mi vardi? Buna ne süphe!

Dün savas, bugün baris, dün silahli mücadele, bugün demokratik mücadele dedikleri ayni konseptin farkli versiyonlari ile karsi karsiyayiz. Dün savasla bu mazlum milletin canina okuyan bu unsurlar, bugün baris dedikleri teslimiyet politikalari ile bu mazlum milleti topyekün TC kapisina baglayip Türklestirmek istemektedirler.

TC devletinin bir lejyoner militer gücü olan “Apocu hareket”tin savasi Kürd milletinin savasi degildi. Kürd millet kökünü kazimak olan bu savasa bakip Kürd milletinin savasmasini yanlis olacagina hükmedenler silahsiz “Apocu” harekettir. Buna kusku duyulmamali. Kürd politikacilari, aydinlari, halki bu konuda yanilmamali. Bu konu da yanilgi, mevcut statükoya biat etmek olacaktir.

Kürd milletini sömürgecinin kapisina baglama politikasinin mimarlarinin sigindigi can simidi “AB yolundaki Türkiye”dir. Tüm politikalarini bunun üzerine insa etmislerdir. Bunun bir hayal oldugunu göremeyecek kadar cahilleri oynamaktadirlar. Fransa ve Holanda referandum sonuclari onlari pek ilgilendirmiyor. Onlar derin uykularinda. Uyandiklarinda da isleri gücleri pembe hayaller yaymaktir.

Yok efendim, “Türkiye demokratlasacak ve Kürt sorunu cözülecek”mis (!) AB´nin Kürdlere önerdiklerini bilmiyor olamazlar. AB yetkilileri bunu defalarca “Aman Avrupa ve TC devletine zorluk cikarmayin” dediler. Yani oturun oturdugunuz yerde, ben ne verirsem veya vermesem ona razi olun denmektedir. Silahsiz “Apocular”da “emrin olur” demektedirler.

Bu mantik sahipleriyle ulusal birlik calismasi icinde olanlarin aklina sasarim. Eski filim yeniden gösteriye sokulmus. Ayni filmi yeniden Kürd milletine seyretmeye calisanlar, bilmelidir ki, bu millete en büyük kötülügü yapmis olacaklar. Kürd milletini bir kez daha hayal kirikligina ugratacaklar. Sömürgeci hakimiyetin Kürdistan´da pekismesine daha da yol acacaklar.

Ogünden sonra Kürdistan´i unutun. Bunun üzerine isteyen bir cagara yaksin, isteyen buz gibi bir tas ayran icsin. Harareti sündürmeye iyi gelir.

17 Haziran 2005

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.