Ana içeriğe atla

yanlis adreste yanlis hesap pesinde kosmak

Hasan H. YILDIRIM

„Birlikci“ Türk solu ve Kürt reformist hareketi, A.Öcalan ve örgütü „Kürdistan´a sömürge“ dedi, „Bagimsiz Kürdistan´i hedefledi“, „silahli mücadeleye basvurdu.“ „Gelinen asamada kendileri bile savunmuyor. Yillardir söylediklerimize geldiler. Gelismeler mücadele tarihimizi dogruladi“ gibi sacmaliklari politika edinmistir.

Bu sacmaliklar kimseyi kurtarmadi, kurtarmaz. Bu tür sacma ve ucuz yaklasimlar sahiplerine bir faydasi olmadi, olmaz.

A.Öcalan ve örgütü, gelinen asamada ret ettigi sadece „Sömürge Teorisi“,“Bagimsiz Kürdistan“ ve „Silahli Mücadele“ degildir. Dahasi inkar ve ret etmedikleri hic bir devrimci ilke birakmadilar. Daha evel kullanmadiklari ve kirletmedikleri hic bir devrimci ilke birakmazlarken, simdi de tüm bunlarin yanlisligina hükmeden onlar.

Simdi birileri ortaya cikiyor, „PKK bu konu hakkinda olumsuz konustu, o halde bu olumludur“, ya da „PKK, bu konu hakkinda olumlu konustu o halde olumsuzdur“ gibi cocukca bir iddia ileri sürerse -ki bunu yapan coktur- bu dogru bir yaklasim olmaz. Fakat anlasilan bu cocukca muhakemeyi cok sevenler var. Bunlar neyin pesinde olduklarini söylemeye gerek yok.

Yillardir savunduklari zirvaliklarin günah kecisini „Sömürge Teorisi“, „Bagimsiz Kürdistan“ ve „Silahli Mücadele“yi ilan ediyorlar. Ve PKK sahsinda bu devrimci ilkeleri „mahkum etmek“ istiyorlar. Buradan kendilerine pay cikarmaya caliyorlar. Böylesi ucuz politikalar kimseyi dogrulamiyor.

Bilinen bir gercek var. PKK, devrimci literatörde ne kadar ilke varsa hepsini savundu. Icini bosalti ve kirleterek bir kenara birakti. Gecmisine bir nokta koydu. Savundugu ve yaptiklarinin hepsine „yanlis“ dedi. Bu, beklenen sonuctu. Üslendikleri misyon geregiydi.

Bunlar görmek istenirse herkesin görebilecegi seyler. O halde sorun nedir?

A.Öcalan ve örgütünün ihanetinin günah kecisi „Sömürge Teorisi“, „Bagimsiz Kürdistan“ ve „Silahli mücadele“ degildir. Tersidir deyip isin icinde cikalabilir mi? „Birlikci“ Türk solu ve Kürt reformist hareketinin yaptigi budur. Peki PKK tarafindan bir bütün olarak kirletikleri diger tüm devrimci ilkelere ne demeli?

Bu konuda sessizligi tercih etmek kimseyi kurtarmaz. Cünkü A.Öcalan ve örgütü herkesten daha keskin tüm devrimci ilkeleri savundu. Icini bosaltarak kirleterek bir kenera birakti. Kuskusuz bu kimsenin ne yanlisi, ne de ayibidir. Bu A.Öcalan ve örgütünün gercekligidir.

Su biliniyor. A.Öcalan ve örgütü icin hic bir kural yoktu. Hic bir devrimci ilkenin önemi yoktu. O sadece „taktikci“ iddi. Aklina ne estiyse onu söyledi. Söyledikleri kendini tartistiracak ve gündemde tutacak seylerdi. Dahasi memur edildigi „Kürt ulus kökünü kazima“ misyonunun geregiydi. Ne söylediyse, ne yaptiysa bilincli yapti.

Bir marksistle tartistiginda en keskin marksist, bir dinciyle tartistiginda en bagnaz dinci kesildi. Her cevreye mavi buncuk dagitti. Bunlar biliniyor. Bilinmesine ragmen A.Öcalan ve örgütünün söyledikleri ve yaptiklari baz alinarak „Sömürge Teorisi“, „Bagimsiz Kürdistan“ ve „Silahli Mücadele“nin yanlisligina hükmetmedenlerin niyetleri ne olursa olsun bilerek veya bilmeyerek sonucta KUKM´ne büyük zararlar verdikleri ve vermeye devam ettikleridir.

Herkes su gercegi bir yere not etmelidir. KUKM baska bir seydir, A.Öcalan ve örgütünün üslendikleri misyon baska bir seydir. Bu iki sey aynilastirilamaz. A.Öcalan ve örgütünün ihaneti, KUKM´ne fatura edilemez. Bu yaklasim sahipleri eger artniyet sahibi degilseler, sig bir yaklasimin sahibi olduklarina kusku yoktur.

“Birlikci” Türk sol hareketi, kendi cikmazini bir zaman PKK dalgavukculugu yaparak, simdi de A.Öcalan ve örgütünün ihanetinin aciga cikmasiyla bunlarin sahsinda KUKM´ne fatura cikartarak asmaya calisiyorlar. Kuskusuz bu bir yöntemdir. Fakat devrimcilerin bas vuracagi yöntem degildir.

Devrimci hareketin acmazi A.Öcalan ihanetini elestirmekle asilamayacagi bilinmelidir. Kuskusuz halka ve devrime karsi sorumluluk duyanlarin A.Öcalan ihanetine karsi tavir almalidirlar. Bu, devrimci ve yurtsever olmanin geregidir. Fakat su da bir gercek ki, A.Öcalan ve örgütünün ihaneti kimseyi dogrulamamaktadir. Onlarin yanlislari kimsenin dogrulari hic degildir.

Dahasi ihanetin günah kecisi “Sömürge Teorisi”, “Bagimsiz Kürdistan”, “Kürt Ulusalciligi”, “Kürt Milliyetciligi” hic degildir. Cünkü yanlis bir muhakeme var.

Bu cevrelere göre PKK ve önderi ihanet ettigine göre, bir dönem onlarin savunduklari “Sömürge Teorisi”, “Bagimsiz Kürdistan” vs. dogal olarak “yanlis olur.”(!) Muhakeme budur. Bu tür yaklasimlar dogru degildir. Sig bir düsüncenin ürünü degilse gizli bir emelin izdüsümleridir.

Burada bilincli-bilincsiz olarak A.Öcalan ve örgütünün varedilis sebebini kavramama vardir. TC tarafindan yaratildigi, desteklendigi ve sokaga salinarak halkimiza karsi savastirildigini görememe vardir. Isin özü budur. Bu temel kavrayistan uzak yaklasimlar yasanan ihaneti dogru kavrayamaz. Dogru yorumlayamaz.

Kimse aldanmasin. Kimse heveslenmesin. Kimse KUKM´ne karsi savunduklari sömürgeci sistem kaynakli “ortak” ile baslayan ve bitten zirvalarinin dogrulandigina hükmetmesin. Böyle bir sey yok. Degisen bir sey yok. Degisen bir sey varsa, o da PKK´ye TC tarafindan üstlendirilen misyonun bugün artik herkes tarafindan kabul görülüyor olmasidir. Bu gercegin ortaya cikmasiyla PKK´ye devrimcilik, yurtseverlik, hatta kontra önderine “Kürt ulusal önderi” misyonu bicenlerin panigidir. Aslinda sorunun en önemli boyutuda budur.

Sömürgeci sistem kaynakli “ortak” literatörü kullanan Türk sol hareketi, TC Devletinin yarattigi ve kendisine KUKM´ni tasviye etme görevi verildigini kavrayamadiklari veya kavramak istemedikleri icin – islerine öyle geliyor – PKK ihanetinin faturasini KUKM´ne cikarmaya calisiyor. Anlasilan odur ki, yanlis adreste yanlis hesap pesindedirler.

Türk egemenlik sistemi, bu görevi “sol” maskeli icazetli sol harekete havale etmis bulunuyor.

Herkes PKK´nin geldigi yer itibariyla birseyler söyleyerek kendilerini dogrulamaya calisabilir. Fakat PKK´nin yanlislari kimsenin dogrulari degildir. Dahasi PKK yanlis yapmamistir. TC Devletinin kendisine üstlendirdigi görevi geregi politika yapmistir.

A.Öcalan ve örgütünün bugünkü politikasi dünün politikasinin devamidir. PKK ve önderi hic bir zaman Kürt milliyetcisi, Kürdistan yurtseveri olmadi. Bunu birakin A.Öcalan´nin su anki durusunda gecmis kirli teori ve pratiginde görmek mümkündür. Eger görmek istenilirse…

Hic kimse PKK´yi desteklemis ve hala destekleyen yurtseverlere bakip yanlis tahlil yapmasin. Buna bakip bir kontra artigi ve örgütüne devrimci ve yurtsever misyon bicmesin. Fakat sistemin icazetli solunun yaptigi tami tamina budur. Cünkü onlarin derdi baska. Bir zamanlar PKK´ye olmadik devrimci misyon bicenler, gelinen yerdede PKK ve önderinin sahsinda KUKM´ne saldirmayi poltika edinmektedirler. Sorun üzüm yemek degil de, bagciyi dövmekse sistemin icazetli solunun yaptigi budur.

Yanlis olan Kürdistan´a sömürge demek degildir. Yanlis olan Kürdistan devrim hedefini Bagimsiz Kürdistan olarak tespit etmek degildir. Yanlis olan bu dogrulari kullanarak kendi kontra özünü gizlemeye calismis PKK´nin varedilis nedeninin kavranilmayisi veya kavranilmak istenmeyisidir. Soruna böyle bakmayanlarin niyetleri ne olursa olsun yaptiklari ve yapacaklari tüm tahlillerin sonucta KUKM´ne zarar verecegi kacinilmazdir

“Ortakci” Türk sol hareketi, KUKM karsisinda pesin hükümlüdür. Yaklasimlari Türk egemenlik sistem yaklasimlarinin sol´a iz düsümüdür. Bunlar savunulurken bir sikintilarida yok. Cünkü PKK kendilerine yeteri kadar malzeme sunmustur.

Dogru ya KUKM karsiti devleten icazetli sol maskeli Türk milliyetcileri, kendi tanidiklari PKK´ye bilincli olarak “Kürt özgürlük hareketi”, kontra A.Öcalan´ada “Kürt ulusal önderi” diyecek ve KUKM ile esitleyrek gelinen yerde de PKK´´nin ihanetini KUKM´ne fatura edeceklerdir.

Oysa mesele sistem solunun koydugu gibi degildir. Sorunun kendisi PKK´nin TC Devleti tarafindan varedilis sebebinden kaynaklaniyor. Mesele böyle olunca PKK hakkindaki tüm olumlu yaklasimlarin ayaklari hava da kalir. Bu da PKK´ye olmadik devrimci misyonlar bicen sistem icazetli solun nerelerde gezindigini gösterir.

Ortya cikan bir gercek var. PKK hakkindaki olumlu yaklasimlarin ister bilincli, ister bilincsiz olsun sonuc olarak TC Devletine hizmet etmistir. Bunu kavramamak korkunc bir bilinc kirilmasina isaret eder. Eger bu isin icinde bir de bilinc unsuru varsa, isin asli TC Devleti adina bir seyler kotarmak demektir. Devlet icazetli sol maskeli Türk milliyetcilerinin yaptigida budur.

KUKM´nde 1970´lerden bugüne bir tarih kirilmasi yasandi. KUKM, PKK tarafindan basüstü cevrildi. Bunu tersine cevrilme görevi var. Bu durum düzeltilmeden KUKM´nin önü acilamaz. Bu da her seyden önce A.Öcalan ve örgütünün varedilis nedenini yerli yerine oturtulmadan olmaz.

Peki sorun bununla bittiyor mu? Kuskusuz hayir!

27 Nisan 2005

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.