Ana içeriğe atla

BAWER ÇİYAZAN

Askerle yatıp askerle kalkan bir ülkenin siyaseti de askerce olur. Türkiye'de asker, Kırıkkale silahıyla talim gören, Atatürk mozolesine çelenk koymak için hazır kıta bekleyen ve canı sıkıldığında gelen emir üzerine darbe yapandan başkası değildir.

Askerin Orhan Pamuk'un kitaplarının yakılmak istenmesinden hiç haberi olmaz.

Köy boşaltır, ardından da 'Kürtler İstanbul'a göç etti oraları karıştırıyor' diye yakınır.

Katliam 'tehcir' olur onlar için, milyonlarca ölüm ise, 'sözde soykırım'.

Ülke ekonomisini OYAK Bank'la sınırlı sanır asker, siyaseti de meclisin açğlığ ve kapanış töreni.

Ortalıkta sivil elbiseyle gezenleri, hele hele renkli elbise giyenleri potansiyel suçlu kabul eder.

Asker ülkeyi kendisiyle, kendisini de ülkeyle tanımlar. Bu nedenle de sivil siyasetçilere her zaman 'sakıncalı' gözle bakılır.

Asker ülkeyi 'koruma' görevi yürütürken yaşadığı zorluklar karşısında da sivillerkullanmayı ihmal etmez. ilk elden bayrağı ortaya çıkarır ve herkesin bayrak adına harekete geçmesini ister. Tıpkı Mersin ve Trabzon'da yapıldığı gibi.

Ve yine asker başka bir ülkede yere düşen bayrağa sahip çıkacak tek kişiyi kendisi görür. Bu yönde de ne Dışişleri Bakanına ne de diğer sivil yöneticiye fırsat tanımaz. Tıpkı, Belçika'da olduğu gibi.

Brüksel'de bir vatandaş Türk bayrağı yakar, askerler Dışişlerine emir verir, Dışişleri de devlet düzeyinde 'özür' ister.

işte Kürtler böyle bir ülkede özgürlük arayışı içindeler.

Geleceğin mutlu Türkiye'si şimdi yeni baştan ve askerce inşa edilmeye çalışılıyor.

Demokratik Toplum Hareketi böyle bir ülkede Türkiyelile?ecek..

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.