Ana içeriğe atla

24 NISAN VE GÖREVLER!

Bugün Osmanli devleti tarafindan gerceklestirilen Ermeni soykiriminin 90.yil dönümüdür. Osmanli devleti, daha evel aldigi bir dizi karar geregi Ermeni milletine karsi soykirim baslatti. Yaygin iddiaya göre 1.5 milyon Ermeniyi katletti. Buna ek olarak yüzbinlercesini kendi yasam alanlarinda koparip bilinmeyen el ülkelerine sürgün etti. Böylelikle Osmanli devleti Ermenilerden kurtulmus oldu.

20.yüzyilda cofrafyamizda bir soykirim gerceklesti. Soykirima ugrayanlar, sadece Ermeniler degildi. Ermenilerle birlikte Rum, Asuri-Suryani ve Kürtlerde soykirimdan gecirildi. Fakat yurtdisindaki Ermeni lobisinin cabalari sonucu gündeme sadece Ermeni soykirimi tasindi. Rum, Asuri-Suryani, ve Kürtlere uygulanan soykirim Ermeni soykirimin gölgesinde kaldi.

Ermeni soykirimin 90.yildönümünde karsilikli pesin hükümler, suclamalar, kinamalar, tehditler, hesap sorma ve elestirme havasi esliginde varolan gerginlik tirmandirilmaktadir.

Taraflar ulusal reflekslerini harekete geciriyorlar. Siyasal cikarlarini esas alarak soruna yaklasiyorlar. Mevcut mantik ve yaklasimlarla ortak bir payda da bulusmanin henüz imkani gözükmemektedir.

Herseyden önce soruna taraf olan güclerin sorunun cözüm yöntemi konusunda bir görüs birligine olasmis degiller. Dahasi sorunun sebeb ve sonuclari konusunda bir anlayis birligi henüz ortalikta yok. Kimi soykirim derken, karsi taraf hayir böyle bir olay yok demektedir.

Sözde Türk devletin Basbakani Recep Tayyip Erdodan, Ermeni devletine yolladigi mektupta, “ortak bir komisyon kuralim tarihi arastiralim” önerisi Ermeni devleti tarafindan kabul görülmedi.

Türkler, her iki tarafin tarihcileri yanyana gelsin sorunu birlikte aractirsin, ortaya cikan sonuca birlikte uyalim derken, Ermeniler, tarihciler son sözünü söylemistir. Soykirim bir gercektir, bunu tartismayiz. Sorunun cözümü siyasidir demektedirler.

Sorunun cözümü kolay görülmemektedir. Tarihciler, hukukcular ve siyasiler hep birlikte sorunu tartismaktadirlar.

I.Dünya savasi döneminde daha sonra sözde “Türkiye Cumhuriyeti”ni kuracak olan Ittihad-i Terraki´nin kadrolari tarafindan tek millet, tek dil, tek bayrak gerceklestirme anlayisi geregi cografyamizin asil sahipleri olan Ermeni, Rum, Asuri-Suryani ve Kürt milletini soykirimdan gecirildi.

Uluslararasi insanlik tarafindan bu soykirim kinanirken, devsirilmis göcebe ucube toplumun temsilcileri “I.Dünya savasinin aci sonuclari” olarak degerlendirip bu insanlikdisi suctan kurtulmanin yolunu ariyor.

Oysa ortaya cikan belgeler bu insanlikdisi suc, pantürkist ideolojinin öngördügü tek millet, tek dil, tek bayrak yaratmak icin cografyamizdaki tüm ulus ve ulusal azinliklara yönelik uygulanan planli-programli bir etnik temizlik hareketi oldugudur.

Tüm tarihi belgeler buna isaret etmektedir. Bu etnik temizlik Anadoluyu Türklestirmek amaclidir. Bundan basarili olunduguda tarihi bir gercektir.

Kendi iddialari olan sonradan „insa edilen Türk ulusu“nun hikayesi budur. Bu hikaye kanli bir hikayedir. Ermeni, Rum, Asuri-Suryani ve Kürt milletinin soykirimdan gecirilmenin hikayesidir.

Onlarca ulus ve ulusal azinlik soykirimdan gecirilerek, boyun egenler devsirilerek, asimilasyondan gecirilerek ismarlama bir „ulus“ insa edildi ve ismine „Türk ulusu“ denildi. Sözde „Türk ulus“ hikayesi budur. Bu nedenle su an kendilerine „Türk“ diyen göcebe devsirilmis ucube toplum kirli bir gecmise sahiptir.

Sözde „Türk“ toplumu kendi kirli gecmisiyle yüzlesmedikce, gecmisini mahkum etmedikce komsularini isirmaya devam edecektir.

Bazi arkadaslar, sözde „Türk“ toplumun bu kirli gecmisini sorgulamayi gereksiz görmektedir. Ben o kanida degilim. Ben suna inaniyorum. Biz Kürtler olarak ucube „Türk“ toplumunun kirli gecmisini tartistikca bu ucube toplumda kendi gercekligiyle yüzlesecektir. Gecmisini sorgulayacaktir. Devraldigi insanlikdisi mirasi mahkum edecektir. Bu da barbar Türk sürülerinin cografyamiza gelisinden bugüne isledikleri insanlikdisi yaklasim ve icraatlarinin Türkler tarafindan kabullü demektir. Bu da az sey degildir.

Osmanli devletinin Seyh-ül Islam´in cikardigi „Cihad ve Allah yolunda gayri müslimin katli helaldir“ fetvasi orta yerdedir.

Ittihad-i Terraki´nin önderlerinden olan Dr. Nazim, „Bana kalirsa, Türk olmayan unsurlari, hangi ulustan olursa olsun ve hangi dinden olursa olsunlar, ortadan kaldirmaliyiz. Ülkemizi Türk olmayan unsurlardan temizlemeliyiz. Bana göre din bir hictir.“ demistir.

Bu anlayisin geregi yapilir. Ittihad-i Terraki ve onun devami olan Kemalist gücler, planli-programli düzenli olarak Ermeni, Rum, Asuri-Suryani ve Kürtleri soykirimdan gecirirler.

Soykirim, devlet sucudur. Soykirim ile katliam ayni seyler degildir. Bir kavmi, bir ulusu, bir toplumu planli-programli ortadan kaldirma eylemi soykirim ile ifade edilir. Etnik temizligi hedefler. Bunun icinde devlet örgütlülügü gerektirir.

Bugün aciga cikan belgeler herkes tarafindan bilinmektedir. Bu belgelerin katliamin adresini Türk Ittihat-i Terraki´yi göstermektedir. Ki bunun gercekligi dönemin egemen siyasal gücü olmasindadirda.

Ittihad-i Terraki, irkci pantürkist ve panislamist bir hareketir. Osmanli devletinde ekonomiyi elinde bulunduran Rum ve Ermeni burjavizisine karsi yükselen Türk komprador burjuvazinin temsilcisi bir hareketir.

Osmanli devleti, siyasi ve ekonomik olarak Ingiliz ve Fransa´ya bagimliydi. Ingiltere ve Fransa´nin Osmanli ayaginida Rum ve Ermeni komprador burjuvazisi olusturuyordu.

1900´larin basinda Ingiltere ve Fransa geriliyen emperyalist devletlerken Almanya yükselen bir güctü. Ic piyasada biriken sermaye dis alanlara ihtiyac duyuyordu. Dis alanlar ise diger emperyalist gücler tarafindan paylasilmis bulunuluyordu. Almanya yeniden bir paylasim dayatiyordu. Almanya´nin bu istemi 1.Dünya savasina yol acacakti.

Almanya, dünyayi yeniden paylasim masasina sürerken bir cok ülkede kendine isbirlikciler yaratiyordu. Bunlarin basinda Osmanli devleti geliyordu. Osmanli devleti icinde de Ittihad-i Terraki geliyordu. Ittihad-i Terraki özelikle Osmanli ordusunda hakim güctü. Dahasi Osmanli ordusu egitiminden tutun askeri malzemesine kadar Alman etiketini tasiyordu.

Osmanli devleti, Ingiltere ve Fransa´ya siyasi ve ekonomik olarak bagimli olmasina karsilik askeri olarak Almanya´ya tam bagimliydi. 1908 tarihinde iktidara bir darbe ile el koyan Ittihad-i Terraki, bu baglamda Osmanli devletini siyasi olarak Almanya´ya bagimli kiliyordu. Ve 1.Dünya savasinda Osmanli devleti, Almanya safinda savasa giriyordu.

Ermeni soykirimini dahil, cografyamizda gerceklestirilen soykirimlar bu ikili tarafindan öngörüldü ve uygulandi. Ittihad-i Terraki vasitasiyla Osmanli devleti üstünde hakimiyetini kuran Almanya Ortadogu ve Kafkasya petrolerine sahip olmak istiyordu. Ittihad-i Terraki´de Osmanli devlet sinirlari icinde bir etnik temizlik yapip elde kalan topraklar üstünde ve hatta „Turan projesi“ni gerceklestirmek icin Kafkasya ve Ortaasya´ya hakim olmak istiyordu.

Bu noktada cikarlari ve politikalari aynilasan bu ikili cografyamizda yasayan ulus ve azinliklara karsi bir etnik temizlik hareketini baslatilar. Basta Ermeniler olmak üzere Rum, Asuri-Suryani ve Kürtleri soykirimlardan gecirdiler.

Kürtler ve Ermeniler, ayni cografyayi paylastiklari gibi ayn? tarihi kader?de paylasmislardir. Ermeniler kadar Kürtlerde soykirima ugramislardir. Fakat Kürtler, Ermeniler gibi uluslararasi alanda bugüne kadar bir lobiye sahip olmadiklari icin uluslararasi alanda Kürt soykirimi Ermeni soykiriminin gölgesinde kalmistir.

Bu durum katliamin sorumlusu ve mirascisi Osmanli ve Kemalist devletin elini güclestirmistir. Osmanli ve Kemalist devletinin gerceklestirdigi Kürt soykirimi Kemalist güclerce Ermenilere fature edilmistir.

Kemalist tarih anlayis geregi Kürtler inkar edilmekte, soykirimdan gecirilen Kürtlerde Türk ilan edilerek Ermenilere yikilmaktadir. Bazende zorlandigi durumlarda Ermenileri Kürtler katletmistir deyip isin icinde cikmaya calismaktadirlar.

Son gelismelere yeniden sogukkanli bir sekilde bakildiginda sonuc olarak sözde „Türk“ yetkilileri bu insanlikdisi katliami kabulleneceklerdir. Bunu yaparkende kendi insanlikdisi suclarina Kürt milletini suc ortagi yapmaya calisacaklardir. Kürt politik önderligi buna hazirlikli olmalidir.

Daha ötesi soykirimdan gecirilen Kürtler, son dönemlerde Ermeni soykiriminin suc ortakligi ile suclanmaya baslandi, bile.

Meseleye daha yakindan bakilirsa bu iddia birileri tarafindan gündemde sicak tutulacaktir. Bugüne kadar Ermeni ve Türkler arasinda bir sorun olmasina karsin, bugün bu her iki tarafta bu insanlikdisi suca Kürtleride ortak etmeye calismaktadirlar.

Siyasal cikarlar nedeniyle bazi cevreler, bugün Osmanli devleti tarafindan gerceklestirilen Ermeni katliaminda Kürtleride sorumlu tutmaktadirlar. Kürt milleti, asilsiz iddialarla Osmanli devletinin bu insanlikdisi sucuna ortak edilmek istenmektedir.

Dahasi son dönemlerde kendilerine „Kürt aydini“ diyen birileride bu tezin seslendirenleri oldular. Kürt politik önderligi, tarihcileri, aydinlari bu durumu ciddiye almalidirlar. Iddialar gercegi ifade etmesede mide bulandiricidir. Kürt yurtsever gücleri, bu konuda hazirliksiz yakalanmamalidir. Bu iddialara karsi ciddi bir arastirma yapilmali ve Kürt tezini olusturmalidirlar.

Son dönemlerde “Soykirim Magdurlariyla Dayanisma Girisimii” adi altinda devreye giren girisimcilerin tavri basli basina bir sorun olarak karsimizda durmaktadir. Bu girisimcilerin faaliyetleri gözönüne alindiginda Kürtleri “suclu ilan etme” tavrinin aracina dönüstügü gözlenmektedir.

Suclayanlar ve suclananlar baskalari olmasina ragmen birilerinin
“hesas gel benide sucla” görevini Kürt milleti adina üstlenmesi anlasilir gibi degildir.

Tüm dünya tarafindan bugüne kadar kabul görüldügü cografyamizdaki soykirimin sorumlusu Osmanli devleti oldugu gercegine karsin, bugün “aydin”, “sorumluluk”, “tarihimizle yüzlesme” vs. gibi masum kavramlari maske edinen birileri ortaliga cikip kendiside soykirima ugramis mazlum Kürt milletini islenmis bu insanlikdisi suca ortak etme cabalari afedilecek gibi degildir.

Türk ve Ermeni sovenlerini anlamak mümkün. Peki kendilerine
„Kürt aydini“ diyen bu zevata ne demeli?

Anlasilan birileri kisisel kariyerleri icin prim yapmak icin Oamanli devleti tarafindan gerceklestirilen Ermeni soykirimina Kürt milletinide ortak etmek istemektedir. Bu caba, ancak Kürt millet düsmanligi ile aciklanabilir

Bunun vebali kimsenin altinda kalkamiyacagi kadar büyüktür.

24 Nisan 2005

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.