Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 19 January 2010

Kürt siyasetçi İbrahim Güçlü, terör örgütü PKK'nın AK Parti hükümetinin gitmesini istediğini söyledi. Güçlü'nün açıklamaları bununla da sınırlı kalmadı ve Türkiye'yi dehşete düşürecek iddialar ortaya attı. Örgütün bu yönde propaganda yaptığını dile getiren Güçlü, Genelkurmay'ı övücü sözlerin normal olduğunu belirtti. PKK'nın sadece derin devlet tarafından kullanılan ve desteklenen bir güç olmaktan öte uluslararası güçlerin bir taşeronu olduğunu ifade eden Güçlü, Tokat'ta 7 askerin şehit edilmesi ile Bingöl'de 33 askerin şehit edilmesinin amaçları itibariyle birbirine benzediğine dikkat çekti. Ateşkesin son bulmasının gerektiği ve Bingöl'de 33 askerin şehit edilmesinin bir bahane olduğunu anlatan Güçlü, eğer o olay olmasaydı başka kapsamlı bir olayın organize edileceğini belirtti.

Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Güçlü, önemli açıklamalarda bulundu. PKK'nın silahlı gücü HPG'nin eski sözde yöneticisi Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin'in "Hükümetin Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıprattığı ve haksız eleştirilere maruz bıraktığı" şeklindeki beyanatlarını değerlendiren Güçlü, bu açıklamaların garibine gitmediğini söyledi.

33 ERİN ÖLDÜRÜLMESİ EMRİNİ ÖCALAN VERDİ

Tokat'ta 7 askerin şehit edilmesi ile Bingöl'de 33 askerin şehit edilmesinin amaçları itibariyle birbirine benzediğine dikkat çeken Güçlü, Reşadiye'deki olayın bir provokasyon olduğunu vurguladı. PKK'nın Tokat'taki olayın sorumluluğunu yüklenmesinin iki olguyu daha da tartışma gündemine getirdiğini anlatan Güçlü, "Bu olgulardan biri, PKK'nın bu olayı tek başına yapmadığı, PKK'nın kuruluşundan beri ilişkili olduğu derin devlet güçleri ile ortak yaptığı. İkinci olgu, bu olayın PKK tarafından yapılmamasına ve PKK'nın partneri derin devlet güçleri tarafından yapılmasına rağmen, PKK'nın bunu yüklendiğiydi. Her iki olgu da Tokat'taki asker ölümünün ve o dönemde Öcalan'ın dar hücresi ve havasızlığı gerekçe gösterilerek, şiddete dayalı kitlesel eylemlerin, aynı merkez tarafından yönetildiğini ortaya koydu." diye konuştu.

O günlerdeki gelişmeleri yakından izleyen ve bilen biri olduğunu belirten Güçlü, 33 er olayı ile 7 askerin şehit edilmesinin dönemlerinde süreçlere büyük zarar verdiğini kaydetti. Tokat olayında PKK'nın kuruluşundaki sahiplerin esas aktörler durumunda olduğunu savunan Güçlü, bu aktörlerin de derin devlet güçleri ile Öcalan olduğunu kaydetti.

Öcalan'ın açıklamalarına rağmen 7 askerin ölümünden haberdar olduğunu savunan Güçlü sözlerini şöyle sürdürdü: "Tokat'ta 7 askerin öldürülmesi, Öcalan'ın hücresinin darlığı ve diğer cezaevi koşulları gerekçe gösterilerek geliştirilen şiddete dayalı kitlesel eylemlerin başlatılması, DTP'nin kapatılması; daha sonraki günlerde bu olayların bıçakla kesilir gibi kesilmiş olması, olayların aynı merkezden yönetildiğini ortaya koydu. Bu merkezde, derin devletin temsilcileri ile Öcalan var. Öcalan'ın 7 askerin ölümünden habersiz olduğu konusundaki açıklamaları, malûm ve bilinen bir taktiğin sonucudur. Öcalan, 12 Eylül öncesi ve sonrası ölüm olaylarının hiçbirinin sorumluluğunu yüklenmemekte, bu olaylardan yerel sorumlularını günahkâr ilân etmektedir. Bunu yargılaması sırasında da bir yaklaşım ve taktik olarak benimsedi. Kendini kurtarma taktiği, birileri akıl verdi."

ÖCALAN ERGENEKON'DAKİ YERİNİ AÇIKLASIN

Öcalan'ın; Şemdin Sakık ve diğer muhaliflerini aynı zamanda Ergenekon üyeleri olmakla suçladığını belirten Güçlü, Ergenekon'da kendi yerini ise açıklamadığını ifade etti. Ergenekon örgütünün kurucusu ve tepedeki adamının olsa olsa Öcalan olabileceğini savunan Güçlü, ismi geçen muhaliflerin çoğunun PKK'nın kuruluşundan çok uzun zaman sonra PKK'ya katılan ve sorumlu yerlere gelen insanlar olduğuna dikkat çekti.

Şemdin Sakık'ın 33 askerin öldürülmesi emrini ve talimatını PKK merkezinden aldığını açıkladığını hatırlatan Güçlü, "Bu PKK merkezi de tek kişiden ve Öcalan'dan oluştuğu için, talimatı Öcalan'dan aldığı açıktır. Bu nedenle, Şemdin Sakık'ın açıklaması doğrudur. Ama o dönemde Öcalan, kendisiyle yapılan görüşmelerde bu olaydan haberdar olmadığını, olayı yüklenmek ve savunmak zorunda kaldığını açıkladı. Bunun için de ustaca kendisine şahitler oluşturdu. Bu şahitler de bu olayı sorgulamadan Öcalan'ın yaptığı açıklamaları doğru kabul ettiler. Oysa olayın gerçekleşmesinde Öcalan haberdar olmasının ötesinde, olay, onun kararıyla gerçekleşti. 33 Askerin öldürülmesini ve ateşkesin bozulmasını isteyen asıl güçler, Öcalan'ın işbirliği içinde olduğu güçler ve devletlerdi. Bu bağlamda, 33 askerin öldürülmesi basit bir eylem ve basit bir PKK grubunun eylemi değil, büyük bir güçler ve devletler konsorsiyumu eylemi olduğu verilerle açığa çıkmaktadır." diye konuştu.

12 EYLÜL'ÜN HAZIRLANMASINDA PKK KULLANILDI

12 Eylül'ün hazırlanmasında PKK'nın önemli bir enstrüman olarak kullanıldığını dile getiren Güçlü daha sonra şunları söyledi: "PKK'nın silah bırakması ve silahlı mücadeleye son vermesi, devlet güçlerini ve özellikle devletin silahlı güçlerini anlamsız ve güçsüz kılacak bir durumdu. Bu nedenle, devletin silahlı güçleri, PKK ateşkesinin devam etmesini istemiyordu, silahlı mücadelenin devamı için şartlar oluşturuyor, PKK'yı besliyordu. Bu nedenle, 33 askerin öldürülmesinde birinci derecede çıkarı olan güç, bu ismi geçen devlet güçleriydi.

Suriye'de PKK'nın ateşkesinin geçici olması koşuluyla kendisine izin vermişti. PKK'nın silahı bırakması ve silahlı mücadeleye son vermesi, Suriye'nin PKK'ya yaptığı yatırımı boşa çıkaracağı gibi aynı zamanda PKK vasıtasıyla Hatay ve su sorunu, Müslüman Kardeşleri nedeniyle Türkiye ile savaşın son bulması anlamına geliyordu. Bu nedenle ateşkesin son bulması gerekirdi. Ateşkesin uzaması için Öcalan'ın Suriye'den çıkarılması konusunda Celal Talabani ile aramızdaki tartışmalar bunun içindi. Ama Suriye Öcalan'ın çıkışına izin vermediği için Öcalan Irak KDP'ye olan güvensizliğini gerekçe göstererek Suriye'den çıkmadan vazgeçti. Suriye'nin diğer Kürt örgütlerini de silahlı mücadeleye dahil etmek için o ateşkes döneminde büyük gayret gösterdiği benim de şahit olduğum bir olaydır." (CİHAN)

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.