Yukarıdaki fotoğrafı bugün Nasname sitesinde gördüm.
Fotoğrafın altında ise "Bu Foto Nasıl Okunur?" diye ironik bir soru vardı.
Fotoğraf tabiî ki gündeme ilişkin olan Ergenekon örütününe gönderme yapıyordu.
Doğru yada yanlış, bu tarz yorumlar benim ilgi alanıma metodolojik olarak girmiyor.
Yani şöyle; Yalçın Küçük Ergenekon adamı da olsa sonuçta bu siyasettir, Öcalan'da 'köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı deme' felsefesini rolunu oynamıştır.
İllada böyledir demiyorum ama tersini iddia etmekte pek politik bir muhalefet değildir.
Neyse.
Ben asıl anlatmak istediğim konuya geçeyim.
Bu fotoğrafı bugün görünce ilk aklıma gelen hem gendi geçmişim de hemde Mahsun Korkmaz Akademisi'ndeki Öcalan karşısında el pençe oturan biz Kürdler aklıma geldi.
Hatırlıyorum geçmişte Öcalanın çözümlemelerini videoda izlerken bile bir oturma biçimi ve disiplini bize öğretildi.
Dinlerken, dizler bitişik olacak, eller iki dizin üzerinde duracak, sırt iyice sandalyeye dayalı olacak, elden gelindiği kadar kıpırdama, hapşırma, aksırma, saçını kaşıma, gözünü kaşıma olmayacak.....gibi bir düstür ile çözü(l)mlemeler dinletilirdi.
En kısa çözü(l)mleme üç saat olup bu bazen altı saate kadar çıkardı.
Evet bunlar TV karşısındaki terbiyedi, artık Bekaadakini Allah ve yaşayanlar bilir.
İşte bu foto, bugün bana o fenomenleri hatırlattı.
Çünkü bu fotoda ise bizim yerimize Öcalan geçmişti.
Yalçın bey bacaklarını üst üste atmış, kıçını Öcalana çevirmiş, yüzü Öcalana bakmaya bile tenezül etmeden başka diyarlara bakıyor.
Bacak üst üste atma derken fotoğrafa iyi bakın, öyle bildiğimiz bacak üst üste atma biçimi değil. Bu tarz tamamen bir hiyerarşiye, kastta, sınıfa ve otoriteye işaret eden bir semboldur.
Bu sembol meselesinde Öcalan da çok başarılıdır.
Şöyleki ;bir gün video da yine O meşhur 'özgür kadın-erkek' meselelerine ilişkin bir çözümlemede, ilerleyen dakikalarda bayağı hararetlenmişti.
Karşısında el pençe, kambur bir şekilde oturan Kürd gençlerini yine küfürü basmıştı ve erkekliklerine dem vuruyordu.
İşte bu sırada, çok iyi hatırlıyorum ellerini apış arasına ikide bir atarak kaşımaya başladı.
İlk başta, normaldir insanlık hali dedim ama bir değil iki değil bu tam yarım saat sürdü.
En çok zoruma giden o oturumda bayanlarında olması.
"Bu nasıl olur?" sorusunu uzun zaman sorgulamadım.
Çünkü O 'önderdir' ve 'kutsaldır' her hareketinde bir işaret ve çözümleme vardır dedik?!.
Bir gün olsun o hareketi kendi aramizda nedenini tartışmadık!.
Tartışılmazdı zaten?!!.
Hayır amacım bunu anlatarak basit bir şekilde Öcalanı eleştirmek değil kesinlikle.
Ama bu fotoğrafı görünce lanet olsun dedim, yazacağım.
Aslında şimdi düşünüyorum da suç salt Öcalanın mıydı?!.
T.C. devletinden korkmayan, ölümü bile alaya alan insanlar nasıl bir perdedir ki bu denli bir girdapa girerek kör oluyorduk?.
Öcalan ne demek istiyordu?, "siz karılaştırılmışsınız".
Kendiside 'erkeği' öldürüyordu!.
Demek ki öldürmeden önce başımızdaki 'erkek' mi oluyordu?.
Yaa Öcalan!, bu fotoğrafı bugün gördümde de bir tuhaf oldum.
Demek ki seninde 'karılaştırıldığın' zamanlar olmuş!.
Hemde 'erkek' bir Asena kurdu tarafından.
Ne komik!.
Diyecekler; Kürd gençlerinin O hareketleri saygıdan ve disiplinden geliyor.
Batsın, o saygıda o disiplinde.
Tc den korkmayan apodan neden korksun