Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin yıllardır beklenen TC ziyareti gercekleşti.
Fakat bu ziyaretin TC'nin Güney Kürdistan'a kara harekatının hemen ardından olması bir çok insanın kafasında bir çok soru işaretini oluşturdu.
Talabani Türkiye'ye gelirken kimi Kürdler rahasızlığını gizleyemedi, fakat aynı şekilde Türk Genelkurmayı ve onun güdümündeki sivil ve resmi çevreler de rahatsızlığını dışa vurmaktan geri kalmadı.
Bu her iki çevre, el birliği ile Celal Talabani'yi linç girişiminden bulundular.
Görevli ve emekli paşalar, Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli gibi ırkçı faşistler bunun başını çektiler.
Türk Genelkurmay güdümlü A. Öcalan'nın DTP'de onlardan geri kalmadı. Kürdistan ve Türk metrepolerinde Celal Talabani'nin posterlerini yakıp protesto etmekten kendilerini alıkoymadılar.
Buna anlam vermek mümkün ama onaylamak mümkün degildir.
Onlarki Türk Genelkurmayın birer piyonları olarak Kürd önder Irak Cumhurbaşkanı sayın Celal Talabani'ye hakaret etmede Kürd düşmanı Türklerden geri kalmadılar. Kimden yana olduklarını bir kez daha ortaya koydular.
Bu Kürd düşmanı çevrelerle aynı kulvarda Celal Talabani'ye hakaret ve küfür eden bir unsur daha vardı. Bu unsur Sıraç Bilgin denilen Türk istihbaratcısı olan şahıstır.
Sayın Talabani, henüz gelmeden Sıraç denilen unsur komlo teorileri üretti. Talabani'yi Kürdleri satmakla itham etti. Herkesi kendisi ve keroko ile bir sandı.
Fakat foyası düştü.
Sayın Talabani, yaptığı basın toplantısı ile bu düşman çevrelerin dediklerini kursaklarında bıraktı.
Bir Kürd lider olarak dik durdu.
Sıraç gibi pis ispiyoncuların dersini verdi.
Hani derler ya. Utanmazın yüzüne tükürürsen yağmur yağdığına yorumlar. Bu unsurun ruh halide aynen böyle.
Beklediğini bulamayınca, bu kez “işin perde arkasını irdeleyeceğini“ söyleyecek kadar alçaldı.
Doğru ya. Yakında efendilerinden nasıl davranması gerekir mesajını bekliyor. Perde arkası dediği efendilerinden alacağı mesaj olsa gerek.
Bu unsurun adam olacağı yok.
Aklında sayın Talabani'ye küfür ve hakaret etmekle KDP'ye yaranacağını sanıyor.
Nafile!