Ana içeriğe atla
Submitted by Aso Zagrosi on 18 March 2013

Şeyh Ubeydullah’ın Bağımsız ve Birleşik Kürdistan için mücadele planı başlangıçta iki devlete yani Osmanlı ve Qaçari devletlerine karşı aynı anda direnişi öngörüyordu.. Osmanlılarla girişilen ilk çatışmaların ardından Şeyh Ubeydullah var olan planının ciddi hataları barındırdığını ve iki devlete karşı aynı anda mücadelenin sorunlu olduğunu görüyor. Osmanlıların kendisine verdiği „sözlere“ bağlı olarak yakın mücadele hedefini yeniden tespit ediyor.

Garo Sasuni Şeyh Ubeydullah’ın mücadele planına ilişkin şu tespiti yapıyor:

„Kararlaştırılan ilk plana göre aynı anda İran ve Osmanlı imparatorluğu üzerine harekete girişilecekti. Mankur ve Mameş aşiretleri Osmanlı sınırındaki kendilerine yakın Osmanlı kuvvetleriyle birleşip Şeyh’in büyük oğlu Mehmed Sıddık’ın yönetiminde önce Revanduz’a saldırıp, orasını işgal ettikten sonra, Bağdat üzerine yürüyeceklerdi. Şeyh Ubeydullah Van’ı işgal için harekete geçtiğinde, onun küçük oğlu Abdulkadir, Amadiya ile Musul’a saldırıya geçecekti. Bağdat’taki bazı aşiretlerin reisi Ferhan Paşa da Musul’a saldırdıklarında Şeyh’e yardım edeceklerine dair söz vermişti. Diğer kuvvetler ise aynı anda İran’a karşı saldırıya geçecekti“ (Garo Sasuni, age, sayfa 88)
Garo Sasuni bu tespiti yaptıktan sonra „ Ubeydullah’ın uygulamak istediği bu plan ciddi hatalar taşıyordu. Çünkü, aynı zamanda iki büyük devlete saldırmak onların güçlerini aşan bir davranıştı. Bu durumu kendileri de anlayınca planı değiştirdiler“(Garo Sasuni, age sayfa 88)

Bilindiği gibi Şeyh Ubeydullah o dönemler Mekke Şerifi ve Mısır Hitivi’nden yardım yardım alma çabası içine girmişti. Bunu dışında bir çok kaynak Arap asılı olan Ferhan Paşa ile de ortak hareket etme konusunda anlaşmıştı.

Hatta bazı kaynaklar Şeyh Ubeydullah hareketi sırasında „ Bağdat, Musul ve Hakkari mıntıkasında 5000 Arap Şeyh Ubeydullah’ın yardımına gitmek için bir araya toplandıkları“nı yazıyorlar.(Nawşirwan Mustafa Emin, age, sayfa 152)

Şeyh Ubeydullah Nehri Önderliğinde İlk Kürd Örgütü..

Şeyh Ubeydullah kendisinden önce sömürgeci güçlere karşı baş gösteren tüm Kürd devrim ve direnişlerin Kürdlerin yardım ve desteği ile bastırdıklarını biliyordu. Her hangi bir Kürd aşiretinin Türk yada Fars işgalcilerine karşı direnişe geçtiği zaman başka bir Kürd aşiretini karşısında buluyordu. Şeyh Ubeydullah çok yakından Kürd Mirlerinin acı sonunu görmüştü. Osmanlı devleti bir Kürd Mirine karşı giriştiği savaşta diğer Mirlerin ya desteğini almış yada onlardan bazılarını tarafsız kılmıştı. Sonuç olarak tüm Kürd Mirliklerine son vermişti.

İşte böyle bir tarihsel geçmişin tecrübesine sahip olan ve o dönem Kürdistan’da en sevilen ve en güçlü lideri olan Şeyh Ubeydullah Kürdleri/Kürdistanlıları tek çatı altında birleştirmek amacıyla harekete geçti.

Osmanlı devletinin Kürdlere karşı düşmanca tutumlarının bilincinden olan Şeyh Ubeydullah Mesnewi’sinde şöyle sesleniyor:

„Zulm îşan ra çû arem derbeyan,
her çe guyem andekî başed az an”
“eger ez behsa sîtem û zordarîya Tirkan bikim,
hindi ez bibêjim her min kêm gotîye“
“Eğer ben Türklerin sitem ve zorbalıklarından söz edersem,
ne söylesem azdır” (Dr. Elî Nerweyî, age sayfa 44)

Bu yazı serisinin daha önceki bölümlerinde Şeyh Ubeydullah’ın Kürdlerden övgüyle söz ettiği bazı şiirlerinden bazılarını vermiştim.

Osmanlı ve Qaçari gibi Kürd düşmanlarına karşı açık turumu bir çok şiirinde ve çeşitli devlet yetkililerine gönderdiği mektuplarda da mevcuttur.

Şeyh Ubeydullah’ın bir başka yanı ise Kürdistani perspektifine sahip olmasıdır. Bugün dahi ülke, devlet ve toprak perspektifinden yoksun, Kürd ulasal istemlerini Türk proküstüne yatıran yaklaşımları gördüğümüz zaman Şeyh Ubeydullah’ın ulusal büyüklüğü daha da anlaşılıyor.

Şeyh Ubeydullah bir şiirinde Kürdistan için şöyle yazıyor:

“Nehr nam an qesabe, zan merz o bûm,
an az Kurdistan ne Iran û Rom”

Kürdçesi:

Ango Cihê ew lê dayîkbûye nave wê Nehrî ye li sînorê welateke ye nave nave wê Kurdistanê, ne Îran e ne Rom e “

Şeyh Ubeydullah o dönem Kürdistan, İran ve Rom(Osmanlı) ülkelerinin ayırımını açık bir şekilde yapıyor. Doğduğu köy Kürdistan’da Nehri adlı köy olduğunu, Kürdistan’ın ne İran ve ne Rom olduğunu açık bir şekilde beyan ediyor.

Şeyh Ubeydullah bir başka şiirinde ise Kürdistan için:

“Rum û Kurdistan û Îran û Ereb,
Feyzîyab û behrewerzan por adeb

Ango: Rom û Kurdistan û îran û welatê Ereban,
Mifa û behre ji (Mewlana Xalidî Nexşîbendî) werdigirin”

Şeyh Ubeydullah burada da Mewlana Xalid Nexşibendi’den yararlanan ülkelerden söz ederken İran, Arap ülkesi ve Rom ile birlikte Kürdistan’a işaret ediyor.

Şeyh Ubeydullah şiirlerinde ve çeşitli çevrelere gönderdiği mektuplarında Kürdlerin yiğitliği, savaşçılığı ve mertliklerinin yanında içinde bulundukları kötü ekonomik ve siyasal durumun sorumlusu olarak Osmanlı ve Qaçari devletleri görüyordu.
Kürdistan meselesinde de tarihe baktığı zaman ve kendi döneminde Kürdistan’ın içinde bulunduğu kötü şartları dile getirmek bazında şöyle diyor:

“Bud Kurdistan zemanî pîş ey in,
çûn Buxara cay aqtab yemîn”

Ango: Welatê Kurdistanê serdemek berî niha, mîna Buxara cihê qutbên cîhanê bû”

Şeyh Ubeydullah döneminde Buhara büyük gelişmelere sahne olmuş ve bir dizi islam alimleri Buhara’ya giderek eğitimini tamamlıyorlardı.

Şeyh Ubeydullah bu şiirinde Kürdistan’ın bir zaman Buhara gibi olduğunu ve sömürgeciler tarafından içine düşürüldüğü ortamdan hayretle söz etmektedir.

Şeyh Ubeydullah Kürdistan’ın içine düştüğü geri durumu ve sönen okyanus aydınlığını şöyle ifade ediyor:

“Zîn cîhet amed be, Kurdistan fitur,
der qusur amed, heman deryayê nûr”

“lewra ew barûdoxê başkevtî bo Kurdistan peyda bû, û ew derya ronahîyê kiz bû”

Şeyh Ubeydullah açık bir şekilde Kürdistan’daki aydınlık deryasının zayıflanmasını, Kürdistan’da ortaya çıkan geri yapılanmasına bağlıyor.

Şeyh Ubeydullah Kürdistan’ın içinde bulunduğu kötü durumun devam edemeyeceği bilinciyle şöyle yazıyor:

“Şoq û sergermî be Kurdistan zehal,
baz ared heq pîs ez fwet û zwal,

Ango: careke dîtir xudawend dê xweşî û şadîyê bizivirîne Kurdistanê, piştî ku barûdoxê xirap bi serda hatî”( (Dr. Elî Nerweyî, age sayfa 46)

Şeyh Ubeydullah var olan kötü durumdan sonra Yezdan’ın Kürdistan’a güzel ve mutlu günleri bahş edeceğini yazıyor.

Devam edecek

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.