Şeddadi Mîr'i Mîr Fadil mart 1071 yılında Urfa kuşatmasına katıldığını görüyoruz.
Mevcut olan Azerbeycan, Ermenistan ve hatta Gürcistan'ın (Tiflis vs..) büyük bir kesimini hakimiyetleri altında bulunduran Şeddadi Kürd devletininin Mîri, Mîr II.Fadlun/Fadil Urfa kuşatılmasına katılması, bugüne kadar Malazgirt savaşı hakkında empoze edilen verileri tümden alt üst ediyor.
Çünkü bugüne kadar Türk resmi tarihçileri bu savaşta Kürdlerin sahip oldukları rolleri minimize ve hatta yok etmek için ciddi bir çaba içindeler. Onlar kısmen Merwani Kürd devletinin bu savaştaki rollüne değinmeğe çalışıyorlar, fakat o konudada bir dizi yalan ve asılsız bilgileri pompalamaya çalışıyorlar.
Konumuz olmamasına rağmen Kürdlerin o dönem sahip olduğu konumu daha iyi tespit etmek ve Selçuklarla olan ilişkileri daha anlaşılır kılmak için Merwani ve diğer Kürd hükümetlerine kısa da olsa değinmek gerekir.
Örneğin Zaman gazetesi yazarlardan Mustafa Armağan “Malazgirt´te, Alparslan´ın ordusunda Kürtler ne arıyordu?“ anabaşlığı altında bir yazı kaleme almıştı.(bu konuda daha geniş bilgi için ona ve Nazlı Ilıcak'a verdiğim cevaba bakabilirsiniz)
Sayın Armağan makalesinde :
“Malazgirt Savaşı öncesinde Mervanîler, Nizamüddin Nasr ile kardeşi Said arasındaki iç savaşa sahne oluyordu. İbnü'l-Ezrâk'a göre Said, Alparslan'a sığındı. 1071'de Romen Diyojen İstanbul'dan hareket edince Alparslan Said'i yanına alarak da Diyarbakır'a geldi. Vezir Nizamülmülk Silvan'a giderek kardeşi Nizamüddin'le görüştü ve onu kardeşinin de yanında bulunduğu Alparslan'ın huzuruna gitmeye razı etti. “ diyor.
Mustafa Armağan Kürdlerin Malazgirt savaşındaki sayısal rollünü minimize etmek için bayağı çaba harcıyor.
Fakat, sayın Armağan Kürd tarihi hakkında, Malazgirt savaşı öncesi Kürdlerin bölgedeki konumundan habersiz olduğundan dolayı bir dizi yanlış bilgi aktarıyor.
Örneğin Mîr Said olayı:
Sayın Armağan'ın iddia ettiği gibi Mîr Said Alparslan'a değil, Tuğrul Bey'e sığınıyor.
“Amed ve Meyafarqin Tarihi“ni yazan Fariqi'ye dayanarak Mîr Said'in Alparslan ile birlikte 1071 yılında Amed ve Meyafarqin'e geldiğini söylüyor. Bu bilgide doğru değil.
Şimdi tarihi gerçeklere geçelim.
Merwani Kürd devletinin Mirlerinden Mîr Nasirüldewle 1010 ve 1061 yılları arasında iktidarda bulundu. Mîr Nasirüldewle vefat etmeden önce Mirlik görevini büyük oğlu olan Mîr Said'e değil, küçük oğlu Mîr Nizamedin'e bıraktı. Fariqî Mîr Nasirüldewle'nin bu kararı Mîr Nizameddin'i “akılı, uzak görüşlü ve karar sahibi“ olduğunu düşünerek verdiğini yazıyor. Mîr Said 1063 yılında Tuğrulbey'e sığınıyor ve ondan Mîr Nizameddin'e saldırmak için yardım istiyor. Tuğrulbey'de ona Meyafarqin Kürd devletine saldırması için 5000 suvari veriyor. Mîr Said Selçukluların kendisine verdiği askeri destekle Meyafarqin'i kuşatıyorlar. Fakat Meyafarqin kalesini almak pek kolay değildi.. Mîr Nizameddin Selçuklara maddi imkanlar sunuyor ve Selçuklar kuşatmayi kaldırıp çekip gidiyorlar.
Fariqî Merwaniler tarafından Selçuklulara kuşatmayi kaldırmaları için verdiği parayı o dönemin parasıyla 50.000 dinarı olduğunu yazıyor.
Fariqi, Mir Said'in 1067 yılında yeniden Mîr Nizameddin'e karşı isyan ettiğini yazıyor.
Fakat bu bilgi doğru değildir. Çünkü, Mir Said 1063 yılında ölüyor. Bir çok tarihçi bu konuda hem fikirler.( İbni El Cewazi, İbni El Esiri, Sibti El Cewzi, Ebu Wefa gibi tarihçilerden akt, Dr. Niştiman, age sayfa 193)
Bundan dolayı sayın Armağan'ın 1071 yılında Mîr Said'ın Amed ziyareti ve ondan itibaren uydurduğu efsanenin içi boş ve yalandır.
Devam edecek
Aso Zagrosi