Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 19 November 2009

Son gelen haberler hic iyi degil. Öcalan'in ko$ullarinda bir iyile$me olmami$ tam tersine bir kötüle$me olmu$. Burada yine Murat Karayilan'in ve PKK yönetiminin sorumluluguna i$aret etmekten ba$ka yapabilecek bi$ey yok. Murat Karayilan ve sözde PKK yönetimi bu durum kar$isinda, Türk devletinin bu kabul edilemez yakla$imi kar$isinda ne yapacak? Herhalde her zamanki gibi, yillardir yaptiklari gibi, pasif kalacaklar, Ba$kan Apo'yu ve Kürt halkini Türk devletinin insafina birakacaklar, devlet terörüne seyirci kalacaklar, ve TCye yalvarip yakarmaya devam edecekler. Acik söylüyorum bu PKK yöneticileri olmasaydi, adam gibi bir tek ki$i olsaydi ne yapacagini bilirdi, ve TC bu kadar $imarmazdi. Tekrar soruyorum Murat Karayilan görevinin ve sorumlulugun farkinda mi? Degilse, görevini yapmayacaksa örgütün ve ordunun ba$indan cekilmesi gerekiyor.
Bir ba$ka ilginc haber ise Fethullah Gülen cemaatinin Kürdistanda örgütlenmesini geni$letmesidir. Kürdistanda örgütlenmesi gereken cizgi Gülenin halk dü$mani kontra cizgisi degildir, PKK cizgisidir. Kürdistanda Kürt halkina gerekli olan örgütlenme PKK örgütlenmesidir. Kürdistanda Kürt halkina gerekli olan önderlik, PKK önderligidir. Gerekli olan politika PKK politikasidir, gerekli olan tarz PKK tarzidir. Gerekli olan PKKnin örgütlenmeyi geni$letmesi ve güclendirmesidir ama i$te Duran Kalkan gibiler ne anlar ki örgütlenmekten? Hele hele devrimci örgütlenmekten ne anlar bu adamlar? Fethullah Gülen bir Kürt dü$mani degil mi? Halk dü$mani degil mi? O halde neden onlarin Kürdistanda bu kadar örgütlenmesine ve güclenmesine izin veriyorlar bu sözde PKKliler?
Bence PKK devrimci örgütlenmesini geli$tirmeli ve her türlü kontra örgütlenmesine Kürdistanda müsade etmemelidir. Eger görevli, yetkili ve imkan sahibi yöneticiler görevlerini yapmiyorsa, yetkilerini, imkanlarini ve gücünü halkin cikarlari dogrultusunda devrim dogrultusunda kullanmiyorlarsa, yapabilecek bir$ey yok.
Genclik o zaman inisiyatifi ve öncülügü devralmasi gerekiyor...
Selamlar

PKKnin tarihi mirasi Ben bir PKK sempatizaniyim. Gecmi$te bazi ara$tirmalar yapmi$tim ve PKK hakkinda dü$üncelerimi yazmi$tim. Bu yazida PKK olayinin farkli bir yönüne dikkat çekmek istedim. PKK'nin bazi gerçekleri var ki, çok önemlidir bana göre, ama nedense görmezden geliniyor. PKK hakkinda Kürt gençlerine yönelik bazi sözlerin söylenmesi gerektigine inaniyorum. Bazi sorularin cevaplandirilmasi gerekir, en başta; PKK'nin önderlik gerçegi neyi ifade ediyor? Neyi, hangi degerleri temsil ediyor, nasil bir tarz, düşünce ve yaşam biçimine sahiptir? PKK tarihinde bazi önemli anlar, dönüm noktalari ve sembolleşmeler var. Ilk büyük tarihi direniş, Diyarbakir zindaninda, şehit Mazlum Dogan kişiliginde sembolleşmiştir. Türk Devleti eşi benzeri görülmemiş bir vahşet sergiliyor, adeta insanligi aglatip öldürüyor, ve bütün dünya bu vahşeti görmezden, duymazdan geliyordu. Kürt halki 24 saat saldiri altinda, morelsiz, umutsuz, perspektifsiz bir durumda, cezaevindeki direnişin zayifladigi, teslimiyetin ve ihanetin çogaldigi, umudun ve insanligin yok olmakla karşi karşiya oldugu, direnişin bitme noktasina geldigi bir ortamda, Mazlum Dogan büyük bir fedakarlik yaparak direni$i yeniden alevlendirmi$ti. Mazlum'un büyük tarihi eylemi, düşmanin zafer hayallerini bir anda bozmuş, direnişin tekrar alevlenmesine, gelişmesine ve bugünlere gelebilmesine yol açmiştir. Mazlum, şehadetiyle birlikte sembolleşen ölümsüz bir PKK önderlik gerçegidir. Onun büyük fedakarligi karşisinda, herkes kendisini yeniden gözden geçirmeye zorlanmiştir. Mazlum'un kararliligi, derin inanci ve umudu, partiye ve halka güç vermiş, morel vermiş, yeni bir umut ve ruh vermiş, düşmani bozguna ugratmiş ve boşa çikarmiştir. Şehit Mazlum Dogan, tarihi direnişiyle belirli ilkeleri ve degerleri en üst düzeyde temsil etmektedir; PKK'yi temsil etmektedir, kendi eliyle yazdigi parti programini, ilkelerini, amaçlarini temsil edip savunmuş, bu degerlerin, ilkelerin temelinde kendisini ulusuna ve ülkesine feda etmiştir. Mazlum Dogan'in önderlik gerçegi kesin ve nettir, çarpitilip kullanilamaz, dogru anlaşilip örnek alinmasi gerekir. Kürtlük Davasinda bu güzel insanin anisina bagli olanlar, onun takip ettigi deger, ilke ve amaçlari takip etmeli, onun duruşunu, kişiligini ve yaşam tarzini, savaş tarzini örnek almali ve kendi düşüncesinde, eyleminde ve yaşam biçiminde yaşatmalidir. Mazlum önderligi kesin bir ideolojik ve siyasi çizginin ölümüne bagli olunup savunulmasini ifade ediyor. Büyük imkansizliklara ve yokluga ragmen, düşmana „ruhumu asla teslim alamazsin“ dercesine bedenini ateşe vermek, böylece ruhun özgürleşmesine, yayilmasina ve kitleselleşmesine yol açmak! Işte PKK devrimciligi budur. Mazlum'un verdigi güç ve sorumlulukla, partili yoldaşlari, 15 Agustos 1984 atilimini gerçekleştirdi ve başta Mazlum olmak üzere yüce şehitlere en dogru karşiligi vermiş oldu. Bu atilim PKK tarihinde ikinci büyük dönüm noktasini teşkil etmektedir, ve Mahsum Korkmaz kişiliginde sembolleşmiştir. Komutan Agit'in önderlik gerçegi, kesin ve net bir askeri önderligi ifade ediyor. Agitler, dünyanin en karanlik ve umutsuz cezaevi hücresinden kendilerine ulaşan mesaja, özgür koşullarda nasil en dogru karşiligin verilecegini, gerilla savaşimiyla göstermiştir. Işte gerçek PKK devrimciligi budur! Komutan Agit'le sembolleşmiş, ölümsüzleşmiştir ve asla çarpitilip saptirilamaz, halkin aleyhine kullanilamaz. Yeni nesil Kürt gençligi Mazlum ve Agit'in tarihi önderlik gerçegini mutlaka, her ne pahasina olursa olsun, yeni yüzyila taşimali, yaşatmali ve zafere ulaştirmalidir. Tabi onlar dönemin koşullarina göre milli sorunu sol bir etiketle çözmek istediler. Bugün sol etiket artik gereksiz, başarisiz ve her türlü saptirmaya açiktir, zararlidir. Daha önceki direnişler islami bir renkte idi. Önemli olan milli sorunun çözümüdür. Milli sorunu unutup, çözümsüz birakip din ve ideolojileri amaç edinmek en büyük kontracilik, en büyük düşmanliktir. PKK tarihinde, Mazlum ve Agit'in önderlik gerçeklerinin yaninda tabi birde Abdullah Öcalan ile sembolleşen önderlik gerçegi vardir. Bu önderlik, kendi deyimiyle Mazlum ve Agit'e bir cevap niteligindedir, onlarin devamidir. Apo'nun „Nasil yaşamali“ kitabinin ikinci ciltinden bir kaç alinti yapmak istiyorum bu noktada: “Kan yerde birakildi mi, bu kişiden her alçaklik beklenir, namussuzun en büyügü olur.“ „Biraz gerçekci olalim... Çok iyi biliniyorki, mevcut toplumsal koşullarda hiç bir yaşam şansi yok. Bu durum kimseyi inkara, karamsarliga, tikanmaya degil, tam tersine büyük özgürlük savaşimina götürmelidir.“ „Özgür yaşami isteyenler, bunu çok yönlü eylemiyle, düşünce ve tartişma gücüyle göstermek zorundadirlar...Yaşamin onurunu, gönencini, tutkusunu, güzelligini felsefesini, giderek bunun örgüt eylemini bulmak zorundasiniz. Yaşam ancak bu hususlarla ifade edilebilir. Yaşamak için bir vatan, bir toplum, topluluk, öncü ideoloji ve örgüt şarttir. Ekmek-su kadar bunlara ihtiyac duymamak, bunlari hissetmemek ne demektir?“ „Senin her türlü hakkini, hukukunu elinden alan suçlular var. Onlarla çarpişacaksin ki ancak, hak, hukuk elde edebilesin. Biz buna ulusal kurtuluş savaşimi, özgürlük savaşimi diyoruz. Bu savaşla, örgütle, örgüt hukukuyla, örgüt olma hakkiyla mümkündür. Dolayisiyla örgüt olmak bir haktir, bir görev degildir. Kutsal yaşam hakki için örgütlenme hakkinizi kullanacaksiniz...Hirsizi, caniyi durdurmak için gizli veya açik örgütlenme hakkini kullanmaniz gerekiyor. Bunlari görmemek mümkün degil. O zaman neden örgütlenmeye, egitime, propagandaya ilgisizsiniz? Bu durum sizlerin canilerin, hirsizlarin kol gezdigi bir toplumda suç ortagi onlarin işbirlikcisi oldugunuzu ortaya çikarir. Örgütlenmeye gelememek, örgütlü yaşamin hemen her hususuna cevap vermemek objektif suç işbirlikciligidir. Yetmez örgütlenme hukukunu kullanmak eylem hakkini, isyan hakkini savaş hakkini kullanmaktir. Çünkü karşi taraf size elemansiz bir özel savaşimi uyguluyor. Özel savaş normal zaten savaşin yasalarini çignemektedir. Savaş yasalarinda esirlere, köylere, halka, siradan sivil insanlara birşey yapmak yoktur. Ama Türk özel savaşinda her gün katliam, işkence, her türlü köy boşaltma var, hatta yeşile bile düşmanlik var. Böyle bir özel savaşa karşi sen de savaş hukukunu, devrimci savaş hukukunu dayatmak zorundasin. “Savaşamiyorum“ demek düşmanin özel savaşiminin işbirlikcisi olmaktir. Savaş hukukunu geliştiremezsen, savaşta hakkini kullanamazsan gerçekten suçlusundur. Savaş hakki görev degil, bir haktir. Bu hakla sen, yaşamini garantiye aliyorsun. Yaşama hakkini kurtarmak, onu işkencecinin, katliamcinin elinden almak için, sarilmaniz gereken davranişinizdir. Çünkü “ben yaşamak istiyorum. Savaş hakkimi kullanmak da mümkündür“ diyeceksiniz. Örgüt hakkini, örgütle birlikte eylem hakkinizi da kullanacaksiniz. Bu özel savaşim karşisinda çok müthiş örgütcü ve eylemci olmaniz gerekir. Başka türlü size vatan, özgürlük, güç olmak yoktur. Dolayisiyla ne ekonominiz, ne kültürünüz, ne aileniz, ne de birey olarak herhangi bir yaşama hakkiniz yoktur.“ “Samimiyseniz bazi haklarinizi kullanmaniz gerekiyor. Bunlarin en başinda gelen savaş hakkidir. Islam dini veya herhangi bir din, savaşla hitap ettigi için topluma birşeyler vermiştir.“ „Düşünün, muazzam bir sömürgeci hukuk var. Bizi her türlü insani hakka, ulus hakkina, örgüt toplum hakkina, ekonomik hakka, kültürel hakka sahip olmaktan kisacasi insani ilgilendiren ne kadar hak varsa hepsinden alikoymuş. Hem de azgin bir terörle. Geriye kendi hukukun ugruna savaşima girmen kaliyor...Iyi savaşan kendi hakkini-hukukunu iyi elde eder. Savaşamayan, onur bilincini ve eylemini az çok yakalamayan biri köle olmaya mahkumdur. Sömürgecinin mahkumudur, yada kurtuluş örgütünün mahkumudur. Haktan hukuktan bahsedemez. Savaşabildigi oranda haktan bahsedebilir.“ „Biz bu gençlikten yenilmez ve her derde çözüm olabilen, her alana hakkini verebilen, bütün görevlerine hükmedecek militan çikarmak istiyoruz“ „Yine yaşayin, ama önce güvenligi saglayin, güvenlik için savaşi geliştirin“ Görüldügü gibi burda çok radikal bir savaş olayi vardir ve fazla söze gerek yoktur. Daha sonra Duran Kalkan'in öncülügünde geli$enler PKK'yi tümden başkalaştirmaya, düşmanin hizmetine sokup Kürtlere zarar verdirmeye yönelik bir kontra hareketidir. Bu Ankara grubunun tüm pratigi TC'nin hizmetinde Kürt hareketini boşa çikarmak, başarisiz, işlevsiz kilmaktir. Başka hiç ne bir başarilari, ne bir fedakarliklari vardir. Mirasyediciligin böylesi yoktur. Onlara göre yüce Kürdistan şehitleri, Kürt Milleti ve Kürdistan ülkesi ugruna degil, Türkiye'nin iyiligi için feda etmişler kendilerini. Yurtsever Kürt gençliginin sirtindan hareketi satişa çikariyorlar. Apo'dan sonra, PKK'nin bir başka önderlik gerçegi daha vardir; şehit Zilan efsanesi! Zilan Apo'nun „Nasil Yaşamali“ sorusuna getirdigi perspektiflerden etkilenip kendini ulusu ve ülkesi ugruna feda etmeye karar veriyor, gerilla saflarina katiliyor. Tabi saflardaki umutsuzlugu, kişiliksizligi görüyor, yetersiz savaş tarzini, inançsizligi görüyor. Ardindan imkanlari dahilinde yapabilecegi en mükemmel eylemi gerçekleştiriyor; hem kendi ordusuna ve halkina morel, cesaret, güç veriyor, ayni zamanda düşmani korkutuyor, morelini bozuyor ve verebilecegi en büyük zarari veriyor. Işte bu, PKK'nin gerçekten mükemmel önderlik gerçeginin en dogru temsilciligidir. Şehit Zilan'in önderlik gerçegi Apo'nun radikal söylemlerinin sonucu dogmuştur, Apocu ideolojinin pratige yansimasidir. Mazlum'larin zindanda, Agitlerin daglarda gerçekleştirdigi kutsal savaş gerçegi, Zilan ile düşmanin kalbine taşinmiş ve patlamiştir. Mazlum'un kendi bedeniyle yaktigi özgürlük ateşi, Agit'ler tarafindan özgür daglara taşinmiş, Zilan ile düşmanin beynine sokulup zirveye ulaşmiştir. Zilan pratigi aslinda PKK'nin şimdilik son aşamasidir. Ankara grubunun bariş ve ateşkes politikalari karşiliksiz kalmasi durumunda, gerekli bir kopmadan sonra, artik gelişecek olan, Zilan'in önderlik gerçeginin Kürt gençligi tarafindan yaşatilmasi, kitlesel halde gençligin Zilan'laşmasidir. Bundan sonra, TAK olsun, HPG olsun, kim olursa olsun, PKK adina bir eylemsellik en az Zilan pratigi kadar güçlü, o düzeyde yada daha da güçlü olmak zorundadir, yoksa PKK gelenegi dogru devam ettirilmiş olunmaz. PKK bir gelenektir, ve aşamalidir. PKK adina tarihe adini yazmak isteyen, Mazlum'la başlatilan, Agit ve Apo'yla devam ettirilip Zilan ile zirveleşen gelenege bagli olarak, PKK direnişciligini daha fazla geliştirerek sembolleştirmelidir. Bu mükemmel direniş ruhunun üç kibritle, umudun ve imkanlarin olmadigi koşullarda yeniden yaşatildigi, Agit'lerin en büyük güçlüklere, ihanetlere ragmen, dünyanin en vahşi insanlik dişi düşmanlarina karşi ayakta tutuldugu asla unutulmamali. PKK direnişinin Kürtlere getirdigi en önemli kazanim, binyillardan beri Kürtlerin kişiliginde ve yaşam biçiminde şekillenip kökleşmiş yigitligi ve direniş ruhunu yeniden canlandirmasidir. Bu direniş ruhunu bir partide, orduda ve halkta gerçekleştirmesi, bunu bir ideolojiye, yaşam tarzina ve sisteme dönüştürmesi, militan tipinde ve önderlik gerçeginde yok denilen Kürtlügü daha güçlü, daha bilinçli ve yenilmez kilinmasidir. PKK'nin önderlik gerçegi düşmanlarimizin en büyük korkusudur. Bu kişilik ve yaşam biçimi Kürt gençligine taşinirsa önünde durulamaz bir güç ortaya çikar. Zilan'in mükemmel önderlik gerçeginden sonra, sira artik bu eylemin yayilmasina, kitleselleşmesine gelmiş, fakat Ankara grubu, Kürt gençliginin Zilan tarzi intikam yürüyüşünü engellemiştir, ve düşmani yok olmaktan korumuştur. Eger PKK ulusal devrimci çizgiye, yani gerçek PKK çizgisine geri döner, diger Kürdistani güçlerle ulusal bir cephe oluşturabilirse, Kürt halkinin yurtsever çogunlugu, tarihte oldugu gibi yine destekler öncülerini. 40 milyon Kürdün karşisinda hiç bir güç duramaz. Tarihi bir süreçten geçiyoruz, ve tarihe adini yazdiracak tarihi kişiliklere ihtiyac var. Zilan çizgisi Kürt gencligi tarafindan Türk Metropollerine taşinacagi sirada, Ankara grubu savaşin gelişmesini ve PKK'nin zaferini engellemiş, düşmanin hizmetine girmeyi tercih etmiştir. Ciddi bir güvenlik sorunu vardir. Kimse savaş olsun istemez, ama karşi taraf insan olmamakta israr ediyorsa insan kiliginda daha fazla gezmesine müsade edilmemelidir. Inkar ve imha siyaseti devam ediyor, uluslararasi böl-yönet-yok et politikalari sürüyor. Artik yaşamak istiyorsan, kurbanlik koyun, yada aşagilik bir köle, ajan olmak istemiyorsan, kendini korumali, savaşi kazanmak için gerekeni yapmalisin, yoksa tarih seni af etmez. Savaşin kazanilabilinmesi için ilk önce başarisiz ve PKK devrimciligine tamamen ters yöneticilerin yönetimden uzaklaştirilmasi gerekir. Yapilanlar çözüm için yetersiz olduguna göre, 21. yüzyilda Kürt gençliginin yapacagi artik daha güçlü, daha şiddetli savaşmasidir, düşmana daha sert ve acimasiz yönelmesidir. Bu işin başka çaresi yoktur, ve başka türlüsü Kürtlüge ve PKK devrimciligine yakişmaz. Devir, globalizm ve El-Kaide'nin devridir. Küçülen dünyada çaga uygun bir mücadele gereklidir. Daglarda savaşmanin bir anlami kalmadi, savaş ve gerilla taktikleri degişti, yenilendi. Tam PKK'nin dagilip yok olacagi, yada teslim olacaginin düşünüldügü bir anda, bir bakarsin, tam tersine, Kürt Milleti bagrindan yeni Zilan'lar, Mazlum'lar ve Agitler ortaya çikarir. Bir bakarsin bunlar yeni bir hamleyle, tarihi bir çikişla düşmanina hiç beklemedigi, ummadigi, hayal bile etmedigi sert bir darbe indirir ve düşmanlarimizin zafer hayallerini tersine çevirip yok eder. PKK'yi tanimadilar henüz, anlamadilar, bilmiyorlar. Boşuna sevinmesinler, PKK'nin devrimci gerçegi mutlaka ve mutlaka ayakta tutulacak, yaşatilacak ve zafere ulaştirilacaktir. Selam ve Saygilar Ibrahim Serhat

Abdullah Ocalan ("Güney'deki olusuma iliskin ilkel-milliyetçi söyleminiz bazi kesimlerce elestirilmektedir. Bir de Mustafa Kemal'e iliskin olarak yaptiginiz degerlendirmeler için ’Kemalizm serbet yapilip bir Kürt tarafindan Kürtlere içirtildi' diyenler de var." sorusuna) Mustafa Kemal bir olgudur. Mustafa Kemal'i çözmeden Türkiye'de hiçbir sorunu çözemeyiz. Mustafa Kemal'in 1920'lerde emperyalizme karsi vermis oldugu mücadeleyi kendi etnik kimliginden bagimsiz olarak degerlendiriyorum. Dünya halklarina örnek bir mücadeleydi. .......... Kemalizmin güncellestirilmesi önemli bir ihtiyaçtir.“ „Benim Kemalist oldugumu iddia edenler, kendileri 1930'lu 40'li yillarin Hitler ve Musollini anlayisini temsil edenlerdir. Kapitalist milliyetçi çizgiyi dayatanlardir ya da Stalin'in dar sinif anlayisini temsil edenlerdir.“ „Bu savunmamin filozofik bir yönü de vardir. Bookchin, Wallerstein, Durhkeim gibi filozoflardan yararlaniyorum ama bunlarin derlemesi degildir. Bunlarin düsüncelerini de asan, bana özgü, çaga yanit olabilecek, sadece Kürtlere iliskin degil, bütün dünya halklarina yönelik bir projedir. 21. Yüzyila hitap ediyor.“ „Ayrılıkçılığa karşı birlik, buna içten inandığım kadar ideolojik olarak da sosyalizme uygun olduğuna inanıyorum. Milliyetçilik, aşiretçilik temelinde ayrılıkçılığın doğru olmadığını söylüyorum yeter ki demokratik özgürlük olsun.“ „Hatta halk olarak Kürtleri de aşan Türkleri de içine alan bir süreçtir İmralı süreci.“ „Bırakın Sevr'i Lozan'ı da aşan bir anlaşma istiyordum.“ „Sümerleri inceliyorum. Değerlendirmeler yapıyoruz Marx'ı çok aşan değerlendirmeler yapıyoruz, ideolojileri geliştiriyoruz.“ „Son savunmamin dünya çapinda etkisi olacaktir. Marks'i asan bir çizgiyi Öcalan basariyla tamamlamistir deyin. Marksizm'in yüz elli yillik çözümsüzlügünden çikis buldu deyin. Bundan büyük mutluluk duyabilirsiniz deyin. Kürdistan bu konuda en iyi uygulama alanidir.“ „Kemal Pir, Mahir Çayan'ın bazı sözlerini aldım. Türkiye devrimcilerine, Türkiye'nin yiğit evlatlarına nasıl bağlı olduğumu gösteriyorum.“ „Benim anlayışımda devlet kurmak yok. Lenin gibi düşünmüyorum. İlkede devlete karşıyım.“ „Bu savunmamin filozofik bir yönü de vardir. Bookchin, Wallerstein, Durhkeim gibi filozoflardan yararlaniyorum ama bunlarin derlemesi degildir. Bunlarin düsüncelerini de asan, bana özgü, çaga yanit olabilecek, sadece Kürtlere iliskin degil, bütün dünya halklarina yönelik bir projedir. 21. Yüzyila hitap ediyor.“ „Ben burjuva demokrasisi kurmuyorum. Benimkisi Avrupa'nın iki yüzyıllık demokrasi anlayışını da aşan bir yaklaşımdır.“ „Şimdi Kemalizmi derinliğine çözdüm. Daha öncede incelemiştim, ama şimdi Kemalizmi daha iyi çözdüm.“ „Mezarımda üç bayrak yan yana olabilir: AB bayrağı, üniter bayrak, bir de demokrasiyi sembolize eden konfederalizm bayrağı.“ „Demokratik cumhuriyet Atatürk'ün hediyesiydi. Bunu gelistirmek bizim görevimizdir.“ „Türk Ordusuna da söyledim. Atatürk'ün 20'ler politikasi anti- emperyalist bir çizgiydi. Atatürk'de Kürtleri dislama yoktur. Ancak bizim ortaya koydugumuz Özgür birlik ile Mustafa Kemal'in politikasina sahip çikilir.“ „Devlet Koçgiri isyanının çok güzel bir şekilde bastırdı. Aksi halde Kürt hareketinin yayılma durumu vardı.“ „M. Kemal sanildigi kadar Kürt düsmani degildi. M. Kemal çizgisi demek Kürtlerle olan çatismayi bir an önce durdurmak demektir.“ „Şeyh Sait ve diğer Kürt isyanlari batılı emperyalistler tarafından genç Türk Cumhuriyetine karşi kullanılmışlardır.“ „Kemalist gelenege sahip çikin. Kemalist gelenek Kürt feodallerine el uzatmaz.“ „Atatürk ölümüne kadar Türkler için çalismadi mi?“ „Türkiye'ye gelince M. Kemal bilimsel temelde ortaya çikti bir seyler yapmak istedi ama yillarca milliyetçilik gelistirildi.“ „Demokratik cumhuriyet Atatürk'ün hediyesiydi. Bunu gelistirmek bizim görevimizdir. „Kemalist gelenege sahip çikin. Kemalist gelenek Kürt feodallerine el uzatmaz.“ „Otonomi, federasyon ve benzeri istemler Türkiyenin birligini ve bütünlüğünü bozar. Çözüm demokratik Türkiye Cumhuriyetidir.“ „Ben dönek değilim.“ „Ben yerel, bagimsizlikçi ve özgürlükçüyüm. Mustafa Kemal de yerel ve bagimsizlikçiydi.“ „Geçen haftalarda Orduya çagri yaptim. Atatürkçü çizgiye sahip çikin dedim.“ „Suriye'den iç dengeleri sağlamak için toprak talebinde bulunmadık ve oraya küçük toprak dedik.“ „Bunlarin politik gerçeklerle iliskisi yok. Bunlarin yaptigi usaklik. Hangi konulari çarpitiyorlar?“ „Barzani ve Talabani bağimsiz devlet kurmak istiyorlar. İlkel milliyetçi ve emperyalizm uşağıdırlar. Bunlar Türkiye için tehlikelidirler. Kemalistleri göreve davet ediyorum.“ Aydinlara gidin, bol bol bunlari anlatin. M. Kemal'in 20'lerde yaptigini 2000'lerde ben yapiyorum. Gerilla orduyla ilişkiye geçmelidir. Biz Kuzey Irakta Türkiye'nin güvencesiyiz. Bir genel kurmay yetkilisine gücümüzü geri çekeceğimizi söyledim. “hepsini mi“ dedi. Evet, hepsini dedim. “hayir bir kısmı kalsın, lazım olur“ dedi. Geçenlerde bir asker bana “sizinkilerin çoğu pezevenk olmuş“ dedi. Kolay olanı, yine ilk günde ölümüne direnmekti. Ama bu, gerçekten içten ve dıştan dayatılan komploya düşmek olacaktı. Erbil ve Süleymaniyeyi kerhaneye dönüştürmüşler. Kürt kadını kokuyor. Ölüm orucuna giden tutuklular devlete şantaj yapmasınlar. Ben daha kötü şartlardayım. Ben isyan ediyor muyum? Leyla Zana Mehdiyi boşasın. Karanlık adamdır. Amerikalılarla görüşüyor. Kuzey Irakta dolaşıyor. Bu dediklerimi aynen söyleyin ona. Dediklerimi yapmazsa onunla ilişkilerimi keserim. Ben PKK'nin tehlikeli olmasını engelliyorum. Yine de beni susturmak istiyorlarsa susturabilirler. Türkiye'de elbette resmi dil Türkçedir. Ama diğer diller de kullanılabilirler. Ben olmasaydım Kürt milliyetçiliği gelişirdi. Milliyetçiliğin her türüne karşıyım. Eskiden Türkiyelilik diyordum. Vaz geçtim, artık Türkiye Ulusu diyorum. Biz Türkiye ulusundaniz. “Ne mutlu Türküm diyene“ ve benzeri söylemler Atatürkün kültürel milliyetçiliğini gösterir. Atatürk'ün ırkçı sözleri yok. Diyeceksiniz ki, gerçeği şimdi mi anladın. Evet şimdi anladım. Şehit askerlerin annelerinden özür diliyorum. 1920'li yillardaki Mustafa Kemalin izindeyim. Onu kendime örnek alıyorum.

o sizin görü$ünüz olabilir. Bazi söylemlerini bende dogru bulmuyorum. Ama Abdullah Öcalan Imralidaki gibi bir i$kenceyi hak ettigini sanmiyorum. Cünkü Apo da bir insandir ve Türk devleti orada Apoya insanlik di$i bir ya$am dayatmaktadir. Bu kabul edilemez. Apo'nun yanli$lari olmu$ olabilir, ama Türk devletinin yanli$lari ve suclari yaninda Aponunki bir hictir. En cok ve en büyük suclari TC i$lemi$tir, Apo degil. Bana göre bu son geli$melerden sonra artik PKK bir$eyler yapmasi gerekiyor. Ben bir PKK sempatizani, aydin ve yazar olarak dü$man tarafindan cepecevre ku$atilmi$ durumdayim ve yapabilecegim bir$ey yok. Alman devleti ve Amerika bana ne yapacak bilmiyorum. Benden habersiz hakkimda bir sürü yalan yanli$ bilgiler yaymi$lar ve ne yapacaklari belli degil. Bana göre, PKK bu son geli$melerden sonra hemen bir durum degerlendirmesi yapmali ve büyük bir patlama gercekle$tirmelidir. Saygilar

Apo'nun iskence cektigini nereden biliyorsun? Ulan Apo develetin adamidir. Eminim ki sen onun yerinde olsan ondan bin kat daha berbat konusursun ... Neyse; seninle ugrasmaya degmez ... Kürtler sizin gibi rezillerin elinde cekiyorlar ama senin Kürt olmadigin belli ... Haydi bakalim yoluna ...

Alaha $ükürler olsunki Alman devleti, Amarikan gizli istihbarati ve Îsraîl istihbarati Îbo´nun burada yazdiginin farkina varmami$lar, yoksa hepimizi büyük felaketler bekliyor olurdu...... Allahtan daha izine rastlamami$lar!!! Neyseki sag selim kurtulmu$uz. Fakat bundan sonra forum editöründen ve forum cali$anlarindan ricam odurki Îbo´nun yazlarina izi vermesinler. Yahu adam uluslar-arasi büyük bir yazar ve ayni zamanda ABD ve Alman devleti onu büyük bir teröris oldugunu söylemi$ ve gece gündüz onu aramaktadir. Bu nedenle biz kücük bir gurp olarak Îbo´nun yükünün altinda kalkacagimiz zan etmiyorum. Dolayisila Îboádn ricam odurki Abdul´un yanina getmesi ve bu sorunu beraber, oturarak bu komployu haletmeleridir. Bizler komplo falan fistiktan anlamiyoruz gözüm. Bu i$te ancak kapi gibi bir raporun cebinde olacak´ki bu koplodan siyrilasin, yoksa halin yamanki yaman. Benden sana dostca bir nasihat, eger raüporun yoksa SIrac´in yanina git, sana öyle bir rapor hazirlarki hemen kurtulacaksin. Zira Sirac bu konularda cok uzmandir. kendine iyi bak ve Sirac´a ugramayi unutma Memyan

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.