yardımcıma sordum
“ya çırak transfer mevsimi mi?”
“yok” dedi.
Ve ekledi:
“Hayrola nerden icap etti?” diye sordu.
“bizim kaptana talip var” deyiverince, şakırt;
“ha o mesele mi?” dedi.
Ben de “evet” dedim.
Şakırt; “peki kaptanın bu meselede haberi var mı?”
Ben; “bilirsin şakırt bu piyasa kulağı deliklerin cirit attığı bir piyasa. Artı dedikodunun hası bu piyasada döner. Mutlaka kulağına gitmiştir.”
Şakırt; “peki belli etti mi?”
Ben; “yok” dedim.
Şakırt; “ağzını arama mı ister misin?”
Ben; “bence gerek yok. Ondan öte kargaların ağzını bir ara bakalım. Onların görüşü çok önemli. Nihayetinde ona akıl verenler onlar.”
Şakırt; acele tarafından kargaların çalışma odasına daldı. Santraç oynadıklarını görünce yanlarında oturdu. İki ellini çenesinin altına dayadı. Santraç seyrediyor havasını versede nasıl bir soru sorması gerektiği konusunda derin derin daldı.
Birazca yaşlı olan karga geçmişin tecrübelerine dayanarak Şakırt'ın derdini anlamakta zorlanmadı.
“Şakırt” dedi.
“dökül bakalım. Neye karar verdiniz?”
Şakırt bilmemezliğe vererek; “neyi?” diye cevapladı.
Yaşlı karga; “yeme bizi şakırt. Derdini söyle. Bizde arkasını getirelim.”
Şakırt; “sizden de bir şey gizlenmiyor. Bildiğiniz mesele. Kaptana talip var. kendisiyle konuşmadan sizin fikrinizi almayı uygun bulduk. Ne düşünüyorsunuz? Biliyorsunuz kaptanın bizimle mukavelesi var. elden çıkarmak istemiyoruz. Gerçi klüp olarak ekonomik sıkıntımız var. kaptanı verirsek sıkıntımız ortadan kalkar. Ama birde seyirci boyutuda var. onu verirsek seyirdiyi kaptırırız. Bunu göze alamayız. Ekonomik problemimizi başka yollardan gidermeye çalışacağız”.
Yaşlı karga; “nasıl?”
Şakırt; “diyoruz ki, bu ara Gernoz bunalımda. Onu transfer edelim. Üstüne balyoz'uda eşantiyon verelim”.
Genç karga; “valla olmaz. Gernos ve balyoz'u şotlarsanız ahan bende giderim. Kaptanda bensiz edemiyeceğine göre o da çıka gelir. O zaman klüp toptan iflaz eder.”
Şakırt; “başka çaremiz yok?”
Genç karga; “Valla o giderse ve kaptanı onun arkasında gelmesine razı edemesem imam nikahım üzerine yemin ederimki intihar ederim.”
Şakırt; “Tamam tamam gernoz ve balyonzu vermekten vazgeçtik. Peki bu bunalımdan çıkmanın yolu hakkında bir önerin var mı?”
Küçük karga; “var! Heso husu ve üstünede bénavı verin gitsin.”
Yaşlı karga hemen müdahale eder: “olmaz! Onların diğer klüple kan uyuşmazlığı var. kesinlikle olmaz. Ne bunlar kabul eder, ne klüp bunları alır.”
Şakırt; “peki senin önerin ne?”
Yaşlı karga; “Kaptanın bir tarafa gideceği yok. Hatta geçen gün 'jübilemi burada yapmasam güzüm açık gider' diye bir laf etti. O dediğiniz klübe gitme aklının ucunda bile geçmez. Gitse önce beni karşısında bulur.”
Şakırt; “Niye o klüp hakkında o kadar mı olumsuz düşünüyorsun?”
Yaşlı karga; “hemde nasıl. Şu bu demem gerekmiyor. Sonra hakkımızda dedikodu yapılıyor denilmesin. Ama o kadar oyuncu sıkıntıları varsa kendilerine önerim olur. Onlarla kan oyumu olan isabetli bir oyuncu önerebilirim.”
Şakırt; “peki kimi öneriyorsun?”
Yaşlı karga; “Dara Bilek ve eşantiyon olarakta Arif Doğan'ı.”
Şakırt; “tam isabet!”
onu bılmemde