[b]Carsamba, 4 Mart 2009 - 7:32[/b]
Bir yandan satimin zili caliyor, bir yandan da Mirxas „Alan, Alan! Kalk!“ diye bagirip duruyor: „Is hayati seni cagiriyor!“ diyor yüsek sesle! Ben ise komik rüyalarimin icinde ucsuz bucaksiz mavinin derinliklerinde kartondan bir kutuya binmis uzayi dolasiyor, bir gezegenden digerine ucup gidiyorum. Gec yattigim icin zor bela uyandim. Mirxas bana kahve yapmis ve biraz da heyecanli. Belkide bugün Necla ile olan randevusu icindir diye geciyor icimden. Sesimi cikarmiyor, kahveden bir yudum aliyor, bir sigara dudaklarimin arasina sikistiriyorum. Mirxas: „Ben bu gece bir siir yazdim!“ diyor, „okumak ister misin?“ Olur diyorum ve asagidaki satirlari okuyorum:
Yalnizlik!
Karanlik geceler gibidir icim
Yalnizim.
Nedir arkadaslik dedigin?
Yalnizim.
Okyanus gibi derin,
Yalnizim ...
Tamam siiri okudum ve güzel dedim, arkadasligin ne demek oldugunu bende bilmiyorum ama yalnizligin ne demek oldugunu biraz biliyorum. Simdilik yanimdasin ben en iyisi isime gücüme bakiyim, sende istiyorsan yatakta biraz uzan ... Tamam diyor ve anlayisli bir sekilde geri cekiliyor. Saat 10:00′da Necla gelecek. Bende ilkin forumlara ve günlük gazetelere bir göz atiyorum; önemli birsey yok, dünya oldugu gibi yörüngesinde dönüp duruyor ve ben isime koyuluyorum. Tabii bir an New York ve Frankfurt'taki gökdelenleri düsünüyorum? Acaba dedim orada calisan insanlar, nasil bir insandirlar? Onlarin ne gibi problemleri vardir? Birde yukariya dogru sonsuz milyarlari olanlari düsündüm. Onlar icinde de intihar etmek isteyen, yasamdan bikmis insanlar var miydi? Onlarca villalari olan insanlar, büyük arabalariyla acaba mutlu muydular? Baskanlar, Basbakanlar nasil yasiyorlardi? Sonra mühendisleri düsündüm. Bir ucagi ya da compüteri yapan bir mühendisi düsündüm. Sahi bu önümüzdeki compüter nasil isliyor? Insan tuslara basiyor, harfler ekrana sakiz gibi yapisiyor, sonra forumlara asiyorsun, baskalari onu okuyor, böylece düsünce aktarimi oluyor. Bir telefon koblusu üzerinde aktarilan bilgileri düsündükce Mirxas gibi benimde kafam patliyor!
Ben tüm bunlari böyle yazarken Mirxas odaya gelip gidiyor ... kahve aliyor, sigara iciyor, cünkü yatak odasinda sigara icmek yasaktir. Ve bazen yazdiklarimi okuyor ... „Alan!“ diyor, „sen gercekten kafayi yemissin!“- „Neden?“ diyorum ... „Cünkü sana ne, milyarderlerin yasamindan ne? Onlar baska dünyanin insanlardirlar anliyor musun? Bizler cok ama cok kücük baliklariz. Bizim varligimizdan ailemizin disinda kimsenin haberi yoktur. Biz kocaman bir makinanin ufacik bir carki bile degiliz anliyor musun? Biz var miyiz, yok muyuz, kimi ilgilendirir?“
Mirxas'in böyle konusmasi dogrusu beni sevindiriyor, cünkü hic olmazsa var oldugunu, yasadigini ve ailesi icin bir deger oldugunun bilincinde. Ne var ki onun hayal ve düsleri eksik. Fazla felsefe yapip kimseye poz atmak istemiyorum ama Mirxas bana göre bugün nedense hastaligindan bahsetmedi. Iki saattir ben calisiyorum O odaya gitti geldi ve hep Necla'dan basetti. Bu beni tabii sevindiriyor. Zil caliyor ... Mirxas kapiya firliyor ... ve bana „Ciao!“ diyerek merdivenlerde asagi kosuyor ... Ciao! Ciao Mirxas!
Saat 11:35′te ikiside geri geldiler ... Necla ilk olarak benim evime geliyor ... Merak etmis Mirxas'ta o zaman sende yukari gel demis ve beraberinde getirmis. „Cay ... kahve?“ Mirxas ben kahve icerim diyor. Necla su istiyor ve ayakta sanki hemen gidermiscesine duruyor ... „Otur, otur!“ diyorum ve Mirxas'in yanindaki bos koltugu gösteriyorum. Mirxas Necla'nin hakli oldugunu söylüyor. Necla anlasilan Mirxas'a epeyce nasihat etmis ve Annesi icinde olsa Mirxas'in yasamasi gerektigini söylemis. „Peki isi ne yaptin?“ diyorum. „Bugün calisman gerekmiyor muydu?“ Necla: „Telefon ettim ve ihsal oldugumu söyledim. Pazertesi'ye kadar raporluyum.“ dedi. „Iyi yapmissin!“ dedim: „Senin gercekten dinlenmeye ihtiyacin vardir. Ilkin abeyin, simdide Mirxas biraz cok oldu degil mi?“ Mirxas bana döndü „Alan sen tipki Babalar gibisin. Keske bende senin gibi „olgun“ olsaydim ve nasihat verseydim ama nasihatla, laflarlan hastaliklar gecmiyor. Hastaligin ancak tedavisini uzmanlar görür ama onlarinda elinden birsey gelmiyor. Insanin psikolojisi cok karmasiktir biliyor musun?“ Necla yüzünde bir tebessümle; „Simdi filozof konusuyor!“ dedi: „Ama Annesini, Babasini hic düsünmüyor ...“ Mirxas'a dönerek: „Sen ve Sipan benim tanidigim en büyük egoistlersiniz. Egoistsiniz siz egoist, sadece kendinizi düsünürsünüz, geride kalanlarin cektikleri acilar sizin umrunuzda degil, degil mi?“ Mirxas: „Hayir!“ dedi. Ben aslinda intihar falan etmek istemiyorum ama benim bu düsüncelerimin neden oldugunu bende sana anlatamam. Iyi ki bizi anlayan Doktorlar var. Yoksa biz hapi yutmustuk. Senin veya Annelerin elbette aci cektigini biliyorum. Benim durumumda olan psikiatride tanidigim iki arkadasim örnegin intihar ettiler. Tamam Sipan kardesin ama onun yasami ve vucudu kendisine ait degil mi? Eger yasama dayanamiyor, yasami kaldiramiyorsa belki ölmek aci cekmekten daha iyidir. Degil mi Alan!“
Ben sustum. Dogrusu ikiside hakliydilar ama bir insanin gencken ölümünü bir türlü Necla gibi bende kabullenemiyordum, cünkü diger yandan yasamlari gercekten ellerindeydi, ne yaparlarsa yapsinlardi ama gölde olanlari düsünüce hayir diyordum, Necla hakli, Necla'nin ya da Mirxas'in Annesinin aci cekmesinin ne sucu vardi? Kizcagiz Anne ve Babasini yetirmesi yetmiyormus gibi simdide abeysinin acisini cekecek, hayat kendisine zehir olacakti. Cicegi burnunda gencecik bir kiz daha.
Mirxas: „Siz hastaliktan, agir depresyonlarin ne oldugundan anlamiyorsunuz! Benim intihar etmek istemem elimde degil. Biliyorum siz beni ciddiye almiyor, saka yaptigimi saniyorsunuz ama ben aslinda cok ciddiyim. Ne var ki, bende Sipan gibi cesaret maalesef yok. Eger sen beni gölde öldürseydin, bizde simdi onun tartismasini yapmazdik. Ama sen bana bu iyiligi yapmadin. Intihar üzerine cok okudum, arastirdim; Bircok degisik faktörün etkisiyle ortaya cikan bu olayi aciklayabilmek icin her bilim dali, kendi konu alani icinde kalarak soruna farkli boyutlardan yaklasiyorlar. Yüzyillar boyu süren bu aciklama cabalari henüz kesin bir sonuca varmis degildir. İntihar konusunda günümüze kadar, bircok düsünce, teori ileri sürülmüs ve bircok arastirma yapilmistir. Birbirlerinden cok farkli olan bu görüsler, intiharin nedenlerini de farkli kosullara baglarlar. İntiharin nedenlerini kisi ve topluma baglayan görüslere, özellikle daha fazla deginmek ve bunlar üzerinde düsünmek yararli olur ama bendeki daha cok endogen, yani biolojik oldugunu düsünüyorum! Neyse;kapatalim bu konuyu en iyisi.“
Necla dün yazdiklarimi okumak istedi ama ben birakmadim, kendisine degistirmeden yarin foruma asacagima söz verdim. Saat bire dogru Necla Mirxas'in ilaclarini almasi icin evine gitti, bende bu arada yukaridaki satirlari tusladim. Bakalim Mirxas geri geldiginde bana neler anlatacak?
[b]Saat 14:51[/b]
Mirxas geleli bir kac saat oldu ama benim islerimin yogun olmasindan yazamadim. Zaten bugün bir istisna olsun diye is esnasinda yaziyorum. Mirxas beni gercekten rahatsiz etmiyor. Genelikle yatak odasina gidiyor, bazen televizyon bakiyor, MP3 getirmis müzik dinliyor, büyük odaya sadece sigara icmek icin geliyor. Her ne olmussa Necla onu sanki büyülemis. Durmadan Necla'dan bahsediyor. “Belkide biraz ayip oldu!“ diyor, “ben Necla ile Café'deyken cok az konustum. Necla gercekten cok zekali bir kiz. Bana neler anlatmadi ki?“
„Neler?“ diyorum.
“Sana anlatayim ki, sende forumdakilerine anlatasin degil mi?“ Smile ... „Aci ve kederden! O da Sipan gibi Anne ve Babasinin ölümünü bence tam isleyememis. Insanlar neden ölür Alan? Sonsuz yasasaydik daha iyi degil mi?“
„Bunu sen mi bana söylüyorsun Mirxas? Inanamiyorum ... Bir yandan yasamin cekilmez, aci dolu oldugunu söylüyor, intihar etmek istiyorsun, diger yandan sosuz yasamdan bahsediyorsun?“
„Yahu ben ne bileyim, bir anlik düsündüm öyle ... kimbilir belkide ilaclarim yükseltildiginden yine biraz manik oldum. Necla sarsti, büyüledi beni! Aslina bakarsan yasam cok, cok güzeldir ama insani senin bazen dedigin gibi ayakta tutan bazi rüyalari ve düsleri olmalidir. Bende gercekten hersey bom bos! Hic birseyden nedense zevk alamiyorum. Bazen herseyin gecici oldugunu düsünüce cildirasim geliyor. Topraktan geldik, yine topraga gidecegiz. Bizler doganin cocuklari degil miyiz Alan?“
„Valla bu konular üzerine dünyanin büyük filozoflarida kafa patlatiyor ama neyin ne oldugunu ancak öldükten sonra belki ögrenebiliriz. Bence asil önemli olan senin simdi hayatta olman ve sigaranin, kahvenin, mixerinin, Necla ile yaptigin konusmalarin tadini cikarmak. Baskada yaslanacagiz, sonrada Allah'in izniyle ölecegiz. Doganin kanunu bence budur. Intihar eden hayvanlar var mi?“
„Var, var Alan! Gecenlerde bir yerde okudum, yüzlerce Wall bilincli denizi terketmis, kiyiya gelip intihar etmisler ... „
„Halla! Halla! Dogru mu?“
„Yahu sen en iyisi isine gücüne bak, eger seni rahatsiz ediyorsam ben evede giderim ... „
„Yooo! Yo! Sen beni rahatsiz etmiyorsun. Bir mektup var onuda yazacagim, ondan sonra isim bugünlük icin bitti sayilir ... artik gerisini yarin yaparim ...“
„Okay! O zaman bende televizyona bakiyim, bakalim dünya dedigin gibi yörüngesinde dönüyor mu?“
Sipan bu saate universitede tanidigi japon bir kadinla oturmus Udagawa'da susi yiyiyor. Songül ile bitmek bilmeyen kavgalarinin Akana'dan dolayi oldugunu bugün Necla bize anlatti. Gerci Akana ile Sipan arasinda Sipan'in anlattigina göre daha birsey yokmus ama kadinlarin gözünde birsey kacmaz. Sipan Songül'ü sevdigini söylüyordu, özünde ise ondan bikkindi, cünkü Songül'de onun her isine karisiyordu. Songül alkohol ve uyusturucudan nefret ederdi, Sipan ise alkohol ve uyusturucunun kölesiydi. Tabii o keyif aliyor ama bazen cok kacirdigi oluyor. Sipan'in marihuana icmedigi günü yoktur. Ise gelince veya isten eve gidince muhakak bir cigara sarar. Hafta sonlarida artik eline ne geciyorsa yutar. Sipan'in deli divana bir yasami vardir. Gittigi kadinlar, ictigi alkohol, aldigi uyusturucunun haddi hesabi yoktur. Necla Sipan'in gözü Anne ve Babamizdan kalan parade diyor. Sipan ise ben is yapacagim, 235 bin Euro'dan milyonlar yapacagim demis. Necla'da Sipan'in o parayi alip uyusturucu, alkohol ve kadinlara yedireceginden korkuyor ve ben ona payimi vermiyecegim onun milyarlarinda da gözüm yok diyor.
Devam edecek ...