Mesud Barzani, şu an Kürd milli mücadelesinde en öne çıkmış önderdir. KRG ve KDP Başkanlığı gibi önemli görevleri üslenmiş durumdadır. Kürd milletine karşı süren savaş cephesinin baş komutanıdır.
Bugün Kürd millet mücadelesi tüm dünyanın ilgi alanı içindedir. Mesud Barzani, bu mücadelenin önderi durumundadır. Bu nedenle tüm gözler Mesud Barzani'ye çevrilmiş durumdadır.
Üslendiği misyon hata kaldıracak gibi değildir. En ufak bir hata hem kendisi ve hem de onun şahsında Kürd milleti kaybeder.
Bu nedenle işi zor dedim.
İşi zor!
Çünkü Güney Kürdistan'daki tüm toplumsal dinamiklere hükmetme bir yana önemli bir kesimin şimşekleri üzerindedir. Çok başlılık başını almış gitmektedir. Bu durum eski kadroların mevki ve rant elde etmesinin nedeni olmaktadır. Çok başlılığı ve doğal olarak buna yol açan eski kadroların mevki ve rant avantajını aşmak kolay görülmemektedir. Bunlara yönelmek dış düşmanın bu kuşatılmışlık koşullarınde mümkün görünmüyor. Bu sağlanmadan da iç birlik sağlanamamaktadır. İç birlik sağlanamayınca dış saldıralara karşı milletçe birlik içinde hareket edilememektedir. Bu da Mesud Barzani'nin dış düşmana karşı elini zayıflatmaktadır.
Düşünüyorum da Mesud Barzani, ikide bir "Bağımsızlık Kürdlerin hakkıdır" demesi yerine acaba "Hedefimiz Bağımsız Kürdistandır" dememesinin nedeni bu mudur?
Kesin bir şey diyemem ama bunun önemli bir neden olduğuna inananlardanım.
Şu an Mesud Barzani, direk "hedefimiz bağımsız Kürdistandır" yerine, "bağımsızlık Kürdlerin hakkıdır" demektedir. Bu da; tam olarak Kürd millet haklarının ifadesi değildir.
Bu ortamın hazırlanmasında tek başına olmasa da kuşkusuz Mesud Barzani'de sorumludur. Çift başlılığın ve bunun sonucu olarak iktidarın paylaşılması, mevki ve rantçıların mantar gibi toplumda bitmesine yol açması ailesel, aşiretsel ve partisel çıkarına geldi. Şimdi ise bunun sıkıntısı çekiliyor. Bunu aşmak ise devrimsel bir olaydır. Mesud Barzani, bunu istiyor mu, istemiyor mu, istiyorsa bunu göze alır mı, almaz mı bilemem ama bu yapılmasa iç dinamiklerin birliği sağlanamaz ve dış düşmana karşı dirayetli bir tutum alınamaz. Ve durumda bağımsızlık başka bahara kalır.
Mesud Barzani dışında ortalıkta bağımsızlık lafını ağzına alan bir başka lider de olmadığına göre Kürd milleti için durum vahimdir. Mesud Barzani, tam olarak Kürdlerin hedefi bağımsızlıktır demese de "Tehdit Altındaki Halklar ile Dayanışma Örgütü" (Geselschaft für bedrohte Völker) Başkanı Tilman Zülch'in dediği gibi: "Mesud Barzani en aşağı bağımsızlık ninisini söylemektedir. Kürdler ve özelikle bağımsızlıkçlar bunun kıymetini bilmelidir..."
Bu nedenle bile olsa Mesud Barzani desteklenmilidir.
Yanı sıra Mesud Barzani, Kürd millet düşmanı devletlerin hedefindedir. İran, Irak ve Suriye Şii ve Alevi kesim Mesud Barzani'nin kellesini istemektedir.
Bu onu Türkiye ve bu ülkelerdeki Sünni kesimlere mecbur etmektedir.
Oysa bu da; Mesud Barzani için güvence değildir.
Her ne kadar ikide bir "Türkiye dost ülke" dese de işin gerçeği bu değildir. Türkiye'nin elinde gelse Mesud Barzani'yi bir kaşık su da boğar. Bu nedenle "Türkiye dost ülke"dir demesi de işe yaramıyacağını bilmesi gerekir. Bu yaklaşımla Türkleri yumuşatma veya kandırabileceğini umuyorsa büyük yanılıyor demektir.
Yanı sıra Irak ve Suriye'deki Sünni Arapların tutumuda dostça olmadığı IŞID örneğiyle ortadadır.
Mesud Barzani'nin tek güvencesi Kürdistan'ın iç toplumsal dinamiklerin desteği ve uluslararası izleyeceği realist politikadır. Dış destek konusunda bir sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum. İç toplumsal dinamikleri nasıl zapt-ı rapt altına alacağı zor görünsede aşılmaz değildir.
Tüm toplumsal dinamiklerin çıkarını esas alan çağdaş bir Anayasa ve her partinin kendi geleceğini guvence de görebileceği partiler yasası oluşturulmasıyla bunu aşmak mümkündür.
Yanı sıra bugùne kadar òteki parçalara karşı izlenen yanlış politikalardan vaz geçilmeli ve bütün parçalardaki millici guçleri göreve çağırmalı, yardım ve desteği sağlanmalıdır.
Profesyonel çağdaş bir ordu oluşturulmalı, Kürdistan'ın öteki parçalarından Kürdler orduya alınmalı, Kürd milletinin savaş potansiyeli ortaya çıkarılmalıdır.
O günden sonra bağımsızlık ilan etmemek için bir neden yoktur.
29 Aralık 2014