Musa peygamber, turi sinaya cikip allahlan konusmaya giderken; bir derenin bogazinda, bir keşiş çadırını kurmuş.
Musa döner Keşişe der;
" Yağmur yağar sel gelir ve çadırını götürür" der. Keşiş;
"Musa ben seher ettim, 40 yıl yağmur yağsa da sel oluşmaz" der.
Musa, gider allah Ãle konuşur ve son olarak der ki;
" Yarabi bir keşiş böyle diyordu, 40 yıl yağmur yağmazmış." Allah;
" Musa o senin işin değil" der.
Musa, döner gelir bir de bakar ki; sel gelmiş ve keşişin çadırını götürmüs ve keşiş bir uçurumda, bir ağacın dalına yapışmış tiril tiril titremekte.
Musa;
"Ben sana dedim keşiş ama sen beni dinlemedin" der. Keşiş;
" Musa, allah fesatların evini yıksın, sen gittin fesatlık yaptın" der.
Niye mi bu fikra: Beko Ewan'lar bu toplumun anasını ağlattı da ondan.
Çekememezlik, ispyonculuk, ihanet ve çıkara dayalı günübirlik sýaset...hastalık olarak ruhuna işletildi bu mazlum milletin...
Tartışmaya bakıyorum da bu sonucu çıkarıyorum.
Turikê min de ev hebu.
Hespê min birçî ye,dibe ku ez alif dozkim, de bi xatirê we...
Dehhh Bozê min de rewî di rêya xwe de.
Hikayen cok güzel ... ama ...