Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 2 January 2009

Kurdler ABD'nin Stratejik Ortagi midir?

Kurdistan Post'da bir anket var, Obama'nin secilmesinin Kurdlere etkisi uzerine. Ankete katilanlarin %54.71'I Kurdler icin degisen bir sey olmaz, %17.30'u ise Kurd sorununun cozumune daha cok katki saglar seceneklerine oy vermisler. Yani katilanlarin %72'si Obama'nin secimini olumlu bulmus. Benim gibi olumsuz bulanlarin orani ise %19.14. Demek ki Kurdlerin buyuk bir cogunlugu Kurd-Amerikan isbirligini ’stratejik ortaklik' olarak goruyor ve basa kim gelirse gelsin bu ortakligin etkilenmeyecegini dusunuyor.

Oncelikle stratejik ortaklik nedir diye irdelemek, sonra da Kurd-Amerikan isbirliginin bu tanim icerisine girip girmedigine bakmak lazim sanirim.
Stratejik ortaklik “iki devlet arasinda, taraflarin egemenligine dayali, uzun vadeli siyasi, ticari, ekonomik, guvenlik ve dis politikayi da kapsayan “ bir tanimlama. Taraflar ozellikle birbirlerinin cikarlarini etkileyecek konularda birbirinden habersiz davranmaz, mumkunse ortak cikarlar icin mutabakata vardiktan sonra ortak politika gelistirirler. Hepimiz bildigi gibi Irak ve ABD daha yeni boyle bir anlasmayi imzaladigi icin stratejik ortakligin ne anlama geldigini ve nelere dayandigini biliyoruz. Once stratejik ortak olmak icin gereken en onemli iki sarta bakalim.

1) Taraflarin bagimsiz ve egemen devletler olmasi
2) Ortak cikarlar icin mutabakat varilmasi.

Kurdlerin devlet olmadigini biliyoruz, hadi bunu gectik diyelim peki ABD Kurdleri de ilgilendiren konularda politikasini olustururken, Kurdlerin fikrini aliyor mu veya onlarin cikarlarina uygun olarak gerekirse degisiklik yapiyor mu? Hic sanmiyorum, oyle olsaydi Irak'dan cekilme takvimi hic gundeme dahi gelmezdi, Kerkuk'de coktan referandum yapilmis olurdu. ABD'nin bolgesel olarak degisik stratejik ortaklari vardir. Mesela Avrupa'daki stratejik ortagi Ingiltere'dir, Orta Dogu'daki stratejik ortagi ise Israil'dir. Ama gercek anlamda ABD'nin tek stratejik ortagi Israil'dir sadece. O yuzdendir ki ABD Orta Dogu'da Israil'in aleyhine olabilecek her kararin alinmasini engeller, tum dunyani karsisina alma pahasina da olsa her zaman Israil'in yaninda yer alir. Hatta kendi cikarlarini zedeleyen durumlarda bile Israil icin buna katlanir. Ayni sekilde Israil'de cok istemesine ragmen ayni nedenlerle ABD istemedigi icin Iran'I vurmamistir ve ABD'den izin alincaya kadar da vurmayacaktir. Yani her iki ulke de ozellikle Orta Dogu'ya ayni pencereden bakmaktadirlar ve politikalari tam bir uyum icerisindedir. Bu yuzden de ABD-Israil stratejik ortaligi her iki ulkede de basa kim gelirse gelsin etkilenmez. Ama ABD'nin iyi iliskiler icinde oldugu diger ulkeler icin ayni sey soz konusu degildir, ABD kendi cikarlarini her zaman en onde tutar ve diger ulkelerden ’mecburen' uyarlar.

Peki Kurdler butun bunlara ragmen hala neden kendilerini ABD'nin stratejik ortagi sanip, kim gelirse gelsin basa kendileri icin degisen bir sey olmayacagini dusunuyorlar? Halbuki ABD'de bir cok kisi Kurdlerin kendilerini ’stratejik ortak' olarak gorup, kendilerinden cok sey bekledigini dusunurken, Kurdler ABD'nin neyine ortak oldugunu saniyorlar? (Bunu halk duzeyinde soruyorum cunku guney Kurd yonetiminin ABD'yi ortak olarak gorduklerini hic sanmiyorum.)

Hanife

Merhaba, Ankete katilanlarin %54.71'inin ’Kürdler icin değişen bir sey olmaz' diye düşünmesi, ille de onların “Kürd-Amerikan işbirliğini ’stratejik ortaklik' olarak gördüğü ve basa kim gelirse gelsin bu ortakliğin etkilenmeyeceğini“ düşündüğü anlamına gelmez. Kanımca muhtemelen bunların büyük çoğunluğu ’başkanın değişmesiyle temel devlet politikasının değişmeyeceği' şeklinde yaklaşmaktadır, ki bu da sadece Kürdler arasında değil genelde yaygın bir kanıdır. Kürd-ABD ortaklığı konusuna gelince, bu şu anda genelde bir Kürd-ABD ortaklığı değildir, daha çok önce Saddam'ın düşürülmesi, daha sonra yeni anayasanın oluşturulup, onaylanması, şiddetin önlenmesi veya minimize edilmesi, vb Irak çerçevesinde bir ortaklık olmuştur şimdiye kadar. Dolayısıyla Irak çerçevesinde stratejik, ama bölge genelinde pek değil diye düşünüyorum. Irak'ta bunlar yapılırken, Kürdler de onlara bazı şeyleri kabul ettirdiler, örneğin federasyonun vilayetsel değil de bölgesel olması ve Kürd federatif devletinin yetkileri (pêşmerge, petrol, vb.), anayasaya giren bazı maddeler (140 dahil) Kürdlerin diretmesiyle olmuş olup, başta ABD'nin düşüncesi farklıydı, bazılarını Kürdler resmen kabul ettirdi; Başkan Barzani'yle ABD ambasadorunun restleştiği anlar da olmuştur, Başkan Talabani'nin de benzer durumları olmuş, kurucu meclisten çekilmeyle tehdit etmişlerdir; aynı şekilde onların da bizimkilere dayattıkları şeyler oldu, örneğin başta Kerkûk'e giren pêşmergelerin geri çekilmesi. Israr edip de yaptıramadıkları da oldu, bunların da başında çekilme takvimi ve güvenlik anlaşmasını imzalayıp onaylatmadan önce Kerkûk ve diğer özgürleştrilmemiş bölgelerin Güney Kürdistan'a katılması konusunda açık taahhütlerde bulunmaları, Kürdistan'da askeri üs kurmaları, vb konular gelir. Bu konuda sadece ambasadorları yoluyla anayasaya bağlılıklarını teyit ettiler, perde arkası sözler varsa onları bilemeyiz kuşkusuz. Ancak ben olduğunu pek zannetmiyorum, olsa bile bu konuda ihtiyaç duyulan açık açık ve kabul ettirici destektir. Sonuç olarak Irak ve Güney Kürdistan bağlamında ABD ile o kapsamda stratejik de sayılabilecek (ancak bölge geneli kapsamında değil) ilişkilerimiz, ortaklığımız var. Bu da bu aşamada bizim için kuşkusuz çok önemli. Bölge geneline taşırılması, bölgesel stratejilere oturtulması, ABD'nin bölgesel altüst oluşlara ne kadar hazır olduğu, böyle şeylerin kendi çıkarları için ne kadar dayatıcı olduğu ve bu temelde politikaları olan hükümetleri seçtiğine bağlı olacaktır, şu anda Bush ekibinin gitmesi ve Obama'nın gelmesi o doğrultuda bir adım değildir. Ancak dipten gelen dalgalar önemlidir, bu dalgaların temelinde de ekonomik sarsılmalar ve hedefler önde gelir. Onlar bastırınca Başkanın hangi partiden olduğu tali plana düşer. Başkanın hangi partiden olduğu durgun, mevcut stratejilerde değişiklik gerekmediği dönemlerde daha fazla etkili olur, altüst oluşlarda değil. Bağımsızlıkçı Kürdlerin temel fokus noktaları statükoyu zorlayacak veya zorlamaya yol açacak gelişmeler ve potansiyel gelişme ve konular olmalıdır kuşkusuz. Selamlar Mancel

Sn. Mancel, Umarim siz haklisinizdir. Ben de nedense Kurdlerin ABD'nin Irak'tan cekilmesini 'bolgeden' cekilmesi gibi gordugu ve bu yuzden 'cekilmeyecegini' dusundukleri imaji uyaniyor. Bildiginiz gibi Obama'nin Kuveyt, Bahreyn ve Suudi Arabistan'daki askerlerini cekmeye niyeti yok zaten. Sevgiyle kalin, Hanife

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.