Bir gün yolum düştü,"Exta jér'e".
Kar'lara bata çıka dağlara doğru tırmanıyorduk.Önümde bir Exta jér'li,o adım'ını karların içinden çekip çıkarıyor,onun
biraktığı ayak izine ben botlarımı bırakıyordum.Bana kendi gözlüklerini vermişti.Her taraf süt beyazı,beyaz bir denizdi.
Heybetli dağlar kafa kafaya vermiş,aralarında kalan geniş alan çanak gibiydi.Çanağın her ucuna bir köy yerleşmiş.
Tanrı'nın ve dünya coğrafyasının bilmediği bu alan ve köyler TC nin adını değiştirmesine rağmen ,varlığını idrak ettiğini
sanmıyorum.Çanaklı ovayı yarıp geçen ufak ırmak ilk baharda çılgına döner.Burda ilk bahar geç başlar.Mayıs ayında
bile korkunç fıtınalar diş biler.Suları soğuktur Exta'nın ,yaz ortasında çelik keser,diş söker.Yazın, harman döneminde
dağların gölgede yamacında kar toplayıp yemek ,yaşlılara yetiştirmek genelde yetkin kızların işidir.Gûlık,rıbis,çaxşır
toplamak yine kızların severek yaptığı iştir.Etrafı çitlerle çevirili "kon çadırlar"da süt demlenir,kuzu melemeleri içinde.
Yayık yayılr,yağ bir yana,ayran bir yana."Runé nivişk" tir,ekmeğimize sürdüğümüz.
Adını ilk sorduğum bir genç bana verdiği yanıt tuhafıma gitmişti,"Kurmancım ez,eşiremın Celali,Kûré Ferzende".
Adını sormuştum o yedi ceddini saymıştı.Burda her kes kendi adından önce Kürt'lüğünü dile getiriyordu.
İlk dönemlerde,"bu dağın başı nasıl ırkçı kalmış"diye öfkelendiğim oldu.Sol,Marx,Lenin,Mao,felsefe,değiştireceğimiz
tc yasaları,anti emperyalist tutumum,enternasyonalistciliğim,bana bunu dedirtmişti."Bunlar nasıl oluyor her an
Kürtlüklerini öne çıkarıyor","peki bu ırkçıklk değilmi", bir socu ve ateist için.
Esmerleşmiştim dağ havasında,buzu kırarak su içtim,"her kuş kendi kafilesi ile uçar",cümlesi sürtüşüyordu
proloter dünyalı kafamla.Kendi halkımın, kendi kimliğini dile getirmesi zoruma gitmişti,oysa dünya halkları kendi
kimlikleri ile gurur duyuyordu,"Türk prolteryası,Türk aydını,Polisi,Türk solu",Fransız milli takımı,Rus güreş ekibi vs.".
Sosyalist,entrenasyonalist olmuştum,Kürt olamamıştım.Her şey olmuştum,Kürt olmamıştım.
Son fırtınalar dindi.Tezekli sobalardan halen duman çıkıyordu.Yeşillikler kar'ı delip güneşleniyordu.
Yer yer kelleşen dağlardan buharlar yükseliyordu.Suya boğulan ova parçalı gölleri andırıyordu.
Kışın Cehennem olan yaşam,yazın Cennet oluyordu.Sular çekildiğinde,yanlız başına kalınca ufacık nehir
Kuşarı,otları,kokuları ile kocaman bir bahçe oluyordu Exta.
Exta'lı genç,"Tu çırra şerm'dıki Kurditya xwe"."Sen neden Kürtlüğünden utanıyorsun,bu Allahın'da zoruna gider".
demişti.O gün kar yağmıştı,hava hoştu.Ay on beşinde tepemizde ,her taraf aydınlıktı.
Kürtlüğümden utanma söz konusu değildi.Her şey olan, Kürt olamıyan ben vardım.Kürt olmadan enternasonalist,
başkası olmuştum.Başkaları olmak bana Kürt olma fırsatı tanımamıştı.
Exta jér,benim kişiliğime,ulusal kişiliğime varışın ilk baharıdır.
Onun için demiştim bir yazıda,
"Cennetede koysanız beni kırıp kapılarını döneceğim Ülkeme".
Sılavé dıl germî jı bo Gelé Exté
Sılav,yek dılé wenda çemé Kûrdistan dıkışe.
laf olsun torba dolsun diye degil !