Osman Sebri'nin Suriye'ye geçişinden sonra başından geçen olayları „“İhsan Nuri Paşa Üzerine“ yazdığım makalenin 12.13. ve 14. bölümlerinde Xoybun bazında üzerine durmuştum. Yine sözkonu makale de Osman Sebri'nin Xoybun ile Seyid Rizo arasında bağlantı sağlamak için yeniden ülkeye girdiğini ve bu süreçte
yaşadığı olaylar özetlemiştim.. Ayrıca o makalede Osman Sebri'nin 1 Temmuz 1930 yılında Xoybun direktifleri doğrultusunda Ağrı direnişçilerinin yükünü hafifletmek amacıyla başka savaş cephelerini açmak istemiyle bir askeri birlikle Suruç bölgesine girdiğini ve orada bir karakolu imha ederek 5 Türk askerini öldürdüklerini de kısaca yazmıştım. Yine Osman Sebri ve arkadaşları Peyamlı Nahiyesinin Kürd asılı müdürünü ve karakol komutanınıda yakalıyorlar.. Sonra ikisini de serbest bırakıyorlar..(daha detaylı bilgiler içn sözünü ettiğim makaleye bakınız)
Osman Sebri gönülü olarak kendisiyle birlikte kalmak istiyen iki kardeşi Suriye'ye geri gönderdikten sonra Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları boyunca Bozhewa'da daha çokta İstaxulla ve Qorçik köylerinde kalıyor..
Fakat, Türk devleti Ağrı direnişini bastıktan sonra ordularının diğer direniş odaklarına yada kendisine tehlike arz edebilecek Kürd çevrelerine karşı harekete geçirdi.
Osman Sebri bölgede olduğu zaman Türk devleti ordusunu Qerekeçi aşiretinin reisi Dire'nin oğlu Abdulqadir'in üzerine göndermişti ve çatışmalar yaşanıyordu.
Osman Sebri daha fazla bölgede kalamazdı. Türk devleti onun orda olduğunu öğrenmişti. Osman Sebri bölgeden ayrılmak için bazı dostlarına yazıyor. Urfa'da yaşıyan Haci Ömer Cewherizade kendisine bir mektup yazarak Suriye geçmesini ve bu konuda kendisine yardımcı olabilecek bazi isimleri veriyor.
Sonuçta Osman Sebri'nin yeniden Suriye'ye geçişi bir macera filmidir. Detaylarına girmek istemiyorum..
Osman Sebri Suriye'ye geçiyor, fakat Suriye'deki Fransız otoriteleri tarafından da aranıyor. Bilindiği gibi Osman Sebri daha önce Xoybun 'un talimatı doğrultusunda Dersim'e giderken ailesini bahane etmişti. Fakat, Dersim seferi Fransız otoritelerince öğrenince Osman Sebri geri döndüğü zaman bir Arap şehri olan Reqa'ya sürgün edilmişti.
Bu sefer ise Reqa sürgününden gizlice kaçarak Kuzey Kürdistan'da silahlı çatışmalar içine girmişti..
Evet Osman Sebri Suriye'ye girdiği zaman illegaldı.. O, iki ay boyunca İniz adlı bir Arap aşiretinin içinde bir Kürd'ün evinde kalıyor. Sonra Serê Kaniyê'ye Milili İbrahim Paşa'nın çocuklarına gidiyor ve ardından Tehlike'de bulunan Cemil Paşazadelere gidiyor. Osman Sebri oradan da Şeyh İbrahim Heqi'nin bulunduğu Çiftlik köyüne gidiyor. Bu köyde Osman Sebri , Abdulrahman Garisi ve arkadaşı Mela Ahmed Suzi ile karşılaşıyor. Osman Sebri son sözünü ettiğim iki meşhur Kürd şahsiyeti ile birikte Güney Kürdistan'a Barzan Köyüne gidiyorlar. Osman Sebri ve arkadaşları Şeyh Ahmed Barzani'ye yeni bir önerisini yapıyorlar.. Şeyh Ahmed Barzani yapılan öneriyi kabul ediyor ve destek sözü veriyor.. Osman Sebri, Abdulrahman Garisi ve Mela Ahmed Suzi Şeyh Ahmed Barzani'nin onayını aldıktan sonra bu sefer Şeyh Mahmud Berzenci ile görüşmek için Suleymaniye yoluna düşüyorlar. Fakat, bir ihbar neticesinden İngilizler tarafından yakalanıyorlar ve Musul hapishanesine atılıyorlar.. Belli dönem sonra İngilizler bunları serbest bırakıyor.. Abdulrahman Garisi Xoybun liderleriyle görüşmek için Suriye'ye geçiyor. Osman Sebri ise Barzan köyüne gidiyor ve tam altı ay orada kalıyor.(Osman Sebri ile yıllar sonra aynı partinin merkezi yapısında çalışan Mihemedê Mela Ahmed'in anlatımlarıdır bunlar. Daha detaylı bilgi için „Apo“ Osman Sebri, Xebatkarê Kurd ê Mezin“ adlı eser sayfa 15)
Mihemedê Mela Ahmed'ın anlatımlarına göre Osman Sebri'nin Sofilere yönelik eleştirilerinden dolayı Şeyh Ahmed Barzani kendisine karşı kırılıyor. Bu olay Molla Mustafa Barzani'yi etkiliyor. Osman Sebri bu yaşanan kırgınlıklardan sonra Barzan köyünü terkederek Musul'a doğru gidiyor. Osman Sebri yolda İngilizler tarafından yakalanıyor ve Musul hapishanesine atılıyor. Daha sonra İngilizler Osman Sebri'yi Bağdat'ta götürüp Fransızlara teslim ediyorlar. Osman Sebri'nin Suriye'deki hapis süreci pek fazla sürmüyor. O süreçte bir genel af çıkıyor ve Osman Sebri serbest bırakılıyor Bu yaşananlar 1931 yılına denk geliyor..(age, sayfa 15)
Konê Reş „Osman Sebri“ adlı makalesinde onun Barzan'a gidişi üzerine duruyor.
Fakat Konê Reş makalesinde Osman Sebri'nin peş peşe iki defa Barzan'a gittiği yazıyor.
Birincisi, 1930 yılında, diğeri ise 1931 yılındadır..
Konê Reş'in anlatımlarına göre Osman Sebri Kuzey Kürdistan'dan döndükten sonra kısa bir süre yukarıda ismini andığım Arap aşiretin yanında kalıyor ve daha sonra Barzan'a giderek Şeyh Ahmed Barzani'ye misafir oluyor. Daha sonra İngilizler tarafından yakalanıyor. Fakat Osman Sebri kaçıyor ve Suriye'yedeki Arap İniz aşiretine sığınıyor.. Belli bir dönem sonra Xoybun ile ilişkiye geçiyor.
Yine Konê Reş'in anlatımlarına göre ikinci sefer ise Xoybun Osman Sebri'yi Şeyh Ahmed Barzani ile Şeyh Mahmud arasında var olan sorunların çözümü için aracı olarak gönderiyor. Osman Sebri Barzan'da olduğu zaman Şeyh Ahmed Barzani'nin bir oğlu oluyor ve Şeyh Ahmed oğluna Osman Sebri'nin ismini veriyor. Yani Osman.....
Konê Reş'in anlatımlarına göre Osman Sebri bu sefer 165 gün Şeyh Ahmed Barzani'nin misafiri oluyor. Daha İngilizler tarafından Hewler'de yakalanıyor .. Bir süre Hewler ve Musul zindanlarında kalıyor ve daha sonra İngilizler tarafından Fransızlara teslim ediliyor.
Fakat, Konê Reş makalesinde Osman Sebri ile Şeyh Ahmed Barzani ve dolayısıyla Molla Mustafa Barzani arasında yaşanan sorundan hiç söz etmiyor.
Aslında Konê Reş Osman Sebri'nin bir öğrencisi olarak yaşanan sorundan haberdardır..
Çünkü, daha sonra aktaracağım gibi bu konuda bir hayli belge var.
Sayın A. Bali'de „Biranin: 100 Saliya Osman Sebri“ adlı toplantıya sunduğu tebliğde Osman Sebri'nin Barzan'a bir kaç defa gidip geldiğini yazıyor. A. Bali'nin anlatımlarına göre Osman Sebri Barzan'a gittikten sonra „Ölümsüz Barzani'yi görüyor. Kardeşi Şeyh Ahmed rahatsızlığını ifade ediyor. Bundan dolayı araları bozuluyor. Osman Sebri'nin kendi anlatımlarına göre kısacası: 'O yakalanıyor ve hapse atılıyor. Değerli parti üyeleri bu karara karşı çıkmadılar. Fakat onlar kendisine kıyamıyorlar. Osman Sebri'nin anlatımına göre bazı yurtseverler kendisine bu olayı yeniden hatırlatılar. Bugünde ben o dönem yaşanan uygun olmayan olayı hatırladığımda üzülüyorum“. Yine A. Bali'nin anlatımlarına göre Osman Sebri Musul ve Bağdat cezaevlerinde kalıyor ve sonra hapisten kaçarak 1931 yılında Tilged'deki Arap aşiretinin yanına gidiyor.(Biranin: 100 Saliya Osman Sebri, Çapa yekemin İlon 2006 sayfa 28)
A. Bali'de Osman Sebri'yi „üzen olayın“ üzerine durmuyor.. Kimler Osman Sebri'ye „acıdılar“ ve hangi „parti üyeleri bu karara karşı çıkmadı?“ sorularına açıklık getiremiyor.. (Bir makalenin çerçevesinde böyle bir sorunun derinliklerine girmenin zor olduğunu biliyorum)
Devam edecek
Aso Zagrosi