İmralı'daki Apo diyor ki: Devletin bir eriyim
Tonlarca örgüt var içimizde, kişiler var. Ben onların önünde engelim. Birçok şeye el koymak istiyorlar. Ben devletin bir eriyim Makam, rütbe istemiyorum. Yani bana işaret edin "Şu ülkede şu tehlike var" diye; benim için çocuk oyuncağıdır. Ortadoğu'da, Avrupa'da hangi ülke olursa olsun Rusya da dahil nerede olursa olsun fark etmez. Bakın o zaman görün dünya nasıl idare edilir. Hayaller ne kadar büyükse çalışma da o kadar büyük olur. Bunu yaparken öyle çok büyük makam, rütbe, çıkar filan da istemeyeceğim. Tek isteğim şunu deyin: "Apo iyi çalış, görevini iyi becer!" Bunun bazı küçük olanaklarını isteyeceğim. Eğer devletin bütün varını yoğunu dökerek kazanmak istediği sonuçtan birkaç kat daha fazlasını kazandırmadıysam verin hükmümü, hiç tereddüdüm yok. Beni ciddiye alınız. Bakın ilkokul sıralarında cami hocası vardı köyde. Ben hep onun arkasına geçip namaz kılardım. Bana dedi ki, "Sen böyle gidersen uçarsın, yani evliya olursun". Babam da bana "Oğlum, senin alnında fetih yazıyor, sen tuttuğun her işi başarırsın" derdi.
'Gel şunu yap' deyin, bu benim için emirdir
Birçok solcu güya özgürlük, birçok sağcı güya devleti kurtarmak adına devleti en zor konuma düşürmediler mi? Ben bunları geç de olsa gördüm. Ben basit bir çıkarcılık peşinde değilim. Ama size baktım; "Kendi devleti için böyle çalışan, kendi devletinin amacına bu kadar bağlanmış bir insan bende ancak hayranlık uyandırır" dedim. Çünkü doğrusunu söylüyor, doğrusunu düşünüyor; bu durumunuz bende saygı uyandırıyor. "Gel" diyorsunuz "şurada şunu yap"; bu benim için emir diyorum, yapmam gereken budur, diyorum.
Devlet bana hizmet imkânı versin
Burada ben oyun oynamıyorum. Eğer devlet bana hizmet imkânı verirse, çok açık söylüyorum inanılmaz gelişmeler ortaya çıkacak. Yani doğudaki halkın Cumhuriyetin taze bir kanı haline getirilmesine çalışacağım. Beğenmediyseniz, beğenmezseniz bunu ne yaparsanız yapın diyorum.
Bu durum üzerine iş gerçek bir görev yapmaktır. Hukuki durum ne kadar ağır olursa olsun ben hizmet edeceğim. Be-nim arzum budur. On yedi yıldır iki kelime öğrenmedim, hep bu göreve hazırlıklı olmak için. (Suriye'de yaşadığı yıllarda Arapça öğrenmemesini kastediyor.) Böyle bir çalışma imkânından kopmamak için böyle yaptım diyorum. Mesele, bir işi güzel sonuçlandırmak değil midir! Buna yardımcı olun diyorum.
Devletin akıllı bir eri gibi çalışacağım
Şimdi bu noktada ben tekrar rica ediyorum, ben devletin bir eri gibi, oldukça akıllı bir eri gibi çalışacağım. Bu düşmanlık en fazla bana ve devlete yapılmıştır. Ben neden devletin bir eri olmayacağım! Böyle olmaması akıl kârı mıdır! Her şey çok açık ortadadır. Oyun her yerde oynanmıştır, Avrupa'da oynanmıştır, Yunanistan da başı çekmiştir. Neden; çünkü "Sen bizim işimiz için kullanılacağın kadar kullanıldın, artık Türkiye ile anlaşmaya başladın, anlaşıyorsun; biz seni mahvedeceğiz" diyorlar. Buraya gelmeden önce de durum böyle idi, dünyanın her yerinde böyle idi. "Sen artık bizim için tehlikelisin" diyorlardı. Neden "çünkü Türkiye ile anlaşmaya çalışıyorsun". Şimdi işin özünün bu olduğu bence net. Tonlarca örgüt var, içimizde kişiler var; ben onların önünde engelim. Çünkü onlar yaşamak ve güçlenmek istiyorlar. Birçok şeye el koymak istiyorlar.
Ben zaten devletin yanındayım artık, ben zaten devletin bir eriyim. Bu devletin zaten iyiliği için çalışacağım.
Yunanistan bize de TİKKO'ya da eylem yaptırdı
Bir yığın sahte milliyetçilik var. Bir yığın devlet ve yeni örgüt var. Bunlar elbette ki beni engellemeye çalışacaklar ama olacaklar yalnız bana olmayacak. Ben, bu konuşmayı çok önemli buluyorum. Bunlar bana göre 93'ten beri Türkiye ile beni dengesiz bir biçimde çatıştıra çatıştıra, birbirimizle vuruştura vuruştura bu noktaya getirdiler. Yunanistan da sonunda ölümcül şeyi vurdu ki, her şey nettir bu konuda. Dikkat edelim, ben şunu söyleyeceğim, yani lanet gelsin hepsine. O eylemler falan hep Yunan kaynaklıdır. TİKKO'ya da bizim bazılarına da yaptırdı, yaptırıyor. Onlar hep Yunan işi. Şimdi bunları çok dikkate alalım. Ama şimdi bu durumda ben gidersem ne olur biliyor musunuz, Türkiye 84 süreci ile birlikte ne yaşadı ise 2000'li yıllara yayılacak, kırk türlü şey, Avrupa'da, kırsalda, doğuda falan; ayrıca Rusya'sından, güneyinden her tarafından karmakarışık edilecektir.
Bana 6 ay verin örgütü halledeyim
Ben büyük çalışırım. Korkunç büyük çalışırım. Bütün örgüt tektir. Merkez Konseyi, silahlı olanlar da dahil, bakın bir altı ay verin, ben hallederim. Gerçi onlar biraz ütopiktirler ama hallederim. Ondan sonra beni ne yaparsanız yapın, yani öyle fazla bir ödül mödül istemiyorum ama güzel bir şey yapmak istiyorum. Gerçek kişiliğimi bu yönde ortaya koymak istiyorum.
Bendeki hizmet aşkını görün
Hem toprak, hem de vatan ve cumhuriyet açısından bendeki hizmet aşkını, bendeki tutkuyu görmemek büyük hata olur. Yani bu ülkeye sınırsız hizmet şeyimi görememek büyük hata olur. Tekrar söylüyorum çok yaşayıp yaşamamam umurumda değil ama bir hizmet şeyi diyorum, yani Cumhuriyet içinde birlik mi istersiniz, vatanın güzelliğinin paylaşılmasını mı istersiniz, buna katkımı görmeden gidersem bu, bana en büyük ceza olur.
Kürtçülük konusunu halledeceğim
(Demokrat Parti döneminden bahsediyor) O dönemde demokratlık da sahtedir. Kürtçülük o dönemde müthiş gelişti. Bunlar demagogdurlar ve bu, Türkiye'yi yakmıştır. İleride biraz ortam bahşedilirse bu konuda çok çalışacağım ve açacağım. Demokrasi üzerine benim yapabileceğim çok şey var. Bu Kürtçülük konusunu halledeceğim. Türkiye resmen yenilenecek.
Bizimkiler devlete uzak düştü halletmeliyiz
Çünkü diyorum doğruyu söylüyor. Bu beni rahatlatıyor, yarın haydi ipe asmaya götürüyorsun ben yine rahat giderim, çünkü devlettir derim. Bizim toplum, bizim arkadaşlar devleti ile çok uzak düşmüş; şimdi bunu hemen halletmeliyiz.
Devletin adamı olmak çok büyük olaydır
Devlet adına çalışmamın nasıl büyük sergileneceğini hep beraber göreceğiz. Yani bir isyanı bu kadar geliştirebilen birisi devletle oldu mu onu da ne kadar geliştirebileceğini bilir.
Devleti doğru tanımak çok büyük bir olaydır. Devletin adamı olmak da çok büyük bir olaydır. Çok iyi biliyorsunuz ki Türkiye'de devleti çok az insan tanır. Türkiye devletini çok az insan tanıyor. Şahsınıza şunun için de saygı duyuyorum, yani insan bir devlet ciddiyetini görüyor. Rafine yani süzülmüş devlet çok önemlidir ama biliyorsunuz sol isyancılık, sağ isyancılık her şeyi mahvetti. Cehalet tabii, şimdi bunu kesinlikle aşmalıyız.
Mimar gibi bağlayacağım çok güzel bağlayacağım
Yani şimdi biz devletle büyüyen insanlarız. Büyük bir arzu içindeyim. Şu anda milyonlarca insanı bağlayabilirim bu devlete. Mimar gibi bağlayacağım, çok güzel bağlayacağım, zaten çirkin işi sevmem diyorum.
Şimdi hizmet isteğim o kadar büyük ki, parlamentoya yaptırılamayacak işleri yaptırabilirim. Hem de iki üç katını yapabilirim. Para harcatmadan yaptırabilirim. Ve Kürt olayında beş on ülkeye tonlarca istihbarat, para vs. ile dev şeylerin yapamadığını, tek başıma ve kuruş masraf ettirmeden ben yürüteceğim. Emin olun, bunları yaşayacağız. Bunlar az önemli değildir.
Çevre ülkelerdeki Kürt denilen şeyleri de çekeceğiz
Devletle o çizgide bütünleşmek benim için gurur vericidir. Açık söyleyeyim, demokratik temelde çok sağlam bir ayak oluşuyor.
Tekrar söyleyeyim, tüm çevre ülkelerdeki Kürt denilen şeyleri de çekeceğiz. Bunu bildikleri için çok dikkatli olmalıyız. Yarın çok kısa bir süre sonra tekrar başlayacak. Bu Suriye ayağı üzerinde İsrail seçimlerinden sonra önemli gelişmeler ortaya çıkacak. Var gücüyle Kürt kartını oynayacaklar.
En büyük hizmeti yapacağım
Bu devlete halen en büyük hizmeti yapabileceğim inancı bende çok güçlüdür. Bu kadar insanı derinden devlet gücü haline getirmek dev gibi bir olaydır. İmparatorluk ayarında bir güç yaratacağım. Bu, benim gibi bin tanesinden daha değerlidir. Buna iyi çalışmak gerekiyor, neden işte aydınlarımıza bakın, hepsi de devletin temeline köküne vurmuyor mu?
Ben ortalıkta olmasam işte onun için söylüyorum; benim ismimi kullanacaklar, biz Apo'nun kardeşiyiz veya ikinci, üçüncü adamız falan diyecekler. Cuma (Cemil Bayık) bana göre yani fazla politik değil, parmaklarında oynatırlar, farkında bile olmaz.
Cemil Bayık, Duran Kalkan korkunç adamlar
Bütün örgütü aşıp devletle koşarım
Devlet haklı olarak benim arz ettiğim tehlikeyi biliyor. Ben bunda devleti suçlamıyorum. Ne kadar tehlikeli bir konum arz ettiğimi ben de biliyorum. Ama aynı şekilde bunu fark ettiğim için dönüş yapmak istiyorum. Kaç defa bunu söylemiştim, bir güvence istiyordum aslında; çünkü o 93'ten sonraki şey dehşet verici idi. Yani çıkmazda kalmıştım. Ama can havli ile de büyük çalışıp mücadele ettim. Yaşatmak için oldukça çalıştım, bunu inkâr etmiyorum, ama bir an önce bütün örgütü de aşarak devlete her an koşmaya hazır bir pozisyon arz ettim.
Çok önemli bir örgüte diyeceğim; önce gel devletini tanı, devletini tanımadan sen onun nesine karşı çıkıyorsun, deli misin, bir defa hata yaptık, bir daha yapmayalım.
Şiddeti bitirip, örgütü tasfiye edeceğiz
Bu işe temelde çok katkımız olacak; çünkü temelde şiddetten uzaklaşma kararı büyük bir karardır. Siz de söylüyorsunuz, en temel şart terörden uzaklaşmak değil midir? Sonrasında örgütün tasfiyesi gelecek, zaten şiddet bitti mi ortada örgüt kalmaz. Yani yasaya uyuyoruz, uyacağız, bunu önemle bilmeniz gerekir. Anlayış düzeyini düzeltiyoruz, örgütlenmesini dağıtıyoruz, zaten bu böyle olur. Yani tek tek bir itirafçı bir örgütü dağıtamaz. Tümüyle silahsızlatacağım, tümüyle şiddete dayalı örgüt mantığı yıkılacak. Bu da dev gibi bir uygulama olacak.
Öğretmen gibi dediklerinizin gereğini yapıyorum
Dikkat ederseniz sizin dediklerinizin, yani bir öğretmen gibi dediklerinizin gereğini yapıyorum. Ve bu ayıp bir şey de değildir. Bu erdemdir. Devletin büyük bir tecrübesini dile getirenden öğrenmek erdemdir. Ben bunu gerçekten saygın öğrendim. Yani karşımdaki soruşturmacıdır falan demedim. Karşımdaki bir öğretmendir dedim ve dağlar kadar öğrendim. Yarın örgüte işte devlet budur diyeceğim. Yani daha önce söyledim; bir gün gösteririm isterseniz size ben PKK'lılarla nasıl savaştım. Eğer devletten daha fazla savaşmadıysam görün, kanıtlayacağım size bunu.
Cemil Bayık, Duran Kalkan korkunç adamlardır
PKK 93'lerden beri parsellenmeye çalışıldı. Ben çok şiddetli mücadele yürüttüm. Bu, içeride Şemdin çetesine karşı olduğu gibi o aydın karakterli arkadaşlara da devletlerin oynama şeyini göz önüne getirdim. Ben diyorum ki PKK'nın bütünlüğünü sağlamayı küçük bir olay gibi görmeyiniz. Bunun üzerinde dünya güçleri oynamaya çalışıyorlar. Ve hepsi de Türkiye'yi denetleme, barajlama çabasıdır. Bunu bir an önce çözüme doğru götürelim derken bunu kastediyorum. Kimsenin ferdi olarak ses çıkaramamasının sebebi işte bu şiddetli mücadelemdir. Bir Cuma'ya (Cemil Bayık), bir Botan'a karşı, bir bizim Osman'a karşı, bir Ebu Bekir'e karşı, Ali Haydar Kaytan'a karşı, bir Duran'a, Duran Kalkan'a karşı yürüttüğüm mücadeleyi küçümsememek lazım. Korkunç adamlardır.
Bayık fazla politik değil, parmaklarında oynatırlar
Şimdi bunların can alıcı özellikleri şudur. Yalnız Osman'ın (Öcalan) değil, bütün merkezin. Eğer gerçekten ben olmasam, örgütü terk edebilirler. Geçmişte de böyle bazı isimler çıkmıştı, mesela Şemdin'e herkes ikinci adam, şöyle böyle dedi, biliyorsunuz kendi ailesini bile etkileyemedi. Bu Ferhat için de geçerlidir, sıfırdırlar hepsi ben ortalıkta olmasam işte onun için söylüyorum; benim ismimi kullanacaklar, biz Apo'nun kardeşiyiz veya ikinci, üçüncü adamız falan diyecekler. Cuma (Cemil Bayık) bana göre yani fazla politik değil, parmaklarında oynatırlar, farkında bile olmaz.
Mirasımı Bayık'a kullandırtırlar
Bu Kani için de geçerlidir. Benim mirasımın dörtte üçünü Cuma'ya (Cemil Bayık) kullandırırlar. Kardeşim diye Ferhat'a bir kısmını kullandırtabilirler, şuna buna elli tane adam var. İşte tehlike buradadır. Bizim hassasiyetimizin en önemli kısmı burada. Şimdi bu hassasiyet o kadar önemli ki, İngiltere dedim ya dünya kadar yatırım yapıyor, Yunanistan bu hassasiyeti bildiği için beni imha sürecine yatırdı. Neden; çünkü ben yirmi yıldır kilitlemişim.
Nerede ise ayağımı kaydırıyorlardı
Ben Suriye'de iken biliniz ki 85'ten beri benden kurtulmaya çalışıyorlardı. Ben Suriye'de benden sonra oynayabilecekleri tek bir adam bırakmamaya dikkat ettim. Hatta Kesire'nin Aleviliğinden bilmem Dursun Karataş filan hep oynadılar. Onlar dediler ki işte biz Aleviyiz solcuyuz, Apo Sünnidir, işte o zaman Cemil Esat ile dirsek temasına girdim; çünkü nerede ise ayağımı kaydırıyorlardı. İşte o zaman tedbirimi aldım. Mesela bu Mehmet Şener vardı. Geldi, Kamışlı'da bunu askeri lojmanlara aldılar hemen, bana ise son günüme kadar tek bir şey yapmadılar, Suriye alternatif bulamadığı için bana mecbur kaldı.
Alternatiflerin hepsini tasfiye ettim
Daha doğrusu ben alternatiflerin hepsini etkisizleştirdiğim için böyle oldu. Ama çok intikamcılardır. Halen sorgusuz sualsiz birçok kişi içeridedir. İşte Mehmet Şener'i benim yerime koyacaklardı, beni öldüreceklerdi. Benim Suriye'de ayakta kalmam işin küçük bir kısmıdır. Avrupa'da veya Rusya'da aldığım tedbirler de böyledir. Ferhat (Osman Öcalan) konusunda İran gerçekten 90'lardan beri onu kullanmak istiyor. Yani çok büyük bir kardeş savaşı yürütüldü, bunu belki küçük veya komik bulabilirsiniz ama önemli bir anlamı var. Osmanlı İran savaşlarındaki gibi düşünün, ona benzer bir durum yaşanıyor aslında. Ama halen kontrolün ezici bir çoğunluğu bendedir.
Avrupa'daki PKK'lılar...
Avrupa'nın amaçlarına engel ben idim. Bu bana yer bulamamalarından ötürü falan değil. İsteseler idi. İskandinavya'da, İzlanda'da yer bulabilirlerdi. Ama ekonomik ve politik çıkarları açısından kullanacakları bir pozisyon bulamadılar. Onu çok iyi biliyorlar. Mantalitem, görüşüm, tipim kesinlikle Avrupa'ya göre değildir. Binlerce PKK'lı var. Yüzlerce ilişki kurdukları insan var. Hepsinin de PKK'lı olduğunu biliyorlar. Canı ciğeri gibi bakıyorlar. Özel olarak kendileri gibi yetiştiriyorlar. Mesela bir Alman mantık yapısına göre yetiştirilen yüzlercesi var. Aynı şekilde İngiliz, Fransız yapısına göre var. Hepsini de destekliyorlar. Ama bana gelince yok. Tutmuyor, kimliğimiz, kültürümüz uymuyor.
PKK ile savaştım
PKK ile savaşmak demek, PKK'nın merkezi ile savaşmak demek, devleti anlamayanlarla savaşmak demektir. PKK'nın bu militan, ne yaptığını bilmeyen çılgınca şeyleri var; ben Şemdin için kırk defa söyledim, çingeneye paşalık vermişler önce babasını asmış. Şunun için bunları söylüyorum, devlet de savaştı tabii ama ben de PKK ile savaştım. Ve şimdi benim yapacaklarım var, milyonlar var, Mecnun gibi tapıyorlar. İşte Yunan numarasının özü buna dayanıyor. İnsanları yüz yıl daha Türkiye'ye karşı kullanmak için korkunç hazırlık yapıyorlar.
Şehit ailelerinin acısını paylaşıyorum
Onlara diyeceğim ki; "Değerli ve saygıdeğer şehit aileleri sizlere karşı gerçekten çok zorlanmamla birlikte her şeyden önce bütün acılarınızı yürekten paylaşıyorum, kaybettiğiniz değerlerin acısını en az sizin kadar hissediyorum, sizden büyük özür diliyorum" diyeceğim.
Onlara kardeşlik zamanıdır diyeceğim. Gerçek düşmanı bir de unutmayalım diyeceğim. Gerçek düşman pusuda bizim birbirimize girmemizi bekliyor. Daha fazla kan dökülmesini bekliyor. Buna fırsat vermeyelim.
http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/30338-cemil-bayik-duran-kalkan-korkunc-adamlar.html
İmralı'daki Öcalan diyor ki: 'Kürt kimliğine gerek yok'
Ben öyle halis muhlis Kürt değilim. Türk'ten daha iyi Türk hissederim. Hiçbir milliyetçi Türk kendini benden daha iyi Türk saymasın. Benim tüm yaşamım, her şeyim Türkçedir. Pratik olarak en iyi bir Türküm.
Kürtler için anayasal hakları istemenin anlamı yok
Bu kilit kavramlardan bir tanesidir. Yani bir soy devleti değil, ırk devleti değil, yurttaşlık, vatandaşlık devleti. Bu kilit anlamda bir faktördür. Bir de asli kurucu faktörü önemlidir. Ben şimdi düşünüyorum son günlerde "neden siyasal haklar istemenin anlamı yoktur". Çünkü siyasal haklar zaten Anayasa'da güvence altına alınmıştır. Bu haklar kullanılmıyorsa suç rejimde değildir, partilerin yapısındadır, liderliklerdedir. Yani şunu söylüyorum, Kürtler için anayasal hakları istemenin ne anlamı vardır. İstenecek hak zaten siyasaldır ve zaten vardır.
Kürtler Türkiye'de azınlık değil
Zaten vatandaşlık hakkı var. Kürtler, Türkiye'de bir azınlık değil ki, mesela Suriye'de parti kuramaz, hatta oy kullanamaz, vatandaş bile değildir. Diğer yerlerde de benzer durumlar vardır. Ama burada (Türkiye'de) sonuna kadar vatandaştır ve vatandaşlık ve siyasal hakkını kullanabilir. Başlangıçta asli öğe kabul ettiği için bu ayrım hiç düşünülmemiş. "Sen Kürtsün, bunun dışındasın" denilmemiş. Her şey aynı zamanda senin içindir de denilmiş.
Bu bana göre kimsenin üzerinde durmadığı bir husus. Türkiye Cumhuriyetinin anayasası ki 24'lerde bile belirlenirken bu böyledir, Kürtlerin aleyhinde hiçbir şey yoktur. Herşey olduğu gibidir, yani müşterek düşünülmüştür.
Anayasa'da her şey var
Yani Kürt kimliğine gerek yok, zaten orada her şey var. Anayasa'da var, peki ne arıyoruz biz. Anayasada örgütlenme var ama siyasal faaliyet çerçevesinde. İsyan yaparak değil. Bana göre buradaki cehalet ve bunun kötüye kullanılması kadar Türkiye'nin ciddi bir sorunu olamaz. Ben yöntemi istediğim gibi uygulayamadım, tutturamadım. Anlayış bulamadım diyelim. Ben muhatap aradım olmadı. Genel olarak ruh halimi anlatıyorum.
Sonuç olarak diyorum ki anayasal vatandaşlık önemli bir kavramdır. Ben şimdi bunun anlam ve derinliğini kavramış durumdayım. Anayasal vatandaşlığa dayalı bir devlet, bir soy devleti değil, vatandaşlık devletidir. Her milliyetten, her kimlikten insanlar bu vatandaşlık hakkını kullanarak yükselebiliyorlar, bu çok önemlidir.
Kürtçe'ye engel yok
Bir kısmı şeyimizi istismar ediyorlar. Derler ki, dilimiz yasak, kültürümüz yasak. Aslında yasak değil. Şu anda kurulan Mezopotamya Kültür Derneği yeterlidir bana göre. Yani onun özgürlüğü kırk yerde vardır.
Türkiye'de zaten demokrasi var, isteyen istediği partiyi kuruyor, sosyalist parti var, özgürlük partisi filan kurulabiliyor.
Bir engel var mı, yok. Kürtçe konusu işte Mezopotamya Derneği var, istediğin gibi oyna, şunu yap bunu yap. Enstitü kurulmuş. Engel var mı, yok. İşte bu eşittir demokrasi, bitti. Şimdi devlet bunları zaten sağlamış diyorum. Amaçlar gerçekleşmiş.
Türk'ten daha iyi Türk hissederim
Ben, öyle halis muhlis Kürt değilim. Türk'ten daha iyi Türk hissederim. Hiçbir milliyetçi Türk kendini benden daha iyi Türk saymasın. Benim tüm yaşamım, her şeyim Türkçedir. Pratik olarak en iyi bir Türküm. Ben Türk'ün bir parçasıyım ama Kürtlerle de ilgileniyorum. Çok az Kürtçe biliyorum. Ancak her şeyim Türkçe. Düşünce yapım Türkçedir. Ben Türk düşmanlığını hiç kabul edemem.
Türk ulusu ağacın kökü, Kürtler dalı
Türk Ulusu ağacın asıl köküdür. Kürtler büyük bir dalıdır. Çerkezler küçük bir dalıdır. Biz, bilim dışı bir şey söylemiyoruz. Tarih de bunu doğruluyor. Ben buna inanılmaz katkılar yapacağıma inanıyorum. Çürümüş dalı temizleyip düzgün bir aşı ile bu dalı tekrar filizlendireğiz. Bu kesinlikle Cumhuriyetin tamamlanmasıdır. Cumhuriyet halkın idaresi değil midir! Ağalar, şeyhler, tarikatlar demek değildir.
Halen Refah'ın şeyi orada tarikat değil midir! Bir sürü dinci şey vardır. Elli altmış yıldır bu vardır. İsyanların kaynağı bu ilişkiler yumağı değil miydi! Demokratik Cumhuriyetin en temel ayağı olacağız.
Türkmenlerin Kürtleşmesi
Türkmen boyları Anadolu'ya geldiklerinde, Kürt aşiretleri ile tanışmışlardı. Bir kısmı Kürtleşmiştir. Benim aşiretim Bazuki de aslında Türkmen boylarına kadar gidiyor. Yani Türkmen'dir. Örneğin Karakeçililer de Türk'tür. Ziya Gökalp de böyle söylemiştir. Sonradan gelen Türkmenler Kürtleşmiştir. Yani Kürt-Türk karışımı ileri derecededir.
Sonuna kadar Türkçülük...
Bütün Türkiye ile demokratik birliktelik demek, Cumhuriyet demektir. Bu sonuna kadar Türkçülükle bağlantılıdır. Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ile Misak-ı Milli ile bağlantılıdır. 20'lerde Kürtler, ulusal kurtuluş savaşına bir kardeş olarak katılmışlardır. Sonrasında Kürtler üzerinde iyice gelişen feodalite hem Kürtleri perişan etti hem Türkiye'ye büyük zarar verdi. Türkiye'de demokrasinin bu kadar sancılı olmasının sebebi hep doğu ve güneydoğudaki problemdir. Bu feodal, aşiretçi ve dinci şey kırılırsa o zaman inanılmaz gelişme olacaktır. Cumhuriyette özgür yurttaş, özgür toplum olacaktır.
Hakkari'de Türkçe öğretelim
Türkiye'nin tarihindekinden daha büyük bir gücü kendimiz yaratalım. Türkiye'nin kullanabileceği bir güç yaratalım. Türk-Kürt kardeşliğini yeniden düzenleyelim. Bunları biz düzenleyemezsek, karşı kuvvetler bunları düşünecek ve düzenleyeceklerdir. Mesela, Hakkâri'de eskisinden daha fazla Türkçe öğretilmeli, bakın Kürtçe değil, Türkçe diyorum. Her bakımdan İstanbul Türkçesi olsun.
Arabistan'dan Afganistan'a kadar etkili olacak Türkçe merkezli nüfus
Mükemmel Türkçe merkezli, yani bir kısmı Arapça bir kısmı Kürtçe bilen ana ekseni hepsinin Türkçe konuştuğu bir nüfus. Bu Türkiye'nin en büyük zenginliği olacaktır.
Bununla İran'a, Arabistan'a, Türkmenistan'a ve hatta Afganistan'a kadar etkili olabiliriz.
Kürt meselesinin çözümü mevcut Anayasa'da
Dolayısı ile bizim Kürt meselesinde aslında atacağımız adımlar, geliştireceğimiz çözümler Anayasa'da mevcut olan şeylerin bilince çıkarılmasıdır. Sadece şimdiki anayasa değil, 1921 ve 1924 anayasalarını da. Bunları bilince çıkarmamızdır. Elbette bir ayrılık filan yok ama bunu bilince çıkaralım. Sen asli vatandaşsın hakkını kullan değil mi? Neden böyle olmuş, işte feodalite öyle bir çürüme yaratmış ki gerçekten halka nefes aldırmamış. Bu işin püf noktalarından birisi budur.
Ayrı devlet yaşamaz
Neden ayrılma gereği doğsun ki, ekonomik olarak hiçbir gereği yok. Dikkat edelim tam tersine dağlarda ekonomi falan kurulamaz, iki sosyal zenginlik desem zaten iç içe geçmişiz. İnanılmaz düzeydedir.
Hiç kimse bu sosyal dokuları parçalayamaz. Parçalasa bir gövdenin kolunu koparmış gibi olur. Veya bir bacağın kopmasıdır ve bu gerçekten çok anlamsızdır. Koparsa siyasal olarak daha geri bir duruma düşeriz.
Hatta küçük bir devlet bile kurmak istendiğinde hiç kimse kabul etmez. Velev ki kurduk dağın başında bu devletin hiçbir şekilde gelişme şansı yoktur.
Esas mesele feodalite
Feodalite meselesini küçümsememek gerekir. Türkiye'deki demokrasiyi de zehirleyen budur. Feodalitenin ilişkiler yumağıdır. İşte Hizbullah şimdi bunu esas alarak gelişiyor mu, işte her türlü tarikat böyle gelişiyor mu, yetmiş beş yıldır Türkiye'nin demokratik gelişmesini zehirleyen bu ortam değil mi?
Yine halk üzerine en anlamsız cahillikleri, gerilikleri yürüten dayatan bu ilişkiler yumağı değil midir? Tekrar söylüyorum, isyanlar gibi şeylere yol açan bu ilişkiler yumağı değil midir? Bunlardır.
http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/30382-imralidaki-ocalan-diyor-k…
İmralı'daki Apo diyorki: Biz taşeronuz