Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 2 December 2008

Ergenekon davası iddianamesinde yer alan ifadeler, Hizbullah'ın kuruluş sürecinden itibaren bazı üst rütbeli askerlerle içli dışlı olduğunu ortaya koyuyor.

İddianameye göre devletin içine yuvalanan Ergenekon Terör Örgütü, PKK, DHKP/C, Hizbullah gibi örgütlerin yok edilmesi yerine kontrol altına alınarak kullanılması amacını taşıyordu. Ergenekon, terör örgütlerinin içine sızan resmi görevliler vasıtasıyla eylemleri yönlendiriyordu.

İddianamede ortaya çıkan en vahim gerçeklerden biri ise birçok terör örgütünün kuruluşunda devlet görevlilerinin parmağının olmasıydı.

İddianamede yer alan Tuncay Güney'in ifadesine göre, Hizbullah emekli orgeneral Teoman Koman ve emekli tuğgeneral Veli Küçük tarafından kurduruldu, örgütlenme ise Teoman Koman paşa tarafından yapıldı.

1988-1992 yılları arasında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı yapan (o yıllarda tümgeneral) Teoman Koman'ın kendisine Hizbullah'ı soran gazetecilere verdiği cevabı hatırlamanın tam zamanı: “Hangi Hizbullah? Bir İran'daki Hizbullah vardır bir de PKK'nın baskılarına karşı kendini koruyan, dini inançları kuvvetli vatandaşlar.“

İşte Hizbullah için düşünülen illüzyon buydu: Marksist ve bölücü terör örgütü PKK'ya karşı bölgedeki Müslüman Kürtlerin tepkisiyle doğduğu izlenimi veren Hizbullah...

Hüseyin Velioğlu'nun hayatı ve Hizbullah'ın tarihine devam edelim.

1978'de Durmaz olan soyadını Velioğlu'na çeviren Hüseyin Velioğlu, görünürde kaymakamlık sınavını kazanamadığı için Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Batman'a döndü.

Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesi alınan bir gizli tanığın anlattıkları çok ilginç. Gizli tanık, bu dönemde Batman'da o yıllarda yüzbaşı olan Temel Cingöz'ün, Hüseyin Velioğlu ile sık sık görüştükleri anlatıyor.

Gizli tanığa göre Yüzbaşı Temel Cingöz Batman Komando Taburunda görevli... 1979'da Hüseyin Velioğlu, Yüzbaşı Temel Cingöz'ün talimatı doğrultusundan TPAO'daki Petrol-İş sendika başkanlığına aday oldu. Ancak 1979'da yapılan bu seçimde PKK'ya yakın bir isim başkan seçildi.

Sendika başkanı seçilemeyen Hüseyin Velioğlu, her nasılsa o yıllardaki sol ve sağ birçok örgüt lideri gibi darbe kokusu alarak yurtdışına kaçtı. Velioğlu böylece darbe sonrası oluşacak kaos ortamının operasyonlarından özenle korunmuş oluyordu.Darbe olacağı haberinin PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a verildiği gibi Hüseyin Velioğlu'nun kulağına da fısıldandığı anlaşılıyor. Velioğlu'nun İran'a kaçışı sadece tedbir amaçlı değildi. Velioğlu İran'da Humeyni'ye yakın kişilerle ilişki kurdu.

Temel Cingöz ve Hüseyin Velioğlu'nun ilişkisi sadece yukarıda anlatılan kadar değil. İlerleyen yıllarda bu ikilinin birlikteliğine çok önemli bir devlet görevlisi daha tanık oluyor; emekli bir Emniyet İstihbarat Daire Başkanı...

Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan Emekli İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, 1991'de Hatay İl Emniyet Müdürlüğü yaptığı sırada çok ilginç bir olaya tanık oluyor.

Orakoğlu, Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz ve İl Jandarma Alay Komutanı Vicdan Başaran'la birlikte Şehir Kulübü'nde bir yemek yiyor.

Bu yemekte Bölge Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz'ün yanında bulunan sivil giyimli bir kişi, Orakoğlu'nun dikkatini çekiyor. Bülent Orakoğlu, komutanın emir eri zannettiği, askere saygıda kusur etmeyen ve önünü iliklemeden konuşmayan kişinin Hüseyin Velioğlu olduğunu daha sonra öğreniyor. Orakoğlu'nun hatırladığı kadarıyla bu yemek 1991'de yeniyor. Yani Hizbullah'ın silahlı eylemlerine başladığı ve önce içerideki ılımlı “Menzil“ grubunu yok ettiği yıllar...

Yarın:

“İranlılar'la görüşmeye gidiyorum“ diyen Velioğlu aslında kimlerle görüşüyordu?

Hizbullah Dosyası'nda adı geçen ve gözaltına alınan Hüseyin Velioğlu sanık bile olmadan nasıl serbest kaldı?

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.