Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 7 January 2009

Köyden İstanbul'a gelen genç kızı epey şehirli olmuş teyzesi sıkı sıkı tembihliyormuş:

-Kızım, burası İstanbul!.. Senli benli konuşma, ayıptır. Burada tanımadığın insanlara “siz“ diye hitap etmelisin.

Aradan çok geçmemiş, sokakta gezerken bir köpek kendisine aniden havlamış. Kızcağız o korkuyla bir eliyle köpeği kovmaya çalışırken bir yandan bağırıyormuş:

-Hoştunuz!.. Hoştunuz!..

Teşpihte hata olmaz. Bir başkasına karşı kibar ve ince olmaya çalışırken yapay olunmamalı. Ne ise öyle görünmeli insan. Onun için konunun iyice anlaşılması için yaptığım benzetmeden dolayı “özür dilerim“.

Malum...

Bugünlerde yüz yıl önce Ermeniler'in uğradığı “Büyük Felaket“ için imza kampanyası var. İmzayı koyanlar payına düşenden özür diliyor.

Ben şahsen payıma düşen yanıyla Ermeniler için atılan her adımda varım, boş kâğıda da imzamı atarım.

Çünkü ben Ermeniler'in uğradığı büyük felaketin hikâyeleriyle büyüdüm. Şu anda atalarımın ve benim oturduğum köyde bir zamanlar Ermeni kardeşlerim otururdu.

Hala onların izi, hala onların bıraktığı miras vardır.

Oysa Ermeniler ve Kürdler iki kardeş halktı. İç içe ve yan yanaydı. Bir büyük savaş ve İttihat ve Terakki denen bela sırf başka bir dinden olduğu için 3 milyon insanı o topraklardan sildi süpürdü.

Çocuk, kadın, ihtiyar demeden... Yüzyıllardır ekip biçtiği yerlerden koparıp attı.

Kürd cephesinden bu kampanyaya şüphe ile bakanlar oldu: “Kürdler özür dilemeli mi?“

Bence dilemeli.

Hiç şüphesiz bu olayın sorumlusu ırkçı İttihat ve Terakki idi. Ama bireysel olarak bu katliama alet edilmiş çok sayıda Kürd de vardır.

Bunu inkâr mı edelim?

Üstelik bu imza kampanyasını başlatanların hepsi Türk değildir, hepsi İttihat ve Terakki'nin mirasçısı da değildir. İmzacıların “Büyük Felaket“e doğrudan ilgisi olduğunu da sanmıyorum.

Yazılarını severek okuduğum ve kendisini Türk olarak ifade eden Engin Ardıç'ın bu kampanyada imzasının olup olmadığını bilmiyorum

Bence yakın tarihi en iyi bilen ve yorumlayan ender insanlardan biridir Engin Ardıç. Bütün mütevaziliğiyle “ırk teorileri“ ile en iyi dalga geçendir.

Hiç şüphesiz bir o kadar da meselelere insani bakanlardan biridir.

O belki kampanyanın altına imza koymadı. Belki de şu sıralar tartışmalara girmedi.

Ama...

Bu tartışmalara en güzel hatırlatmayı yaptı.

Tek parti rejiminin resmi yazarı Falih Rıfkı'dan bir alıntı yaparak herkesi susturdu.

"1938'de ellinci doğum yıldönümü töreninde bulunmak üzere Berlin'e gittiğimizde, Tanrı'nın bu dünyayı yaratmak için yedi gün uğraşmış olmasına bile gülecek kadar kibirli Hitler, bütün heyetleri bir büyük salonda kabul etmişti. Kendisi ortada, yapayalnızdı. İkincisi Goering beş on adım, üçüncüsü Goebbels de bu sonuncudan beş on adım geride durmuşlardı. Hitler Romanya heyetine reislik eden Dışbakanı'nı, verdiği işi iyi yapmayan bir hususi kalem müdürü gibi paylıyordu.

Sıra bizim heyete geldi. Mavi gözlerinin bakışları yumuşak ve tatlı:

-Atatürk bir millet bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi kendisini kurtaracak olan vasıtaları yaratacağını öğrenen liderdir. Onun birinci talebesi Mussolini'dir, ikinci talebesi benim, demişti."

Şimdilerde bir de özür dileme modası var ya, Falih Rıfkı'nın ruhunu çağırın, hanginizden özür dilemesi gerekiyorsa dilesin!

Gerekmez diyenler oylarını CHP'ye verebilirler, bizce bir sakınca yoktur.

***

Var mı bundan başka izah tarzı? Başka bir deyişle; bundan daha güzel özür olur mu?

***

Hatırlarsınız, bir zamanlar İmralı mukimi bir özür dilemişti. Bazıları da “Özür dilemek büyüklüktür!..“ deyip düşülen rezaleti kurtarmayı denemişti.

TC hakimi karşısında korkudan ağzı dili birbirine yapışmış bir vaziyet dilediği bu özürü kimse ciddiye almamıştı.

Çünkü bu özür sokakta rakibine meydan okuyan, ama yenilen ve dolayısıyla daha fazla dayak yemek istemeyen ucuz mahalle kabadayısı pozisyonuydu.

Kimse inandırıcı bulmamıştı. Köyden gelip senli-benli konuşmamaya çalışan naif köylü kızına benzemişti bu özür.

Demek istediğim, Kürdler asalatini göstermeli...

Yüzyıldır kanayan bu yaraya kendi yarası gibi bakmalı. Yeri ve zamanıdır.

İmza atmalı. Asıl bu özür büyüklüktür.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.