Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 24 December 2009

Neredeyse forumu elerine gecirmisler...ve kesinlikle bunlar Kürd degilerdir.IDDA EDIYORUM!!!!!!!!

Ben asla ve asla bu zavalilarin yaptigi cirkefe girmeyecegim...Zatan yeterince ,bogazlarina kadar batmislardir..bunlar degil ülke kurtarma ,perspektif sunma,kendi kendileriyle bile barisik degilerdir,bu dengesiz insanlar olsa olsa büyük ihtimale kürdistandaki jitem yapilanmasinin elemani olabilirler..cünkü kulandiklari dil ve kültür onlari ele vermektedir.. dolayisiyla bu sagliksiz beyinlerin Kürdlere birsey vereceklerinede inanmiyorum,ve bunlari uzun dönemdirde izliyorum,isleri göcleri foruma asilan Kürdistani bir yaziya ve kürdlük kokan bir sahsiyete organize bir sekilde saldiri yapmaktadirlar..

Tabi bu forumda gercekten okunacak insanlar var ama bu jitemjilerin ust uste bindirdikleri kisa metrajli yazilarla zaten o insanlarida gölgelemektedirler....

yoksa gercekten kürd tarihi ile ilgili cok iyi calismalar ve analizler burada vardir..ve bunlardan faydalaniyorum..ve bundan sonra sadece zaman buldugumda yazacagim ve hic bir zaman bu jitem elemanlariyla polemiklere girmeyecegim ve onlara cevap vermeyecegim..ve sadece düsüncelerimi yazmaya calisacagim.

Eski JİTEM'ciden şok iddia: PKK elebaşlarını yakaladık, ama emir gelince bıraktık Güneydoğu'da uzun yıllar TSK'ya tercümanlık yapan, Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler'in yanı sıra Jandarma İstihbarat Teşkilatı'nda da görev alan Yıldırım Beğler, terör örgütü PKK konusunda Cihan'a ilginç açıklamalar yaptı. Beğler'in iddiaları, PKK'nın derin ilişkileri konusunda önemli ipuçları veriyor. Abdullah Öcalan hariç, Murat Karayılan ve Cemil Bayık gibi PKK'nın en üst düzey elebaşlarını Kuzey Irak'ta yakaladıklarını söyleyen Beğler; ancak yukarıdan gelen bir emirle serbest bıraktıklarını savunuyor. Bölgede birçok kere PKK'ya göz yumulduğuna; hatta çoğu kez örgüte yardım edildiğine şahit olduğunu söyleyen Beğler şöyle konuşuyor: "İstesek PKK'yı bitirirdik. Bitirmedik, çünkü bizim işimize geliyordu. Biz derken, Özel Kuvvetler... PKK'ya erzak veriyorduk, ilaç veriyorduk. PKK'ya silah veriyorduk." PKK ELEBAŞLARININ SERBEST BIRAKILMASINA ŞAHİT OLDUM Oslo'da Cihan'a verdiği mülakatta, Kuzey Irak'ta TSK adına ajan olarak görev yaptığı dönemde Murat Karayılan'dan Cemil Bayık'a kadar birçok üst düzey PKK'lının yakalandığını savunan Beğler, şu önemli ayrıntıları ekliyor: "Kuzey Irak'ta M. Yarbay'a bağlı olarak çalışıyorduk. M. Yarbay da o dönemde Şırnak Tugay Komutanlığına bağlıydı. 92 yılında Apo hariç hepsini yakaladık. Ne yaptılar? 'Aman Türkiye'ye götürmeyelim, beklesin' dediler. Buna ben bizzat şahit oldum. Başlarında nöbet tutanlar arasında ben de vardım. PKK'nın bütün merkezi kadrosunu Zaho'daki Talabani'nin karargâhı olan komite denilen yere getirdik. Burada bu gece kalsınlar, yarın götürelim şeklinde yukarıdan emir aldık. Başlarında biz duruyorduk. Daha sonra bir emir daha geldi: 'Siz çekilin, Peşmergeler onları korur, yarın erkenden götürürüz.' dediler." Yakaladıkları PKK'lıları gece Peşmergeler'in korumasına bıraktıklarını, fakat sabah geldiklerinde hiçbirini göremediklerini ve kendilerine "Kaçtılar" denildiğini kaydeden Beğler, "Bir baktık Süleymaniye'ye Zala kampına gitmişler. Talabani almış götürmüş." diye konuştu. PKK elebaşlarının âdeta serbest bırakılarak terör örgütüne büyük fırsat verildiğini söyleyen Beğler, şu anda Ergenekon davasında yargılanan bir subayın da bu ihanetin içinde olduğunu öne sürüyor. 4 BİN KALAŞNİKOFU, PKK'YA 'KIZILAY YARDIMI' OLARAK GÖNDERDİK Silahsız haldeki bu kaçak PKK'lılara silahların da yine asker eliyle ulaştırıldığını savunan Beğler, Macaristan'dan gelen 4 bin Kalaşnikof ile teröristlerin tekrar silahlandırıldığını söylüyor. Beğler şöyle devam ediyor: "Bu silahlar 2-3 sene limanda kalmış ve bize gelmişti. 'Bunları bir şekilde, ortaya çıkmayacak şekilde, PKK'ya ulaştırın' emri geldi. 4 bin tane keleş. Şu anda bir PKK'lıyı dağdan al, elindeki keleşi al, bak. Keleşin kabzaları kahverengi. Seri numaralarının hepsini silmişiz biz. Hiçbirinin seri no'su yok. PKK'nın elindeki keleşlerin seri no'su yok. Kabzaları kahverengi olan dipçiği de böyle içeri doğru." Binlerce kalaşnikofu PKK'ya ulaştırmak için nasıl bir yol izlediklerini de şu şekilde açıklıyor Yıldırım Beğler: "Sıfır kutularda bunları kamyonlara yükledik. Üzerine de battaniye koyduk. Bir de Kızılay'ın bayraklarını yapıştırdık. 'Bunlar Kızılay'ın yardımı' şeklinde lanse ettik. Zaho'da bu silahları Barzani, Talabani ve korucu A.U. yoluyla PKK'ya ulaştırdık." Bütün bunların Genelkurmay emriyle yapıldığı iddiasında ısrar eden Beğler, "Biz kimiz ki orada? Biz komple Mete'nin (Ergenekon sanığı L.G.) emrindeyiz. Mete de E. paşanın emrinde. O da Genelkurmay'dan direkt emir alıyordu." diyor. ASKERE SALDIRIP, PKK SÜSÜ VERİYORDUK; ORTALIĞI KARIŞTIRDIKTAN SONRA EVLERİ BASIP İŞKENCE YAPIYORDUK Görev yaptıkları dönem içerisinde PKK ile iç içe olduklarını ileri süren Beğler, PKK'nın üst yönetimiyle bazen buluşup yemek bile yediklerini anlatıyor. Doğudaki birçok kargaşayı kendilerinin çıkardığını öne süren Beğler, şöyle devam ediyor: "PKK gelip de şehrin içinde falan çatışma yapmıyordu. Bakardık biz ortam sakin, çatışma yok. 'Ortamı kızdırın' diyorlardı yukardan. Bizden 2-3 kişi çıkıyordu. Roketatarları atıyordu. (Ergenekon sanığı) L.G. diyordu ki, 'Silopi'yi kızdırın biraz.' Kızdırın derken tepeye çıkıyorduk iki roket alayın bahçesine salıyorduk. İki roket saldık mı hemen koş gel karakola. Herkeste silah vardı. Millet sanıyordu ki bunu (askere saldırıyı) PKK yaptı. Herkes silahını havaya ateş açarak sevinç gösterisinde bulunuyordu. Ortalık toz dumana karışıyordu yani. Ondan sonra biz ne yapıyorduk? Tankları çıkarıyorduk, evleri basıyorduk. Evlerden silah mermisi çıkıyor haliyle. Milleti topluyorduk, işkence yapıyorduk, asıyorduk, kesiyorduk. Bu yani. Ortalık kızıştırmak bu." HİZBULLAH DA BİZE BAĞLIYDI Beğler ayrıca,14 sene boyunca Habur'la Silopi arasındaki 15 kilometrelik mesafeyi her gün elini kolunu sallayarak geçtiğini, gecenin ikisinde bile PKK'lıların evine asker elbisesiyle girip çıktığını savunuyor. PKK'lılara her türlü desteği verdiklerini de sözlerine ekleyen Beğler, "PKK'nın ilacı bitseydi, bildiriyorduk komutana. Komutan da diyordu: 'Şu iki koli ilacı götürün, Cudi'nin eteklerinde iki PKK'lı gelecek, onlara verin. Onlar da size zarf verecek, zarfı alın.' İşte toplantı ne oldu, kongre ne oldu; bunlarla ilgili notlar, bilgiler. Yani tamamen PKK da bizim bir kuruluşumuz gibi." diyor. Bölgede terör estiren Hizbullah konusunda ise şu ifşaatı yapıyor Yıldırım Beğler: "Hizbullah da bizim emrimizdeydi. Hadi Birge vardı, Hizbullah'ın Silopi sorumlusu. O da bizim emrimizdeydi. Herkes Hizbullah diye biliyordu ama bizim emrimizle hareket ediyorlardı. Bunlar 10-15 kişilerdi." ERGENEKONCU KOMUTANLAR HÂL GÖREVDE VE ÇOK GÜÇLÜLER; TANIDIKLARIM VAR; AMA SÖYLEMEYE KORKUYORUM Yıldırım Beğler'e, Ergenekon iddianamesinde ismi geçmeyip de kendisinin bildiği "Ergenekoncu" subay var mı diye soruyoruz. Aldığımız cevap şaşırtıcı: "Var da, şu anda isimlerini söyleyemem. Niye? Çünkü hâlâ çoğu görevde, çok faaller ve çok güçlüler. Çekiniyorum biraz açıkçası. Ailem için çekiniyorum biraz, kendim için değil. Çocuklar var, akrabalar var, yeğenlerim var Türkiye'de; onlar için. Şöyle diyebilirim: 2 general var, 1 yarbay var, 1 albay var. Bunlar yüzde 100 Ergenekoncu, hâlâ da faaller. Onlarca da başçavuş var, onlarca." "O SAVCI ABDULLAH GÜL'ÜN AKRABASIYSA, PARÇALARINI KAYSERİ'YE GÖNDEREYİM DE GÖRSÜN!" Bölgedeki kanunsuzlukları anlatırken ilginç bir hadiseden daha söz eden Yıldırım Beğler, 2000 yılında çantasından uranyumla ilgili belgeler çıkan Irak asıllı bir Danimarka vatandaşını Habur Sınır Kapısı'nda gözaltına aldıklarını ve konuşturmak için bu şahsa iğne vurulduğunu dile getiriyor. "Ancak, iğnenin dozunu fazla kaçırınca adam felç oldu. 47 plakalı Renault model arabayla Silopi terminaline bıraktık." diyen Beğler, bu şahsın daha sonra Türkiye aleyhine dava açtığını anlatıyor. Ancak 2005'te Silopi Cumhuriyet Başsavcısı Talip Demirezen'in bu konunun üzerine gittiğini dile getiren Beğler, şöyle devam ediyor: "S1 timinden E. Başçavuş, 'Ne var ne yok? Yıldırım nedir bu? Savcı ortalığı karıştırıyor' dedi. Ben de ona, 'Bu savcı Kayserili. Dedikoduya göre sırtı sağlam, Abdullah Gül'ün akrabası diyorlar' dedim. E. Başçavuş da, 'Bu adam Abdullah Gül'ün akrabasıysa, ben onu bir uçurayım da parçaları Kayseri'ye düşsün' dedi. Ertesi sabah Atilla Başçavuş ona siyah bir poşetin içinde bombayı getirdi. Bomba saat 7'de patladığında ben de, 'Ne oldu?' diye sordum, 'Savcının arabasına bomba koymuşlar; ama savcı kurtulmuş' dediler." DEMOKRASİ İÇİN KONUŞUYORUM Son yıllarda Türkiye'de bu tür kanunsuzlukların iyice azaldığına vurgu yapan Beğler, daha önce kanun diye bir şeyin olmadığını, AK Parti hükümetiyle kanunların işlemeye başladığını dile getirerek şunları ifade ediyor: "Ben kendim kanundum daha önce. Herkes bir kanundu. İsteyen alırdı şüpheliyi içeriye. 5 dakikada emrini verirdi; idam edin, asın, kesin veya serbest bırakın. Bu hükümet demokrasi için çalışıyor. Biz ise tam tersiydik, bir nevi demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışıyorduk." Kimseyle bağlantısı olmadan, kimseden emir almadan konuştuğunun altını çizen Beğler, "Şu anda konuşmamın tek nedeni var. Sadece demokrasi için konuşuyorum. Bu tren rayına otursun ve demokratik bir ülke olalım, Avrupa gibi olalım diye konuşuyorum. O kadar yıl bu halka zulmettik. Ha Kürt, ha Arap ha Türk ne olacaktı yani? Bak burada (Norveç) herkes eşit şartlarda yaşıyor. Herkes okuluna gidiyor, herkes parasını alıyor, kimse kimseye bir şey yapmıyor." diyor. (CİHAN)

Sen bizi boş verde asıl sen hanği kararğahtan sana bu satırları yazdırtıyorlar soytarı-hırsız.Sagdan-soldan asırtığın makalelerle bu ortamda nefeslenirken sayğıdan kusur etmiyordun.ne zaman hırsızlıgın ortaya çıkınca sıra kadem bastın.Ahlak,elıt,erdemlilik üzerine asırtma fikirlerle kısa dublarjcılık rolununu dahi oynanmadan uyarıldın yol gösterilde sana çaylak hırsız.. jitem,eleman gibi ajan,pravaktorlerin sızmalarında ortak refleksle verilen kürdi-kürdistanlık tavırdır burdaki yurtsevelerin tepkisi...bunu anlayabilecek kadar o bize yuturmaya çalıstığın felsefi birikimine ne oldu,emek hırsızı... de haydi düsüncelerinle-varsa-aydınlat bizi...

Hasan başkasını ajanlıkla suçluyor.Diğerleride hasanı.Sorun hasan yada diğerleri değil? Sakat düşünceyi sorgulamak gerekir. Biz daha düşmanımızın nasıl çalıştığını kavrayamıyoruz.Her gün bir başka sitede Kürtler bir birini,mitlik,ajanlık,ihanetçilik vs vs suçlayıp duruyor.Biri aykırı fikir ortaya atığında,kızgın muhalifin ilk sarıldığı silah ajanlık oluyor. Eğer Kürtlerde bu kadar ajan,mit,ihanetçi çoksa,yandık valahi. Mesela bunu bir araştırmaya dayandırarak ispatlayabilen,devletler ve örgütler harekete geçer kendini korur.Federal bölgeyi işlevsiz kılmak,yada pkk gibi hareketlerin içine bu şahıslar sızar. Üstü altı ,bir elin parmaklarını geçmeyen kürt sitelerine neden mit,ajan vs girsin.Tabi bunun içinde önlemleri vardır.Mesela bazı kürt sitelerinin erişimi engeleniyor.Bazı faşit guruplar,bu siteleri etkisiz kılmak isteye bilir.Bunun bir anlamıda yok. Eğer mit,it,jitem güçlüyse,newroz com yayınını kesip,küçük kütüphane niteliğindeki yazıları silsin.Olsa olsa faşistler girer,küfür eder.Başka ne yapabilir? Zaten kürt yurtsevrleri,aykırı yazıları keşfedecek donanıma sahiptir. Birde şu olabilir.Devletin çıkar kolundan bazı Kürtler buradaki yazılardan rahatsız olup,kavga etmek için,arada girebilir. Bunlar savuşturulmayacak şeyler değildir.Ayrı fikirlerde olsak bile,amacımız ortak zeminde buluşmak olmalıdır.Öyle her aykırı görüşe,bir şey yamayıp, def edersek,burası tek görüşün savunulduğu alan olur.Buda marjınalıktır. İhanetçi,ajan,mit,jitem ,o kada etkili olsaydı.Bizim şuan burada yazmamamız gerekirdi.Elbeteki düşmanı izleyeceğiz.Bence onların görev alanı burası değildir.Eğer bu doğruysa,o zaman her kes burada tartışsın,zaten doğru olmayanlar zamanla ayıklanırlar. İşin bir başka yanı,burada güneyden,doğudan,güneybatı ve kadınlar görünmüyor.Kuzey Kürtleri ezici çoğunlukta.Üstelik sanal ortamda kimsenin mit,jitem ve ihanetçilerin hedefi olma riskide yoktur. Olsa olsa forum yönetimi bu riske tabidir.Bu forumlarda bundan şikayetçi olanlar,kurdistan ülkesinde nasıl yaşayacak? Can güvenliği burada yok.O bahsetiği tehlikeli güçlerin esas alanıdır.Oysa kurdistan halkı onlardanda korkmuyor. Sorun korkmada değildir.Karşıdakini bastıracak donanıma sahip olmadıkları için,kestirmeden ajan,mit olarak damgalamak daha hesaplı geliyor.Bence buraya en katı apocuda katılsın.Buna kızacağımıza,donanımlı olup,onun fikirlerini çürütebiliriz.. Bu çok daha hayırlıdır.Geleni sen apocusun diye kovarsan kiminle tartışacağız? Fikirlerimizin sağlamlığına güveniyorsak,herkese açık olsun kapı. Hele pkk sempatizanları buraya gelmeli,onlara apo korkağının marifetlerini anlatma fırsatı buluruz. Her pkk sempatizanı ihanetçi değildir.Çavsorları newroz.com'a davet ediyorum,

11.köy sakini, bu sakinligin artik "olgunlugundan mi"yoksa"dolgunlugundan mi" bunu zaman gösterecek ,fakat burdaki zamanlarinda bu "sakin" durusun bana pek temkinli gelmiyor. sözüm ona "tartisilsin" diye ortaya attigin her konuda birazda sorgulayici gibisin. güneylen ilgili"örneklemelerin"ifade bicimin,durusun buna bir örnek. keza baska basliklar altinda" tartisilmasini"istedigin konularda da oldugu gibi sorgulayicisin. burasi tahmin yürütme yeri degildir. yada kim kimdir,nedir gibi. "eger mit,it,jitem güclüyse,newroz com yayinini kesip,kücük kütüphane niteligindeki yazilari silsin.olsa olsa fasistler girer,küfür eder. Baska ne yapabilir?zaten kürt yurtseverleri.aykiri yazilari kesfedecek donamina sahiptir" bu konuda hic süphen olmasin. hasana gösterilen tepkilerde bundandir. ayrica newroz com,foruma kürdistan bir cok kez sömürgeci fasist tc devletinin saldirisina ugramis, kendi önlemlerini alarak kürdistani yolundan ilerlerken asla taviz vermemistir. TC tarafindan erisimi engellenen newroz.com sitesine bu kadar kolay girmenizde cokta anlasilir degildir. bu herhalede yasinizin"olgun"olmasina ragmen kendinizi cok iyi donaltmis, gelistirmis,teknolijik egitim almanizdan kaynakli olmali. "Hasan baskasini ajanliklan sucluyor.Digerleride hasani. Sorun hasan yada digerleri degil?sakat düsünceyi sorgulamak gerekir." burda yapilanda odur. hasanin bir kac gündür sürdürdügü tartismalara istirak eden kürdistani degerler her anlamda donalimlidirlar,gerekli cevaplari zaten verdiler. Buranin gönüllü yazanlari ayni zamanda gönüllü koruyani, kollayanidirlarda.sevgili K.A hasanin hirsiz bir oldugunu ifsa ederken, hasan ne yapti gelip buraya hakaret etti, ithamlarda bulundu.onun anladigi dilden verilen karsiligi, yazilanlari "elestirirken"her konuda yazan, "donalimli"biri olarak sizin bu sessiz tavrinizida ben sorguluyorum. ayri fikirler tartisir ama ortak amacta birlesimdir esas olan. newroz.com ve foruma kürdistanin da tavrida budur. "ihanetci,ajan,mit,jitem, o kadar etkili olsaydi. Bizim suan burda yazmamamiz gerekirdi.Elbette düsmani izleyecegiz. Bence onlarin görev alani burasi degildir. Eger bu dogruysa,o zaman her kes burda tartissin,zaten dogru olmayanlar zamanla ayiklanirlar" bu konuda yine sorgulayici oldugun gibi,kücümseyicisinde. ya burasinini cok hafife aliyorsun, yada düsmanini cok güclü görmüyorsundur. burda yazan her bir kürdistani degerlerin uzun bir gecmisleri vardir. düsmanin her saldirisini geri püskürtürken birde deneyim,tercübeleri vardir. "isin bir baska yani,burada güneyde,doguda,güneybati ve kadinlar görünmüyor. Kuzey Kürtleri ezici cogunlukta. üstelik sanal ortamda kimsenin mit,jitem ve ihanetcilerin hedefi olma rizkide yoktur" polis ve de jandarma arasinda kalirken sen, basina yiyecegin kremitten neden korktunki. polisin jopunu yemektense basina yiyecegin kremit daha bir dogru olani degilmiydi. gerci poliste karismamis ya sana. bizim birileriyen tartisacak gibi bir sorunumuz yok. fikri saglam olanlar,kendine güveneler zaten burdalar. kacip gidenler ya korkak,yada hirsizlardir. kimi davet ediyorsan et biz burdayiz.

onbirinci koy sakini hakkinda ufak suphelerim var. su an bana kalsin hasanin kriminal biri oldugu ve bunun kanitlari ortadayken. hasanin iddalrini ben gulup gectim onbirinci koy sakini kendi durumunu kurtarmanin cabasi icine girdi. yani hasanla hic bir tartismaya girmemisine ragmen hasanin jitem iddalarina ilgili ilk savunmaya girende o oldu ne tesaduf

Hasan buraya cok gelen oldu senin gibi ama lakin sen cok farkli oldun senden önce gelenler imzasisiz asirtmalar yaydilar buraya gerci imza belliydi senin yazinin basligi misali yani onlara ait olandi ama sen tam ortaya düstün hani saga dönsen yok sola dönsen yine yok önün arkan zaten belli ama helal sana giderken bile arkanda sinsice iz birakmissin hem burayi jitemciler ele gecirmis diyorsun hemde okuyayim diyorsun ne yaman celiski yoksa geldigin dergahin kokusumu diyeyim de hade sana kolay gele kaldirda basini biraz bu günden gör gercegi benden demesi gec olursa vay haline senin hasan Bunlari kürd sen oku yok deyilsen biarak yazanlari da sen kendine bak karpuz pazari yapma burayi vay sinsi seni ..

Dogruuduur jitem elemaniyem.ama diyeceksin nasil ???nasil olur diyeceksin,LI ber maala xu gireday me , Ne bina te li ber deriye xelki kuckeki bereyme..... LI diyarbekir mehdi bibu reisi belediyi u vezifa endami belediye bela dikir...berber vedo ji (vedat erkacmaz) li ber deriye belediye bu, mehdi bang kir u ji vedo vaha got vedat vezifa te ji vezifa pakijiye ye...(temizlik isleri mudurlugu) keyfa vedo hat u xarbu kagidi ku erdine topkir dahev kir ceba xu, mehdi sas bu u mat ma,,,vedo tu ci diki ??? vedo bersiv da u vaha got.Ma te vazifa pakijiye neda min ,Ez Copciye wellati xume) Ji xelki xura xizmeti dikim..vedat erkacmaz siliva bu em bi hevra di girti gehe d.bekiri bun demki beri min bihist rexmet kiriye ji lave vi berzan u tevahi ji malbaata vi ra sersagi di bi jim

Buradaki insanlari Jitemci olarak suclaman ne kadar ahlaksiz ve etikten yoksun oldugunu gostermektedir. Mantik ve etikten bahseden bir yazi yazmistin bunuda kendi yazinmis gibi yazdin, suradan alinti yaptim demedin. Hemde o yazi tartismalarlan bir alakasida yoktu, mesele ne kadar siyasi oldugunu, Apo nun ozel egitilmis elemani, ve eger ozel yetistirilmis elemanlar bu kadar bilgili ise Apoculuk mektebinin neye kadirdir imaji vermeye calistin. Aynen Aponun taklidi. Etikten soz et ve hirsizlik yap, tamda Apoculugun yapacagi sey. Apo nunda insan oldugunu ve hata yapabilecegini yazmistin. Halbuki Apo nun yaptigi hata degil, ihanettir. Senelerce Kemalizme dusmanlik yap, insanlari Kemalisttir diye infaz et ondan sonra dunyanin bir numarali Kemalisti ol. Ocalanin 10 senedir bu sekilde Kemalizmi her hafta ovmesi hata ile aciklanacak bir seymidir. Hata ufak bir zaman biriminde olur, ondan sonra ders cikarilir ve o hatadan vazgecilir ve o hata icin ozur dilenir. Ocalanin omrunde yaptigi tek ozur, Turk askerlerini oldurmus olmasidir. OLume gonderdigi onbinlerce Kurd genci icin onlarin analarindan asla ozur dilemedi. Bunu hat aile aciklaman etikten yoksunlugunu gostermektedir. Birde bize etik dersi veriyorsun. Cok sey yazilabilir, gerek yok her tist li ber chavemeye u hishe me li sere meye.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.