Brayê Heca, Yaşıyorsan, bir ülken varsa, insani taleplerin insan gibi ardında durmak ve haklarını istirdat etmek istiyorsan, Kürdistan'da ekemediğin bir tarlan varsa, yakılmış yada göçertilmiş bir hanen varsa yada hiçbir varlığın olmayıp savrulmuşsan, istismar edilmişsen, inkar edilmişsen, zulme uğratılmışsan tüm bunların hepsinin hesabını sormak, insanca yaşama hakkını yeniden elde edebilmek için kendin olmak zorundasın. Her insanın hukuki ve milli bir hüviyeti ve bu hüviyeti esas alan, birey olmaktan doğan, ilaveten aidiyetine münhasır hakları vardır. Kürdistan mücadelesi diğer yanıyla hak mücadelesidir. 'Kimin hakkı' sorusuna, hangi milletin hakkıyla ilgili olarak kim ne talep ediyor sorusuna senin kendi hak ve hürriyetlerine ilaveten milletinin doğal ve vazgeçilmez hakları bağlamında cevapların olmalı. Dillendirilen milli ve bireysel taleplerin ardında kimin durduğunu dünyaya ilan etmek talep eden adına istikrar ve dürüstlük, hukuk adına talebin ete kemiğe büründürülmesidir. Havanda su dövmek istemeyen herkes kendisi olmak zorundadır. Dünya ahkamı budur, siyasi ahlakın gereği budur, mücadele adamlığı budur, mağduriyetin üzerinde ifade olunacağı temel budur, hukukun bireyler ve toplumlar için öngördüğü budur, oyunun kuralı budur. Toplumlar bireylerden oluşur. Her birey kendi başına toplumun temel taşlarından biridir. Hüviyeti olmayan bireylerden oluşan toplumlar kimliksiz ve kişiliksiz kalmaya mahkumdur. Bugün gelinen keşmekeşin püf noktasını da kürtlerin itilmek istendiği kimliksiz ve kişiliksiz itiraz yükseltmeleri oluşturmuyormu? Hepimizin ortak kaygımız ve ortak taleplerimiz sürüklenmek istendiğimiz bu kişiliksizleştirme olgusuna muhalefet etmekte vücut bulmuyormu? Selam ve sevgilerimle.