Ana içeriğe atla

[i]Bak Alan efendi, benim amacim buraya gelip yazi veya yorum yazmak degil. Zaten istesende yazmam. Cünkü burasi bana göre bir yer degil. Ben sadece Demirci Kawa'ya bir selam vereyim dedim. Aslinda orada yazdiklarimi yazmamis olsaydim belkide suanda sana cevap verme zorunlulugunda da olmiyacaktim. Keske yapmasaydim. Ama oldu. Sen bana hakaret etmedigini söylüyor ve kendince kendini akilli sanip beni kandiracagini saniyorsun. Sen bana en büyük hakaret'i "Benim Kawa'nin ne anlama geldigini bilmedigimi söyliyerek, zaten büyük hakareti yaptin" Simdi de kalkip onun bunun kafasini karistirip, benim türk oldugumu söylüyorsun, buda benim icin en büyük hakarettir. Daha dün cok seslilikten yakinan sen simdi de onu bunu Forum yönetimine sikayet ediyorsun. Sizin düsüncelerinizi tasimiyan birisini hemen yaygara yapip " Aman ha Apocular burayi basti Forum yönetiminin dikkatine diye milleti sikayet ediyorsunuz. Nerde kaldi senin su cok seslilik ve cogulcu demokrasi katilimi? demekti söylediklerin ile beynindeki gercek düsünce celiskili. Evet, Ben dagda bir Gerilla va olana kadar da Apocu olarak kalacagim ve bu nedenle ister "Mürit olurum, ister Dürit" Benim kendi demokratik hakkim. Yoksa böyle birhakkim yok mu? Daha dünNewroz'lari izlemissinn dir, Peki bu cogulcu hak toplulugunane diyorsun? yoksa kürt halkin hepsi mürit mü? Cogulocu demokrasilerde kazanan iktidar olur, geride kalanlarda muhalefet yaparlar, iktidardakilere saygi duyara yaparlar muhalefetini. Peki senin Serok Apo ve onu destekliyen bu halka saygin var mi?[/i] [b]Newroz'un Kisa Tarihi.[/b] [u][/u] Bütün halklarin tarihinde, çoskuyla kutlanan ve büyük bir anlami ve önemi olan günler vardir. Bu tür günlerde insanlar en güzel elbiselerini giyer, küskünler barisir ve yasamin daha da güzellesmesi için dileklerde bulunulur. Insanligin besigi olan Ortadogu bölgeside zengin yer üstü ve yer alti kaynaklarinin çok- lugundan dolayi sürekli egemen güçlerin istila ve fetih hareketlerine maruz kalmistir. Ama her ne kadar egemen güçler kendi sistemlerini bu alanda oturtmaya çalismissada bölge halk-larinin büyük isyan ve baskaldirilarina da sebep olmustur.Iste bu baskaldirmalardan bir tane-side, bin yillardir orada bulunan halklar arasinda bugüne kadar Kurtulus Günü' olarak kut-lanan Newroz Bayramidir. Newroz bayraminin anlatimda bir çok versiyonu olmasindan kay- nakli kimse net olarak geçmisi hakkinda bilgi sahibi olmadigindan ve her halkin tarihinde farkli sekilde anlatimlari oldugundan bu konuda net birsey söylenememektedir. Ama su bir gerçek ki, Newroz Ortadogu halklari için ‚Kurtulus Günü'dür. Bizde bu kisa yazimizda fazla ayrintilara girmeden ve bir anlatimi esas alarak Newrozun geçmisi hakkinda bir takim seyler aktarmaya çalisacagiz. Newroz iki sözcükten olusan „Yeni Gün“ anlamina gelir ve kürtçe'dir. Gece ile gündüzün esitlendigi, günesin balik burcundan koç burcuna döndügü 21 Mart gününe rastlar. Bu rastlantidan yola çikarak, hep baharin baslangici gibi düsünülse de anlaminin derinliklerinde, zulmün ve zorbaligin sona erdigi, hak, hukuk ve adalet kavramlarinin ön plana çiktigi, yasanilir ve aydinlik günlerin baslangici yapmaktadir. Newrozu tam olarak algilayabilmek için, her yönü ile ele almak, dönemin ekonomik, sosyal ve dinsel yapisindan söz etmek gerekir. Bu efsanenin olustugu dönem, ekonomik ve sosyal olarak degerlendirildiginde köleci toplumsal yasam sürmekte; dinsel olarakta Zerdüstlük inanci yaygindir. Köleci toplumsal yasamdan söz etmeye gerek oldugunu sanmiyorum. Bunu herkes az-çok biliyor. Ancak Zerdüstlükten kesinlikle bahsedilmelidir. Zira Kürtlerin bu yani hep karanlikta birakilmistir. Zerdüst ve Zerdüstlükle ilgili en derin ve genis arastirmayi Avusturyali bilim adami Friedrich Wilhelm Nietsche yapmistir. Bu inancin temeli; emek, üretim ve helal kazanç teskil eder. Bu inançta doga kutsaldir, hayvanlarin kurban edilmesi yasaklanmistir. Ihtiyaç kadar tüketimi esas almistir. Kendini savunmanin disinda siddete son derece karsidir. Köleci toplumsal yasam döneminde önemini tamamen yitiren kadin, bu inançta insan olma önemini hep korumustur. Zerdüstlükte tanri-kul iliskisi yoktur. Zerdüst iyilik tanrisi Ahura Mazda`ya bazen kizar ve hesap sorar. Tanriya yada tanri-krala kosulsuz teslimiyet söz konusu degildir. Insanin özgür iradesi ön planda tutulmaktadir. Bu nedenle dönemin en büyük düsünce devrimini gerçeklestirmistir denilebilir. Bu inançlarin yaygin oldugu bölgede, halkin sikayetci olmadigi Kral Cemsit devrilir ve yerine zalim bir kral olan Dehaq gelir. Yeni kral kisa zamanda etrafa saldigi dehsetle adindan sözettirir. Efsaneye göre seytan asçi ve hizmetci kiliginda Dehaq`a hizmet eder. Ona güzel yemekler yapar. Bu nedenle Dehaq ondan memnundur ve bir dilegi olursa yerine getirecegini söyler. Seytan da bunu firsat bilerek, onu iki omuzundan öpmek istedigini söyler. Dehaq buna izin verir. Seytan Dehaq`in iki omuzundan öptükten sonra aniden ortadan kaybolur. Dehaq`in omuzlarinin öpülen yerlerinden iki yilan belirir. Dehaq yilanlari hemen kestirir, ama kestikce yeniden çikarlar ve korkunç acilar verirler. Ülkedeki bütün hekimler çagrilir, ama hiç biri bu derde çare bulamaz. Seytan bu kez Doktor kiliginda saraya gelir. Bu acilarin dinmesi için, yilanlarin hergün iki genç insan beyni ile beslenmeleri gerektigini söyler. Hiç kusku yok ki insanliga karsi kötülük amaçlaniyor ve seytan amacina da ulasiyor. Dehaq adamlarina emir verir; hergün iki genç insan saraya getirilir, baslari kesilir ve beyinleri yilanlara yedirilir. Zamanla binlerce genç insanin ölümü halk arasinda büyük tepkilere neden olur. Halk korku ve dehset içindedir. Sonralari Dehaq`in sarayina asçilik için alinan iki iyi niyetli insan; Armail ve Karmail, hergün getirilen iki genci saklarlar ve onlarin yerine iki koyun beynini Dehaq`a götürürler. Ölümden kurtulan gençler daglara siginirlar. Bu durumun 30 yil kadar sürdügü söylenilir. Birgün 12 oglundan 11`i Dehaq`a veren Kawa adindaki demirci, son çocuguda istenince buna isyan eder. Halkini ve bunca yildir daglara siginan insanlari örgütler, hep birlikte Dehaq`a saldirirlar. Demirci Kawa önderligindeki bu halk ayaklanmasi zaferle sonuçlanir. Saray ele geçirilir ve Dehaq öldürülür. Kralligi adil kisiligi ile bilinen Feridun getirilir. Bilindigi gibi Zerdüstlükte ates kutsaldir. Bu nedenle zafer, büyük ateslerin yakilmasi ile kutlanir. Iste o gün takvimler M.Ö. 21 Mart 612`yi göstermektedir. Artik yeni bir dönem baslamistir. Bilmem tesadüf müdür? Su anda dünyada ortak olarak kullanilan yalniz bir takvim vardir. O da 21 Martta baslar. Bu takvim halk arasinda “fal takvimi“ diye bilinen “Horoskop“ takvimidir. Bazi söylencelere göre; yesil, kirmizi ve sari renklerden yapilmis Kawa`nin pestemali zaferden sonra sarayin burçlarina asilir.Bazilarina göre de Kawa`nin deriden olan pestemali, Dehak`tan sonra Kawa`nin önayak olmasiyla basa getirilen yeni Kral Feridun tarafindan renkli taslarla süslenerek sarayin burçlarina asilir. Bu bayrak yüzyillar boyu Mezopotam-ya`dan Iç Asya`ya kadar zülme karsi isyan bayragi olmustur. Ama su gözardi edilemez bir gerçektir ki, hiç bir yerde Mezopotamyadaki kadar çoskulu kutlanamaz.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.