KÜRDİSTAN AKTÜEL'İN HASAN H. YILDIRIM İLE YAPTIĞI RÖPORTAJ

Değerli arkadaş, KDP'ye karşı uzun süreden beri başlatılan bir düşmanlık söz konusudur. Biz Kürdistan aktüel olarak bu konuda Kürt aydınlarının ve politikacılarının görüşlerine başvurmak istedik. Değerli zamanınızın bir kısmını bu önemli soruna vereceğinizi düşünerek sorularımızı size de yolluyoruz. Selamlar

Selim Çürükkaya

1. Kürdistan Aktüel: Geçen yıl yani 2013 Yılının Newroz’unda Türk Milli İstihbarat Teşkilatı’nın BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder’e ulaştırdığı Öcalan’ın Newroz mesajında Misak -i Milli sınırlarının genişletilmesi ve İslam bayrağı altında toplanılması vurgusu vardı. Siz veya Kürt kamuoyu bundan ne anladınız?

Hasan H. YILDIRIM: Öyle bir soru ki oturup üzerinde bir kitap yazmak gerekiyor. Abdullah Öcalan ve PKK'yi bir bütün olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu olamayacağına göre kısaca şunu söyleyebilirim. Bu düşünce Abdullah Öcalan ve PKK'nin var ediliş ve varoluş nedenine ilişkindir. Mesele Kürd/Kürdistan'ı Türklük ve de Türkiye içinde eritmekse her gün bir zırvalık ortaya atılır. Benim ve benim gibi düşünenler açısından yapılmak istenen gayet açık ve net ama kitlelerin ne anladığına gelince düşünsel ve fizikken rehin alındığı bir ortam da bir düşünce üretebilecekleri mümkün değildir. Siz de gözlemliyorsunuz. “Ben bilmez merkez bilir” düşüncesi hâkimiyeti sürüyor.

2. Kürdistan Aktüel: Yine bundan bir yıl Önce İmralı’da kalan Abdullah Öcalan Türk Milli İstihbarat Teşkilatı aracılığıyla yollanan talimatlarla, Kürtlerin Ankara da, Diyarbakır da, Avrupa da ve Erbil de birer kongre yapmalarını ve birlik olmalarını önerdi. Ankara, Avrupa Diyarbakır da toplantılar yapıldı fakat Erbil de yapılmadı, neden?

Hasan H. YILDIRIM: Kürd Ulusal Kongre meselesi daha evvel de çok tartışıldı. O dönem de, bugün de dediğim şudur: Kürd Ulusal Kongresi koşulları henüz olgunlaşmış değildir. Burada bunun nedenlerine girmeyeceğim. Söz konusu ettiğiniz Abdullah Öcalan'ın -ki siz bunu TC devletinin düşüncesi olaraktan okuyabilirsiniz- yapın dediği Kongre, Kürd Ulusal Kongresi'yle bir alakası yoktur. PKK endeksli örgütlülüklerin yaptığı toplantılardan öte bir anlamı olamaz. Bununla yapılmak istenen Kürdleri bir bütün olarak Abdullah Öcalan ve tabii ki onun vasıtasıyla Türk devleti denetimine almak ve buna Hewler'de yapılacak Kongre ile meşruiyet kazandırmaktır. Hewler'de öngördükleri Kongre'de Abdullah Öcalan'a “önder” payesi onaylatılmak düşünülmekteydi. Bunu da Kongre için verdikleri ne idüğü belirsiz kalabalık delege sayısıyla başaracaklarını var sayıyorlardı. Güney Kürd önderliği bunu böyle algıladığı için Kongre yapılmasına yol vermedi. Başka nedenler de olabilir ama bunu da biz bilmiyoruz. Şunu da belirtmekte fayda vardır. Kongrenin yapılmamasından kuşkusuz Kuzeyli milliyetçi güçlerin uyarısı etkili oldu.

3. Kürdistan Aktüel: Bu yıl ulusal Kanal’da yayınlanan Öcalan’a ait olduğu ses ve görüntüsünden anlaşılan 65 dakikalık 1999 İmralı ifadelerinde Öcalan Genelkurmay temsilcisi Türk subayı Albay Hasan Atilla Uğur’a: “Bana biraz imkân tanıyın ben bütün Kürtleri bir mimar mahareti ile devlete bağlamasam bana ne yaparsanız yapın’’ demesi ile MIT’in şimdi Öcalan üzeri yaptığı bu birlik çalışmalarının bir ilişkisi var mı?

Hasan H. YILDIRIM: Elbette! Sürekli dile getirdiğim gibi “Apoculuk” TC devletinin Kürd milletini Türkleştirmek için oluşturduğu bir projedir. Abdullah Öcalan, başından beri devletin bir memurudur. Dün Genelkurmay direktiflerine uygun hareket ederken, bugün MİT'in direktifine uygun hareket etmektedir. Amaç TC devletinin Kürdlere ilişkin plan/projelerini Abdullah Öcalan üzerinde uygulamaktır. Büyük mesafe aldıkları da kuşkusuzdur. Kürdistan'ın üç parçasında muhalefet bırakmaksızın egemen güç olundu. Kurdukları korku imparatorluğuyla kitleler rehin alınmış durum da. Türkiyeleşme, İranlaşma, Suriyeleşme kitlelere yedirilmektedir. Geriye Güney parçası kalmış. Şimdi “birlik” adı altında Güney parçası düşürülmek istenmektedir.

4. Kürdistan Aktüel: Bildiğimiz gibi kongrenin Hewler’de yapılmasını KDP uygun görmedi. Sizce neden KDP engel oldu?

Hasan H. YILDIRIM: Bu sorunun cevabı birinci soruya verilen cevapta var.

5. Kürdistan Aktüel: Öcalan ve Türk devletinin Kürtleri Öcalan’ın etrafında birleştirme projesi KDP tarafından ret edildiğini düşünüyor musunuz?

Hasan H. YILDIRIM: Evet! Diğer sorulara verdiğim cevaplar da buna işaret edildi.

6. Kürdistan Aktüel: KDP in tavrından dolayı kendisine karşı geniş bir kampanyanın başladığını düşünüyor musunuz? Yani bir yıldır KDP’ye kaşı Kürt kitlelerine aşılanan düşmanlığın nedeni, KDP’yi ‘’kongreye’’ razı etmek midir?

Hasan H. YILDIRIM: “Apoculuğun” KDP'ye düşmanlığı bir yıllık bir mesele değildir. KDP milli bir güçtür. TC devletinin bir projesi olan “Apoculuk” başından beri her milli güce karşı düşmanca bir politikanın sahibi olduğu gibi KDP'ye de yüksek düzey de düşmanlık edegelmiştir. Birçok kez büyük kayıplara yol açan çatışmalara yol açmıştır. Güney kazanımlarını boşa çıkarmak için sömürgecilerimizin tetikçiliğini yapmıştır. Bu meselenin özü.

Kongre ile buna meşruiyet kazandırılmaya çalışılacaktı. Bu nedenle öngörülen Kongre PKK için önemliydi. Niye önemli? Eğer yapılsaydı sağdan soldan Kongreye taşıyacağı Kürd millet haklarına karşı olan kişiliklerden oluşan naylon delege çoğunluğuyla yönetim ele geçirilecek, Abdullah Öcalan en aşağı Kongre'nin “Onursal Başkanı” seçtirilecek, TC devletinin bir taşeronu olan Abdullah Öcalan'a bu vesileyle hem ulusal, hem uluslararası arena da meşruiyet kazandırılarak TC devleti'nin Kürd millet karşıtı plan ve projeleri hayata geçirmek daha kolay olacaktı.

Bu plan tutmayınca hitap ettiği kitleyi KDP ve özelikle Barzani düşmanlığı temelinde harekete geçirdi.

7. Kürdistan Aktüel: Qandil, Goran ve YNK arasında bir yakınlık ortaya çıkmış durumdadır… Bu yakınlığın Şam ve Tahran arasındaki yakınlıkla bir ilişkisi var mı?

Hasan H. YILDIRIM: Bu saydığın güçlerin birbirlerine yakınlığı Şam ve Tahran yakınlığı etki de bulunsa da esasta ortak özelikleri anti-KDP'li oluşlarıdır. KDP düşmanlığı bu güçleri yan yana getirmiştir. Gerçi bu cephe de de sıkıntı yaşanıyor. Kim PKK gücünü arkasına alacak diye YNK ve GORAN kendi aralarında yarışıyor. İzlenen bu politika millilikten çok uzaktır. Parti ve grup çıkarları adına Kürd millet çıkarlarını heba eden bir politikadır. Kimse YNK ve GORAN'ın PKK'nin TC Devleti'nin bir taşeron örgütü olduğunu bilmiyebilir diyemez. Her şeyden önce herkes Abdullah Öcalan'ın İmralı'da devlet yetkililerine verdiği brifing videoları seyretmiştir. Buna rağmen kendilerini TC devleti kapısına “köpek gibi bağlayacağım” diyen birinden medet umuyorlarsa bu çok çirkin bir politikadır. Aynı şey KDP içinde geçerlidir. Bunca verilerden sonra PKK'yi milli bir güç olarak karşısına alıp onunla birliği tartışıyorsa bu konuda da düşünmek gerekiyor.

8. Kürdistan Aktüel: Hiro Xan’ın Babası adına konulan barış Ödülünü, Öcalan'a vermesi, Goran hareketinden bir milletvekilinin Öcalan’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday olarak önermesinin anlamı nedir sizce?

Hasan H. YILDIRIM: Bu sorunuzun cevabı bir önceki sorunuza verdiğim cevapta var. Buna rağmen şunu eklemek isterim. YNK ve GORAN'ın birbirleriyle yarışırcasına bir ihanetçiye ödül vermesi ve ödüle aday göstermesi basite alınacak bir durum değildir. Kürd millet çıkarını parti ve grup adına satışa çıkarmanın sonucudur. Hem de satmak istedikleri Kürd millet düşmanı TC devleti'nin bir taşeronu olunca Kürd siyasetinin içine düştüğü çirkefliğin nerelere vardığının da kanıtıdır.

9. Kürdistan Aktüel: Suriye Türkiye ve İran, sınırları meşru olarak gören Kürtleri bir araya getirip KDP'ye karşı kullanmak mı istiyorlar?

Hasan H. YILDIRIM: KDP'ninde o dediğiniz sınırlarla bir sorunu yoktur. Ki KDP'nin diğer parçalara yönelik bize ulaşan bir plan/projeleri de yoktur. Diğer parçalardaki Kürdlere ilişkin politikası sömürgeci ülke içi bir problem olarak gördüğü malumumuzdur. Fakat buna karşın Türkiye, İran, Irak ve Suriye'nin her ne kadar kendi aralarında süren rekabeti olsa da Kürdler konusundaki ortak politikası dünden bugüne değişmeden sürmektedir. Bu nedenle Güney parçasındaki kazanımlardan her halükarda hepsi rahatsızdırlar. KDP'nin Güney'deki iktidar konumundan ötürü rahatsız olan diğer Kürd parti ve örgütlerin bu durumunu kullanarak onları KDP ile çatıştırmaya çalıştıkları biliniyor. PKK'yi saymıyorum, çünkü onlar sömürgecilerimizin tetikçileridir. Eğer YNK ve GORAN sömürgecilerimizin bu oyununa gelirlerse herkes kaybedecektir. Kürd milleti kaybedecektir. Umalım bu kadar da ileri gitmezler.

10. Kürdistan Aktüel: Siz Öcalan’ın MİT‘e rağmen, Qandil’in Öcalan‘a rağmen PYD ve Ertuğrul Kürkçü’nün partisinin Qandil‘e rağmen hareket edebileceğine inanıyor musunuz?

Hasan H. YILDIRIM: Kürd karşıtı politika da farklı bir davranışın olacağı mümkün değildir. Merkezin ki bu merkez TC devletidir, onun öngördüğü her plan Abdullah Öcalan vasıtasıyla itirazsız uygulandığı ve uygulanacağı kesindir. Fakat PYD'yi bir konuda bu denklem dışında tutmak gerekir. Çünkü PYD biraz farklıdır. Farklılığı elbette Kürdlere ilişkin değildir. Bilindiği gibi PYD esasta Suriyecidir. MİT, Abdullah Öcalan ve Qandil'in her dediğini Salih Müslüm'ün yerine getirmediği yaşanan olaylardan biliyoruz.

11. Kürdistan Aktüel: Eğer KDP'ye karşı sahnelenen bu oyunun altında KDP'in bölgedeki müttefiki Türk devletinin istihbarat teşkilatı varsa, KDP kendisine karşı sahnelenen bu oyunu nasıl bozabilir?

Hasan H. YILDIRIM: Nasıl bozacağını bilemem ama KDP'nin Türkiye ile olan ilişkileri çok derin ve de çok tehlikelidir. Kürd millet çıkarlarıyla örtüşmemektedir. Tehlikeli sularda seyretmektedir. Bilebildiğim kadarıyla izlediği bu politikanın ABD ve İsrail tarafından da onaylanmadığıdır. Bu da KDP'nin altında kalkabileceği bir yük değildir. Mesud Barzani'nin son Avrupa gezisi ile bunu dengeleme çabası da yeterli gelmeyecektir.

12. Kürdistan Aktüel: KDP kendisine karşı savaştırılmak istenen Kürtlerle savaşmalı mı, yoksa oyunu bütün açıklığıyla ile Öcalan‘ın kendi ses ve görüntü kayıtları ile Kürtlere açıklamalı ve Türk devletine bana saldırttığınız adamınıza sahip çıkın mı demelidir?

Hasan H. YILDIRIM: Ses kayıtlarını bir tarafa bırakın. Abdullah Öcalan ve PKK'yi teşhir etmek için KDP'nin elinde o kadar malzeme var ki.Fakat bunları kullandığı görülmediği gibi kullanacağı da yoktur. Çünkü o koşullar da Türkler de hedef konumuna gelir ki KDP bunu göze alamaz. Fakat Türkleri kızdırmayacak bazı şeyler söylendiği kanısındayım ama Türklerin buna kulak asacağını sanmıyorum. Buna karşın KDP'nin TC Devleti'ne karşı politikası ne olur bilemem.

PKK'ye gelince tek başına böylesi bir savaşı göze alamaz. En aşağı Qandil bunun ne anlama geldiğini bilir. Fakat Türkiye, İran, Irak, Suriye bir mutabakata varır, destek sunacakları konusunda güvenceler verir ve de zorlarlarsa el mecburdurlar. Bu çok kan döküleceği anlamına gelir. Bu, bir yerde olacak gibi görünüyor. Soruna sadece sömürgecilerimiz açısından bakmamak gerekiyor. Bölge üstünde çıkarı olan ve dünyaya şekil veren güçlerinde hesaplaşma zemini olacağı uzun süreden beri bekleniliyordu. Dikkat edilirse Lübnan ve Filistin meselesi sıcaklığını kaybetmiş durumdadır.

21. yüzyılın ABD projesi dedikleri BOP şu an Kürdistan zemininde uygulanıyor. Mevcut statükoyu korumak isteyenler ve yeniden bir şekil vermek isteyenler arasından sürüyor. Bu denklem de bağımsızlık hedefi olan bir Kürd önderliğin yeri mevcut statükoyu savunanların safı olamaz. Bu temel de soruna yaklaşıldığında KDP-Türkiye ilişkileri bozulmak zorundadır. Eğer KDP'nin Kürdleri tarih sahnesine bağımsız devlet olarak çıkarma diye bir planları varsa. Eğer böylesi bir proje ile kendini örgütleyemese kendisiyle birlikte Kürd milletinide felakete sürükler.

13. Kürdistan Aktüel: Uzun bir süre boyunca Kürt kitleleri Kongreler yapalım diye oyalandırıldı. Öyle anlaşılıyor ki bu yılda Kongreye gelmeyenleri lanetlemekle kitleleri uğraştıracaklar ne dersiniz?

Hasan H. YILDIRIM: O Allahım emri ama Kongre olmasa da kitleleri oyalayacak neden bulmakta TC ile PKK açısında sorun yok ki?