Rusya’nın Şeyh Ubeydullah Hareketinin arkasında İngiltere’yi araması, İngiltere’nin hareketin arkasında Rusya’yı, yada İran’ın Osmanlıyı, Osmanlının İran’ı araması bir dizi hesaplı, devlet çıkarlarına dayalı propagandadan ibaretti.. Bu güçlerin hepsi Şeyh Ubeydullah önderliğinde gelişen Kürdlerin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine karşıydılar.
Halfin’in yukarıda verdiğim tespiti de bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Şeyh Ubeydullah Nehri önderliğinde 1880 yılının yazında Nehri’de yapılan ve Kürdistan’ın dört bir yanından Kürdistan ileri gelenlerin katıldığı “Kürdistan Kongresi”de “ilk” Kürdistan siyasal örgütünün temeli atıldı. “İlk”i tırnak içine alıyorum. Çünkü, bugüne kadar ulaştığımız belge ve verilere göre konuşuyoruz. Daha önce de böyle bir girişim olabilir!!
“İlk” Kürd siyasal örgütlenmesi derken, Kürdler tarafından kurulan ilk örgüt değildir.
Osmanlı tarihinde ilk siyasal örgütlülük olan “Fedailer Cemiyeti”(1859) var. Osmanlı tarihine ilişkin yazan herkesin birleştiği nokta “Kuleli Vakası” olarak tarihe geçen olayın arkasındaki siyasal örgüt olan “Fedailer Cemiyeti” Osmanlı tarihinde ilk siyasal yapılanmadır.
TBMM Kutuphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığının Web sayfasındada Fedailer Cemiyeti’nin Osmanlı tarihinde kurulan ilk örgüt olduğunu tespit edirek yöneticileri hakkında şu bilgi veriliyor:
“FEDAİLER CEMİYETİ*
-      1859, İstanbul
- Genel Başkan Süleymaniyeli Şeyh Ahmet
- Genel Sekreter: Didon Arif Bey,
- Üyeler: Hüseyin Daim Paşa, Binbaşı Rasim Bey, Cafer Dem Paşa, Tophane Müftüsü Bekir Efendi, Kütahyalı Şeyh İsmail, Hoca Nasuh Efendi, Tophane Mızıka Başçavuşu Erzurumlu Mehmed, Hezergradlı Şeyh Feyzullah Efendi, Kütahyalı Şeyh İsmail”(http://www.tbmm.gov.tr/kutuphane/siyasi_partiler.html )
Burada        Fedailer  Cemiyeti  Başkanı  olarak  ismi  “Suleymaniyeli   Şeyh Ahmed”  olarak  geçen   Şêx  Ahmedê  Kurdî dir.  Şeyh  Ahmed  aslen    Güney Kürdistan’ın  Suleymaniye   şehrinden  gelip   İstanbul’a yerleşiyor.   Şêx Ahmedê Kurdî,   Osmanlı-Rus   savaşına     3000  adamıyla  katıldığı ve  çeşitli nedenlerden  dolayı  savaş  cephesini    terkediyor.    Şeyh  Ahmed   Bayezit Medresesi’nde Müderis   olarak görev çalıştığı  bir  dönemde   Medrese  öğrencilerinden,   üst düzey  subaylardan,    yüksek   pozisyonda  bulunan  din adamlarını,   Sultan Abdülmecit   karşıtı  olan   aydınlara  kadar    geniş  bir kesimi   çevresine  toplayarak   “Fedailer Cemiyeti”ni   kuruyor.
Hemen  hemen   tüm kaynaklar  Şêx Ahmedê Kurdî’nin   önderliğindeki   Fedailer Cemiyeti’nin   amacı   Sultan Abdülmecit’i    tahtan    düşürüp yerine  kardeşi Abdülaziz’i getirmek    olduğunu   söylüyor.
Türk  ve  Osmanlı   kaynaklar   Şêx Ahmedê Kurdî’nin   önderliğinde  kurulan  bu yapılanmayı      Osmanlı tarihinde   “İlk Örgüt”,  girişimi   “İlk darbe girişimi”      ve  Şeyh Ahmed’in    örgüte  aldığı   gençleri   “İlk gençlik hareketi”    gibi değerlendirmelere  tabi tutuyorlar.   Şeyh  Ahmed   örgütte   üye  alırken  bir  sözleşme   imzalatıyor ve   sözleşmenin  sonunda  ise  "Süleymaniyeli Şeyh Ahmed ile aramızdaki sözleşmeyi kabul ettim. Ben söz vermiş bir fedaiyim" ibaresi var.Bilindiği  gibi   bir  ihbar  sonucu    “Fedailer Cemiyeti”nin   hazırladığı    plan boşa  çıkıyor ve  Şeyh   Ahmed  te  dahil  yöneticileri  tutuklanıyorlar.   Mahkemeleri  Kuleli  Askeri   Lisesinde  yapıldığından  dolayı   “Kuleli Vakası”  olarak  tarihe   geçiyor.
Şêx Ahmedê Kurdî   önce    idama   mahkum  ediliyor ve  daha  sonra   Sultan tarafından  cezası  kalebentliğe çevrilerek  Magosa    sürülüyor.
Namık Kemal, Magosa’da sürgün iken Şeyh Ahmet’ e rastlamış ve  kendisinden Magosa’dan yazdığı mektuplarda  övgüyle   söz ediyor:
“Kuleli Vak’a’sında herkesin bildiği gibi hiçbir şey söylemeyerek ve sırlarını açıklamayarak fedakarlık eden, bunun için de önce idama mahkum olup daha sonra ölümden bin beter olan işkencelere dayanan hür insanların önderi Şeyh Ahmet de burada. Görüp işittiğime göre düştükleri belayı hiç dert edinmeyip, bu yaşından bu erdemlerinden sonra bizden birşeyler öğrenmek için talebeliğe bile tenezzül ederlermiş..”( http://www.birgun.net/book_index.php?news_code=1208930542&year=2008&month=04&day=23 )
Avrupalı  basın   ve  tarihi  kaynaklarda   Şeyh  Ahmedi Kurdi’nin  önderliğinde  gelişen    bu   hareket  ile   yakından  ilgilenmiştir.
Mesela  Paris’te   çıkan  “Anuaire  Encyclopedique”in  1859-1860 ve  1862   yılında  çıkan    yıllıklarından    Şeyh  Ahmedi Kurdi’nin    “Kürd  asılı”  olduğuna    vurgu yapıyor ve   oluşturduğu  örgüt  yapılanması    hakkında   geniş bilgi  veriyor.
“Anuaire  Encyclopedique”   söylentileri  de  katarak    verdiği bilgilere  göre   Fedailer Cemiyeti    10,   20  ve   80 binlere  kadar  insanı   etkilediğini  yazıyor.    Ayrıca   örgütün   çalışma  tarzına  ilişkin olarak   Şeflerin  dışında   kimse    kimseyi tanımıyordu.   Her  şefe  bağlı  100 yada  200 kişi vardı.   Buna   “Xudayi” ,     Örgüt  üyelerine   ise  “Fedayi”   diyorlardı.( Anuaire  Encyclopedique, 1859-1860 Paris  1861,  sayfa  836-839)
Aslında bu örgüte ve Şêx Ahmedê Kurdî’ye ilişkin Kürd tarih araştırmacılarının daha derli toplu bir incelemeye girmeleri gerekiyor. Sultan Abdülmecid döneminde Kürd Mirlerine karşı yürütülen savaşlar ve Kürdlere karşı yapılan kıyımlar bilinmektedir. Şêx Ahmedê Kurdî Sultan Abdülmecid’i tahtan indirmek istiyor.
Benim bu yazıda  kısaca  da  olsa   Şêx Ahmedê Kurdî’ye    değinmemin   nedeni     Şeyh  Ubeydullah  önderliğinde     kurulan    ilk  Kürd  siyasal  örgütlenmesi  olan  “Kurd Ligası” (1880)   Kürdlerin önderliğinde   kurulan   ilk örgütlenme    olmadığını    söylemek içindi.
Şêx Ahmedê Kurdî’nin    Kürdistan’da  var olan     iki büyük  tarikattan   hangisine mensup  olduğununu  bilemiyorum.(Şeyh Ahmed  üzerine   ayrıca    bir   araştırma  yapmak  gerekiyor)  Suleymaniye’den   gelen   bir  Kürd   Şeyhi    olduğu biliniyor.     Suleymaniye  şehri     hem  Kadiri ve Nakşibendi  tarikatlarına     merkezlik   yapan  bir şehrimizdir.  Şêx Ahmedê Kurdî’nin  yaşadığı    dönemde    Mevlana Xalid  Şarezori’nin    Halifelerinden  olan  Şeyh Osman Siraceddin’nin       başka  bir     söylemle  “Biyare”        şeyhlerinin     bölgede  büyük bir etkileri vardı.  Ayrıca   o dönem   ve  daha  önceleri de  bölgede   yerleşik  olan   Berzenci   Şeyhlerinin  büyük  bir gücü vardı.
Şêx Ahmedê Kurdî,    ister  Kadiri  ve   isterse  Nakşibendi    tarikatına   mensup   olsun,   tarikatların   Kürdistan’da     kendisine  has   bir  örgütlenme   biçimi vardır.    Mevlana  Xalid  Şarezori’nin     Halife ve müridlerine  gönderdiği  mektuplara  bakıldığı  zaman         bu  durum  çok açık bir   şekilde  görülmektedir. 
Tarikat Şeyhlerinin siyasete angaje olmalarıyla birlikte Tarikat’tan gelen örgütlenme tecrübeleri büyük bir hazine olarak hizmetlerindedir. Şêx Ahmedê Kurdî’nin “Fedailer Cemiyeti” ve Şêx Ubeydullah Nehrî’nin “Yekîtîya Kurdan” buna örnek olarak gösterilebilinir.
Devam edecek
 
        
     
 
       
       
      