Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 24 May 2012

Kürd Anarşistleri KULMÊN REŞ'i bize tanıtabilir misiniz? Anarşîstên Kurd- KULMÊN REŞ nedir?Anarşîstên Kurd

- KULMÊN REŞ oluşumuna 1 Eylül 2011 tarihinde, geçmişte değişik yurtsever Kürt örgütlerinde çalışmış kişiler tarafından oluşturulan Kuzey Kürdistanlı, yakın hedefleri Kuzey Kürdistan’ın bağımsızlığı, uzun hedefleri ise özgür, bağımsız, birleşik, anarşist Kürdistan olan ve legal, barışçıl yöntemlerle mücadele eden bir Kürt Anarşist hareketi yapılanmasıdır.
Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ şu an 27 kişilik Oluşum Kolektifi (Genel Yönetim) yönetiminde Kuzey Kürdistan ve Avrupa’da kitleler içinde birebir ilişki ile örgütlenirken, tekniğin de tüm imkanlarını kullanarak, mümkün olan en geniş kitlelere varabilmek için; Facebook’da 2272 kişilik ‘Anarşisto’ adlı bir grup, ve Kulmen Reş adlı profil sayfasında 750 kişilik kitle iletişimi ile görüşlerini Kürt ve Türk kamuoyuna deklare etmektedir.
Anarşizm tarihinde anarşist geleneklerin çokluğu itibarıyla, Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ diğer Anarko Komünist, Kolektivist Anarşizm, Anarko Sendikalizm, Anarko Kapitalizm, Bireyci Anarşizm gibi anarşist akımların aksine, kendilerini ‘Varoluşçu Anarşistler’ olarak görürler. Varoluşçu Anarşizm, Anarşizm tarihinde ilk kez Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ tarafından formüle edilen, ülkemiz ve dünya gerçeğine en özgürlükçü, ve toplumun tüm bireylerinin ortak istemlerini kapsaması açısından en geniş kitlelerin istemlerini dile getiren yeni bir Anarşist dünya görüşüdür.
Anarşizm, Yunanca ‘anarchos’ sözcüğünden kaynaklanan ve Kürtçe ‘yöneticisiz’ anlamına gelen bir sözcüktür. Ve kelime anlamı ile birlikte Anarşizm, düşünsel ve pratik olarak toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini ret eder, ve bunları bertaraf etmeyi hedefler.
Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ bu bağlamda, kendi felsefi düşüncesinin politikaya yansımasını: Merkezi politik yapılar, yeraltı - yerüstü kaynakları, toprağın özel mülkiyeti ve ekonomik kurumlar yerine; tüm ulusa ait ülke zenginliği doğal kaynakların ve toprağın toplumsal ilişkilere dayanan gönüllü etkileşim ve özyönetimi savunur, özgürlük ve -kendi içinde- otonomi ile karakterize edilen bir toplumu hedefler.
Bu aynı zamanda bireylerin ve toplulukların alınan kararlardan etkilendikleri ölçüde söz sahibi olması düşüncesini de ifade eder. Üretim ilişkiler ve araçları konusunda; Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ; toprağın, doğal kaynak ve zenginliklerin dışında emek ile edinilmiş özel mülkiyete saygı gösterirken, üretim araçları sahipleri ile üretici güçlerin aralarında kaynaklanacak sorunları arada ‘devlet’ ve ‘hukuk’ gibi bir kurum olmaksızın kendi mesleki örgütlenmeleri arasında çözmeyi önerir. Toplum, doğa ve olgulara bilimsel açıdan rasyonel yanaşırken, rasyonalizmin yanıt veremediği spirituallığı ret etmez ve onun insan doğası ve gelişiminin denek taşı olduğuna inanır.
İşgal altındaki ülke ve ulusların eğlimleri ne olursa olsun, geleceklerini belirleme hakkını kayıtsız şartsız savunur. Her ulusun kendi toprakları ve geleceği üstünde yegâne karar sahibi olduğunu vurgulayarak, soyut enternasyonalist anlayışa karşı, reel enternasyonalizme varmak için; sol Jakoben anlayışı ret ederek ulusların ekonomik ve ruhsal gelişimini destekler.

-Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ bir örgüt müdür, değilse nedir (ne durumdadır)?
-Kürd Hareketi içeresindeki yeriniz?
Kuzey Kürdistan’da şu an politik amaçlarına ve Kürdistan’ın gelecek statüsüne göre şekillenmiş dört görüş vardır, bunları: Demokratik Cumhuriyetçiler, Otonomiçiler, Federasyoncular ve Bağımsızlıkçılar diye adlandırabiliriz. Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ emperyalizme, sömürgeciliğe, Kemalist faşizme ve ulusal ihanete karşı ilkeleri olan, kısa hedefte Kürdistan’ın bağımsızlığı ve birleşikligi, uzak hedefte de anarşist bir Kürdistan için mücadele eder. Bu bakımdan biz Kuzey Kürdistan’da özgürlükçü ve bağımsızlıkçı yelpazede olan bir Kürt anarşist hareket oluşumuyuz.
Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ Kürt Ulusal Kurtuluş Mücadele’sinin sömürgeciliğe ve ulusal ihanete karşı en özgürlükçü ve en uzlaşmasız parçasıdır.
Dünden bugüne Kürt Ulusal Kurtuluş Hareketi hep milliyetçilik, sosyalizm, komünizm gibi siyasi görüşlerle anıldı. Bu iki kampa bölünmüş bir dünya arasında çırpınan Kürt Ulusal Kurtuluş’unun esaretten kurtuluş için dünya dengelerini gözeterek şanslarını zorladıkları bir durumdu. O günlerde Kürdistan günümüze oranla dünyaya entegre olmamıştı ve istekler ve dilekler sadece duyulabilenler içindi. Ama artık o günler bitti. Dünya artık yoksul bir Kürt ailesinin dahi alabileceği TV’den onlara el sallıyor… Radyolar, basın, internet... Dolayısıyla Kürt halkı artık duymuyor, görüyor. İşte bu görme eylemi biz anarşistler için her şey! Halkımız, özellikle gençliğimiz hala en acil sorunumuzun – bizim gibi - ulusal sorun olduğuna inanmakla birlikte, bunu izleyen, birebir kendileri ile ilgili sorunlara da acil çözüm istiyor. Kadınlarımız cinsel baskıdan, gençlerimiz toplum otoritesinden, dindarlarımız ve azınlık din ve mezhepler Kemalist devlet yasak ve baskılarından, sakatlarımız horlanmaktan, toplumda birey olarak temsil edilememekten, eşcinsellerimiz varlıklarının reddinden, halkımız tarihi ve doğa zenginliklerimizin talan edilmesinden, işçilerimiz ve köylülerimiz ücret, çalışma ve yaşam koşullarından şikâyetçiler, ve bu durumun değişmesini, artık toplumda ‘kişi’ olarak değil, ‘birey’ olarak kendilerini temsil etmek istiyorlar. Durum böyle olduğunda ve diğer ulusal kurtuluşçu güçlere baktığımızda, tümünde aynı handikabı görüyoruz: Sosyalistler, sosyalist değerlerin çöktüğü dünyada sosyalizmi, dindarlar sadece dini, milliyetçiler birey özgürlüğünü görmezden gelen bir toplum projesini öneriyorlar. Bunların tümü söylenmiş sözler, yeni hiçbir şey yok! İşte sorunuzun yanıtı burada: Bizler sadece ülkemizim özgürlük ve bağımsızlığını değil, onun kadar önemli olan, özgürlüğün ve bağımsızlığın garantisi olan: Sömürgecilerin ve ulusal hainlerin gasp ettikleri tüm Kürdistanlıların öz saygısını tekrar halkımıza vermek istiyoruz, ve bu da sadece onları tüm özgürlükleri ile kabullenerek olur.
Biz Kürdistan Ulusal Hareketi içinde en özgürlükçü, hiçbir eski söylevi olmayan ülkede ve dünyada yeni bir hareketiz.
-Kürdistan toplumu gibi bir toplum sizi nasıl değerlendiriyor?
Kürdistan toplumu ile ilk kontağımızın umulmadık kadar olumlu olduğunu mutlulukla söyleyebilirim. Anarşizme çok uzak kalmış olan toplumumuzun, görüşlerimizi ve söylevlerimizi izledikçe; özellikle gençlik ve kadınların Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ’e ilgi ve destekleri kendiliğinden popüler bir hal aldı. Bunun nedeni size biraz önce de sıraladığım ulusal kurtuluş ile birlikte, insanlarımıza ‘bireysel’ kurtuluşlarının da vurgusunu yapmaktı.
Ancak diğer yandan, geleneksellikten kurtulamamış, kendi dışı görüşleri küçümseme alışkanlığı, ve soyut özgürlükçü anlayışı olan Kürdistani gruplar tarafından pek de sıcak karşılanmadığımızı ifade etmek zorundayım. Bunun nedenini; bizim Kürdistan’ın özgürlük, bağımsızlık ve birleşikliği yolunda müttefik ve kardeş gördüğümüz politik yapıların, kendileri dışında, kendilerinden ilerici, daha enerjik ve sadece ulusallık ya da sınıfsallıkla sınırlı kalmayarak en geniş kitlelere hitap eden, ve o örgütlerin denek taşı durumuna gelmiş otorite ve hiyerarşiyi eleştirmeleri, onlarda mücadeleye yeni enerjik bir gücün katılma sevinci yerine, onlarda; karşılarında bir rakip görme duygusu yarattı.
Ancak şunu dürüstlükle ifade etmeliyiz: Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ Kürdistan’da hiçbir örgüte rakip değildir. Ülkemizin siyasi ve sosyal yaşamında çok farklı yer tutan düşünceler birbirine rakip olamazlar, çünkü hitap ettikleri insan kitlesi aynı kitle değildir. Biz ‘birey’lerle ilgileniyoruz, onlarsa ‘kişiler’le. Biz rahatız, onlara da rahat olmalarını tavsiye ederiz.
Yapılanmaya başladığımız 8 aylık dönem içinde Avrupa, Türkiye, Kuzey Kürdistan ve şimdi sizlerin aracılığı ile Güney Kürdistan’da her ne kadar tanınmış ve merak uyandırmış olsak da, Kuzey Kürdistan’da halkımız ve Nasname çevresinde ki demokrat ve milliyetçi arkadaşların dışında kimseden manevi bir destek görmemekle birlikte, sanki yokmuşuz gibi sayılmaktayız. Bu çok önemli bir paradoks: Milliyetçilerden destek alan, ama aynı sol yelpazede olduğu halde Kürt solu tarafından yokmuş gibi davranılan bir anarşist hareketiz şu an.
-Kürdistan halkına olan mesajınız nedir?
Kürdistan halkına bir bütün olarak masaj vermek gerekir.
Artık hala karşı kutuplarda duran Süper güçler ve onların kayıtsız şartsız tüm desteği ile ülkemizi parçalamış eskisi kadar güçlü olan düşmanlarımızla yaşamıyoruz. Eskiden Süper güçlerin bölge ve ülkemizdeki katı politikaları bazen her parçadaki örgütümüzü, diğer parçalardaki örgütlerimizden farklı bir seçeneğe zorlarken, ne yazık ki bazen de bu yüzden politik olarak ulusal güçlerimizi karşı karşıya getiriyordu. Şimdi o dönemler aşıldı.
Bu bağlamda Kürdistan halkına verilecek mesaj da tek mesaj haline dönüştü: Sabır, akıl, ruh, birlik!
Halkımız suyunu içerken dahi bu eylemin Kürdistan’a yarar ve faydasını düşünmeli. Halkımız mutlaka ve mutlaka Kürdistan’ın en yüksek organı olan Güney Kürdistan ile ruh ve kader birliği yapmalı, onların bölge ve ülkemiz hakkındaki politikalarına destek vermeli ve hayatın her alanında bunu uygulamalıdır.
Başarının yolu: Güney Kürdistan kazanımlarını desteklemekten geçer, aksini yapan tekrar köleliğe döner.
-Güney Kürdistan hakkındaki düşünceleriniz nedir? Kuzey Kürdistan’da bugünkü siyasi durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, Kürt anarşistleri otorite, hiyerarşi ve sonuçta bunların en üst ve katı hali olan ‘devlet’e, ve gün be gün bağımsızlığa, tam anlamı ile devletleşmeye yönelen Güney Kürdistan için ne diyor?
İnsanların gelecek ile ilgili plan ve arzuları vardır. Felsefe gelecek vaat eder. Biz anarşistler insanlığın geçireceği ekonomik ve ahlaksal evrimle birlikte dünyada sınırların ve devletlerin yok olacağına ve insanlığın insan yapımı kanunlar olmaksızın kardeşlik, özgürlük ve adalet içinde yaşayacağına inanır ve bu ideallerimiz için mücadele ederiz.
Durum böyleyken içinde bulunduğumuz nesnel koşulları soyut kavramamız bizi reel yaşamdan soyutlayarak işlevsiz hale getirir. İşte bu koşullarda tarihe baktığımızda; Güney Kürdistan kazanımı biz anarşistlerin de hedefi olan, Kürdistan’ın özgürlük ve bağımsızlığı yolunda bugüne değin edindiğimiz en büyük ve en önemli kazanımdır. Tırnakla mücadele edilerek kazanılmış bu değeri savunmak, korumak, yüceltmek ve ilerletmek tarihin bilincinde olan her Kürdistanlı için zorunludur.
Biz Kürt anarşistlerinin olmazsa olmaz ilkelerinden biri de Güney Kürdistan kazanımlarına sahip çıkmak ve onu korumaktır. Bu ilkeye sahip olmayan hiç kimse içimizde yer alamaz, bu ilkeye saygılı olmayan kimseyi dost görmez ve onu düşman ilan ederiz. Güney Kürdistan devrimi canımız ve kanımız pahasına sadece yaşatılmamalı, ilerletilmelidir. Güney Kürdistan’a sevgi ve destek bizim için Kürdistan’da yurtseverliğin, bölgede insan olmanın şartıdır.
Güney Kürdistan’ın durumu bize heyecan ve enerji verirken maalesef aynı şeyleri Kuzey için söylemek mümkün değildir. Kuzey’in bugün bizim tespitimize göre yaşadığı keşmekeş, çözümsüzlük ve kirli bir savaşın yürütülmeye zorlandığı durumunu anlamak için, bizzat Apo’nun itiraf ettiği gibi PKK’nin MİT tarafından kurulduğu 78’li yılların sonları, ve 1980 Askeri Faşist Darbesine kadar gitmemiz gerekir.
Biz, yürütülen politika ve gelinen nokta ile birlikte, bugün Kuzey Kürdistan’da siyasi gücü elinde tutan PKK ve BDP’nin, ve başta Apo olmak üzere tüm yöneticilerinin söylevlerinden ve itiraflarından anlaşıldığı gibi; bu gücün, Kürt Ulusal Hareketi’ni içten kuşatarak boğmak amacı ile T.C tarafından yaratılmış bir karşı devrimci güç olarak görmekteyiz. İddiamız ve gerçek, sadece Apo ve diğer yöneticilerin itiraflarıyla sınırlı olmayıp, Türkiye’de AKP’nin iktidar olması ile başlayan, AKP ve Kemalist statükocu faşist güçlerin aralarındaki mücadele, Ergenekon Terör Örgütü’nün deşifre edilerek yargıya yansıması ve yargı sırasında ortaya çıkan TC-PKK paralel politik kirli ilişkileri bizlerin görüşünü doğrulamış durumdadır.
Apo ve diğer PKK yöneticilerinin her geçen gün Kemalist faşizme öykünmeleri, Kürdistan’ın özgürlük ve bağımsızlığını ret ederek ‘Demokratik Cumhuriyet’ adını verdikleri, öz olarak Kuzey Kürdistan’daki Kürtlerin Kürtçe konuşma özgürlüğünden ileri gitmeyen politik hedefleri, bizleri bu yapı karşısında tutum almaya zorlamaktadır.
Diğer yandan bir hafta önce, hem Apo’nun avukatlarından biri ve hem de BDP Milletvekili olan ve Apo ile PKK, BDP bağlarını sağlayan Av. Aysel Tuğluk’un şu ana kadar Kerkük konusunda ısrarcı ve istilacı bir sömürgeci politika yürüten Türk sömürgeciliğine denk düşen: ‘’Kerkük’ün Misak-i Milli sınırları içindedir’’ söylevi, ve bunun mukabilinde 2 numaralı PKK yöneticisi Cemil Bayık’ın, ‘’Kürtler için bir devlet gerekliliği yoktur, bizim felsefe ve politikamız bunun üstüne kuruludur’’ sözleri ve politikaları bizim için kabullenilmez, genelde Kürdistan’ın özgürlük, bağımsızlık ve birliğine, özelde ise Güney Kürdistan kazanımlarına yapılacak en çirkin ve düşmanca saldırıdır.
Tüm bunlar Kuzey Kürdistan’da politikayı tekeline almış suni politik bir gücün durumu açısından böyleyken, şu an eski PSK (Kürdistan Sosyalist Partisi) Genel Sekreteri Sayın Kemal Burkay’ın Türkiye’ye dönerek tekrar aktif politikaya girişi, BDP’den sonra en yığınsal Kürt partisi olan HAK-PAR’da politikaya atılması, bizce genel durumu pozitif anlamda etkilemiş değildir. Geçmişte Kürdistan’ın gelecek siyasi statükosu için otonomi hedefleri olan (PSK) HAK-PAR, günümüzde Kuzey Kürdistan için henüz izahını yapamadıkları bir fulü federal yapı savunmaktadır. Köken olarak birbirlerinden çok farklı da olsalar da, T.C’den toprak ve bağımsızlık talebinde bulunmayan bu iki yapı, şu an T.C tarafından Kürdistan’ın geleceği ile ilgili tüm planlara dâhil edilmiş, bağımsızlıkçı ulusal güçler yok sayılarak izole edilmek istenmektedir.
Bu resim T.C ve Kürt politik yaşamına hâkim olan güçlerin yarattığı bir el çizimi tablodur. Bizim duyum ve görülerimiz Kuzey Kürdistan halkının gönlünde bağımsızlık yattığı, ancak bunu güçlü bir şekilde ifade edebilecek bir siyasi birlik yapısının olmamasıdır.
Biz, Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ ülkemizde halkımızın talep ettiği bu boşluğu doldurma ve Kürdistan’ın özgürlük, bağımsızlık ve birliğini sağlama yolunda diğer tüm kuruluş ve kişilerle işbirliği yapma gerekliliğine inanıyor ve tüm çabamızı gösteriyoruz.
Bağımsızlıkçı güçler, tali sorunlarla vakit kaybetmeden toparlanmalı ve kaderimizi kendimiz belirlemeyiz.

Anarşîstên Kurd - KULMÊN REŞ Sözcüsü
Serdar Karataş

http://www.kulmenresh.blogspot.com/
http://www.facebook.com/kulmenres
http://www.twitter.com/kulmenres
https://www.facebook.com/groups/anarsisto/
*****************
Not: Bu Röportaj Rojevakurd tarafından Kürdçe yapılmış; Biz Türkçesini okuyucularımızla paylaşıyoruz

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.