Kürdistan ve Ortadogu`daki son gelismeler/Haci Artos
Kürdistan ve Ortadogu`daki son gelismeler
Yillardir patlamaya hazir bir bomba olan gerici arap ülkelerindeki Fasist ver diktatöt rejimler tek tek düsmeye basladilar. Simdi Suriye sirada ve Iran`inda Fasist Mula rejimide önümüzdeki yillarda düsecegi ve Kürdistan Halkinin karli çikacagi gün gibi ortada.
Geçmisten beri savundugumuz Bagimsiz ve Birlesik Kürdistan siari hedefine ulasacaktir. Saddam diktatörlügünden sonra kurulan Federal kürt devletinin tam bagimsizligina kavusmasi an meselesi. Çünkü Suni ve Sii araplarin savasi Amerikalilarin çekilmesinden sonra hizlandi ve dahada hizlasnacaktir. Araplarin kendi aralarindaki çeliskileri ta Islam halifeleri dönemine basladi ve daha onlarca yil devam edecektir.
Bu yüzden, Güney Kürdistan Kürt halkinin Araplarla beraber yasamalari mümkün degildir. Kürtlerin bu çeliskilerden akillica yararlanmalari ve tam Bagimsizliga dogru gitmeden baska çareleri yoktur. Gerçi Arap baharindan sonra, Güney Kürdistan`dada çesitli ve hakli gösteriler oldu. Tam bagimsizligina kavusmayan Güney Kürdistan Federal devletinde Sinif çeliskilerin olmasi dogaldir. Çesitli Parti ve gruplarin Yolsuzluk yapmasi gelirden büyük pay almalari Kürt halkinin tepkisine yol açmistir. Bu yüzden Goran hareketi dogdu ve önümüzdeki yillarda Güney`de güçlü bir adak olacaktir.
Türkiye`nin, Saddam döneminde ve sonrasinda Federal Kürdistan`i isgal etme veya Kürt yönetimini düsürüp yeniden Araplarin denetimine sokma planlari her ne kadar suya düsmüsse bile yeniden yeni planlar devreye sokmak için PKK`nin saldirilarini bahane ederek yeni isgal veya istikrarsizlik yaratma çabalarindan vaz geçmis degil.
Suriye`ye karsi ataga geçmesinin esas amaci, Kürt Halkinin Güneybati Kürdistan`da otonomi veya Bagimsizlik elde etmelerini önlemek için gerekirse orayi isgal etme veya tampon bölge olusturma gayesi içindedir. Çünkü, Suriye Kürdistan`inda Kürtler büyük bir örgütlenme içersindedirler. Halk komiteleri kuruluyor ve kendilerini büyük bir ayaklanma için hazirliyorlar. Tunus Konferansinsa alinan kararlar, veya Suriye ulusal konseyinin Kürtlere vaadettigi kültürel haklar gerçeklerden uzak ve Kürt halkini geriye götürecek tehlikeli bir politikadir.
Son Istanbul toplantisin`dada Kürt halkinin haklarini geri götürmek çabasi içindedir. Kürt örgütlerinin toplantiyi terketmeleri olumlu bir gelismedir. Suriye`nin Esat sonrasi nasil yönetilecegi kunusunda alinan kararda söyle deniliyor: “Anayasa, Suriye toplumunun dini, etnik ve ulusal unsurlarının hiçbirine ayrımcı olmayacaktır. İster Arap, ister Kürt, Asuri, Keldani, Türkmen ve bir başkası olsunlar, anayasa Suriye’nin toprak ve demografik bütünlüğü ve birliği bağlamında tümü için eşit hakları tanıyacaktır.”
Alinan bu karar maddesi Türk devletinin hilebazligiyla alinan aynen Mustafa Kemal gibi kurnazca Kürtleri kandirmanin bir yöntemidir. Suriye Kürtleri için büyük bir olanak dogmustur, ve bunu akillica kendi çikarlari için kullanmalidirlar. Suriye Kürdistan`inda, Kürtler için tek yol ya federasyondur, yada ayrilip Irak Kürdistan`iyla birlesmelidir. Çünkü bu asamada ne cograjik, nede ekonomik olarak bagimsiz bir devlet halinde ayakta durmalari mümkün degil. Özellikle Türk ve araplarin isgali her an sözkonusudur.
Apo Sam`dayken, bütün Kürt partilerine karsi Hafiz Esad`lan her türlü isbirligini yapti . El Muhabarat`lan (Suriye gizli istikbarat örgütü) ve onlarin yardim ve direktifleriylen yüzlerce Kürt, siradan vatandas ve PKK`nin içinde iç infazlar yapildi. Sonucta bu partiler sindilirdi ve ya marjinallestirildiler. Bu yüzden Suriye Kürdistan`inda Kürt örgütleri yeni provokasyonlara karsi dikkatli olunmalidirlar.
Kuzey Kürdistan`daki durum, Apo PKK`si, Burkay ve ekibi ayni kulvarda yüzüp düsmanin degirmenine su tasimaktalar. Kurt halkinin mücadelesinin yokederek düsmana diz çöktürmenin her türlüsünü denemekteler. Kütdistan Ulusal mücadelesini birkaç küçük kültürel hak düseyine indirme çabalari, onlarin Türk devletiylen yapilan bir anlasmalari oldugunu bize açikça gösteriyor. AK Parti yillardir Apo`yu Türk genel kurmayinin yedek gücünden çikarip kendi yedek gücüne alamadigi için buna karsi Burkay ve ekibini örgütleyip bir tasla iki kus vurma pesinde. Bir yandan Kürtleri bibirine düsürüp güçten düsürme, Kürdistan`da güç kazanma ve Dünya kamuoyunda kendisini Kürt dostu oldugunu ispatlama pesindedir. Devletin son atilimiyla Sürgünde bulunan birçok Kürt aydini, politikacisi, sanatcisi, siradan insani devletten meddet ummar bir biçimde bavularini alip devletten sigindilar. Devlet 1930`da Seyh Said isyaninda yurtdisina kaçan ve bir çogu Hoybun içinde örgütlenen Kürt politikacisina çesitli af vaatlerliyle Küridstan`a çekti. Sonuçta bazilar kisiliklestirildi, geri kalan öldürüldü veya sürgüne gönderildiler. Bir Kürt atasözü vardir: `Bexata rume tuneye, Türk devleti bahtsizdir güvensizdir` Bu asamada Türk devletinin hiçbir sözüne kanmamak lazim. Kuzey Kürdistan` da bu iki gücün devre disi edilmesi için Basin ve Internet`le yogun bir tesir yapilmali ve Kürt halki aydinlatilmalidir. Bu konuda Kürt aydinlarina büyük is düsüyor.
(Yeniden okuyucularla bulusmanin sevinciyle)
Hosca kalin