"Ararat Kartalı": İhsan Nuri Paşa(2)
Dr. Haşimi Şirazi’nin anlatımlarına göre 1953 yılında İran Şahı yeniden iktidara geldi ve SAVAK’ı yeniden oluşturdu. İhsan Nuri Paşa’nın maddi ve manevi durumu çok kötüydü.
İhsan Nuri Paşa, eşi Yaşar Hanım ve Dr. Şirazi’nin kendilerine bulduğu evlatlıkları olan Zehra ile birlikte İran ordusunda havacılık alanında görevli olan bir subayının evinde iki odada kirada oturuyorlardı. Bilindiği gibi Yaşar Hanım’ın annesi 1945’de vefat etmişti ve Tahran’da toprağa verilmişti.
İhsan Nuri Paşa ayda 240 Toman ilticacı maaşı alıyordu. Bu paranın 140 Toman’ının kiraya veriyorlardı. Geriye kalan 100 Toman ile 3 kişi bir ay boyunca geçinmek zorundaydılar.
Dr. Haşimi Şirazi, İhsan Nuri Paşa’nın çok gururlu bir insan olduğunu, fakir ve geçimini sağlamakla zorlandığını dışarıya sızdırmak istemiyordu. Bazen kirlenmiş tabak, tencere, çatal ve kaçıkları bilinçli bir şekilde suyun başında bırakarak evde kazan kaynadığı ve sıcak yemeklerin yapıldığı imajını veriyorlardı. Ama, aslında İhsan Nuri Paşa’nın kuru ekmek ve sudan başka bir şeyleri yoktu. İhsan Nuri Paşa, bir Kürd liderinin ve milletinin özgürlüğü için tüm yaşamını feda eden birinin, milleti tarafından terkedildiğini ve yoldaşlarının kapısını çalmadığını bilinmesini istemiyordu.
Dr. Şirazi İhsan Nuri Paşa’nın içinde bulunduğu kötü durumdan çok rahatsız duyduğunu ve bu durumdan kurtulmak için İhsan Nuri’ye bir öneri götürdüğünü söylüyor.
Dr. Şirazi önerisinde devlete bir mektup yazmasını, Şah Rıza döneminde kendisine verilen 240 Toman ile geçimini sağlamadığını, ya benim yaşamımı iyileştirmek için bir çok çözüm, yada İran’ı terketmek için bana izin verin şeklindedir.
İhsan Nuri, Dr. Şirazi’nin yapmış olduğu öneriyi reddediyor. Gerekçe olarak İhsan Nuri bu girişimin dilencilik olduğunu, hem kendi kişiliğini ve hemde milletinin ulusal kişiliğini Şah’ın yanında küçük düşüreceğini ileri sürüyor.
Dr. Şirazi yapmış olduğu önerinin arkasını bırakmadığını, başka bir gün bu öneriyi Yaşar Hanım’a açtığını ve kendisinden yardım istediğini yazıyor.
Dr. Haşimi Şirazi, Yaşar Hanım’a mektubu yazacağını, iki gün sonra yeniden geleceğini ve Yaşar Hanım’dan bu arada İhsan Nuri Paşa’yı yumuşatmasını istiyor.
Bu arada Dr. Haşimi Şirazi, Şah’a gereken mektubu yazıyor ve bir kaç gün sonra Yaşar Hanım’ında hazır bulunduğu bir anda İhsan Nuri’yi ziyaret ediyor ve mektubu önüne koyuyor. Böyle bir ortamda İhsan Nuri sessiz kalmayı tercih ediyor. Dr. Haşimi Şirazi, kendi eliyle mektubu postaya veriyor. Aradan bir ay geçmeden İhsan Nuri ilticacı maaşını almaya giderken yetkililer kendisine 2000 Toman veriyor. İhsan Nuri Paşa parayı aldıktan sonra şehir otobusuyla Dr. Şirazi’ye uğruyor ve ona durumu anlatıyor.
Dr. Şirazi, İhsan Nuri’ye verilen paraya çok sevindiğini ve sanki kendisi milyonlarca Toman kazandığı duygusuna kapıldığını yazıyor.
Bu taraihten itibaren İhsan Nuri Paşa aylık olarak 2000 Toman maaş aldı.. Geçmişte mecburiyet karşısında İhsan Nuri Paşa’yı ziyaret edenler de daha sık gitmeye başladılar. Bu arada İhsan Nuri Paşa’yı ziyaret eden ziyaretçilerde çoğaldı. Eskide gelen misafirlere ancak kesme şekerle çay ikram edebiliyordu. Bu sefer misafirlerine kahve, tatlı ve hatta meyve çeşitlerini dahi ikram edebiliyordu.
Dr. Haşimi Şirazi, İhsan Nuri Paşa ile olan ilişkilerine değinirken kendisinin bu yüksek değerli Kürd liderine karşı özel bir saygısı olduğunu, tanıdığı günden ve ölümüne kadar kendisinden uzaklaşmadığını yazıyor.
Dr. Şirazi, bir hafta içinde kendisini 2 yada 3 sefer ziyaret ettiğini ve elinden geldiği ölçüde kendisine hiç bir yardımı esirgemediğini yazıyor. Dr. Şirazi, İhsan Nuri Paşa’ya karşı derin bir saygısının olduğunu ve kendisinden ne istediyse yaptığını yazıyor.
Dr. Haşimi Şirazi, İhsan Nuri’ye 4 defa motosiklet çarptığını ve dörtüncüsünde İhsan Nuri’nin yaşama veda ettiğini yazıyor. Acaba bu kazalar!!! tesadüfi midir? diye soruyor. Dr. Haşimi Şirazi, İhsan Nuri Paşa’nın 1892 yılında dünyaya geldiğini, 6 Mart 1976 tarihinde saat 18.00’de motorsiklet çarpması neticesinden bir gün Sina hastanesin de kaldıktan sonra vefat ettiğini yazıyor. İhsan Nuri Paşa Tahran’da bulunan “Behişti Zehra Mezarlığı”nda 58/9 bölümünde ve 12 sayılı parçada toprağa verildi.
Dr. Haşimi Şirazi’nin anlatımına göre İhsan Nuri Paşa’yı toprağa verme töreninde Yusuf Kurdnijad’ın kaleme aldığı İhsan Nuri’yi öven ve ulusal yanı güçlü olan bir şiiri okuduğunu ve şiirin orada bulunanları duygulandırdığını ve hatta ağlattığını söylüyor. Dr. Haşimi Şirazi’nin verdiği bilgilere göre bu merasim de iki tane SAVAK yönetici yardımcıları, bazı Savak birimlerinin yöneticileri, Barzani ailesinin bir kaç temsilcisi, Caf Aşiretinden bazı şahsiyetler ve Tahran’da ikamet eden geniş bir Kürd kitlesi hazır bulunuyordu.
Dr. Haşimi Şirazi, O dönemler İhsan Nuri Paşa’nın mezarının başında ulusal bir şiir okumak kolay bir iş değildi, diyor. Dr. Şirazi’nin anlatımına göre şiiri okuduktan sonra bir çok arkadaşın ortak kanısı törenin bitiminden sonra kendisini tutuklayacakları yönündeydi. Fakat, tören sona erdikten sonra kimse kendisini tutuklamadı diyor.
İhsan Nuri Paşa, Dr. Haşimi Şirazi’ye ara sıra başından geçen olayları anlatmış. Dr. Şirazi İhsan Nuri Paşa’nın başından geçen bir kaç anekdot’u aktarıyor.
İhsan Nuri Paşa ve yanındaki 5 Kürd subayı İstanbul’danayrılıp Ararat’taki direnişçilere katılmak için yola çıktıkları zaman Türk askeride her tarafta onları arıyormuş.(Aslında bu olay Beytülşebbab Direnişinden önce yada sonrası olabilir-Aso) İhsan Nuri ve arkadaşları bir tepeyi aştıklarında bir Türk birliği ile karşı karşıya kalıyor. Bu birlik onları arıyordu. İhsan Nuri’nin yanındaki Kürd subayları İhsan Nuri’ye geri dönelim ve bir yerlerde gizlenmeye çalışalım diyor. İhsan Nuri bu öneriyi tehlikeli buluyor. Çünkü zaten askerler tarafından görülmüşlerdi. İhsan Nuri hemen birliğin başında bulunan komutana doğru gidiyor ve kendisine isyancıları aradıklarını, yanlışlıkla bu alana geçtiklerini ve misafir olarak kabul edilip edilemeyeceklerini sorar. Yemekleri yedikten sonra Türk birliğinin komutanı kendilerine iki rehber verip yolcu ediyor. Belli bir dönem sonra İhsan Nuri ve arkadaşları tehlikeli bölgeyi aştıklarına inandıkları an kendilerine verilen rehberleri geri gönderiyorlar. İhsan Nuri, rehberler aracılığıyla Türk birliğinin komutanına kendilerine gösterdikleri misafirperlikten dolayı bir teşekkür mektubunu yazıyor ve altına İHSAN NURİ PAŞA imzasını attıyor.
Devam edecek