Skip to main content

“Erzincan Hükümeti” ve eleştirisel notlar(3)

Bilindiği gibi Rus Orduları Osmanlı ordularını yenilgiye uğratarak Temmuz 1916 yılında Erzincan’ı işgal ediyor. Erzincan’ı işgal eden Rus birliklerinin komutanı bir bildiri yayınlayarak “karma ve gecici bir hükümet kurulduğunu, Osmanlılar zamanına ait davaların dinlenemeyeceği, günlük olayların her kavmin kanununa göre çözüleceği..................” şeklinde bir “işgal idaresini” öngörüyor.

Rusların Erzincan işgalı 1917 Ekim devrimine kadar sürüyor. Ekim devriminden sonra Bolşevikler Çarlık Rusyasının yaptığı gizli antlaşmaları kamuoyuna açıkladılar.
Ayrıca Bolşevikler 21 kasım 1917 tarihinde Müttefik Elçilerine verdiği notalarla bütün cephelerde mütareke yapılması teklifinde bulundu.

Osmanlılarla “Sovyet” güçleri arasında 18 Aralık 1917 tarihinde Erzincan’da 14 maddeyi kapsayan “Erzincan Mütarekesi” imzalandı.

Mütareke görüşmelerine Türk delegesi olarak, III.
Ordu Kurmay Albay Omer Lütfi’nin başkanlığı altında, 1. Harekat Şubesi
Müdürü Binbaşı Hüsrev Bey ve III. Ordu tercümanı Yüzbaşı Yakup
Bey katılmışlardl. Rus heyeti ise asker ve sivil temsilcilerden karışık
bir grup olup, Rus devriminin karakterini taşımaktaydı. Heyetin Başkanlığına,
Rus Kafkas ordusu Kurmay Başkanı General Vişinski getirilmiş beraberinde;
156. Rus Alay Kumandanı Albay Petzenger, Rus Köylü Cemiyeti
üyesinden Ermeni Arşak Cemalyan, Rus Ordusu Kumandanı Yaver.
Yüzbaşı Vedrinski, Rus asker Cemiyeti üyelerinden iki asker, Rus Amele
Cemiyeti üyesinden Gürcü Victor Tedzaya, ordu karargahında foto memuru Albay Esadze görevlendirilmişlerdi..(Dr. Nurcan Yavuz, Erzincan Mütarekesinin Türk Tarihindeki yeri ve önemi, sayfa 217)

Mütareke öncesi savaşan güçler arasında bir dizi görüşmeler yapılıyor. Osmanlı ve Rus devletleri de mütareke şartlarını hazırlamak için Vehip Paşa ile General Perjevaleski’yi görevlendirmişlerdi. Tabi ki perdenin arasında ise Rus ve Osmanlı devletlerinin yetkilileri barış antlaşmasına kadar yapılacak ateşkesin koşullarını detaylara kadar oluşturmaya çalışıyorlardı. Rusya General Vişinski’yi Mütareke görüşmeleri için başkan seçip göndermişti.

General Vişinevski'ye ise, Zakafkasya Komiserliği
10 Aralık 19l7'de Mütareke şartları hakkında talimat vermiş ve
bu talimat dairesinde, Mütarekenin hazırlanmasını istemişti. Talimat’ın altında General Lebedinski
Genelkurmay Albay Şatilof
Genelkurmay Yüzbaşı Dolgof’un imzaları var.
13 maddeden oluşan bu talimatın Kürdleri doğrudan ilgilendiren 12. Ve 13. Maddelerini aktarıyorum.

„12- Görüşmelerin yapılması ve mütarekenin imzalanması esnasında,
Kürt çeteleri tarafından tehlike yaratılabilir. Onlar savaştan önce yaşadıkları
topraklara gitmek isteyeceklerdir. Bunun için hıristiyan halka kötülük
, yapabilirler.
13- Buna göre de bu hareketlerinin önüne geçmek için, Kürtler hususunda
ayn bir madde düzenlenmeli ve talep edilmelidir ki, Türk kumandanlığı
Kürtleri mütareke şartlarına tabi tutmak için bütün tedbirleri alsın.
Tedbirler alınmadığı ve Kürt hareketleri başladığı anda bizim birlikler,
onlan hiçbir hakimiyet tanımadan haydut sayacak ve uygun şekilde davranacaklardır"(N. Yavuz, age sayfa 214)

Yukarıda aktardığım talimatı Davut yoldaşın şu tespiti ile birlikte okunması yararlı olacaktır:
“1.Kızıl ordu, Lenin ve Sovyet hükümetinin direktifleri doğrultusunda 24 kasım 1917 de Osmanlı hükümeti ile bir barış antlaşması imzaladı. Antlaşma hükümlerine göre, kızıl ordu işgal bölgesinde üç ay içinde çekilecek ancak çekildiği bölgelerde yönetimi yerel halkın seçimle oluşturacağı konseylere devredecek, Osmanlı hükümetinin de halkın yönetimine saygı duyacağını ve tanıyacağını, osmanlı idaresi ve ordusunun herhangi bir şekilde bu yönetimlere müdahale edemiyeceğini, herhangi bir karışıklık durumunda sovyet ve osmanlı hükümetlerinin ortak kararları ile ve bölgede oluşan hükümetin talebi doğrultusunda hareket edileceği, ve benzeri hükümler yer almıştı.”

Rusya’dan gelen talimatlar pek de Davut Hoca’nın söylediği temelde gelmiyor. Davut 24 Kasım 1917’de Rusya ile Osmanlılar arasında bir barış antlaşmasından sözediyor. Böyle bir antlaşma yok. Yazının içeriğinde “Barış Antlaşması” denilen olayın “Erzincan Mütakeresi” olduğu anlaşılıyor. Mütareke barış değil, ateşkes anlamına geliyor.

Ruslar, 12.maddede görüldüğü gibi, sürülen, yerlerini ve yurtlarını terkeden yüzbinlerce Kürd’ün Erzurum, Kars, Van, Muş, Bitlis vb şehirlere geri dönmelerini dahi istemiyor.

Tüm okuyuculardan özür dileyerek Erzincan Mütarekesinin 14 maddesini de yayınlıyorum.

“Madde 1- Bu mukavelename hükümleri, 18 Aralık 1917 öğlen saat
1.00'den itibaren kesin sulh ün imzalanmasına kadar her iki taraf için geçerli olacaktır. Taraflardan'biri bu mütarekeyi feshetmek lüzumu görürse,
harbe tekrar başlamaden ondört gün önce durumdan. karşı tarafı haberdar
etmeye mecburdur.

Madde 2- Bu mukavelenin hükümleri geçerli olduğu andan itibaren,
her iki taraf bütün Osmanlı-Kafkas cephesinde harp hareketlerini durduracaktır.
Her iki taraf değil yalnız karşı taraf birliği üzerinde hatta kendi
hattı faslının on verst gerisinden geçen hat ile sınırlanan bölge dahilinde bile hiçbir hava harekatı yapılmayacaktır.

Madde 3- Hatt-ı fasıllar bu mukavelenameye bağlı bir ilavede tamamen gösterilmiş bir krokide de işaret edilmiştir. Müstakil 7. Kafkas Kolordusu
ile, 1. Kafkas. Müstakil Süvari Kolordusu bölgesinde ve Kafkas
Osmanlı Ordusu cephesindeki hattı fasıllar bu kolordular ile Osmanlı
askeri kuvvetleri arasında tarafların katılması ile oluşturulacak komisyonlar
muvafakatle tespit edilecektir.

Madde 4- Bu mukavelenamenin imzalanmasından itibaren, her iki
taraf askeri harekatta bulunmayacak, birlikler değiştirilmeyecek, tabii durumlar
hariç askeri nakliyat yapılmayacaktı. Bu maddeye aykın harekatta
bulunanlar harb harekatlarını tekrar başlatma alameti olarak sınıflandırılacaklardı.
Yalnızca 15 Aralık akşam saat 6.oo'dan sonra verilen emirler yerine
getirilecek ve bu saatten sonra bu maksatla verilen emirler geri alınacaktır.

Madde 5- Her iki taraf için tespit edilen hatt-ı fasıllar dahilinde, her
iki taraf birlik değiştirme veya iskan yapma hususlarında serbest hareketlerini
koruyacaklar. Şu şartla ki; cephenin fırka mıntıkaları mütareke
imza zamanında kuvvetlerini çoğaltmasınlar.

Madde 6- Bu mukavele hükmünü koruduğu müddetçe taraflardan
hiçbiri, gelecekte saldrıın için hiçbir hazırlıkta bulunmayacaklarına söz verirler.
Ancak mevcut inşaat-ı ahkamiyenin geçmiş halinin korunması için
çalışması uygundur. Tüfenk ve makineli tüfenk atış talimleri asıl hattın
beş verst gerisinde ve top atış talimleri, hattın onbeş verst gerisinde yapılacaktır.
Bu atış talimlerinden her iki taraf, önceden birbirlerini haberdar
edecektir.

Madde 7- imzalayan taraflardan hiçbiri, sınırın ilerisine emniyet ve
keşif bölükleri göndermeyeceklerdir.

Madde 8- Bu mukavelenin hükümleri geçerli olduğu müddetçe tarafların
hattı fasılları ile sınırlanan tarafsız bölgeye gerek askeri ve gerek
yerli halkın geçişi men 'edilecektir. Tarafsız bölgeye gelen asker ve asker
çağında bütün erkekler harp esiri sayılacaktır. Ancak müracaat ettikleri
için, yine aynı sebeple tarafsız bölgeye geçmelerine tarafların izin vermesiyle
müsaade edilecektir. .

Madde 9- Mukavelenamenin hükümleri uygulanırken, meydana gelebilecek
herhangi bir kötü durum, iki tarafın görevlendireceği delegeler
tarafından halledilecektir. Her bir olayın halli için herşeyden önce, usul
gereği birleşecek görüşme memurları vasıtasıyla tarafların delegelerinin
toplanacakları zaman ve mekan kararlaştınlacaktır. Ordular karargahları
arasında haberleşme gereği duyulursa görüşme memurları Refahiye Erzincan
yolu üzerine gönderileceklerdir.

Madde 10- Tarafsız bölge dahilinde süküneti bozacak olayın cinayet
ve ihtilal hadiseleri, tarafların uygun görmesiyle ve tayin edilecek delegeler
tarafından halledilecektir. Tarafların suçluları talep halinde derhal geri
verilecektir.

Madde 11- Osmanlı komando heyeti, Kürtleri bu mukavelename hükümlerine
harfiyyen uymaya mecbur etmek için çalışmaya söz verir,
Kürtler tarafından Rus hattı faslının üst tarafındaki toprak dahilinde fiili
tecavüz hareketi yapılırsa, Rus askerleri Rus Hatt-ı faslını geçmemek
üzere, bunları hiçbir hükümet emri tanımayan eşkiya gibi farz ederek gerekli muameleyi yapacaklardır.

Madde 12- Mütareke imzalayan taraflardan biri, bu mukavelenamenin
herhangi bir maddesini değiştirme veya yeniden ilave hususunda
teklif hakkına sahiptir. Rus Cumhuriyetinin Avrupa cephesinde
merkezi devletler ile imzalayacağı genel mütarekenin bütün maddeleri
Kafkas cephesi için de geçerli olacaktır.

Madde 13- Karadenizde tarafların savaş filoları arasında müweke
imzalanmaktadır. Mütarekenin denizlere ait maddelerinin diğer ayrıntıları
filoların toplanacak olan özel komisyonları tarafından düzenlenecektir.
Tarafların deniz, kara ve hava kuvvetleri karşı taraf sahillerine on verstten
daha yakın hareket etmesi ve her ne şekilde olursu olsun taarruzda bulunması
yasaktır.

Madde 14- Bu Mukavelename Türkçe ve
Rusça ikişer nüsha hazırlanarak
tarafların delegeleri tarafından imzalanıp, imza eden tarafların delegelerine
birer nüsha verilmiştir“

Yani kısacası Rusya bu mütarekeyi imzalarken halklara özgürlük, kardeşlik ve eşitlik için yapmadı. Zaten mütarekenin amacıda bu değildi. Mütarekenin amacı var olan savaşı durdurmak barış görüşmelerinin önünü açmaktı.
Eğer bu mütakere ve çizdiği sınırlar barış antlaşmasına çevrilmiş olsaydı, Kürdler yaşadıkları felaket ve trajedilere bir başkasını daha eklerlerdi.
Bolşevikler Kürdlere karşı daha önceki talimatlarını „Erzurum Mütarekesinin“ 11.Maddesi olarak yerleştirdiler.
Davut Hoca makalesinde Enver Paşa’nın bu antlaşmaya karşı çıktığını söylüyor.. Bu konuda haklı. Enver’ın bazı itirazlar var. Bunlardan biri de „Kürdlere karşı niye Ermeni maddesini eklmediniz“ diye itiraz ediyor. Fakat, iş işten geçmiştir.

Devam edecek

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.