ABD’nin hesabı Saddam diktatörlüğüne son verdikten sonra İran Molla rejimini ve Suriye Esed ailesi diktatörlüğünü tasviye etmekti. Fakat bu ortamı hemen bulamadı. Bunun bir çok sebebi olduğu bilinmektedir. Bilindiği gibi ABD’nin Afganistan işgali uluslararası güçlerce pek fazla tepkiyle karşılanmadı ama buna karşın Irak işgali sert tepkiyle karşılandı. Hele İran ve Suriye’ye saldırmak istemesi uluslararası güçler tarafından olumlu karşılanamazdı. Bu nedenle İran ve Suriye’yi işgal etmesini bugüne kadar gerçekleştiremedi. Fakat bu amacından da hiç bir zaman ödün vermedi. Bugüne kadar İran ve Suriye’ye saldıramamanın ikinci önemli nedeni ise Irak’ta güçlü bir direnişle karşılaşmış olmasıdır.
Fakat ABD, boş durmadı. İran ve Suriye’ye saldırmanın gerekçelerini oluşturmaya daha da bir hız verdi. ABD parlamentosu "Suriye'yi Sorgulama ve Lübnan'ın Saygınlığı Yasası"nı büyük ittifakla çıkardı. Bu yasayla Suriye siyasi ve ekonomik olarak baskı altına alma öngörüldü. Ve Suriye yönetimine geri adım atma hedeflendi.
ABD’nin Suriye yönetiminden istediği bir çok istemi vardır. Bunların belli başlılarını şöyle sıramak mümkündür.
Birincisi, teröre verdikleri desteği derhal kesmeleri. Filistinlilere verdiği desteğin sona erdirmeleri, Suriye ve Lübnan’daki faaliyetlerine müsaade etmememeleri.
İkincisi, Filistinlilerin mülteci olarak bulunduğu ülkelerde vatandaşlığa alınması ve Filistin’e geri dönüş sevdasından vazgeçmelerinin sağlanması.
Üçüncüsü, Lübnan’daki Hizbullah’a bağlı askeri örgütlenmenin derhal yasadışı ilan etmeleri, ellerindeki silahlara el konulmaları ve tasviye etmeleridir.
Dördüncüsü, Lübnan’daki askeri ve siyasi varlığını sona erdirmeleri. Beşincisi, İsrali’in meşruiyetini tanımaları ve derhal ikili ilişkileri başlatmaları.
Bunların yerine getirilmeleri halinde 1967 yılından bu yana İsrail tarafından ele geçirilen Golan tepelerinin kendilerine verileceği önerilmektedir. Fakat bu plan Suriye tarafından kabul görülmüyor. İşte bu noktadan sonra büyük bir ittifakla ABD parlementosun da "Suriye'yi Sorgulama ve Lübnan'ın Saygınlığı Yasası"nı çıkarttı.
ABD Başkanı Bush, bu yasayı 12 Aralık 2003 tarihinde imzalayarak yürürlülüğe koydu. Yasa gereği Suriye tam olarak abluka altına alınması ve teslimini öngörüyor.
Yasanın asıl amacı ise şu istekte kendini gösteriyor: "Suriye ve Lübnan, kapsamlı ve kalıcı bir barış sağlanabilmesi için birbirlerinden bağımsız ve şartsız olarak İsrail'le ikili görüşmeler başlatmalıdırlar."
Suriye, uluslararası baskı sonucu Lübnan’dan varolan güçlerini geri çekti, ama diğer şartları kabulle yanaşmiyor. Lübnan’dan varolan güçlerini çekmekle birlikte Lübnan'ın eski başbakanı Refik Hariri’yi bomba ile 14 Şubat 2005 tarihinde öldürttü.
Lübnan eski Başbakanlarından Refik Hariri’nin öldürülmesi üzerine ABD harekete geçerek bu cinayete Suriye’yi sorumlu tuttu. BM’i harekete geçirerek 1559 sayılı kararın çıkmasını sağladı. Bu karara göre Suriye Lübnan’daki güçlerini geri çekti.
Refik Hariri cinayeti Suriye yöneticilerinin birbirine girmesine neden oldu. İç katliamlar ve tasviyeler birbirini izledi. Hafiz Esed’ten sonra gelen kişi olarak bilinen Abdülhalim Haddam Fransa’ya sığınarak ancak canını kurtarabildi.
Beşar Esed’le yolları ayrılınca sığındığı Paris’te Esed yönetimi hakkında “bomba“ etkisi değerinde açıklamalarda bulundu. Orada can güvenliğini sağladığı gibi Suriye’de iktidar olma hesabına yattı. Esed hışmında korunmak ve gelecekte Suriye’de iktidar olmak için bu açıklamaları yapmayı uygun gördü.
Haddam, Paris'teki evinden el-Arabiyye tv kanalına yaptığı açıklamada Beşar Esed ve adamlarının Hariri'yi tehdit ettikleri iddiasında bulundu. Böylelikle hem artık düşman ilan ettiği Beşar Esed’en intikam almak, hem de Batı nezdinden can güvenliğinin alınması mesajını verdi.
Suriye yönetimin buna cevabı sert oldu. Haddam’ı vatana ihanet, emperyalizme ve siyonizme hizmet olarak değerlendirilerek Baas Parti üyeliğine son verildi. Eşi ve oğlunun üzerine olan mal varlığına el konuldu.
Aynı akibete kendileride uğradı.
ABD, Suriye’de ki eylemleri şiddetle bastırmaya çalıştıkları için Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esed ve 6 üst düzeydeki yetkili hakkında yaptırım kararı aldı. Maliye Bakanlığı adı geçenlerin Amerikan bankalarındaki hesaplarını dondurdu. Avrupa Birliği'de aynı yönde bir karar aldı. Beşar Esed ve rejimin 9 üst düzey yöneticisine Avrupa’ya seyahat yasağı getirirken, bu kişilerin Avrupa ülkelerindeki banka hesaplarını dondurmayı kararlaştırdı.
AB daha önce de, Baas rejiminin 13 üst düzey yetkiliye seyahat yasağını getirmiş ve yine bu kişilerin Avrupa’daki banka hesapları dondurulmuştu. Kısa süre önce de Suriye’ye silah ambargosu uygulanması kararlaştırılmıştı.
Yaptırımların nedenini ayaklanmalara müdahaleler sırasında gerçekleştirilen insan hakları ihlalleri olduğu gösterildi. Bilindiği gibi son olaylarda 1000 kişinin üzerinde sivil asker ve polis tarafından öldürüldü. Yaralıların ise hadi hesabı yok.
Devam edecek...