bir varmis bir yokmus diyecek degilim.
onu, zaten yapanlar var.
kalemim güclü degil ki, eger olmus olsaydi
ya siir yazmak,yada roman yazmak isterdim.
film cekmek zaten uzak bana,
ama illada saz calmak olsaydi meramim
at kuyrugunu nerden bulaydim.
ama illada resim yapmak tercihim olurdu.
cünkü ,cok söze hacet kalmiyor.
belki de ondandir uzun uzadiya yazamadigim.
olsun ,bu halimden hicte sikayetci degilim.
varsin birileri uzun uzadiya yaza dursun,
ama özde anlasilir olmak biraz da sadelik gerektirmezmi.
cocukluk yillarimda büyüklerim sorarlarlardi bana,
büyüdügünde ne olmak istersin diye.
onlara hep yalan söylerdim,ögretmen,doktor olmak istiyorum derdim.
oysa ben hep resam olmak istemistim.
iki kere ikinin dört ettigini yazdigim saman renkli defterime
karara kalem bir seyler cizerken
cizimlerimde hep hüzün vardi,
gülec yüzlü hic bir cizimim,resmim olmadi.
hal bu olunca,
ahir zaman icinde kahirlanmamin bilincine ulastim.
bir parca kan yeterli dedim.
allaha sükürler olsun ki elimde ne kardes,ne yurtsever kani var.
PKK örgütü,
sokakta,
dağda,diplomaside
biji kürdistan demedigi sürece
ben onlara ahir zaman icinde kahirlanirken(bunu derin ütüntü,aci ve sikinti olarak algilayalim)
düsmanlik degildir.
komusuda gördügüm manzara bu.
hürmetler
Hocam,ilkin sunu belirteyim oldukca hissiyatli biriyim.
oldum olasi duygusal yönüm her zaman agir basar.
HeK bazi yönlerimi törpülesede,
halen bir cok konularda cokta mantikli düsünmedigim asikar.
hani öyle düsünmüs olsaydim
her seye ne haddime demek cokta kolay olurdu.
isin halen neden zoruna kosuyorum onuda anlamis degilim ya
ama en zor sartlarda,en cikilmaz hallerde
mantigi bittigi,yittik düsülen yerlerde bile
su saksiyi calistirmayi hic bilemedim.
ve iyikide calismamis su meret,mantik her zaman dogruyo göstermiyor ki.
hal böyle olunca da yediklerimin haddi hesabimi olur.
kirik -cikik,yara -bere iylesir ama .......o dayanilmaz hafifligi hic bir zaman yok olmaz.
canima minnet ,kalbim halen dinamit kuyusu.
sevgili hocam,lütfen yorumlarima bir anlam yükleme.
icimden geleni yazan ve bazende sasan biriyim.
ama, asla hic bir kürdistani degere bilincli bir sekilde
ne bir kusurum ve ne de bir saygisizligim olur.
bu ne haddime.
hani diyorum mantikli düsünenler birazda ben gibileri anlama cabasi icinde olurlarsa
ikisinin birlestigi ve benimde nefes aldigim,soluklandigim burda
bütünlesmek neden mümkün olmasin ki.
sevgili hocam,kili kirk yararak ufakta olsa bir ip ucu aradigin,aralamaya calistigin
bütünsel gercegimizin güneyinde vuku bulan hadise ile ilgili gelismeleri
bende Révebir arkadasin aktarimlariylan ögreniyorum.
emegine saglik ,daha bilince cikaramadigim bir konu hakkinda yorum yapamam.
bu anlamda cahilligimin bilincindeyim.
ama küzeylen ilgili yorum yapma hakkimda olsun.
düsmanimin dostu dostum diyecekte degilim.
örgüt farkliligi halkta farklilik yaratmazmi?
yaratir elbette.
ustad HeK Al birini vur otekine ; Apo vs Siwan derken
"ikisi de koylulugun temsilcisidir
ikisi de tabiat itibariyle birbirine benzer
kifayetsiz muhteristirler
koylu zevki ile koylu zihniyeti bunlari destekledikce kendilerini bir bok sanirlar
elbette bu bizim ulusun ortalamasinin sonucudur"diyor.
hürmetler
Kalbim dinamit kuyusu
Şafakları;
Taaa şafakları
Nice bir
Yangınları düşer alın çatıma
Gencecik ölüme gitmenin.
Yığılır boşkovanlar, dumanlı
Ve susar mitralyözler kuytularda.
Suskundur,
Karanlıktır,
Kayıtsızdır,
Her namlu.
Beni kurşunlar götürür
Kollarım vurulu
Gözlerim açık.
Şafakları,
Taaa şafakları,
Kınalı tavşanlar suya inmeden,
İlk çığlıklarındayken martılar,
Kamplarda idamcılar
Azgın ve manyak
Tan yerinde kızartılar...
Tan yerinde kızartılar
Hey canım,
Orada,
Sularla
Sınırlarla
Uzaklar uzağında
Ve benim şuncağızımda hemencecik
Göğüs kafesimin altında, solda,
Barajlar, yeşeren çöller,
Katarlar, traktörler,
Yani her vidasynda bin sevda,
Her civatasında bin saygı,
Bin ustalıkla,
İşlenen ve yaratılan dünyaların kımıldanışı
Ve hayatı pırıl pırıl çarktan çıkaranların
Deliksiz uykularından uyanışı..
Kutlu ve saygındır bir daha
Berrak çelik,
Renkli pamuk
Ve sütlü buğday.
Kutludur, saygındır kuşkusuz
Çimentosu ninnilerle karılan
Çeliğine su diye
Öpücükler verilen
Çatılarında köpürmüş güvercin uğultusu
Bahçelerinde güneş sağnaklarıyla
Görkemli çocuk saraylarının
Cana can katan nuru.
Yani, yaratan ve adaletli olan insan gücünün
O her yerde geçerli
Kesenkes haklı onuru.
Kutlu ve saygın olacak elbet...
Beni yiğitler götürür
Katlarına sevda ile varılan
Yiğitler ki,
Dişlerini tükürmüş
Yiğitler ki,
Hayaları burulan.
Yan yana, upuzun, boylu boyunca
Tepeden tırnağa kan
Yiğitler ki,
Her biri bir parça vatan.
Gözlerinde
Bir küfür kasırgası
Ana-avrat
Ah ulan...
........................
Canımda damıttım seni ey zulüm,
Sancısını
İnceden
Kum gibi taşıdığım.
Kasığımda Amerikan kemendi
Bağıra bağıra geceler boyu
Kaskatı kesilip
Kan işediğim.
Beni baskınlar götürür
Gerillanın şah damarı halkıma
Korkunç ve soylu bir tutkudur dayatma
Yalnız bu kadar da değil,
Yarin hayâli gibi üstelik
Nazlıdır,
Usuldur,
İnce,
Bilgedir,
Biz ki, ustasıyız
Vatan sevmenin
Umut, saklımızda ölümsüz bayrak
Kırmızı-kırmızı
Dalga-dalgadır...
Beni gözlerin götürür
Gözlerin, aşkla, acıyla...
Kuşatmışlar sesimi, soluğumu.
Kesilmiş tuz-ekmek payım.
Vurgunum
Ve darda,
Gözaltındayım.
Dal, kor keser penceremde açarsa;
Kuş, vurulur üzerimden uçarsa,
Ve hal böyle böyle,
Yol bu yöndeyken.
Gelir,
Ki, her gelişinde daha da içten
Gelir,
Soluk soluğa benim olursun.
Amansız sarmasında kollarımın
Esrik, çığlık çığlığa
Erir, tükenir vücudun.
.......................
Nicedir,
Kahpe ağzında
Bir salgın,
Bir deprem gibi künyemiz
Nicedir,
Başımıza zından dünyamız
Biz ki, yarınıyız halkın
Umudu, yüzakıyız
Hıncı, namusu...
Şafakları,
Taaa şafakları
Hey canım,
Kalbim, dinamit kuyusu...
.
Ahmed Arif
Örgüt farklılığı,halk farklılığı değildir.