Geçenlerde;Çeçenlerin Parlemento da yaptıkları eylem aklıma geldi.Kullanmadığım bir dil de olsa "erkek adamlar".Bir karar verirler yaparlar ,yanlışta olsa yaparlar.Çünkü bir karar verip uyguluyorlar.Bizimkiler gibi uyuşuk değiller.Çeçenler sözünde durur,Öyle bağımsızlıktan yüksek atlayıp, özel demkratik özerkliğe inmezler.Adamlarda gurur var hani,1-5 çuk miillyon nüfüsa sahipler.Gürcülerin askeri güçü on bin(devletleri var, Ruslara meydan okuyorlar) ,lojstik dahil(şöförü,berberi,aşcısı..).Adamların yapısı bu,yapısı bu .
Türklerin(TC),yaşama yapısının şekilleniş biçimi "kene"ye benzer,toplum veya diğer halklara kendi zorbalığını dayatır ,yapışır ensesine halkların kanı emer de emer.TC nin yapısı kan emici oluyor.Bu değişmeyen yapıyı hümanizimle değiştirmeye çalışıyor ödlekler,bizim ödleklerden söz ediyorum."pışt"dedimi feleği şaşanlardan söz ediyorum."Erdoğan bizim umudu kırdı"diyor Siyasi abi ,üçüncü derce Kurmay.Hani derler ya; Gülermisin,ağlarmısın ,işte o mesele.Erdoğan kimin başbakanı Türklerin.Türklerin yapısı "kene".Kene'den umut bekleyen bizim adımıza kendi kendine konuşan kelle adam.Bak şimdi !Yirimi dört ayar altın değerinde şu cümleye;"Devlet sözünü tutmadı".Ne münasebet,ben öyle saf,yarı sosyal bir cümle kullanırmıyım hiç.Baş komiserlerden sayın D.Kalkan'nın cümlesi.Düşmanın sözü ile dama çıkanlardan o. Kene TC devleti; bizim kelle komiserin sevgisine ihanet etmiş,sözünü tutmamış!Bizim komiseri yedek oyuncu sanmış Bay Erdoğan.Gerçi biz böylece anlamış olduk ,dört-dörtlük görüşmeler oluyor diye.Biz Kürtler verem olduk, artık devlet mevlet istemiyoruz !Bağımsızlık mı ,yakamızı bırakın Allah aşkına böyle yamalı kafalarla elmizde olanıda kayıp ederiz.Şu belediyelik adamda devlet Kurmayı çay ısmarlamaya benzetiyor.Aponun,hikayelerini ne de güzel anlatıyor.Ne TC,Ne Apo,bu hikayenin ne olduğunu bilmiyor,beledye kafalıda,demokratik özerkliğin kuyruğuna yapışmş bırakmıyor,koparacak Dana'nın kuyruğunu.Mucid atıyor,toplyanı bol,yoksa hayal kırıklığına uğrayan yaralı yürek dermiydi"Devlet sözünü tutmadı".Saflar kuyrukta bekleye dursun;Bizim siyasi abilerin yapısına değinelim: TC,vurur,kırar, elindeki ekmeğini alır,"sus, dilini konuşamasın,yoksa keserim"der ve kene gibi yapışır.Bu TC nin yapısı ,şekillenş biçimi idi.Bizim siyasi abilerin hiç biri,Kürt devleti,sınırı,çizgisi demiyor.Ha, Apo'nun altın yumurtası,son dehası"demokratık kırtlama çay"dışında;uzaklarda bir şeyler gözükmüyor.Apo,tık içeri girdi,bağımsızlık korktu ,kaçtı! Siyasi abilerin dili ve beyni tutuldu,hepsi bağımsızlık kelimesini mezara gömdü ve üzerine zıkkım olsun bir ayran içti.Ben çocuktum; yazan,çizen siyasi abiler vardı.Halen yaşamda olanlara, uzun ömürler dilerken, halen yazdıklarını da haber edeyim.İçinde demokrasi,kardeş halk ,devrim, az acılı sosyalizim kelimeleri geçen anıt yazılar, eserler, klasikleşti.Diğer halklara da dağıtmamız bir insanı sorumluluktur.Aramızda kalsın,onlarda,diğer halklarda bizim gibi hergün sömürgecilerin oyuncağı olsun ,kafaları kesilsin diye dağıtalım diyorum.Artık, safmı-akıllımı olacaklar bu onlara kalmış bir şey.Ha, onların siyası abileri bizimkiler gibi ödlek değiller ! Olurmu olur hele biz dağıtalım.Şu ,Gülen ne iş bitirici adam,bizimkilerin gözü içine baka baka Kürt toprağında,Kürt insanı içine girmiş Tırpan sallıyor.,biçip gidiyor.Elindeki blok not,ya da ajanda kitabın doğa üstü bir güçe ait olduğunu savuna savuna biçiyor.Bağımsızlık idealını mezara gömen baş aktör da,"Gülen basittir"diyor.
Sanki elinden gelen bir şey var.Ya da gücü görüpte görmezlikte gelme diyelim biz buna.Belkide "affiyet şeker olsun"demek istiyor.Onun hikayeleri ile kaç siyasi abi acayıplar ülkesinde kayıplara karıştı.bunun adı, science- fiction değil, science- politiktir.Ben on altı-an yedi yaşımdaydım,Türklerde olan sapık bir hastalık bana'da bulaşmıştı:Aha bu kelimenin böyle söylenişini ben buldum veya bir terim yarattım,diye çocuklar gibi sevinirdim.Gerçi o zaman çocuktum.Bu hastalık Yalçın küçük'te ileri bir vakkaya ulaşmış gözüküyor.Onun kardeşine de bulaşmış,Her çarşamba günü"bunu ben söyledim,bunu ben böyle adlandırıyorum"der.Keşke ülkemiz bununla kurtulsaydı,kafamız kesilmeseydi.Belki olur,beledye başkanlarının bildiği bir şey vardır muhakak.Kürdistan ve dilin kurtarmak üzereyiz,"Ez lı vırım,ben burdayım".Hani insanın tepesi atıyor.Niye ordasın lo,diyemiyor insan.Atatürklerden işe koyulacan,TC nin yedisinden yetmişine bir sayacan,ağzına ne gelirse boşaltacan, basacan şarşöre ,diyemiyorsun kekemın."Ez lı vırım"de git lo.
Kürtleri uytmak isteyen falcılar, kendilerini ve ödlekliklerini gizlemek için ne de güzel teori üretiyorlar.Bunlara kalsa ,bu hikayelerle dünyayı bile kurtarabiliriz.Teoriler,ne zaman korkaklığın üstünü kapatma mesleği oldu bilmiyorum amma ,bilim yalancının bohçasını eline verir.O gün gelecek, yiğit Kürt gençleri gelecek, dağıtacak düşmanı ve yalancıları,artık utanmıyacağım.Anlım dik ve açık ,gururlu,"hey gençler anlınızdan öperim"diyeceğim.Diyeceğim,onlar savaşacak ve onlar yönetecek Kürdistanımızı.Düşmana yalvarmayacaklar, düşman yalvaracak o gençlerimize.Korkaklar utanırmı bilmiyorum,ben gururlu yürüyeceğim ,anlım dik yaşlı bir genç gibi atacağım adımlarımı.İşte ben o zaman "ez lı vırım"diyeceğim.