Skip to main content
Submitted by Rojgar Merdoxi on 19 September 2010

Aktüel durumda Güney Kürdistan'da yaşıyan Abdullah Hasanzade o döneme ilişkin tabloyu çizerken şöyle diyor:

Yoldaşlarımız üzerine silahlı direniş farz edildi. Çünkü Irak Kürdistan'ında üzerlerinde büyük bir baskı vardı. Yoldaşlarımızın ülkeye geliş gidişleri ve ülke içinde parti çalışmalarını yapmak gunah sayılıyordu. Çünkü, Şah rejimi İran Kürdlerinin ülke içinde her türlü mücadelesinin yolunu kesmek şartıyla Irak Kürd hareketine destek veriyordu. 1967 yılının baharına geldiği zaman Irak Kürdistan'ından bir çok parti yoldaşımızın güvenliği tehlikeye düşmüştü. Bazılarını tutukladılar ve belli bir dönem hapishanede kaldıktan sonra ölü yada diri olarak İran'a teslim ettiler.“ ( Hasanzade, Niw Sede Tekoşan, sayfa 198)
Hasanzade buna örnek olarak Mele Rehimi Werdi'yi örnek veriyor. Mele Rehimi Werdi ilk önce Güney Kürdistan'da tutuklanıyor daha sonra İran'a teslim etmek için yolla çıkarıldığı zaman İran ve Irak sınırında Tewele'de Xebat güçlerinden Güneyli bir Peşmerge tarafından öldürülüyor.

Bu arada Suleyman Muini ve arkadaşlarıda KDP-DK ile bütünleşiyorlar. Zaten KDP-DK'yi kuran kadrolar baştan itibaren Suleyman Muini'yi saflarına çekmek için girişimlerde bulunuyorlar. Saleh Muhtedi bu konudaya ilişkin olarak :“Kısa bir süre aradan geçmeden KDP-DK'yi kuranlar Suleyman Muini'ye ihtiyaçları olduğunu düşünmeye başladılar.Çünkü Suleyman Muini tecrübeli ve idarede anlayan bir insandı. Aklı örgüt işlerine uygundu ve seviliyordu. Pratikte o bu yapılanmanın başına geçti.“(Dimane, 05.10.2006, Çavpeketin) KDP-DK hazırlıklarını yaparken örgüt içinde bazı yönetici kadrolar kendi başlarına Doğu Kürdistan'a giriş yapıyorlar. Örneğin bunlardan Salar Heyderi ve Senar Mamdi KDP-DK'nin yönetimindeydiler. Yönetimin diğer üylerinin haberi olmadan Doğu Kürdistan'a giriş yapıyorlar.. Bazı faaliyetlerden sonra İran'a teslim oluyorlar. Mele Abdullah Serbazi de DK'nin önemli kadrolarındandı, o da İran'a dönüyor ve teslim oluyor.

Belli bir dönem sonra KDP-DK önderleri Doğu Kürdistan'a giriş yapıyor ve çeşitli bölgelere dağılıyorlar. Amaçları silahlı mücadeleyi hazırlamak için siyasal faaliyetleri yoğunlaştırmaktır, örgüt ilişkilerini kurmaktır.
Fakat İran devleti tarafından ciddi bir şekilde takip edilen bu kadro Abdullah Hasanzade'nin söylemiyle „kendilerini üzerlerine farz edilen“ bir savaş ortamında bulunuyorlar. Mele Aware'nin korktuğu başlarına geliyor. „Cephe gerisi olmayan, teşkilatsız bir silahlı mücadele“ ortamı empoze ediliyor.

Evet Doğu Kürdistan tarihinde 1967-1968 Hareketi olarak bilinen ve 18 ay sürecek olan silahlı çatışmalar başlıyor.
İran devleti düzenli elde ettiği bilgiler ışığı altında havadan ve karadan tüm güçleriyle hala tohum halinde olan KDP-DK'nin Peşmerge birimlerine karşı saldırıya geçiyor.

1967-1968 Hareketinin beyin takımından olan İsmail Şerifzade o dönem Bulgaristan'da bulunan Kerim Hisami'ye gönderdiği bir mektupta kısmen de olsa var olan reel durumun bir tablosunu çiziyor.
Şerifzade şöyle yazıyor: „ Hükümet şiddet ve terörü uyguluyor. Hükümet bir yandan Peşmergelere ekmek vermemeleri için telak üzerine yemin ettiriyor; diğer yandan Amerikavari helikopterlerle arkadaşları takip ediyor. Her tarafta Çaşları oluşturuyor ve pozisyonlarını güçlendirmeye çalışıyor. Sınır boylarındaki üslere yoğun bir şekilde asker aktarıyor. Oluşturduğu her askeri noktaya helikopter yerleştirmeye çalışıyor. Alınan bazı haberlere göre hükümet ilkbaharda bir yandan Kürd dilini ve elbiselerini yasaklayarak yerlerine Fars dili ve pehlewi elbiselerini ikame etmek istiyor, diğer yandan ise Kürd yürtseverlerini tutuklamak ve sürgün etmek istiyor“.(Kerim Hisami, Bireweriyekanim, Bergi seyem, L. 103-104, akt Dr. Serdeşti, Culanewey Çekdaraney Salani 1967-68, sayfa 35)

1967-1968 Hareketine önderlik eden kadrolar harekete dış destek bulmak amacıyla bir dizi çaba içine giriyorlar.. Şah rejimine muhalif olan Tudeh gibi çevrelerle de ilişkiye geçiyorlar. Fakat, gereken desteği sağlamıyorlar. Örneğin İsmail Şerifzade öğrencilik yıllarında tanıdığı Tudeh'in sol kanadındaki kadrolara mektuplar yazıyor ve kendilerinden Tahran'da silahlı eylemlere geçmelerini istiyor.. Fakat, Tudeh'ın sol kanadı ona olumlu cevap vermiyor. Bilindiği Tudeh'in sol kanadı da Şerifzade gibi Mao Zedung'un düşüncelerinden etkilenmiş bir yapılanmaydı.

Saleh Muhtedi Dimane'ye verdiği söyleşide Tahran vb üniversitelerdeki Kürd öğrencileride 1967-1968 hareketine yardımda bulunuduklarını söylüyor. S. Muhtedi hareketi başlatan kadroları hem Tahran'da okudukları zaman ve hemde Güney Kürdistan'da olduğu dönem tanıdığını ve Kürd Öğrenciler Birliği ile Peşmergeler arasında ilişkilerin onun üzerinden kurulduğunu söylüyor.

Ayrıca Muhtedi Tahran'da bulunan Kürd öğrencileri şiir, hikaye ve çeşitli propaganda materiellerini Peşmergelere ulaştıryor. Onlarda gittikleri yerlerde bu dokumentleri halka okuyorlardı diyor.
Buna kendisinin kaleme aldığı „Nan û Fîşek“ ve diğer bir kaç hikayesini örnek olarak veriyor.(Detaylar için Dimane, 05.10.2006, Çavpeketin'e bakınız)

İran devletinin saldırısına uğrayan ilk KDP-DK'ya bağlı Peşmerge birliği Neco Şikak'ın komutasındaki 5 kişiden oluşan gruptu. İran askeri güçleri Çaşlarla birlikte havadan ve karadan bu grubu kuşatıyor. 18 Mart 1967 tarihinde Salmas mıntıkasında yapılan bu çatışmada Neco ve arkadaşları bir kaç askeri öldürdükten sonra şehid düşüyorlar.

Kısa bir süre sonra Mela Mahmudi Zengene komutasındaki birlik İran askeri tarafında Mehabad yakınlarında kuşatılıyor. Mele Mahmud şehid düşüyor, arkadaşları yaralı olarak esir düşüyorlar.

İsmail Şerifzade'nin komutasınaki bir grup KDP-DK Peşmergeleri Doğu Kürdistan'daki Bane şehrinin yakınlarında faaliyet yürütükleri bir esnada, İran'ın KDP-DK'nin içine yerleştirdiği Kwexa Şerif adlı bir hain, İsmail Şerifzade'yi yaralıyor ve İran birliklerine sığınıyor. Kwexa Şerif'in İran askerlerine verdiği bilgiler ışığında Şerifzade ve arkadaşları dört bir yandan kuşatılıyor. 18 Mart 1968 tarihinde 6 saat süren bir çatışma sonucu, İsmail Şerifzade, Mirza Mehemed Şadumani, Huseyin Rahmanirabi ve Ali Abdullah şehid ediliyorlar. İsmail Şerifzade ve arkadaşları dillere destan bir direniş sergiliyorlar.

Devam edecek

[email protected]

Rojgar Merdoxi

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.