: 13.08.2010 13:36:19
--------------------------------------------------------------------------------
BIR REFERANDUM,CAMI VE KILISE ARASINDA SIKISAN VICDAN....
Turkiyede bilindigi gibi 12 eylulde bir anayasa referandumu var. Söz konusu referandumda Kurdler cami ve kilise arasinda be namaz bir posizyonda suruklenirken kendi gercekliklerinden cok dayatilanlar arasinda git-geller yasiyorlar. Turkiye cumhuriyeti anayasa´si bir "degisim" nedeniyle kendi ic guclerinin bir cok catismasini aciga cikartirken söz konusu degisim ve ic catismalarda T.C nin kendi ic sorunlari olarak algilanmalidir.
Anayasanin reddi veya kabulu Kurd cephesine hic bir kazanim sunmayacagi gibi Kurdlerin bunun tastik unsuru olmasi,veya karsiti gibi durmasida hic ahlaki degildir. Ne mevcut ne 12 eylul nede referanduma tasinan anayasada Kurdlere yönelik hic ama hic bir sey yoktur. Olmadigi gibi taraflar Kurd-Kurdistan konusunda mutabiklar.
Uniter-ulus devlet eksenini temel alan hic bir anayasa veya yaklasim Kurd-Kurdistan sorununda cözum unsuru olmayacagi gibi tam tersine Kurd-Kurdistan sorununda inkarci, asimilasyoncu, katliamci ve sömurgeci politikanin devaminda savunucu ve uygulayici unsurlar oldugu gercegini bizlere hatirlatirlar.
Statukonun devamini savunan her yaklasim devleti aliyenin bakiyesi icin hizmetkardir gercegi bilinerek statukonun devaminda taraf olmak veya söz konusu seye su tasimak Kurd yaklasimi veya Kurd siyaseti olamaz. Bu referandum surecinde Kurdlerin taraf olmasi dusunulemeyecegi gibi karsi olmasida dusunulemez. Söz konusu Referandum Turkiye cumhuriyeti devletinin anayasa referandumudur. Bu anayasa Kurdun ulus olma kaynakli butun haklarini red ederken Kurdun bir ulus olma gercegini de inkar ediyor. Varlik nedenini Kurdun inkari ve imhasi uzerine kuran bir devletin anayasa referandumunda Kurdun taraf veya karsi olmasini birakin bu tartismalarda bulunmasi bile kendi inkari ve imhasina mesruiyet kazandirma egilimi olarak okunacaktir.
BDP ekseni söz konusu refarandumda boykot gibi bir egilim icerisine girerken her zamanki gibi dik durma yerine iki cami arasinda bey namaz bir yaklasim icerisine girmis bir hal izliyor. Anayasanin meclis hazirlik döneminde bir iki maddenin meclisten gecmesi icin oy kullanan BTP bugun boykot gibi bir yaklasima yatarken inandirici olamiyor. Olamiyor cunku ne eskisi ne mevcudu ne de referanduma gideni inkar ve imhadan zerre kadar uzak degillerken böyle bir yasanin yapicisi sifatiyla bir yandan oy kullan bir yandan boykot cagrisi yap bir diger yandanda Kurdlerin temsilcisiyim de bunlar dogru durmuyor. Bu kadar tezat sey ard arda siralanarak siyaset yapilmayacagi gibi ulusal temsilde yapilmaz. BDP nin durusu bir Kurd durusu olmaktan cok statukonun kendi ic kavgasinda bir taraf gibi görunuyor, algilaniyor.
Kurd-Kurdistan sorununu cözme veya cözum yollarini tartismaya acmayi, Kurdun kendi göruslerini özgurce deklare etmesini yasaklayan, varlik nedenini Kurdun inkar ve imhasina dayandiran hic bir referandumda Kurdler tastik veya red memuru olmamalidirlar. Olanlarin da Kurdun temsilinden cok statukonun temsilcileri oldugu gercegi unutulmamalidir.
Kurdun temsilinden yola cikip cami ve kilise arasinda sikisip be namaz ve be vicdan kalmak Kurd siyaseti olmamalidir.
HASAN DOGAN