Katliam Provalari devrede
Cemsit Aliki
Hatay`in Dörtyol ve Bursa`nin Inegöl ilçelerinde ellerinde Bayraklarla sokaklara dökülen Fasit Türk çeteleri, Polis ve Asker denetiminde Kürtlere saldirdilar. Daha önce aynisini yine Kürt`lere, Ermeni`lere ve Rumlara yapmislardi.
Bu politika ile bir tasla iki kus vurma misali; hem bölgeyi Türk olmayanlardan temizlemek, hemde mallarina el konmak.
Bu yöntem çapulcularin genel politikasidir. Çapulla geçinen halklar, bu yöntemi karisiklik dönemlerde her zaman uygulamislardir. Bundan 3 yil önce yazdigim bir yazida TC Türkiye`deki Kürtlere karsi katliamlara girismek için deneme provalari yapiyor demistim.
Eninde sonunda Türkiye devleti Kürtlerle son bir hesaplamaya girisecektir. Bu defa ne kadar basarili olacagi süpheli, çünkü Kürt halki 1920`lerin Kürt halki degildir. Ancak buna ragmen toplu bazi katliamlari devreye sokacaktir. Devlet kendi Polis ve askeriyle bas edemedigi bir ulusa karsi, kendi (Türk) halkinindan yardim isteyecektir. Bunu dolayli yolardan yaparak, uluslararasi alanda bas sorumluluktan kendini kurtarmak amacindadir. Bunuda provokasyonlarla, fasist milliyetçi propogandalarla gerçeklestirecektir.
Son Olaylar birazda Ergenekon ve Balyoz davasiyla ayni döneme denk gelmeside PKK ve Genelkurmay iliskileri üzerindeki süpheleri dahada artiriyor. Bunu firsat bilen Fasist Türk Sömürgeci sistemi kendi iktidarini yeniden pekistirmek istiyor. Ama temelin (TC`nin) taslari bir kere yerinden oynadi ve onu tamir etmek öyle kolay degil.
Kürtlerin görevi Islamci`larla Kemalist`lerin arasindaki çeliskilerden yaralanip Kürdistani özgürlügüne kavusturacak bir politika yerine, bazi Kürt aydinlari BDP vasitasiyla isbirlikçi PKK`nin kuyruguna takilip devlete rahat nefes aldiracak ve varolan kaostan kurtaracak bir politika izlemeleri, Kürt`lere va Kürdistan`a yapilacak büyük bir haksizliktir.
Fasist ve irkçi Kemalist iktidar 1923- 40 yillarda Katlettigi Kürt`lerin disinda kalanlari asimille etmek ve Kürdistani insanlastirmak için yüzbinlercesini Türkiye`nin iç taraflarina sürdü. Yolda ölmeyipte kalanlarda aç ve yoksulluk içinde süründüler. 60`lardan sonra Kapitalismin sömürüsüne kapilip is bulmak için sehirlere göç eden Kürt`lere, 1980`den Sonra devlet terörü yüzünden milyonlara varan Kürt kitlesi büyük sehirlere basta Istanbul Mersin, Ege ve her tarafa yayildilar.
Simdi PKK`ya öfke maskesi altinda, buralara yerlesen Kürtleri yeniden Katletmek veya kovmak girisimleri devlet tarafinda çerçevesi çizilmis bir programla adim adim uygulaniyor. Dörtyol ve Inegöl yalnizca bir baslangiçtir. Devlet Fasizmiyle Sokak Fasizminin bir provasi niteligindedir. Bir yerden etesleyip sonra her tarafa yaymak istiyorlar. Apo ve PKK bunun birer piyonudurlar. Yani atesi piyonlar yakar, Sokak Fasistleride devletin Askeri, Polisi kurumasi altinda katliamlara girisir. 1980 öncesi Maras, çorum baska birçok yerde devletin denetimi altinda bunu uyguladilar.
Bu sebeplerden ötürü Kürt halkinin her yerde kendi savunmak için silahlanmasi gerekir. Türk`ün bahti yoktur derler. Selçuklulardan Osmanlilara ve TC döneminde Kürtlerin nasil aldatildiklari Türk yöneticilerinin kiliktan kiliga girdikleri ve sonunda Kürtlere veriler edilen hiç bir vaadin yerine getirilmedigini görürüz. Katliam yapmak, insan öldürmek onlarin suyunda var, çünkü zevk bundan aliyorlar.
Sonuç olarak Kürt halkinin kendini koruma metotlari gelistirmesi ve uluslararasi alanda Katliamlara karsi duyarli olunmasi için çesitli diplomatik girisimlerin canli tutulmasi gerekir.
Cemsit Aliki
30.07.2010