Skip to main content

BEKAA'da VAHŞET

 Orada açlık vardı. Aç kalmanın ne olduğunu ve insanlar üzerinde nasıl etkiler yaratacağına, oradatanık oldum. Yalnız açlık mı? Düşünmenin, sevinmenin,gülmenin, duygulanmanın, öksürmenin, hastalanmanın, özlemenin, şımarmanın, birisiyle baş başa konuşmanın, yorulmanın, uykusuzumdemenin ve hertürlü insan sevgisinin yasak olduğu bir cehennem... Cenhennem kelimesi bile yetmez. Binlerce derece sıcaklıktaki cehennem ateşine, insan vucuduancak saniyeler hesabıyla dayanabilir ve bütün acılar bitmiş olur. O cehennemin acıları çokfarklıydı. İnsanı insanlıktan çıkarmaya ve kendine yabanlaştırmaya, arkadaşının kanını içecek ve etini yiyecek derecede dönüşüme uğratabilecek, türden uygulamaların olduğu, cehennemden de öte bir yerdi. Bir çok arkadaş Bekaa'da olup bitenlere değindi. Bende biraz değindim. Sadece kabul etmediğim husus şu; sanki yanlış uygulama ve taktiklerden kaynaklanıyormuş ve düzeltilmesi önerisinde bulunularak, vazgeçilmesi isteniyor. Bu doğru değil. Yapılanlar bilinerek ve sonuçlarıda hesaplanarak yapılıyor. Karşıdaki hata ya da suç işlediğini kabul etme bir yana, görevini yerine getirmenin grurunu yaşıyor. Orada Kürt gerçekliğini yok etmenin deneyleri yapıldı. (Aynı durum şimdi Kandil'de yapılıyor.) Orada kaldığım sekiz aylık (Kasım 1986-Temmuz 1987) süre içinde, gördüğüm, yaşadığım ve etkilendiğim olayları açmaya çalişacağım. Orada yaşadığım her anın, kürtlere hançer gibi saplandığını gördüm. Ama bir kişi hariç, hiç kimseyle düşüncelerimi paylaşamadım. Somut örneklerle açıklamak istiyorum. Gerilla nedir?  Dilimizdeki  anlamı peşmerge olan bu kelime ulusal bir nitelik taşıdığı için, bilinçli kullanılmadı. Öyle ya kürtlere ait hiç birşey olmamalı! Neyse,  gerilla yada peştmerge; öncü silahlı savaşçıdır. Burada esas olan güçtür, donanımdır, taktiktir ve hızlılıktır. Savaşçı adayları bu esaslar üzerinde eğitilmelidir. Düşman, T. C, ve ya  diğer sömürgeci güçler; kendi askerlerini nasıl eğitiyorlar? İşte  duyuldu, Bolu'da, Kayseri'de ve değişik alanlarda, komando eğitimleri yapılıyor, Öncelikle teknik ve taktik eğitimlerle  birlikte, beslenmede esas alınarak fiziki olarak gelişmeleri ve güçlenmeleride sağlanıyor. Peşinede 'bir türk cihana bedeldir' gibi şövenist, ırkçı ve faşist düşüncelerle motife edildikten sonra, hedef vedüşman kürtlerdir, ileri talimatı veriliyor. Bu sadece komandolarla da sınırlı değil, Polisi, jandarması ve özel timleride benzer eğitimlerden geçiyor. Peki, Bekaa'daki kamp, savaşçı adaylarını nasıl eğitiyordu? Hazırlanmış düşman askerlerine karşı, onları yeterince hazırlayabiliyormuydu? Acı gerçek burada! Asla ve asla böyle bir hazırlama hiç bir dönem olmadı. Gösterilen silahları ve kullanımlarını her kürt babasının evinde görmüştü.  Birileri çatlasada bu bizim ulusal özelliğimiz. G. D ve K. Kürdistan'daki PKK'nin silahlı güçleri daha çok kendi imkanlarıyla askeri alanlarda yetkinleştiler. Bu ayrı bir konu. Konumuz Bekaa. Gerilla, eğer gücü temsil ediyorsa ve direkt düşman güçlerle karşı karşıya gelme göreviyle  yükümlüyse, fiziki olarak güçlü olması gerekiyor. Fiziki olarak savaşçıyı güçlendirmenin esası, O'nu beslemekten geçer. Açıkçası PKK 'nin parası kimsenin babasının ya da anasının cebinden çıkmıyordu . Parada kürtlerindir, savaşçılarda onların çocuklarıdır. Kürt halkı emeğini, parasını ve gençlerini Kürdistan davası için veriyor. Bekaa'da insanlar bilinçli olarak aç bırakılıyordu. Vucudun fiziki olarak gelişmesi için, gerekli beslenme yapılmıyordu. Yapılan sabah sporlarıda yararsız oluyordu. Çoğu yirmili yaşlarında olan savaşçıların kaslarının gelişmesi gerekirken, zayıf ve çelimsiz bir duruma düşürülüyorlardı. Bu şekilde savaşa gönderiliyordu. Tarihimiz ve ulasal kültürümüzle ilgili hiç eğitim yapılmazken, türk boylarının kahramanlığından bahsediliyordu. 87 bahar çözümlemelerinde aynen şöyle  diyordu, A. Öcalan; 'siz bu halinizlemi, bir yıl içinde Malazgirt'en ege kıyılarına varan türk boylarına karşı savaşacaksınız' diyerek, gerekli 'motive'yide sağlamış oluyordu!!! Oysa halkımızın yardımları esasta savaş içindi. Cemil Esat'ın 17 yaşındaki oğluna 157 bin DM'ye hediyelik BMW alan, A. Öcalan direkt denetiminde bulunan, sayısı 70-80 dolayında olan savaşçı adaylarını neden aç bırakıyordu? Neyin intikamını alıyor ve neyin hesabını sorarak şizofrenik ruh halini tatmin ediyordu. Daha geçen haftaki avukat görüşmelerinde; Tütkiye Cumhuriyeti'nin gidişatının kötüolduğunu belirterek, 'sorunu ben çözerim' diyor. Samimi mi? Bana göre çok samimi. Genel Kurmay Başkanın Türk halkı yerine, 'Türkiye halkı' demesini bir devrim gibi selamlıyor ve kendi düşüncesinin onaylandığını gururla belirtiyor. Yani numaradan kürtlerin varlığından bahset, amacını gizli tut ki, başarılı olalım uyarısında bulunuyor. Doğu Perinçek ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun kendisi kadar türk çıkarlarına hizmet edemediğini belirterek, tarihten örnekler veriyor. Kürtlerle en iyi ilişkilerin Alparslan, Yavuz ve M. Kemal döneminde olduğunu söylüyor. 'Siz Türk Türk Türk Türk derseniz, Türküde tecrit etmiş  olursunuz siz hep bunu derseniz, türkünde anlamını boşaltmış olursunuz. Ben yedi bin yıllık türk tarihini iyi çözümlemişim.'  Bunu ne anlamda söylüyor? Aslında bu sözleri Erbakan'dan etkilenerek söylüyor. Yıllar önce Erbakan, Bingöl'de halka açık konuşmasında; 'sen ne mutlu türküm dersen, diğeride ne mutlu kürdüm diğecek, hepimiz müslümanız' demişti. Yani açık değilde sinsi bir milliyetçilikten bahsediliyor ve bunun türk çıkarlarına daha uygun olduğu belirtilmek isteniyor. Alparlan Yavuz ve M. Kemal örnekleride bunun için veriliyor. Alparslan, 1071 yani Malazgirt savaşı; savaşın amacı türk boylarına andolu kapısını açmak, savaşın adı, müslüman-hırıstiyan savaşı. Savaşın amacı değil adı ön plana çıkarılıyor. Bu anlamda müslaman olan Kürtlerden, Farslardan ve Araplardan on binlere varan savaşçı gücü ve desteği alınıyor. Ve Bizans yeniliyor, Türklerede Anadolu kapısı açılmış oluyor.  Bu savaşta Farslarda karlı çıkarak göçebe türk boylarından kurtulmuş oldular. Kürtler ve Araplar ise, tarihlerinde en büyük hatayı yapmış oldular. Anadolu'ya yerleşen türk boyları güçlenip imparatorluk kurduktan sonra, tekrar Kürt ve Arap halklarına yöneldiler. Yavuz, 1512-1514 Mercidabık ve Ridaniye seferi; Balkanlara açılırken Bektaşiliği resmi din olarak çıkarlarına uygun gören Osmanlılar, Kürdistan ve Arab halklarına seferler için hazırlanınca, bu kez sunnlikte karar verirler. Bunun mimari Yavuz Sultan Selim'dir. Amacıdoğuda da imparatorluğun sınırlarını genişletmek, adı ise Sunni islami savunma ve güçlendirme. Mısır seferine giderken 600.000 alevi Kürt Maraş ve Malatya'da kadledilir. (Resmi Türk Tarihinde Kızılbaş Ayaklanmaları olarak geçer.) Artık  Ortadoğuda savaşın adı; sünni islamı koruma ve güçlendirmedir. Şii olan İran ve Şah İsmail' lede savaş gerekçesi çıkmış oluyordu. Zamanla halifeliğide ele geçirdiler, kendi milli çıkarları için Cumhuriyet dönemine kadar kullandılar. Artık yararlı olmayacağını fark ettiklerinde vazgeçtiler. Kemalizimde karar verdiler. M. Kemal, Osmanlı İmpartorluğu batıdaki gelişmelere ayak uyduramadı çağ dışı kaldı, miadı dolmuştu. 'hasta adam' dı. Batıdaki gelişmelerden etkilenen Balkan halkları ve  ortadoğu halklarının direnişiyle çöktü . Her ne kadar A. Öcalan buna İngiliz (ulus-devlet) oyunu desede, bu halkların haklı mücadelesiydi. Neden Suriye'deyken, Suriye Devletininde Bir Fransız oyunu olduğunu söyleyemedi! Kapitalizmin ve Realsosyalizmin Dünya'yı felakete götürdüğünü belirtip, tek gerçek çözümün insanlık için Kemalizim olduğu, bu Kemalizmide en iyi kendisinin temsil ettiğini ve  türklüğün geleceği ve saadetinin tek garantisi olduğunu vurguluyor. A. Öcalan samimi mi, dersiniz? Evet sonuna kadar samimi, yaptıkları bunun kanıtıdır. Özelliklede kürt gerçekliğini, türklüğün geleceği için, her alanda bir harç olarak işlemek istiyor. Devlete beni anlayın uyarılarıda budur.  Mustafa Kemal'de türklük aşkına ve çıkarına artık bir faydası olmayacağını, anladığı   islamiyete çizgi çekti. Kendisi ve mensubu olduğu İttahat ve Terakicilerle sonuna kadar sadık oldukları İmparatorluğun artık yaşayamayacağını anlamışlardı. Hiç olmazsa bunun enkazında bir devlet kurma çabasına girdiler. Amaçları imparatorluğa göre küçükte olsa bir devlet. Alparslan'dan ve Yavuz'dan örnek alarak, amacı ve adı ayırdılar. Yine  ad, amaç için kullanılacaktı. Herkes kurtulmuş Kürtler ve Ermeniler kalmıştı. Ermeniler Osmanlının son yıllarında İttahat ve Terakinin planlı uygulamalarıyla soy kırımına  uğratılınca, amaçları için kürtler kalmıştı. M. Kemal T.C'nin temellerini Kürdistan'da attı. Kürt ağalarının, dedelerinin ve şeyğlerinin elini öptü önlerinde eğildi. Savaşın amacını gizledi ve adını koydu; türkler ve kürtler için bir vatan ve devlet dedi. Anti emperyalist oldu, Boşeviklerdende yardım, aldı.  Cumhuriyetini kuruncada, amacini açıkladı. 'Ne mutlu türküm diyene, bir türk cihana bedeldir.' Sonrası yıllara yayılan ve günümüze kadar devam eden, zamana yayılmış soy kırımı, Abdullahında düşünce ve planlarıyla günümüzde nasıl devam ettirileceği, hesapları. Tabiki buna karşıda geşmiş ve gelecekteki ulusal tepkimiz,gücümüz.    Not: Bekaa'yla ilgili yazımı Haziranda yazmayı planlamıştım. A. Öcalan'ın Türklük  aşkından dolayı, Alparslan'a, Yavuz'a ve M. Kemal'e olan tutkularından dolayı, ( yeni bir durum değil,kökü Ergenekon vadisine kadar gider,aşk orda başlıyor)tam kontrolünde olan bir alanda (Bekaa'da) kürtlerden nasıl intikam alındığını yaşanmış örneklerle açıklayacağım. İnsanları açlıkla yıldırma en başta vereceğim örnektir. Son Avukat görüşmesinden dolayı, yazımın giriş bölümünü yazmayı uygunbuldum.  Dünya'yı Kemalizm'le 'cennet' yapacağını iddia eden, Bu ruh hastası ajan-provakatör, neden Bekaa'yı kürtlere cehennemden de öte bir yer yaptı. Gerek genel ve gereksede kişilere yapılan özel uygulamaları açıklayacağım.                                                                        devam edecek   19.04.09                      [email protected]

Anonym (not verified)

Fri, 2009-05-22 01:14

satilmis kackin salih aras senin anlatigin dönemlerde PKK.nin ne kadar parasi vardi yada orada dev market vardida parti senin karnina düskün bir asagilik icin aliveris yapmiyordu senin bu yazinda ne mal oldugun zaten bellidir senin ackaldigi dedigin dev gerllalar bugün tc.yi dize getirmis sen halen tc.ye köpeklik yapiyorsun satilmis kackinlar kürt halki sizleri biliyor artik istediginiz kadar iftira edin bu halk uyandi sen ve senin gibi selim cürümüs hic unutmayin türklerin söyle bir deyimi vardir it ürür kervan yürür misali istediginiz kadar havlayin artik para etmez kürtler eski kürtler deyil binlerce üniversiteli genc yetismis ancak siz kendinizi ve sizin gibi olanlari inandirabilirsiniz Kürdistandaki secimlerde hersey belli oldu

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.