Sayin Paloyê(Suwarî/Subartu üzerine)
Suwari ve Subartu kavramlarının dönüşümü olanak dahilindedir... Kürdler tarih boyunca atlara aşık olmuş ve onlara büyük deĝer biçen bir halk olmuştur... Zaten suwarî kelimeside yanılmıyorsam Kürdçedeki „siyarbûn“ dan türetilmiştir... Subar kelimesi „Su“ ve „bar“ dan oluşmuştur.... Söz konusu olan devlet „Su“ yada „Sui“ler olarak bilinmesine raĝmen Sumerler yazıtlarına „Subarî“ „Subir“ olarak geçirdiler... „Bar“ kelimesi „dışarı“ anlamına, „bir“ kelimesi „cennet“ anlamındadır... Birincisi Sumerlerin sınırlarının dışında kalan, „Subari“ ve diĝeri ise „Sui“lerin cenneti anlamına geliyor..Ve bu devlet „Subari“ yada „Subartu“ olarak tarihe geçti.Biraz yukarıda Kürdlerin atlara ilişkin sevdasına deĝinmiştim.... Bu sevda veya aşk tarihsel ve derin bir geçmişe sahiptir.. Bir kaç ay önce ben Güney Kürdistan’daydım.... Bazı dostların orada ilgilendikleri esasta „Arap Atları“ olan bir at çiftliĝi vardı... Atları görmek için Doĝu Kürdistan’ın Kirmanşah şehrinden, Meriwan’dan ve Güney Kürdistan’ın Hewraman bölgesinden Suwariler gelmişlerdi.. Bizim Kürd Suwariler „Arap atlarını“ görünce sinirlenmeye başladılar.. Hep bir aĝızdan „niçin bu atları besliyoruz? 22 Arap devleti ve dostları zaten bu atları dünyaya empoze ediyorlar“ dediler.. Ksenefondan Herodot’dan Kürdistan atlarına ilişkin alıntılar vermeye başladılar. Kürdlerin, soyları tükenmekle karşı karşıya kalan „Kürd Atlarını“ koruma altına almasından ve bunun için maddi imkanlarını seferber etsinden söz ettiler.... Ben Meriwan ve Kirmanşah Suwarilerinin bu ulusal bilinçle dolu tutumları görünce hiç ses çıkarmadan sevincimden uçuyordum.. O zaman kendi kendime „Arap atları“ denilen olaya da bir soru işaretini koydum.. Çünkü bizden çalınmamış ve başkalarının sahiplenmediĝi az deĝer var...Ama, gelen Suwarilerin tutumu ulusal bir duruşa dayanıyordu..... Biz Kürdlerin en basitinden en karmaşalıĝa kadar bize ait olanları, kaybolan ve çalınan deĝerlerimizi derlemesi, toparlaması bizi yeniden tarih sahnesine çıkarır..Kirmanşah atları tarihsel belgelere göre M.Ö çok meşhurdular... Meriwan atlarıysa bir başka destan.. „12 Suwarîyên Meriwanin“(Meriwanlı 12 Suwari“ Pers Ordularını darmadaĝan eden kahramanlıkları bugün ülkemizin Özgür Parçasında okullarda öĝretiliyor..Sayin Paloyi,Kuzey Kürdistan’da da durum bundan farklı deĝildir.. Bizim bazı bölgelerimizde at sürmesini bilmeyenleri ve hâtâ at çalmayan erkeklere kimse adamdan saymaz ve kız vermezdi.Kürdistan’m gezen ve şimdi ismini hatırlamadıĝım bir Avrupalı yazar „Eĝer Avrupalılar Kürdleri görseydi, hepsini şövalye sanırdı“ manasında bir belirlemede bulunuyor.. Bu tespit doĝrudur. Kürdler gerçekten şovalye bir toplumdur.. Kürdlerde kadınların ata binmesine karşı hiç bir ön yargı yoktu.. Düĝün yapılırken kadının atla getirilmesi olayı kendi başına bir olaydır..Bunların hepsinin dayandıĝı tarihsel bir geçmiş ve miras var..Babiller Medlerden yonca bitkisinin ekimini öĝrendiler ve ona „Alafî Hespî Medî“ diyorlardı..(1) Nêsa Padişahlarının soylu atları Med ülkesinde yetişiyorlardı.. „Med atları eski çaĝlarda çok meşhurdu“ (age) Irani dilleri konusunda uzman olanlar uzun süre „bu dilin yaygınlaşmasını atların eĝitimiyle“ açıklama çalıştılar... Biliniyor ki Irani dedikleri ve atlarla en bütünleşen topluluk Medlerdi.. Asuriler her Medlere saldırdıkları her zaman Med atlarını talan ederlerdi yaba harac olarak atları alırlardı.. „M. Ö Kirmanşah ve Mah bölgeleri en iyi at terbiye edilen alanlardı(2)Medler atlara ilişkin bir özgünlüĝü vardı... „ata binmek ve at sırtında ok atmak Medlerin bir başka özeliĝiydi.... Bu atlara binme olayı ve arkaya doĝru (Qiqac)ok atma konusunda uzmandılar“(age) Med çocukları çok küçük yaşlarda ata binmeyi öĝreniyorlardı. Bunu iki aşamaya dayalı olarak yapıyorlardı.. Birinci devre 7 yaşına kadardı.... Bu aşamada çocuklar ata binme sanatını, ok atma ve at üstünte savaşmayi öĝreniyorlardı.. Ikinci aşamada 7 ve 11 yılları arasındaydı.. Bu aşamada ise sorumluluĝa dayalı yapılması gereken şeyler üzerine durmaya çalışıyorlardı..Bazı tarihçiler, bu eĝitimlerin DÎYAKO döneminde aile ve aşiret çerçevesinde olduĝunu ve daha sonra genel eĝitim alanlarında yürütüldüĝü yönünde düşünceye sahipler..Tabii ki burada Zerdeşt peygamberin atlara ilişkin tutumuda önemli bir rol oynuyor..Sadece Medler döneminde deĝil daha eskilerde Mittaniler ve Hurriler döneminde de atlara büyük deĝer verilmiştir ve atlar ehlileştirilmiştir... Aso Zagrosi arkadaşın türkçeye çevirdiĝi Dr. Cemal Reşid’in Kerkük üzerine olan makalesinde , yazar Kürd ve Mittani ilişkilerini/akrabalıklarını dilsel olarak ortaya koymak için Mittanilerin belgelerine başvuruyor.. Bugün elimizdeki belgelerden Mittanilerin 12 devre ile atları eĝitiklerini biliyoruz.. Bu devreler „Yek“, „Du“, „Tre“ diye sayılıyor..Sonuç olarak „Subartu“ kelimesi başka bir kaynaĝa ve kökene dayanmasına raĝmen, Kürdler at sevdasından dolayı pekala bu kelimeyi kürdçeleştirmiş olabilirler yada istedikleri anlamı yüklemiş olabilirler..Bazen bir şeye uymayan ve başka bir anlam ifade eden bir kelimeye farklı bir anlam yükleyebiliyoruz.. Örnek: Fransızlar Demiryoluna „chemin de fer“ diyorlar.. Bizim Güney Kürdleri bu kelimeyi „Tren“ anlamında kullaniyorlar.. Bunun tarihçesi 100 yıldan fazladır. Hoşça kalınSaygılarımlaKamuran(1) Heme .S Mirza, Kürdler ve Talan edilen Tarihleri, 284(2) Hurmuzi Bigleri, Zagros Halkları, sayfa 146