Yakında Ermenice haber yayını da başlayacak. Sessizlerin Umudu sloganını benimseyen kanalın gayri resmi sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni.Yalçın Özdemir, alevi geleneğin içinde yetişti, 12 Eylül'de Mamak cezaevinde geçirdiği yılların ardından yerel yönetimlere coğrafi bilgi sistemlerini kurdu, dergiler çıkardı, fuarlar düzenledi. Bir süre ANAP'da politika yapan Özdemir, bugün Ak Parti'nin Çankaya Belediye Meclisi üyesi fakat partili olmadığını söylüyor. Alevilerin derin devlet operasyonlarında manipüle edildiğini, irtica fobisi tarafından rehin alındığını düşünüyor. Alevilerin özgürleşmesi için Kemalizmle yüzleşmesi gerektiğine inanıyor.
-Su TV'nin diğer Alevi kanallarından farkı ne?
-Su tv beş yıl önce kurulmuş, Türk halk müziği ağırlıklı Anadolu ezgilerinin ve nefeslerinin yer aldığı ve bunları büyükçe bir alevi kitlesi ile paylaştığı bir altlık oluşturmuş. Biz bunun üzerine coğrafyamızdaki yeni dönüşümle beraber Su tv'yi çok kültürlü yeni bir kanal haline getirmeye çalışıyoruz. Konsept olarak ikinci temamız da su, çevre, ekoloji ve küresel ısınma.
-Cem Tv, Dem tv, yol tv ve su tv... Şu anda yayın yapmakta olan dört alevi kanalından en fazla izlenen hangisi?
-Bunlardan en fazla izlenilir olan Su tv. Bunun sebebi Su tv muhalif bir çizgiyi benimsemiş hep. İlk çıktığı dönemlerde Kürtçe müzik klibi de yayınlamış.
-En çok izlenen kanal olduğunuzu nereden biliyorsunuz?
-Bir marketing kurdum Su tv bünyesinde. Cep telefonundan ev eşyalarına kadar doğrudan satış yapıyoruz. Aldığımız siparişlerden Alevi olmayan toplulukların da bizi izlediğini anlıyoruz. Ayrıca internet üzerinden yapılan araştırmalar var. Yayın saati kiralama yoluna giden başka doğrudan satış firmalarından edindiğimiz bilgiler de Su tv'nin daha fazla izlenilir olduğunu gösteriyor.
-Siz genel yayın yönetmeni görünmekle beraber kanalın ortaklarından biri misiniz?
-Burası bir aile şirketidir. Benim resmi olarak görevim sadece genel yayın yönetmenliğidir. Gazetecilik yapmak, özellikle alevi açılımı ve demokratik açılım gibi konularla ilgili daha özgür davranabilmek, daha bağımsız sorgular ve yargılarda bulunabilmek için hissedar olmadım
-Sizin Ak Parti Çankaya belediye meclisi üyesi olmanız dolayısıyla Su TV'nin el değiştirmesi bir Ak Parti operasyonu olarak değerlendirildi. Nedir bu işin aslı?
-Kamuoyunda böyle bir algı var. Ama Ak Parti'nin Alevi açılımı ile Su tv arasında en ufak bir bağlantı yok. Biz Su tv'yi kendi olanaklarımızla ayakta tutmaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Reklam, sponsorluk, klip, doğrudan satış, marketing gibi gelirlerle Su tv'yi finanse etmeye çalışıyoruz. Başka işlerimiz de var. Ben yerel yönetimlerin coğrafi bilgi sistemlerini kurarım yıllardır.
-Nasıl bir iş bu?
-Bir kentte yaşanan ada, pafta, parsel bazındaki tüm kentsel bilgilerin, bina, arazi, arsa olmak üzere bağımsız bölüm bilgilerinin ve o kentte yaşayan yurttaşların tüm bilgilerinin yer aldığı bir ortamdır kent bilgi sistemi. Dolayısıyla coğrafi bilgi sistemi uygulayan belediyeler sahadaki en ufak bir kaçağı çok kısa zamanda bulur, takip ederler.
-Sizin asıl mesleğiniz nedir?
-Ben iktisatçıyım. Rahmetli Turgut Özal'ın başta olduğu, Türkiye'de bir dönüşüm sürecinin başlangıç yıllarında yerel yönetimler cazibe alanlarından biri haline gelmişti. Yerel demokrasi kültürünü geliştirecek, yerel yöneticilerin ve o alanda yaşayan bireylerin kentlerle ilgili bilgi alabilecekleri Yerel Dünya adlı bir dergi kurmuştum. O dönemde 1700 belediye aboneydi. Daha sonra Yerel Gündem diye yerel yönetimlerin artık Türkiye'deki gündemini belirleyen değişiklikleri, alternatifleri sıraladığımız yazı dizileri, araştırmaları yayınlanan bir dergi çıkardık.
-Bir televizyonu alacak sermaye birikimini böyle mi edindiniz?
-Hepsi de sermaye birikimine olanak tanıyor bunların. Çünkü tam 30 yıl oldu. 30 yıl boyunca 650 civarında belediyenin bilgisayar sistemi ve 150 belediyenin coğrafi bilgi sistemini kurduk. Bunun haricinde yerel yönetimlerin iş makineleri, teknoloji kullanımları konusunda çalışmalarını yaptım. Yerel yönetimlerle ilgili ilk fuarlar benim düzenlediğim fuarlardır Ankara'da. O sıralar fuarcılık da çok gelişmemişti. Sanayi Ticaret Bakanlığı'nın bahçesinde yapılırdı fuarlar. Biz yerel yönetimler alanında ulusal düzeyde kongre organizasyonları yaptık. Bunlar hep derginin üzerinde inşa edilen yapılardı. Bir de bunun haricinde o kongrelerin içerisinde yerel yönetimlerde ileri teknoloji kullanımı, kentleşme konulu ve bu kentleşme altlığına imkan sağlayabilecek kent mobilyaları gibi kentsel fuarlar da düzenledik. Dolayısıyla o sermaye birikimi ta oradan geliyor.
Re: Ataturk sevgisi ve irtica korkusu Aleviler rehin alinmistir