Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 19 September 2008

[b]ROJA KURD Davası ve Devrimci Demokratlara Küçük Bir Eleştiri...[/b]

[img]http://www.tempodergisi.com.tr/toplum_politika/09469/imperiaflex_0_0_0…]
[b]İbrahim GÜÇLÜ[/b]
([email protected])

Roja KURD Dergisi davası bir yıla yakın bir zamandır, Diyarbakır'da Basın Mahkemesi görevi gören 2. Asliye Ceza Mahkemesinde devam ediyor.

ROJA KURD Davasının 6. duruşması bugün (18. 09. 2008) tapıldı.

Mahkemenin hâkimi, bir bayan. Hâkim, avukatlarımızın ve bizim dile getirdiklerimizin tutanaklara geçilmesine itiraz etmeyen biri.

Mahkeme Savcısı, sevimli ve bir hukukçu adam duruşuna sahip. İlk başlarda hakkımızda takipsizlik kararı veren, yazılarımızda suç unsurunu kabul etmeyen ve görmeyen, yazılarımızı ifade ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde değerlendiren cesur bir kişi.

Diyarbakır Cumhuriyet başsavcısının zorlaması sonucu, kerhen dava açmak durumunda kaldı. Bu nedenle duruşmalarda hakkımızdaki iddialar konusunda katı, ısrarlı olmayan bir tutuma sahip, yürekli olduğunu düşündüğüm bir beyefendi.

* * *

Bilindiği gibi, her davamda olduğu gibi, ROJA KURD Davası'nda da, sunduğum savunmalar, mahkemede konuşulanlar, tutanaklara geçenler, tutanağa geçmeyenler hakkında Kürt yurtsever kamuoyunu sürekli bilgilendiriyorum.

Bu son duruşmadan sonra da, hem bilgilendirme ve hem de bir eleştiri yapma durumunda kalıyorum.

Duruşmaya, Ben ve Mehmet Gülseren sanık olarak katıldık.

Bizimle birlikte, Fırat Arığ ve Baran Vural da duruşmayı takip eden avukatlar oldular. Onlara teşekkürlerimi kamuoyu önünde belirtmeyi görev kabul ediyorum.

Derginin sahibi, yazı işleri müdürü, dergi taraftarı Devrimci Demokratlar, dergi taraftarı yargılanan yazarlar duruşmaya katılmadılar.

* * *

Duruşmada, ifadesi alınmayan Welat Amedî ismini kullanarak yazı yazan Ömer Faruk Çalışır'ın adresi üzerinde duruldu. Çünkü avukatlarımız onun adresini tespit edememiş ve mahkemeye de sunmamışlardı. Mahkeme ismi geçen ROJA KURD Dergisi yazarının adresinin tespiti için erteleme kararı verdi.

Duruşmada, davanın siyasi bir dava olduğunu, bu nedenle sürekli izlemeyi ve duruşmalara katılmayı bir görev bildiğimden, davanın daha fazla uzamamasını mahkemede talep ettim. Dedim ki, “Daha önceleri (soruşturma aşamasında) dava konusu olan yazılarla ilgili olarak savcı takipsizlik kararı vermişti. Ancak daha sonra sebebini anlayamadığımız nedenlerden dolayı iddianame düzenlemek zorunda kalmıştır.

“Bu dava siyasi bir davadır. Siyasi bir dava olduğu için de duruşmalara katılmamayı ve duruşmalardan bağışık tutulmayı uygun ve yerinde bulmuyorum. Ancak Cumhuriyet Savcısının kanaatini ve görüşünü bir hukukçu olarak tahmin edebiliyorum ve bu kanaatin beraat doğrultusunda olduğunu düşünüyorum. Ama yine de sonuçla ilgili takdir sizin mahkemenizindir.

Bu kanaatimi ilk savcının takipsizlik kararına dayanarak söylüyorum.

Dolayısıyla dinlenmeyen sanıkların dinlenmelerinin dosyaya herhangi bir etkisinin bulunmayacağı kanaatindeyim. Zira dinlenmeyen sanıklar dinlendiğinde davaya konu yazılarının kendileri tarafından yazıldıklarını ve inkar etmeyeceklerini düşünüyorum. Bu yüzden bir hukukçu olarak dinlenmeyen sanığın beyanının alınmasının dosyaya herhangi bir etkisinin olmayacağı kanaatindeyim. Dinlenmesinden vazgeçilerek esas hakkındaki mütalaa'nın verilmesini istiyorum.“

Mehmet Gülseren de görüşlerime katıldı ve dedi ki: “...Halen ne ile suçlandığımı bilmiyorum. Esas hakkındaki mütalaada neyle suçlanacağımı da merak ediyorum. Bir an önce davanın sonuçlanmasını talep ediyorum.“

* * *

ROJA KURD Dergisi, Kürtlerin siyasi ve kültürel dergilerinden biridir. Dergide, Kürt ulusu ve Kuzey Kürdistan Hareketi ile ilgili gelişmeler ve tartışma konuları gündeme getirilmektedir.

Devrimci Demokratlar olarak tanımlanan siyasi çevrenin yayın organı konumundadır. Bu bağlamda da, özel bir öneme sahiptir.

Ben de ROJA KURD Dergisi'nde büyük bir zevkle ve içtenlikle yazı yazdım. Yargılama konusu olan dergi sayısından sonra da yazılar yazdım.

Son sayısında da değerli büyük dava adamdı Muhterem Biçimli ile ilgili bir yazım var.

Benden istenmesi halinde yine de ROJA KURD'de yazmaya devam edeceğim.

ROJ KURD Dergisinden yargılanmaktan dolayı da gurur ve onur duyuyorum. Cezalandırmam halinde de onurla o cezayı yükleneceğim ve çekeceğim.

Kamuoyunda bilinen bir şey var ki, ROJA KURD Dergisi gibi yargılandığım yığınla dava var. Bu davalarımın bir kısmı, benimde kesin bilmediğim cezalarla (en azından 7 yıl 9 ay) sonuçlanmış ve Yargıtay aşamasındadır. Daha devam eden ve sonuca yaklaşan birçok davam var.

Ben bu davaları, geçmişte DDKO, DDKD, Rizgarî ve Komal yargılamalarını, devletle bir hesaplaşma olarak değerlendirdim. O ciddiyetle o davalara hazırlandım/hazırlanıyorum, katıldım ve katılıyorum.

Davalara katılırken heyecan duyuyorum. Bir öğrenci gibi de hareket ediyorum ve duruşmalarımı bir sınav platformu olarak değerlendiriyorum.

Bu davaların sonuçlarına da, aynı rahatlıkla katlandım.

Hapishanelerde de bu rahatlıkla yattım. Hapishaneleri, hesaplaşmanın başka bir platformu, daha durağan bir düzeyi olarak değerlendirdim.

Bu nedenle, ROJA KURD Dergisi sahibinin, yazı işleri müdürünün, yazarlarının, Devrimci Demokratların duruşmaları izlememesini anlamakta zorluk çekiyorum ve eleştirilmesi gereken bir tutum olduğunu saptıyorum.

Umut ederim ki Devrimci Demokratlara yönelik bu eleştirim etkisini gösterir. Onlar sorumluluk duygusuyla, gerçekten de heyecanlı olan yayın organlarının duruşmalarını takip ederler. Günler öncesinden, duruşmaların heyecanın duyarlar. O duruşmalardan dersler çıkarırlar, kendilerine tecrübe edinirler.

Kürtlerin devletle hesaplaşmasının en somut platformu ve kurumları mahkemelerdir. Bu platformları küçümsemeden, iyi değerlendirmeliyiz.

[b]Amed,[/b] 19. 09. 2008

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.