Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 18 February 2008

En kotu kosullardan bile bir takim kazanclar cikarmak onemli. O yuzden en umutsuz oldugumuz donemde bile bu kosullari cikarimiza nasil kullaniriz diye dusunmek zorundayiz. Simdi bu son operasyonda gozlemlenen olay su: Buyukanit cok bariz sekilde ABD'nin operasyona izin verdigini acikladi. ABD tarafinda ise boyle bir net tavir konulmuyor, hatta buraya da gecilmisti boyle bir iznin verilmedigi iddia ediliyor. ABD'nin izin verdigi kesin! Kimse kendini kandirmasin bu konuda.

Ama ben bu iznin bir cok Kurdun dusundugu gibi "Kurdleri satmak' amacli oldugunu kesinlikle dusunmuyorum. Yani ABD'ye gore Turkiye'yi guneyden uzak tutmaninin tek yoluydu ve bu da Kurdlerin odemesi gereken bedeldi. Bu sekilde ABD hem Turkiye'nin istedigini vermemis oldu hem de Kurdlere en az zararla krizi atlatmis oluyor. Bana gore ABD'nin mantigi bu! Merak etmeyin ABD bizi sattigi zaman (umarim biz gormeyiz bunu) hepimiz bunu cok aci sekilde ama suphe goturmez sekilde anlariz. O yuzden ABD bizi satti soylemleri su an icin gecersiz. ABD ne zaman PKK ile muttefikti ki satmis olsun?

ABD'nin operasyon konusunda 'ikircil' ifadeleri aslinda kendisininde Kurdlerle arasinin bozulmasindan cekindigini gosteriyor. Yani o yuzden verdigi izni red ediyor. Oyleyse bu durumu kullanmak gerek. Kurdler ABD'ye tavrindan memnun olmadiklarini demokratik sekilde gostermeli ve guvensizligini acikca belirtmeli. Kurdler son derece demokratik sekilde gerek Avrupa'da gerekse Turkiye'de gerek ABD de protesto gosterileri duzenlemeliler. Ama gosterilerin en buyugu ve en gorkemlisi hic kuskusuz Suleymaniye ve Erbil'de yapilmali. Guney yonetiminin de destegi ile genis katilimli seri haldeki protesto gosterileri ozellikle guney Kurdlerinin ABD'nin tavrindan duyduklari hosnutsuzlugu gostermesi acisindan cok onemli. Bu tarz buyuk gosteriler buradaki TV'lerde de haber olacagindan Kurdlerle ABD'nin arasinin acilmasini sorgulanmasina neden olacaktir kamuoyunda.

Guney bu gosterilere mumkun oldugunce destek vermeli ABD uzerinde baski yaratmak ve 'halkimiz tekrar bizi satacaginiza inaniyor' fikrini asilamak icin. Bu fikir oylesine iyi verilmeli ki ABD'ye, daha sonraki operasyonlarda oyle rahatlikla izin veremesin, sonuclarinin kotu olabileceginden korksun! ABD'nin tam da secim oncesinde Irak'da Kurdlerin tepkilerini cekmesi, iliskilerin bozulmaya meyil etmesi Bush yonetiminin kaldiramayacagi bir durum. Emin olun ilk olarak kendi partisinden tepki alir. O yuzden Kurdler memnuniyetsizliklerini gostermek zorunda hem de dunya capinda. Bu ayni zamanda ABD;nin TC uzerinde baski kurmasina da neden olacaktir "operasyonlar cozum degil, baska onlemler al" seklinde.

نەناسراو (not verified)

Mon, 2008-02-18 13:54

Boş bir arsaya bir ev yapmak için gerekli olan tüm malzemeyi getirip yığsınlar... Çimento, demir, kum, tahta, kapı, pencere... Bu malzemeden herkes kendi bilgisi ve ustalığı derecesinde bir ev çıkarır. İyi bir usta güzel bir villa yapabilir. Orta dereceli bir ustadan orta dereceli bir ev çıkar ortaya. Kötü bir ustadan derme çatma bir gecekondu çıkar. Aynı insan ve olay malzemesinden yazarlar farklı romanlar yazarlar. Değişik siyasetçiler aynı ulus bileşimini farklı uygarlıklara taşırlar. Dört parçada esir alınmış; dili, kültürü ve kendi kendini yönetmesi yasaklanmış Kürtlerde mazeret çok. O kadar çok ki, Kürt özgürlüğü konusunda ne zaman bir şey yazmaya ve söylemeye kalksak önümüze bir sürü mazeret yığılıyor. Türk devleti de Kürt özgürlüğünü tanımamak için bir sürü mazeret öne sürüyor. Kürtler acaba bağımsız ve özgür olmayı hak etmiyorlar mı? Hak etmişlerse o zaman başka ulusların canhıraş bir şekilde ödedikleri ve kendilerini kurtuluşa götüren yol ve bedeller Kürtlere gelince ne bu kadar çetrefilli ve mazeretli oluyor? Geçenlerde Ümit Fırat Vatan Gazetesine verdiği röportajda şöyle demişti: “Benim Taksim'de güzel bir evim var. Neden Kürdistan isteyeyim?“ Türk üniversitelerinde öğretim görevlisi olarak çalışan, sağcı Türk basınından maaş alan, Türk savaş medyasının paralı televizyon programlarına çıkan ve Kürdistan'da seçimi kazanması için AKP'yi destekleyen Mehmet Metiner diyor ki, ben de bir Kürt aydınıyım... Üç evladını gerillada kaybetmiş Kürt anası beyaz yazmasını sokaklara atmış barışı kovalarken, Türklerin maaşlı Kürt aydınları televizyona çıkıp Türk askerinin yaptığı operasyonların meşru olduğunu söylüyor... Yirmi Türk askerinin tecavüzüne uğradıktan sonra evi de yağmalanan Kürt kadını sürgünde, Kürt televizyonu karşısında oturmuş kurtuluş haberleri bekliyor. Bu işin vicdanı, ölçüsü, merhameti yok. Yakın kurtuluş haberleri de yok. Bir ülke nasıl bağımsız olur, bir halk kendi kendini yönetme hakkını nasıl elde eder? Standardı oluşmuş ulusal yasalar var. Kürt halkının ulusal yasaları yok. Kürt halkı başka ulusların ekonomik, sosyal ve askeri yasaları ile yönetiliyor. Güney Kürdistan ve Başkan Mesut Barzani için henüz bir şey söylemeden sağdan soldan kocaman kocama gerekçeler atıldı önümüze... Alışılmış gerekçeler, kaçak gerekçeler, kaçış gerekçeleri, çürümenin ve Kürt statüsüzlüğünü korumanın gerekçeleri... Kürtler neden sürekli sağa sola muhtaç; Araba, Farsa, İngiliz'e, Türk'e ve Amerika'ya muhtaç? Birilerinden sürekli koruma isterseniz, sonra o birilerinin sizin için çizeceği statüye de mahkum olmak zorundasınız. İçinizi dışınızı öğrenir, koruma adı altında kollama yapılır. Ortadoğu'da sadık bir ajanın maliyeti milyonlarca dolardır. Peki ABD için Kürt dostluğunun maliyeti nedir? 40 milyonluk bir halk neden bu kadar ucuza mal edilir? Kürdistan topraklarını gasp etmiş Türk ırkçılığının Güneyi bombalamasını dağlara sığınmış bir avuç Kürt gerillasına bağlayan anlayışla, “önce diz çöksünler, sonra kimi açılımlar yaparız“ diyen anlayış arasındaki farklar nerededir? Önceki gün Erdoğan'a Avrupa'da bir gazeteci Güney Kürdistan'ı sordu. Erdoğan'ın cevabı şuydu: “Ora neresi? Onlar da kim! Biz sadece Irak yönetimini muhatap alırız!“ AKP Kürdistan'daki oyları Erdoğan'ın “onlar da kim?“ dediği Kürt yöneticilerin desteğiyle silip süpürmedi mi? Güney Kürdistan Halepçe katliamından sonra 15 sene “Çekiç Güç“ koruması altında kaldı. Kürdistan ile Irak bir hatla ayrıldı. Kürdistan hava sahası Irak uçuşlarına kapatıldı. Irak'ın tüm askeri birlikleri Kürdistan dışına çıkarıldı. 2003 yılında Saddam rejimi devrildi. Irak fiilen üçe bölündü. Fakat yirmi sene sonra Irak bayrağı Kürdistan Parlamentosundaki gönderene törenle çekildi... Irak, Kürdistan topraklarının resmi sahibi ve hükümranı ilan edildi. Öyle olmadı mı? Bağımsızlık için bundan daha elverişli koşullar bir daha ne zaman gelecek? Kürtler bütün enerjisini Irak'ın birliği ve esenliği yolunda harcayacaksa, Irak bayrağı Kürdistan'da sürekli dalgalanacaksa, ABD; Türk, Fars ve Arap kaygılarından hareketle Kürdistan ve Irak'taki varlığını Irak'ın toprak birliğini sağlama yolunda kullanacaksa ABD'nin Kürdistan'daki varlığı ne anlama geliyor? Irak'ın birliği içine alınmış ve 200 bin peşmergesi olan Kürt Bölgesel yönetimini ABD kime karşı koruyacak? Neyini koruyacak? ABD, birleşik Irak projesini sükunete kavuşturursa Kürt bağımsızlık düşü fiilen biter. Çünkü Irak'ın birliğini tekrar sağlayan, Kürdistan'ı Irak'ın bir parçası haline getiren temel müttefik ABD'dir. Onun kurduğu düzeni canınız istediğiniz zaman bozamazsınız... ABD, Irak'ın birliğini sağlayamasaydı toprakları üç devlete bölüp işin içinden çıkacaktı. Fakat Kürtler Irak'ın birliğinden yana tavır koydular. Bağımsız Kürdistan istemediler. Türkler bizi boğar dediler. Irak'ın birliğinden yana tavır koyan Güney Kürdistan yöneticilerinin bu saatten sonra yapması gereken en mantıklı şey, işgalci konumda bulunan ABD'ye aşırı yakın durmaktansa, Irak'ı birlikte yönettiği Şii ve Sunni güçlere yakın durmak olmalıdır. Çünkü ABD geçici, ötekiler kalıcıdır. Ortadoğu'da alt edici silahlı bir güce sahip olmayanlara, ne zaman zaafa düşeceği belli olmayan ABD yakınlığının bedeli ağır ödetilir. Kürtler elverişli koşullarda bağımsızlık ilanını kaçırdı. Bunun olanakları vardı. Fakat bağımsızlık karşıtı mazeretler daha ağır bastı. İsrail, ABD koruması falan olmadan 1947 yılında bağımsızlığını ilan etti. Ancak ilan etmeden önceki bir-iki gecede bakın neler yaptı İsrailliler. Bağımsızlık ilanı sırasında 20-30 Müslüman ülkenin saldıracağını hesaplayarak Avrupa'dan bir şekilde ele geçirdikleri, satın aldıkları, arızalananlardan tamir ettikleri uçakları Çekoslovakya'da bir alanda gizlemişlerdi. Bağımsızlık ilanına bir iki gün kala Kudüs-Tel Aviv arasında bir gecede havaalanı yaptılar... Çekoslovakya'daki savaş uçaklarını aynı gece havalandırıp bir gecede yaptıkları derme çatma havaalanına ilkel ışıklandırma altında indirdiler... Bağımsızlık bildirisi hazırdı. Kendilerine saldıracak ülkeleri vuracak uçak filosu da hazırdı... Pilotlar uçakların başında bekliyordu. İsrail'in bir gecede yaptıklarıyla 20 senedir Batı koruması altında olan Kürtlerin yaptıklarını bir kez de mazeretiz kıyaslayalım. Sağa sola çekmeden yapalım bunu.

PNA-Federal Kürdistan Bölge (FKB) Başkanı Mesut Barzani, El-Arabiye Televizyonuna verdiği özel mülakatta, ’'Kürtlerin Irak'ta muhalefet olmadığını, Kürtlerin Irak devletinin bir parçası olduğunu'' söyledi. El-Arabiye Televizyonuna özel bir mülakat veren Başkan Barzani, ’'Kürtler Muhalefet değil, Irak devletinin bir parçasıdır'' dedi. Başkan Barzani mülakatta, şimdiki durum ve mevcut değişiklikleri vurguladı. Başkan Barzani, mülakatta ilk olarak, ’'Kürtlerin eski rejimin yıkılmasındaki ve şimdiki siyasi süreçteki rolünden bahsetti. Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi sınırları içerisinde gerçekleştirdiği operasyonlara değinen Başkan Barzani, ’'Türkiye bu hava saldırılarından ne istifade etti? Sorun bitti mi?'' diye konuştu. Başkan Barzani, bir kez daha Sorunun barışçıl bir şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı. Görüşmesinin bir başka bölümünde Başkan Barzani, Federal Hükümetinin görevini daha iyi bir şekilde yerine getirmesinden bahsederek, ’'Biz, hükümetin yıkılması yada değiştirilmesini istemiyoruz. Köklü iyileşme istiyoruz'' dedi. Irak Daimi Anayasasında bulunan 140.maddesine de değinen Başkan Barzani, ’' Kerkük halkının kardeşçe, ulusal, dini ve mezhebi hoşgörü içinde birarada yaşamaları için, Kerkük'ü Kürdistani kimliğiyle bir Irak şehri yapmak istiyoruz.'' dedi.

Hasan Bildirici,yi uzun yillardir basindan takip ederim. Yazdiklari duygu yüklü bu yüzden bazen ,hatta cogu zaman duygulari aklinin bir kac adim önündedir. Bu nedenle bir Aydin profilinden ziyade bir ideolojinin aktiv bir Propagandisti gibi durur. Öyle bir izlenim verir. Bu izlenimden ilk siyrilmam onun son Romani "Dönüsü Olmayan Yol" u okuduktan sonraya rastladi ve nihayet sayin Bildirici esiri oldugu ideolojinin etki alaninin disina cikti diye yorumlamistim. Bu arada bu güzel romani icin sayin Hasan Bildirici,ye tesekkürlerimide sunuyor ve onu o güzel roman nedeniyle kutluyorum. Bu roman beni müthis etkiledi, cünkü Romandaki kahramanlarin yasadigi bölge dogup büyüdügüm,cocuklugumun, gencligimin gectigi cografyaydi. ve beni tatvan,in o muhtesem sokaklarinda, tux,da vangölünün kiyisinda, saporda ve rehvada adim adim tekrar dolastirdi.Bu nedenle sayin Bildiriciye tesekkür borcluyum. ölümsüz $ehit $evket abinin roman kahramanlari arasinda olmasida romani gercek bir ya$amin anlatimi yapmistir. Esas konuya gelirsek eger; Sayin Bildirici Aydinlara elestiri getirirken elestiri yapmasi gereken esas merciyi hep atladigini görüyorum. Bu kadar duygulu yazan biri nasil olurda elestiri oklarinin esas hedefi olacak merkezi hep es geciyor dogrusu anlamakta zorlaniyor insan. Ümit Firat,in bir sözü ona uzun bir makale yazma ihtiyaci sagladigi halde, kuzeydeki hareketi yöneten, yönlendiren, fiili tek mercii olan PKK,yi ve basi kemalist Imrali papaganinin cözülmelerini elestirme ihtiyaci hissetmiyor.! Neymis, Ümit Firat "taksimdeki evimi birakip birakip neden Kürdistan isteyeyim" demis... Vay senmisin diyen. Ee be kardesim, Ümit Firat,a bu lafi dedirten ortami kim hazirladi? Pkk 9 yildir imrali talimatlariyla "bagimsiz-birlesik Kürdistan " hayalinden (stratejisinden) 180% bir aciyla cark edip "üniter devlet" icinde türk üst kimligi altinda rezil bir alt kimlikli yurttaslikla yasamayi yeni strateji diye sunmadimi? Daha dün kemalist Apo "devlet istemiyoruz" demokratik cumhuriyet,te yasamak istiyoruz demedimi? Ve su an kandildeki PKK yönetimi Imrali papaganinin bütün o abuk sabuk KÜRDKIRAN tezlerini bütün gücleriyle savunmuyorlarmi? Kandil,de senin gerilla dedigin ama PKK ve yöneticilerinin imrali konseptinden sonra bu kavrami kaldirip "halk savunma gücleri" diye tarif ettikleri korucu güc olarakda adlandirilan silahli güclere hangi egitimi veriyor? Hergün sabah aksam o silahli güclere verilen egitim "ekolojik toplum, demokratik cumhuriyet, üniter devlet icinde kardes türk halkiyla birlikte yasamak, devlet ve ulus olmayi hedeflemeden(!!!) sinirlara dokunmadan de-mokratik konfederalizm hikayeleri degilmidir? üc evladini yitirmis Kürd anasi sokaklarda barisi kovalamiyor maalesef, o Ana ve daha binlercesi "demokratik cumhuriyet" denilen KEMALIST konsetin geregi olarak maalesef piyon olarak kullaniliyor. Evladini, canini, cigerini yitirmis bir Ananin duygulari cok adi bir sekilde pazarlaniyor. Barbar türk devletinin güneyi bombalama sebepleri sizce nedir? Orayi bombalama gerekcesi güneyde "dogmakta" olan Kürd devleti degilmidir!, kerkük,ün referandumla Kürdistan a ait oldugunun tescilini engellemek degilmidir? elbette en önemli gerekceler bunlardir ama uluslararasi kabul görecek en azindan gözyumulacak elle tutulur bir "hukuksal" dayanaga gereksinimi olduguda bir gercek. Ve bu olanagi bu barbar devlete saglayan güc kim? PKK degilmidir?, Imrali papaganinin talimatlarini sizde en az herkes kadar takip ediyorsunuz.PKK,yi oraya tasiyan kim?, Orada 2003,ten beri PKK tarafindan cesitli tezgahlar hazirlanmadimi?, eger PKK firsat elde etmis olsaydi "BERITAN CIZGISI" DENILEN IHANET CIZGISI, KORUCULUK uygulanmayacakmiydi? Bunu niye görmemekte o kadar israrcisiniz? PKK israrla (tabiki imrali konseptinin bilgisi, yönlendirilmesi, talimatlari dahilinde) kuzey Kürdistandaki bütün sorunlarin kaynagini AKP olarak göstermeye calisiyor. Neden acaba? Sizde ayni zihniyetle bu vurguyu yapiyorsunuz. Aydin kisi bir ideolojinin, bir partinin Propagandisti olamaz! Bunu yaptigi an Aydin olmaktan cikar, o ideolojinin yada partinin bir militani olur. Türk devletinin yapisini, yöneten elit kesimi bilmemezlikten, görmemezlikten geliyorsunuz, PKK,nin imrali yönlendirmesiyle bilincli olarak kendisini düsürdügü tuzaga siz ve daha bir cok Kürd Aydin, yazar, cizeri düsüyor. Sanki bütün kötülüklerin anasi AKP yada su veya bu partiymis gibi hedef sasirtiyorsunuz. Devletin esas sahibi ORDU,yu MGK,yi ikinci plana atiyorsunuz. Dikkat ediniz, bunu Imralidaki kemalist usak ve PKK cok dikkatli bir sekilde uyguluyor. Onlarin gazina gelen sürülestirilmis koyun beyinli kitle hep ama hep AKP yada düzen partilerine saldiriyor, onlari her kötülügün sahibi görüyor. Bu sakat politikanin Kürd halkini nereye götürecegini bir düsünün, eger basarilirsa bu politika yakin bir gelecekte (20-30 yil uzak bir gelecek degildir halklar tarihinde)Kürd diye bir millet olmayacaktir Kuzey Kürdistanda.! Imrali konseptinin basmimari türk ordusu ve MGK kuzeydeki Kürd ulusal mücadelesini bogmak sahfasina adim adim geliyorken güneyede bu KÜRDKIRAN HAREKET sayesinde ve hatta eliyle müdahale etmenin cesitli asamalarini tatbik ediyor. Siz orada bagimszlik ilaninin kacirildigindan hakli olarak bahsedip serzeniste bulunuyorsunuz. 2003-2004,den sonraki PKK,nin güney faaliyetlerine bakildiginda acik bir müdahalenin bizzat PKK eliyle yapildigini göreceksiniz. Örnegin son kerkük referandumunun yapilisina bir kac ay kala türk devletinin "sinirdaki" faaliyetleri, PKK,nin imrali talimatiyla "sinir" boyundaki faaliyetleri, provakasyonlari, türk devletinin PKK,yi birakip direk güney Kürdistani tehdit eden, isgal etmenin cesitli yollarini deneyen bir yapilanmanin icinde oldugu inkar edilemez bir gerceklik degilmidir? Bunu niye görmezlikten gelip bir Militan gibi olaylara yaklasiyorsunuz.! En son "sinir" boyundaki "daglica" saldirisinin ne kadar iyi organize edilmis tertipli bir saldiri oldugunu , Kerkük referandumunun bu saldiridan hemen sonraya denk gelmesinin sadece bir tesadüf olmadigini, yine Referandumun bu saldiridan sonra ertelenmesinin yine tesadüf olmadigini sizde, bende ve akli basinda bütün Dünyada biliyor, Bu olaydan sonra güney Kürdistanin bagimsizlik karari verecek gücü kendisinde görememesini onlarin korkakliginda degil, biz Kuzeylilerin alcakliginda aramak en dogru teshis olmayacakmi sizce? Sizden dürüstce,onun bunun penceresinden degil, bir Aydin olarak olaylara bakmanizi,korkmamanizi, ama eger korkuyorsanizda (korkunuza saygi duyarim) iddiali bir sekilde yazip hedef sasirtmamanizi dilerim. Saygilarimla. 19.02.2008

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.