21. Yüzyıl gibi bir çağda Kürdler akıl tutulması yaşıyorlar ya!..

Ağabeyler, ablalar hepiniz haklısınız, ne diyeyim.

Daha devletimizi kuramamış iken, gidip işgalcilerimizin devletlerini ve dünyayı demokratikleştirme çabası içine giriyoruz(!)

O zaman bizimle alay edip demezler mi; "siz kim oluyorsunuz da bizim devlet(ler)imizi demokratikleştirmeye çalışıyorsunuz?

Eğer bizi demokratikleştirmeye çalışıyorsanız, o zaman büyük bir güce sahipsiniz demektir.

Ama kendi devletinizi kuramıyorsanız ve bırakın kurmayı, kurulmasını dahi istemiyorsanız, bu da şu anlama geliyor ki hiçbir güce sahip değilsiniz ve kafanızda da büyük bir tümör ve sorun var demektir!"

Ama biliyorum ki bizim yüzümüz yine kızarmayacak ve utanmadan bu boş hayalin peşinden koşmaya veya koşturulmaya devam edeceğiz.

Kobanê ve Şingal'de yazılan destanlardan sonra dünya devletleri hiç olmadığı kadar Kürdlerin devletleşmesinden yana tavır takındılar ve hala da takınıyorlar.

Ama ne yazık ki Kürdler bu tarihlerindeki altın fırsatı değerlendir(e)miyorlar ve hep olduğu gibi boşa kürek sallamaya devam ediyorlar.

Defalarca bu fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini yazdık, çizdik ve söyledik.

Hakeza söylemeye devam ediyoruz ve edeceğiz de!..

Sonrasında yine pişman olmamak için kanımızla elde ettiğimiz bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek gerekir!

Ne yazık ki bunu da "halklar"a mal ediyoruz.

Hani şöyle bir söz var; Allah birini mahvetmeye ilk önce aklından başlarmış.

Bizim mesele de buna fevkalade bir örnek ne yazık ki.

Aklınızı başınıza alın beyler!!!