بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

Öcalan'ın niyetini sarmalayan yalanları ve ortaya salınmış itirafı.

"...Avrupa'da Osmanlı'da da yönetimde önemli etkili kademelerde görev alıyorlardı. Bu tarihten sonra da bir Türkçülük geliştirdiler, kendilerine göre bir Türkçülük anlayışı.""Yahudiler bu fikirlerini Almanlara da aşilayarak Hitler'i doğurdular.."Yukardaki iki paragrafı Öcalan'ın 16 Nisan 2008 tarihli Avukat Görüşmesi notlarından aktardım. Bu yazılanlar gerçeklerden uzak. Endüstrileşmesini geç tamamlayan Almanya gelişip güçleninceye kadar dünya parsellenmişti. Alman milliyetçiliğinin temel dürtüsü her zaman iç pazarın ihtiyaç duyduğundan fazlasını üretmeye muktedir olan sınai gelişmişliğin üretim fazlasını kara dönüştürmek için pazarlar bulmak zorunluluğuydu. Almanların tamamen kontrollerine aldıkları ilk ülke geniş sınırlara sahip Osmanlıydı. Öyleki Osmanlı'yı pazar olarak kontollerinde bulundurmanın dışında siyasi-askeri-mali anlamda tam denetimlerine almışlardı. Osmanlı ordularına alman subaylar komuta ediyor, alman şirketleri demiryolu işletiyor, demiryolunun geçtiği güzergahların 100 km. derinliğine kadar maden imtiyazları alıyor, düyun-u umumiye gereği Osmanlı'nın vergisini bile onun adına topluyorlardı. Alman milliyetçiliğinin gelişerek zirveye çiktigi dönem olarak Hitlerden önce Prusya dönemini göstermek gerekir. Aslında kökleri Almanya'nın sınai üretimini geliştirdiği 17. yüzyıla kadar uzanır.Birinci paylaşim savaşi da denilen 1914-18 savaşinda Almanya'ya hitlercilik hakim değildi ama Hitler'inkinden daha az olmayan milliyetçilik yine vardı. Hitler'in büyük çikis yapması, 1914-18 savaşinda Almanya'nın ekonomik yayılma aracılığıyla kontrolüne aldığı Osmanlı benzeri yarı-sömürgeleri, Avrupa'da ilhak ettiği toprakları, ilaveten almanların anayurdu sayılacak toprakları kaybetmesinin sonucudur. Yenik ve zararlı çikmak alman milliyetçiliğini diri tutmakla kalmadı, kaybedilenleri yeniden geri almak için tetikledi.1820'de Yunanistan'ın Osmanlı'dan ayrılmasını müteakiben 1912 yılına kadar geçen süre zarfında Arnavutluk, önemli bir kısmı Osmanlı'ın elinde bulunan Bosna, Hırvatistan, Sırbistan, Romanya, Makedonya, Karadağ, Bulgaristan, Slovenya Osmanlı boyunduruğundan kurtuldu. Bu anılan ülkelerin Osmanlı'nın elinden çikmasi aynı zamanda Almanya'nın bu ülkelerde gerilemesi, diğer bir ifadeyle pazar kaybı anlamına geliyordu. Osmanlı'ın boşalttığı ülkeler Fransa-İngiltere-Rusya'nın kontrolüne geçiyor ve buralarda Almanya önemli bir etkinlik sağlayamıyordu.Yukarda açıkladığımız gelişmelerin yolaçtığı sonuçlar Almanlar'ın Osmanlı'ya "devleti doğuya taşiyın" dayatmasının nedenini oluşturdu. Devletin doğuya taşinmasından kastolunan, o güne kadar kısmen yürürlükte kalmış olan Kürt-Osmanlı mutabakatı gereği kürtlerin Osmanlı çatisi altında sahip olageldikleri kendi geleneksel yönetimlerinin tasfiye edilerek merkezi (sömürgeci) devletin idari birimlerini Kürdistan'a yaymasıydı. Osmanlı'nın parçalanması 19. yüzyılın başinda Avrupa'nın güçlü devletleri arasında tartışılıyor ve pazarlıklara konu oluyordu. Almanya bunlardan haberdardı. Kaybetmemek için "önlemler" almak ihtiyacındaydı. Kürdistan'ın tümüyle ilhakı alman subaylarının komutasında hatta zaman-zaman alman birliklerinin katılımıyla sağlandı. Osmanlı ordusunu silahlandıran, eğiten ve yöneten almanlardı. İşgal operasyonlarıyla adımbaşi Osmanlı idari kurumlarının yerleştirilmesi gerçekleştirildi. Tasfiye edilen mireliklere bağlılık gösteren halkın kendi geleneksel yönetimlerine ve hanedanlıklarına sadakatini kırmak için de hilafete bağlı şeyhlik müessesesi desteklenerek palazlandırıldı. Sömürgeciliğin Afika'da elinde İncil tutarken, müslüman Kürdistan'da elinde Kur'anla yürümesi doğaldı. Dinci ideoloji ve ruhban takımı Kürdistan'ın hilafete tam bağlanmasında aktif rol oynadı. Sonra kendileri de Osmanlıya dikilmeye çalisacaklardi ama kürtler soykırımlar ve tehcirlerle alabildiğine zayıf düşürülmüştü, artık vakit geç'ti.Kürdistan'ın iç sömürgeye dönüştürülmesi Alman-Osmanlı stratejik ittifakının sonucudur. Osmanlı'nın en zayıf dönemi olan Balkan savaşları döneminde gerçekleşen bir alman askeri darbesinden başka hiçbirşey olmayan İttihat ve Terakki iktidarı, kürtlere uygulanan zulmü daha da artırmasına ilaveten inkar-tenkil-tehcir sistematiğini aynı zamanda ideolojik temellere kavuşturuyor, günümüze kadar sarkan devlet politikası haline getiriyordu. İttihat-Terakki'nin Almanya'ya merbut bir ekip olması, Berlin patentli türkizasyonun yada klasik deyimiyle turancılığın resmi ideoloji olarak tartışılmaz duruma gelmesinin en önemli etmenidir. Öneren ve arkasında duran Almanya'dır. Berlin patentli türkizasyon tasarı ve uygulama olarak İttihat ve Terakki'den önce de vardı. Kökleri 1820'li yılların sonlarına kadar iner.Sonuç olarak; Öcalan'ın yahudileri suçlayan ifadeleri tarihsel gelişimin yalanladığı bir palavradan ibarettir. Yalçın Küçük ve sair sol-şoven dalganın türkleri ve tabiiki almanları aklamak için uydurdukları faraziyelerle aynı niyetleri yüklenmiş durumdadır.Öcalan, türk devletinin bir bağlaşigi ve kendi deyimiyle stratejik müttefiki olarak Türkiye-Almanya stratejik ittifakının iki yüzyıla yakın geçmişinin idrakindedir. Kürt politikacısı olması sebebiyle Kürdistan'ın Türkiye-Almanya stratejik ittifakına dayanılarak sömürgeleştirildiğini bilmektedir. Kürdistan'ın bugünkü statüsünün belirlenmesinde rol alan diğer büyük devletlerin günümüzdeki esnek yaklaşimlarına karşilık Almanya'nın etkileyebildiği ülkelerle birlikte Kürdistan'a ilişkin en katı tutumun izleyicisi olduğunu da bilmektedir.Dahası var. Almanya, Avrupa Topluluğu içerisinde belirleyici roller oynayabilecek konumdadır. Türkiye'nin kaybedilmesi, İran'ın kaybedilmesi Almanya ile diğer rakipleri arasında varolan rekabette Almanya'nın pazar ve yatırım alanlarının daralarak gerilemesi sonucuna yolaçacaktır. Öcalan'ın, gerek Güney Kürdistan yönetimine başindan beri tavır alışı ve gerekse türklerin dürtüsüyle hatta yol göstermesiyle İran'da varlık gösterir olması truva atının sadece rolünü değil sahiplerini de işaret etmektedir. Öcalan, bu noktada hizmetlerine karşilık af ve atıfet dilenirken affedilmesinin Almanya eliyle sağlanabileceğini bildiğinden hatırlatmalarda bulunmakta, Türk-Alman stratejik ittifakını aklamaya çalismaktadir. Türkiye af çikarmazsa, Almanya, Avrupa Topluluğu ve tabiiki Avrupa mahkemeleri eliyle salıverilmesi sağlanabilir diye düşünmektedir. Çünki "Berlin'de yargıçlar vardır". Türkleri ve almanları aklamaya yeltenirken kürtleri ve yahudileri sanık sandalyesine oturtması, milliyetçiliği de suç olarak sanıkların boynuna asması oldukça anlaşilır nedenlere dayanmaktadır."...PKK'nin 70'li yıllarını da değerlendiren Öcalan, 'Ben otuz yıl önce de 1970'lerin ortalarında bu mücadeleyi geliştirmek istediğimde DDKO, KUK, Ala Rızgari gibi birçok engel çikardilar karşimıza. Baktım ki bu örgütlerin hepsi bir şekilde bir yeri tutmuş, bunun gelişmesi için engel. Bu örgütlerin her biri bir yeri tutmuş, birisi Urfa-Bingöl hattının doğusuna geçemezsin diyordu, ben zorlayıp geçtim..."Yukardaki ifadeler (aslında itiraftır) Öcalan'a ait. Zorlayıp geçtim diyor. Nasıl zorlamış? KUK'la silahlı çatismaya girerek. Urfa, Siverek, Hilvan'da kürt aşiretleriyle çatismaya girerek. PSK ile çatismaya girerek. Kawa ile çatismaya girerek. Goyan ve Jirki ile çatismaya girerek. Bu nasıl olmuş, yani zorlayıp geçme nasıl gerçekleşmiş?Bir tarih verelim ve bir olaya dair hatırlatmada bulunalım."...Abdullah Öcalan'ın 24 Mayıs 1978'de evlendi. Abdullah ve Kesire Öcalan, evlendikten 3 ay sonra Diyarbakır'a yerleştiler. Onları Ankara'dan Diyarbakır'a götüren 'Pilot Necati' ordudan ayrılmış ve Diyarbakır'da kum ticareti yapmaktaydı. Diyarbakır'da Abdullah Öcalan'ın iki yakın dostu daha vardı. Biri Enver Polat adlı Huruçlu eski bir astsubay, diğeri de yedeksubaylığını Eskişehir'de yaptıktan sonra Diyarbakır'a yerleşen Ferhat Tomutay..."Öcalan, yukarda saydığımız kürt partileri ve aşiretleriyle PKK'yi çatistirmasi için bizzat devlet tarafından getirildi. Öcalan'a asker kökenli ve istihbaratçı olduklarını kendisinin de saklayamadığı görevliler refakat ediyorlardı. Daha doğrusu sevk ve idare ediyorlardı. Öcalan'ı sadece sevk ve idare etmeklemi kalıyorlardı? Elbetteki hayır. Öcalan'ın çatismaya sürüldüğü güçlere ilişkin istihbari bilgiler, hedef tesbiti, Öcalan'ın örgütü üzerindeki takibatın göstermelik düzeyde tutularak devlet güçlerinin diğerlerine yönlendirilmesi aracılığıyla görünürde Öcalan'ın esasta ise devletin savaşinı kürdü-kürde kırdırarak yürütüyorlardı. Devletin Öcalan safında savaşması güç dengesini PKK lehine değiştiriyordu. Öcalan'ın aynı anda bu saydıklarımıza karşi cephe açması, savaş yürütmesi, bütün alanlarda "zorlayıp geçmesi" başka türlü mümkün olamazdı.24 04 2008Solaxî

Yigit Kürd genclerinin verdigi mücadelinin arkadasina saklanip bu tür kültürsüzlügü sergileyen zavalilar var oldukca, bizi kulananlarda eksik olmayacaktir. "Untanmak devrimci bir özellik" tir, fakat birakalim sizin devrimciliginizi bir yana, (Kürd) insan(i) oldugunuzdan endisem var! Nasil olurda Kürdlerin yigit mücadelesini bu sevyeye indirgeyip "kahve kültürüyle" bir seyleri yorumlamaya kalkisirsiniz? Bu sömürgeci türk kültüsüzlügünün sizin üzerinizde biraktigi degistirilmez sonuclarindan baska bir sey degildir! Gidin kendi türk ortaminizda yasayin o gelecegimizi kirleten igrenc sevyesizliginizi ve entellektuel gücsüzlügünü! Cünkü sizin anliyacaginiz dilden sizinle konusmak suctur, cünkü Kurdistan'a ihanetdir. Fakat her düsünen insan bizdendir! Fide Ale Kej

PKK ile kürdistan mürdistan kurulamaz. gün taşlarla savaşma günü değildir. gün politika ve siyaset günüdür. biz kuzeyde devleti kurduk. şimdilik sıa iranda. artık politika yürütüyoruz. amerika çıkaları gereği iranı ezecktir. bizde bundan faydalanarak hem ABD ye yardım edeceğiz hemde irandaki kürdistanı alcağız. aynı yöntemi israilde çıkarları greği suriyey saldıracaktır.. ve kaldiki türkiye. türkiye tek başına kalınca işi zor... şunu derimnki APO efendi tc nin derin devletinin 1 numaalı adamıdır... anlayana...

Sayin arkadasim elline , diline. ve yüregine saglik,sana katiliyorum sunu da eklemeden gecemiyecegim öncelikle o daglarda savasan ve canini bu ugurda feda eden bütün militanlarimizin önünde saygiyla egiliyorum ve onlarla gurur duyuyorum, o militanlari doguran kürt analarin ellerinden öperim.

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.