بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

BASINA VE KAMUOYUNA

    ‘Hepimiz İbrahim Güçlü’yüz!’ ‘Senin fikirlerini yüzde yüz savunmuyor ve paylaşmıyorum. Ancak, kendi fikirlerini özgürce ifade etmen için sonuna kadar seni destekliyorum.’ Voltaire. Birkaç gün önce PKK/HPG sitesinde Kürt yurtseveri İbrahim Güçlü hakkında provakatif ve oldukça tehlikeli bir yazı yayınlandı. Söz konusu yazı ‘Derin devletin ajanı: İbrahim Güçlü’ diye başlıyor, iftira, küfür ve hakaretlerle devam ediyor ve ‘susturulması’ çağrısıyla son buluyor. Yazıdaki iddialara göre; ‘…İbrahim Güçlü derin devletin doğrudan bir ajanıdır…Geçimini kontra faaliyetlerinden sağlamaktadır…Derin devlet ve JİTEM’in yanı sıra Güney’deki güçlerle de ilişki halindedir…JİTEM’e giriyor, ordan çıkıp Enstitü’ye ve Kürt Pen’e giriyor, oralarda Kürtçe konuşarak gerçek yüzünü saklıyor. Kendisine verilen görev çerçevesinde, okuyan Kürt gençlerini ve PKK saflarından kovulan geçleri derneklerde toplayarak, silahlı eğitim almak üzere Güney’e gönderiyor…Diyarbakırda Hizbullah türü bir kontra yapı geliştirmek istiyor… Son olarak bir yazısında HPG’ye dil uzatıyor ve HPG’yi Kürtlerin inkarı bir güç olarak niteliyor… Bununla da yetinmeyerek Kürt halk önderi Apo’ya dil uzatıyor…Fazla söze gerek yok, yurtsever gençler kendilerini kurt sayıp uluyan köpekleri nasıl susturacaklarını çok iyi biliyorlar.’ Görüldüğü gibi baştanbaşa iftira, yalan, küfür, hakaret, tehdit ve provakatifçe bir yazı. Yazıda herhangi bir fikir, değerlendirme, eleştiri, antitez ve mantık bulunmuyor. Oldukça pervasız, ölçüsüz ve sınır tanımayan bir yazı. Dünyanın neresinde olursa olsun ve hangi hukuk esas alınırsa alınsın bu tür ifadeler suçtur.Hiçbir dinde, ideoloji ve sistemde böyle bir tutum ve davranış hoş görülemez ve anlayış gösterilemez. Bu tür bir tutumun sahibi hiçbir demokratik ve hukuk devletinde hesapsız kalamaz, tersine mutlaka yargılanır ve cezalandırılır. Çağrımız halkın vicdanına, sağduyuya, Kürt aydınlarına ve bütün dünyayadır. Aksaçlı, aydın, mücadeleci; 50 yıllık ömrünü halkının özgürlük yolunda, her türlü sıkıntı, yokluk, zindan ve sürgünde geçirmiş bir insan…Ömrünün sonunda bir partiye veya liderine yaptığı eleştiri ve sitemden dolayı, tanınmayan ‘hafiye’ biri tarafından bu kadar pervasız, hesapsız kitapsız bir biçimde tehdit edilsin… Hangi vicdan bunu kabul eder? Bu suçlamalara en iyi cevap İbrahim Güçlü’nün yaşamının kendisidir. İ. Güçlü Diyarbakır Barosu üyesi hukukçu bir insandır. Aynı zamanda HAK-PAR’ın, Paris Kürt Enstitüsü’ün üyesi ve TEVKUR’ün yöneticisidir. Bir insan hakları savunucusu ve birçok site ve gazetenin yazarıdır.İbrahim Güçlü’nün bütün çalışmaları ve hayallerinin merkezinde Kürt halkının davası var. Doğru ya da yanlış, yaptıklarının ve fikirlerinin ne olup olmadığı ayrı bir konudur. Elbet İbarahim Güçlü’nün de savunduğu düşüncesi, siyaset tarzı ve pratiği eleştirilebilir. Ancak bu İ.Güçlü’nün bir dava adamı olduğu gerçeğini değiştirmez. O 50 yıldır Kürt davasının arkasında kararlıca durmaya devam ediyor. Diyarbakır’da yaşayan İ. Güçlü’nün 24 saati gözler önündedir. O’nun hesabını veremeyeceği tek bir saat ya da günü yoktur. Hiçbir çalışması gizli saklı değil. Neyi savunuyor ve inanıyorsa açıkça söylüyor ve ifade ediyor. Bir Kürt aydını ve politikacısı olarak İbrahim Güçlü PKK’ye muhalif olan bir insandır. A. Öcalan’nın düşünce, ideoloji ve stratejisini eleştirmektedir. Bu özgürce düşünme hakkından başka bir şey değil. Eğer eleştiri olmasaydı bilim, Rönesans ve modernite diye bir şey olabilir miydi? Bu nedenle bazen acı da olsa eleştiriye tahammül fazilettir. Düşünce ve eleştiriye karşı saldırı haksız, özgüven yoksunu ilkel insanların işi olabilir ancak. Peki, acaba Aram Masisi denen kişi kimdir? JİTEM’in her şeyini bilen,JİTEM müdürü gibi davranan bu şahıs nerden gelir, nerde kalır, kime hizmet eder? Nasıl olur da JİTEM’den haber olur, JİTEM’e kimin girip çıktığını nasıl bilir? Acaba bay Masis, adı var kendisi yok olan ‘hayali’ bir JİTEM’den nasıl bu kadar haberdardır? Öyle görünüyor ki Masis suçüstü yakalanmış durumda. Kamuoyu Masis’in peşini bırakmayacak. Ancak ondan öte PKK/KCK Konseyi Masis’in bu tavrı üzerinde durmalı ve ondan hesap sormalıdır. Bu konuda her açıdan muhatap olan PKK/KCK’dir. İbrahim Güçlü’ye kimden ve nerden bir kötülük gelirse bunun sorumlusu PKK olacaktır. Bu nedenle PKK sessiz kalmamalı ve biran önce kamuoyunu aydınlatmalıdır. Eğer PKK’nin İbrahim Güçlü’yü ‘susturma’ yönünde bir kararı varsa, bunun bir an önce açıklığa kavuşması gerekir. Yok değilse, o zaman söz konusu kişi bu güç ve kudreti kimden almaktadır? Acaba bu kişi de Diyarbakır patlamasında olduğu gibi ‘kendi inisiyatifi’ ile mi davranmaktadır? Böyle de olsa bu durum açıklığa kavuşmalı. Eğer PKK’den habersiz olarak Güçlü’nun susturulması kararı verilmişse o zaman Masis’ten hesap sorulmalı, teşhir ve tecrit edilmeli ve kamuoyu aydınlatılmalıdır. Bizin PKK/KCK’den beklentimiz budur. Yok eğer Masis denen kişi PKK adına ve merkezi bir kararla bu yazıyı yayınlamışsa, o zaman bu da dürüstçe açıklanmalıdır. Bu konudaki sessizlik kabul etmek anlamına gelir. Kamuoyu bu tavrın ne kadar tehlikeli olduğunu unutmamalı. Bu antidemokratik, totaliter ve teröristçe bir yaklaşımdır. Bu tür antidemokratik ve ilkel yöntemlerle hiçbir hareket ya da millet amacına ulaşamaz. Bu davranışlar halkımız içinde düşmanlıkları, ayrılıkları ve güvensizlikleri derinleştirir. Bunun yalnızca Kürt halkının düşmanlarının çıkarına olduğunu ve onları mutlu ettiği herkes bilir.Ne yazık ki PKK’nin Kürt kadro ve yurtseverlerine yönelik saldırı ve tehditleri yeni değil. PKK’nin bu yöndeki sicili ve pratiği temiz değil. Bu çerçevede bir kez daha, PKK’ye, sivillere, yurtsever, aydın ve farklı düşünen insanlara karşı sürdürdüğü saldırgan tutum üzerinde düşünme ve bu tür yöntemleri terk etme çağrıda bulunuyoruz. Aynı zamanda bu tür saldırılara karşı tutum alınmasını ve kınanmasını diliyoruz. Kürt vicdanı ve aydınları sivillere karşı gerçekleştirilen eylemlere şiddetle karşı çıkmalı ve kınamalıdır. Bugün İbrahim Güçlü’nün karşılaştığı şey yarın bir başkasının önüne çıkar Bu nedenle ‘Ben de İbrahim Güçlü’yüm’ kampanyasını geliştirelim lusal ve uluslar arası kurum ve kurumların dikkatini çekelim. Bu durumun son olması için gerekli duyarlılığı geliştirelim. TEVKUR olarak İbrahim Güçlü’ye yapılmış bu saldırıyı kendimize yapılmış sayıyor, bunu şiddetle kınıyor ve ‘hepimiz İbrahim Güçlü’yüz’ diyoruz.      Diyarbakır 01.02.2008 KÜRT ULUSAL BİRLİK HAREKETİ (TEVKURD)YÜRÜTME KURULU  

hepiniz ibrahim güclü olun ne war bunda.sizin bu actiginiz kunu ne kadar kürt oldugugnuzu güsterir.ates olsaniz düstünüz yeri yakarsiniz.nedir bu meydan okumaniz.neden bu miletin barisini istemiyorsunuz.herkes herkesi elstirebilir.siz abartiniz artik bu isi.inceldi yerde kopsun diyecegim ikimizin de zararina olur.ibrahim güclünün hic mi hatasi yok bu iste?bu kadar düsmanlarimiz warken size ne oluyor?

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.